Yorumlu Haberler

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 15 Ara 2010 14:48:06
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Öğretmenleri ayağa kaldıran sözler

Ak Parti’li Halide İncekara “Öğretmenlerin, sınıfa girdiğinde çocuğa şiddet uygulamayacağını düşünmek mümkün mü?” dedi. Eğitim-Sen “Öğretmeni eli sopalı bir şiddet öznesi olarak görmek kabul edilemez” açıklaması yaptı

14 Aralık 2010

................
Milliyet

( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )


ben daha diyecek bir şey bulamıyorum. en azından kendi gibi davranmış da sağ gösterip sol vurmamış. ben buyum, böyle konuşurum diyebilmiş. bu nedenle tebrik ediyorum ( :o >:( )

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 16 Ara 2010 11:42:05
Kim demiş Milli Eğitim çalışmıyor diye? İşte bakın:

'Alo Üşüdüm' hattı

15.12.2010 17:45

Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nden 'Alo Üşüdüm' hattı!

Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü, kış şartlarında okullarda baş gösteren ısınma sorununu çözmek için 'Alo Üşüdüm' ihbar hattı kurdu. Öğrenci ve veliler, ısınma problemi olan okulları, '353 30 56 nolu Alo Üşüdüm' hattını arayarak şikayette bulunabilecek.

'Alo üşüdüm' hattının il genelindeki bütün okulları kapsadığını belirten İl Milli Eğitim Müdür Vekili Seyit Ali Büyük,"Öğrencilerin soğuktan etkilenmemeleri için 'Alo üşüdüm' ihbar hattını devreye soktuk. Başta yakıt ihalelerinin geç yapılması olmak üzere çeşitli sebeplerle kaloriferi yanmayan okulda öğrenim gören öğrenci ve veliler bu hattan Milli Eğitim Müdürlüğü'ne şikayetini iletebilecek. İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde kurulan 'Alo Üşüdüm' hattında 6 kişi görev yapacak. Şikayetleri alan operatörler şikayetleri anında yetkililere bildirecek."dedi.

Tolga YANIK- KONYA- DHA

Çok merak ediyorum, yakıt parasını kim ödeyecek?

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 17 Ara 2010 09:35:24
Töre

Elif Şafak   16 Aralık 2010 Perşembe

YER İstanbul. Büyük, hareketli, eşi benzeri olmayan şehir. Hiç dinmeyen bir akış, kanıksadığımız bir karmaşa. Semtlerden Fatih. Televizyonlarda, radyolarda, gazetelerde kısacık bir haber. Gencecik iki insan öldürüldü. Farklı dinlerden geldikleri halde birbirlerini sevmeye cüret ettikleri için. Âşık olup, evlenip bir yuva kurmaya kalktıkları için. Birlikte bir dünya yaratabileceklerine inandıkları, beraber bir hayal kurdukları için. Aşk, çok görüldü onlara. Mutluluk, çok görüldü.
Batmanlı kuyumcu Müslüman Zekeriya ile Ermeni eşi eczacı kalfası Soney yakışmışlardı birbirlerine. Nice zorluğu göze alarak sevenlerdendi onlar. Rüzgâra karşı. Akıntıya karşı. Aileler karşı çıkmıştı bu evliliğe. İtiraz etmiş, vazgeçirmeye çalışmıştı. Nafile. Gençler daha da kenetlenmiş, gizlice evlenmişlerdi. Sonrası... Pusu. Barışıp helalleşmeye geldiklerini sanırken aslında pusuya düşürüldüler.
Bu ne ilk, ne son. Türkiye'de hemen her ay birkaç töre cinayeti haberi basına yansıyor. İsimler, resimler, hikâyeler farklı ama hepsinde ortak bir özellik var: Gençlerin en yakınlarındaki insanlardan gördükleri tahammülsüzlük. Adına "töre" deyip orada bırakıyoruz. Konuşuyor ama analiz etmiyoruz. Üzülüyor ama çözüme yönelik adımlar atmıyoruz. Sonra kapanıyor bir dosya daha, unutuluyor. Ta ki yeni bir hadiseye kadar.
Oysa bildiklerimiz meselenin sadece konuşulan, duyulan boyutu. Ya bilinmeyenler? Türkiye'nin Doğu'sundan Batı'sına bugün "töre cinayeti" adı altında nice sarsıcı vaka yaşanmakta. Meselenin temellerini geniş çapta analiz etmemiz için illa da cinayet boyutuna taşınması mı gerek? Zekeriya ile Soney'in trajik hikâyeleri bir yanıyla son derece sıradışı. Ama bir yanıyla da tekrar tekrar yaşanan bir zincirin halkası. Gene de biz, hepimiz, her hadiseyi münferit bir olay gibi görüp birkaç gün konuştuktan sonra bir kenara bırakıyoruz.
Şu temel soruyu kendi kendimize sormuyoruz: "Tüm bunlar neden oluyor? Gelecek kuşakların benzer acılar yaşamamaları için ne yapmalı? Şu anda, şimdi. Gazeteciler, doktorlar, siyasetçiler, yazarlar, sanatçılar, biz ne yapabiliriz?" Zira şu haliyle töre cinayetlerine gösterdiğimiz ilgi eften püften, taşıdığımız duyarlılık bir sabun köpüğü. Öylesine geçici, zayıf, yapmacık. Şimdi var, yarın yok. Uzaktan "cık cık"larla, "vah vah yazık"larla, geç kalınmış "eyvah"larla daha uzun süre çözemeyiz biz bu sorunu.
Peki daha kaç gencimiz, kendi ailesinin şiddetine hedef olacak? En yakınlarının? Daha kaç cinayet işlenince bizler bu konuda kolektif bir bilinç, ortak bir duyarlılık gösterebileceğiz?
"Töre" kelimesinde gereksiz bir ağırlık var. Hantal, kallavi, durağan. Sanki bir heyula damga. Kilitli bir kapı. Açılmıyor. Çıkmaz sokak. Ötesine geçilmiyor. "Töre" dendi mi susuyor, fazlasını kurcalamıyoruz. Halbuki töreler insanlar için var. İnsanların mutluluğu, muhabbeti, iyiliği, düzeni, selameti için. Bunlara uymayan töreleri sorgulama ve silkeleme zamanı gelmedi mi?
Camilerde verilen hutbelerde, Meclis kürsüsünde, üniversite kampuslarında, gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında, kolektif ve içten bir çabayla bu zihniyeti aşmalı. Artık çoktan zamanı. Her köhne kalıp gibi insana kıyan töreler de değişebilir, değişir.

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 17 Ara 2010 14:31:26
Zorunlu din dersine mahkeme kararıyla bir DURDURMA DAHA

17/12/2010 13:32

İzmir 1. İdare Mahkemesinin zorunlu din dersi uygulamasının yürütmesini durdurduğu, kararın Bölge İdare Mahkemesi tarafından da onaylandığı bildirildi

İzmir'de, bir ilköğretim okulu öğrencisinin din derslerine girmemesi için açılan davada, İzmir 1. İdare Mahkemesinin zorunlu din dersi uygulamasının yürütmesini durdurduğu, kararın Bölge İdare Mahkemesi tarafından da onaylandığı bildirildi.

Öğrenci velisi Gökalp Öztürk, MAZLUMDER İzmir Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısında, Güzelbahçe'de bir ilköğretim okulunda öğrenim gören çocuğunun din dersine girmemesi için eğitim sezonu başında İl Milli Eğitim Müdürlüğüne başvurduklarını, başvurularının “Din eğitimi zorunludur” gerekçesiyle kabul edilmediğini belirtti.

Bunun üzerine dava açtıklarını ifade eden Öztürk, “Gayrimüslimler için din dersi zorunlu değil. Gayrimüslimler dışında kalanlar da çocuklarının din dersi almasını istemeyebilir. Dava gerekçemiz, dini nedenlere dayanmıyor. Mevcut durum, eşitliğe aykırı. İtirazımız, din dersinin zorunlu olması” dedi.

Avukat Halit Çelik de dava sürecinin devam ettiğini belirterek, İzmir 1. İdare Mahkemesinin zorunlu din dersi uygulamasının yürütmesini durdurduğu, kararın Bölge İdare Mahkemesi tarafından da onaylanması üzerine Öztürk'ün çocuğunun din derslerine girmediğini kaydetti.

MAZLUMDER İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Suphan Erkan ise devletin vatandaşlarına herhangi bir inancı, dini veya ideolojiyi dikte etmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, İzmir 1. İdare Mahkemesinin kararını olumlu bulduklarını ve talebe bağlı olmaksızın genel bir uygulamaya dönüştürülmesini devlet kurumlarından beklediklerini dile getirdi.

Radikal

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 19 Ara 2010 16:39:34
Meslek liseleri özel sektöre devredilecek!
19.12.2010 - 14:45


Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir, endüstri meslek liselerini özel sektöre devredeceklerini açıkladı.

AKP, eğitimi piyasaya tabi kılmakta eşi görülmemiş bir adım atmaya hazırlanıyor. Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Birol Aydemir’in söylediğine göre hükümet, endüstri meslek liselerini özel sektöre devredecek.

Okullarda Milli Eğitim, sanayi ve ticaret odası ile Çalışma Bakanlığı'nın olduğu üçlü bir yönetim modeli oluşturulacağını söyleyen Aydemir, bununla hedeflenenin patronların liselerde ihtiyaç duydukları vasıfta eleman yetiştirmeleri, böylece bu okullardan mezun olacak gençlere istihdam sağlanması olduğunu ifade etti.

Birol Aydemir, "Meslek liselerindeki teçhizatın yenilenmesi ve okul saatinden sonra sanayi ve ticaret odalarının açacağı kurslara; meslek liselerinin işverene, özel sektöre devri için pilot proje olarak bakıyoruz" diye konuştu.

Koç Üniversitesi ve TÜSİAD'ın kurduğu Ekonomik Araştırma Forumu'nda konuşan Müsteşar Aydemir, “Devletin artık meslek liselerinden çıkması lazım. Sanayici 'Aradığım elemanı bulamıyorum.' diyor. Bu projeyle sanayici aradığı elemanı meslek lisesinde yetiştirecek. Her yıl 200 bin kişinin kurs göreceği ve 5 yıl sürecek proje sonunda 1 milyon kişi iş sahibi olabilecek. Kursu bitiren sınava tabi tutulacak. Fireler dışında bu projenin yüzde 90 istihdama dönüşmesini ve 900 bin kişinin ara eleman olarak sanayide işe başlamasını hedefliyoruz” dedi.

Söz konusu kursların tüm giderleri ise Çalışma Bakanlığı bütçesinden ödenecek.

(soL - Haber Merkezi)

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 20 Ara 2010 11:50:39
Türkiye bu öğretmeni konuşuyor

19.12.2010 09:31

Samsun'da özel bir dershanede matematik öğretmenliği yapan Nurtaç Kozak, uyguladığı ilginç yöntemlerle öğrencilerine matematiği öğretmeye çalışıyor.

Samsun'da özel bir dershanede matematik öğretmenliği yapan Nurtaç Kozak, uyguladığı ilginç yöntemlerle öğrencilerine matematiği öğretmeye çalışıyor. Müzik eşliğinde ve ilginç hareketleriyle formülleri öğretmeye çaba gösteren Nurtaç Hoca'nın öğrenciler tarafından çekilen görüntüleri internette tıklanma rekorları kırıyor.

Nurtaç Kozak, ders anlatımı sırasında uyguladığı ilginç yöntemler sayesinde üniversiteye hazırlanan öğrencileri matematiği sevdirmeye çalışıyor. Nurtaç Hoca, müzik eşliğinde ve yaptığı ilginç hareketlerle yaptığı ders anlatımı sayesinde dersini keyifli hale getirmeyi başarıyor.

Sosyal paylaşım sitesinde "Nurtaç Hoca Fun Club" adlı bir sayfası bulanan Nurtaç Kozak'ın görüntülerini izleyen diğer matematik öğretmenleri ders sırasında uygulanan bun yöntem sayesinde matematiğin öğrencilerin akıllarında daha kalıcı olacağı düşüncesinde olduklarını belirttiler.

Nurtaç Hoca'nın ders anlatımı sırasında öğrencileri tarafından çekilen görüntüleri internette tıklanma rekorları kırarken öğrenciler amaçlarının kendilerini matematiği sevdiren Nurtaç Hocalarını "Beyaz Show"a çıkarmak olduğunu belirttiler.

Öte yandan özel dershanenin diğer illerindeki şubelerinde eğitim gören öğrencilerin Nurtaç Hoca'dan matematik dersi görmek istediklerini fun club sayfalarına yazarak belirttiler.

MURAT VAROL - DHA
( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Çevrimdışı atasay15

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.483
  • 10.706
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.483
  • 10.706
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Ara 2010 12:02:06
evet facebookta daha önceden görmüştüm hocanın ders işleyişini ..

Çevrimdışı hulya_sahin49@h

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 106
  • 230
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 106
  • 230
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 Ara 2010 13:08:19
bence hareketlerle formüller pek alakalı gelmedi ama hoş olmuş

Çevrimdışı complex

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.433
  • 4.885
  • Müdür Yardımcısı
  • 4.433
  • 4.885
  • Müdür Yardımcısı
# 21 Ara 2010 16:55:21
SÖZLEŞMELERDE DAMGA VERGİSİ

657 Sayılı kanunun 4/B maddesine tabi Sözleşmeli Öğretmenler ile 4/C maddesine tabi Kısmi Zamanlı Geçici Personelden binde 8,25 oranında damga vergisi kesiliyor.

657 Sayılı D.M.K.’nun 4/B maddesi kapsamındaki Sözleşmeli Öğretmenler ile aynı kanunun 4/C maddesine tabi Kısmi Zamanlı Geçici Personeller ile her mali yılbaşında imzalanan sözleşmelerde 2010 yılı Brüt maaşın binde 8,25 oranında damga vergisi kesiliyor.488 sayılı Damga vergisi kanununun 1. maddesinde; “Bu konuda ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtlar damga vergisine tabidir.”
3. maddesinde; “Damga vergisinin mükellefi kâğıtları imza edenlerdir. Resmi dairelerde kişiler arasındaki işlemlere ait kâğıtların Damga vergisini kişiler öder” hükmü ve 15. maddesinde; “Damga Vergisi kâğıtlara pul yapıştırılması ve bu kanunda gösterilen hallerde basılı damga konulması veya makbuz verilmesi veyahut istihkaktan kesinti yapılması şekillerinden biriyle ödenir.” hükümleri nedeniyle okullarda görevli, 657 Sayılı D.M.K.’nun 4/B maddesi kapsamındaki sözleşmeli öğretmen ile aynı kanunun 4/C maddesine tabi kısmi zamanlı geçici personeller ile yapılan sözleşmelerde peşin olarak binde 8,25 oranında Damga vergisi Bordro üzerinden kesilecektir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 21 Ara 2010 18:51:11
Bursa’da bir otel, 24 ayar saf altın içeren yemek servisi yapmaya başladı.

Hayır, altının hiçbir tadı yok. Olay şov, gösteriş. Zaten otelin restoran sorumlusu da bunu teyit ederek, saf altının tadının olmaması nedeniyle “görselliği ön planda tuttuklarını” söylemiş.

Altın parçacıkları içeren yemeklerin fiyatları 110 ila 120 lira arasında değişecekmiş.

Otelin Bursa’daki AKP’lilerin de uğrak mekanlarından olması, partinin basın açıklamalarının genelde burada yapılması dikkat çekiyor.

(soL - Haber Merkezi)

Çevrimdışı gokseldeniz34

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.877
  • 3.718
  • 2.877
  • 3.718
# 23 Ara 2010 11:56:02
Zayıflamak ve forma girmek amacıyla içilen bitkisel çaylar, akut hepatitten siroza kadar ciddi karaciğer hasarına neden olabiliyor.
UZAKDOĞU’DAN GELEN ÇAYLARA DİKKAT
Prof. Dr. Nurdan Tözüm, son dönemlerde sıkça tüketilen zayıflama çaylarının özellikle yüksek dozlarda alındığında vücutta biriktiğini ve çayların içindeki alkaloit kimyasalının da karaciğer hücrelerine ciddi zarar verdiğini söyledi. Prof. Tözüm, “Uzakdoğu’dan gelen bir takım çayların karaciğerde hasara neden olduğunu önceden biliyoruz. Bu bitkiler, doğadan çıktıkları şekliyle alkaloit içeriyor ki bu madde karaciğer üzerinde toksik etkiye sahiptir”dedi.
.........

ZAYIFLAMAK İÇİN ÇAY İÇMEK DOĞRU DEĞİL
Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Tözüm’e göre, daha kaliteli bir yaşam için tüketilen bu ürünleri kullanırken sağlık üzerindeki etkilerinin farkında olmak büyük önem taşıyor. “Zayıflamak için çay tüketmemek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bunların içinde diüretik dediğimiz idrar söktürücüler var. Bunlar vücudun daha çok suyunu atıyor, oysa ki insan bol su içse aynı etkiyi sağlar ve daha sağlıklı olur. Yani tüketici, bu çayların bazı riskleri yanında getirebildiğini ve karaciğerlerinde akut ya da kalıcı hasar bırakacağını bilmeli.”
   


Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 23 Ara 2010 23:28:16
İşte Meclis'i geren 1. sınıf ödevi

İlkokul 1 sorusu: Şu harfleri kullanıp (e,l,a,t,i,n,o,r,m,u, k,ı,y,s) 5 tane cümle kurun

23.12.2010

Ankara'daki Şehit Bülent Göçer İlköğretim Okulu’nda 1. sınıf öğrencilerine verilen performans ödevi, Milli Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerine damga vurdu.

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce ve Nur Serter, henüz okuma yazma dahi bilmeyen çocuklara verilen 14 harfle, içinde 5’er cümle bulunan “anlamlı” 4 ayrı metin oluşturmalarını öngören ödevin aslında velilere verilmiş bir ödev olduğunu savundu.

Serter özel bir ekip kurmalarına karşın ödevi yapamadıklarını anlatırken, görüşmeler sürerken sözkonusu ödevi veren öğretmen ile görüşen Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, “Moralinizi bozmak gibi olmasın ama 1. sınıf öğrencilerinin tamamı ödevi başarıyla tam olara yapmışlar” bilgisini verdi.

Bunun üzerine İnce, Çubukçu’ya “Sayın Bakan, YÖK Başkanı ile birlikte 1 saat içinde o ödevi yapın, bütün eleştirilerimi geri alıp, Genel Kurul’u terk edeceğim” sözü verdi. Ancak Çubukçu, hayatındaki tüm sınavlardan başarıyla geçtiğini belirterek İnce’nin bu önerisini duymazdan geldi.

Nur Serter (CHP): Sayın Bakana ve bazı milletvekillerine dağıtmış olduğumuz ilkokul 1. sınıftaki bir öğrenciye verilen bir performans görevi... Bu görevi ben şahsen yapamadım. Bilemiyorum, Sayın Bakan siz yapmayı başardınız mı? Ama biz bir ekip olarak bu görevle ilgili çalıştık. Öğrenci sadece 1. sınıfta; 6 sesli, 6 sessiz harf öğrenmiş; daha okuma yazmayı bilmiyor. Bu 12 harften 5 tane anlamlı cümle oluşturacak. Bu 5 anlamlı cümlenin bir konu bütünlüğü olacak ve 5 anlamlı cümleden dört tane metin oluşturulacak... Zaten bu ödev de öğrenciye değil, veliye verilmiş. “Sayın veli” diyor görevi veren öğretmenler “Performans görevin için yapacaklarını öğrencimize okumanız önemlidir.” Yani görev kiminmiş? Velininmiş. Böyle bir eğitim anlayışıyla öğrencinin nasıl bir özgüven kaybı yaşayacağı ve eğitimden nasıl uzaklaşacağı konusunda bir örnek olması nedeniyle, bilmediğini düşünerek Sayın Bakanımıza bu konuyu aktardım ve gerçekten merak ediyorum, bu ödevi bu Mecliste yapabilecek kaç kişi acaba çıkacaktır.

Nimet Çubukçu (Milli Eğitim Bakanı): Fatma Nur Serter Hanım’ın ve Muharrem İnce Bey’in dile getirdiği bir ödev, ilkokul birinci sınıf performans ödevine ilişkinÖ Gölbaşı Şehit Göçer İlköğretim Okulunda verilmiş performans ödevini ben yapamadım”, yani Sayın Serter “Ben de yapamadım” dedi... Okuldaki öğretmenimizden bilgi aldık, bu konuda bu soru yardımcı kaynak kullanılarak verilmiş bir performans ödevi. Ama ben her şeye rağmen merak ettim, birinci sınıflarda uygulanmış, dört şubede 120 öğrenci öğrenim görüyor, bütün öğrenciler bu ödevi doğru olarak anlamış ve yapmışlar.

Muharrem İnce (CHP): İnanıyor musunuz? Aileleri yaptı Sayın Bakan.

Çubukçu: Sizin moralinizi bozmak gibi olmasın ama Sayın İnce, ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin hepsi bu ödevi tam olarak yapabilmişler.

İnce: Siz yapın bunu, bir saat içinde siz yapın, bütün eleştirilerimi geri alacağım.

Çubukçu: Ben yaparım Sayın İnce.

İnce: Size 1 saat süre, siz YÖK Başkanıyla beraber yapın, eleştirilerimi geri alacağım.

Çubukçu: Ben üniversite sınavında dereceye girerek girdim. Sizin derecenizi merak ediyorum, burada paylaşırsanız. Dolayısıyla, ben gireceğim bütün sınavlara girdim, başarmamam gereken konuları da başardım.

İnce: Şimdi, elli yaşına yaklaştık, o performans ödevini bir saat içinde yaparsanız şu Genel Kurulu terk ederim, bir daha girmem, söz veriyorum.

Çubukçu: Şimdi, burada sınav başarılarını yarıştırmayalım.

İnce: Hayır, siz onu bir saatte yapın, terk edip gideceğim burayı.

İŞTE O ÖDEV

Bakan Çubukçu ile CHP’liler arasında tartışmalara yol açan “performans ödevi” şöyle: “Öncelikle verilen harfleri İnceleyiniz (e,l,a,t,i,n,o,r,m,u, k,ı,y,s). Her birinde 5’er cümle bulunan metin tabloları oluşturunuz. Toplam 4 metin tablosu oluşturunuz. Metin tablolarını renkli kalemlerle özgün olarak belirlediğiniz ebatlardaki renkli kartonlara hazırlanmış kılavuz çizgilere renkli kalemlerle yazabilirsiniz. Yazdığınız her metne bir başlık bulunuz. Kurduğunuz cümlelerin arasında anlam bakımından bütünlük olmasına dikkat ediniz. Yazdığınız metni görsellerle (resim) destekleyiniz. Göreve uygun bir kapak hazırlayınız.” (Milliyet)

( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 24 Ara 2010 10:31:27
Radikal ve TTNet işbirliğiyle yeni yarışma: Öğretmenler üretiyor

24.12.2010

Radikal'in desteklediği 'Öğretmenler Üretiyor' yarışması başladı. Yarışmaya katılan öğretmenlere Radikal 1 ay boyunca ücretsiz.

İlköğretim öğretmenleri kendi yarattıkları alternatif ders işleme yöntemleriyle yarışacak. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Radikal Gazetesi, SEBİT, TTNET ve Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV) ‘Öğretmenler Üretiyor’ Ders İşleyiş Yarışması düzenliyor. Yarışma kapsamında eğitimciler ders anlatımlarını videoya kaydedecek. En özgün ve yaratıcı olan kazanacak. Ayrıca yarışma süresince öğretmenler, eğitim sürecinde karşılatıkları sorunlarla ilgili her türlü sorunun cevabını Radikal’de bulacak.

Yarışmanın amacı öğretmenlerin, ders işleyişi konusunda meslektaşlarına örnek oluşturacak, eğitsel yaklaşımlara uygun, yaratıcı çalışmalarını sergileyip paylaşmalarını sağlamak. Eğitimcilerin kendi alanlarında seçip anlattıkları derslerin videoları MEB tarafından desteklenen, SEBİT tarafından geliştirilen ‘vitamin öğretmen’ portalında yayımlanacak. vitaminogretmen.com tüm öğretmenlerin ücretsiz olarak yararlanabildikleri bir site.

En iyi anlattığını anlat
SEBİT Genel Müdürü Ahmet Eti, “Herkes en iyi anlattığını düşündüğü konuda bir video çekecek. Değişik materyaller, cihazlar kullanmasına gerek yok. Tahtada, herhangi bir yerde veya bahçede konuyu anlatıp, çekip bize yollasınlar. Öğretmenler rahat olsunlar ve yaratıcılıklarını kullansınlar. Videolar öğretmenler, akademisyenler ve çeşitli kademelerden kişilerin olacağı jüri tarafından değerlendirilecek. Kazanan öğretmenlere Amerika’da workshop fırsatından okullarına ücretsiz vitamin ve akıllı tahta gibi pek çok ödülümüz var” dedi.

Soru ve yanıtlar haftada 3 gün Radikal’de
Yarışmanın yanı sıra eğitimcilere rehberlik desteği de verilecek. Mesleki gelişim, sınıf yönetimi, bilgisayar destekli eğitim gibi konularda öğretmenler sorularının cevaplarını Radikal’in ‘Öğretmenler Üretiyor’ köşesinden öğrenecek. Uzmanların yanıtları Radikal Gazetesi ve ‘vitamin öğretmen’ portalı üzerinden aktarılacak. Yanıtlar salı, perşembe ve cumartesi Radikal’de yayımlanacak.

Başvurular 28 Şubat’a kadar devam ediyor
Yarışma, kamu ve özel ilköğretim okullarında görev yapan 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe, matematik, sosyal bilgiler, fen ve teknoloji branş öğretmenleri katılabilecek. Başvurular, 20 Aralık’ta başladı, 28 Şubat 2011’e kadar devam edecek. Başvurular [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] üzerinden yapılacak. Videoların süresi en fazla 10 dakika olacak ve bir öğretmen üç video ile yarışmaya katılabilecek. Sonuçlar 21 Haziran’da belli olacak. Katılım koşulları, video çekimiyle ilgili ayrıntılı bilgi için: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Ücretsiz Radikaller okula teslim edilecek
Yarışmaya katılan her öğretmene 1 Ocak-28 Şubat tarihleri arasında ücretsiz Radikal Gazetesi verilecek. Gazeteler öğretmenlerin çalıştıkları okullara teslim edilecek.

 Radikal

( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 24 Ara 2010 16:08:27
İstiklal Marşı'nda 'Telif' Krizi Sona Erdi
     

Alman Meslek Birliği'nin İstiklal Marşı için telif talebinde bulunması üzerine çıkan kriz, kuruluşun talebini geri çekmesi üzerine sona erdi.

 
Türkiye Musiki Eserleri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM) Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Demir, Alman Meslek Birliği GEMA'nın, bundan sonra İstiklal Marşı ile ilgili olarak herhangi bir telif talebinde bulunulmayacağını bildirdiğini ve özür dilediğini duyurdu.

Faruk Demir, yaptığı yazılı açıklamada, MESAM'ın, İstiklal Marşı için
Alman şirketin telif talep etmesiyle ilgili yaptığı çalışmaların sonuçlandığını belirtti.

Demir, şunları kaydetti: “Alman Meslek Birliği GEMA, bundan sonra İstiklal Marşı ile ilgili herhangi bir telif talebinde bulunulmayacağını bildirdi ve özür diledi. İstiklal Marşı'nın telif haklarıyla ilgili yaşanan sorun sona erdi. GEMA Dokümantasyon Direktörü Jacob de Ruiter'den, MESAM'a gönderilen yazılı açıklamaya göre, hem Sikorski Hans Musikverlag Gmbh-Co. isimli editör firma, hem de GEMA, İstiklal Marşı ile ilgili herhangi bir telif hakkı talep etmeyecek. Açıklamanın sonunda, 'Milli Marşınızla ilgili böyle bir konunun gündeme gelmesinden çok üzüntü duyduk. Bu sebeple, bu durumun neden olmuş olabileceği rahatsızlık ve karışıklıktan dolayı en samimi özürlerimizin kabulünü dileriz' şeklinde bir ifade yer almıştır.”

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 24 Ara 2010 16:08:57
Engellilere Merkezi Sınav Sistemi Geliyor
     

Engellilerin kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmaları için kurumlarca yapılan sınavlar yerine ''Merkezi Sınav Sistemi'' getirilmesi planlanıyor.

 
Özürlüler İdaresi Başkanlığı, engellilerin istihdamda yaşadıkları problemleri en aza indirgemek ve farklı engel grupları arasında yaşanan haksız rekabeti önlemek amacıyla ''Merkezi Sınav Sistemi'' oluşturmaya hazırlanıyor.

Engellilerin, tek bir sınavla kamu kurum ve kuruluşlarına atanmalarının önünü açacak bu sistem için bir çalışma hazırlayan Özürlüler İdaresi Başkanlığı, merkezi sınavla, engelli kontenjanı açık olan kurum ve kuruluşlarca yapılan sınavlarda kurumların personel ve teknik donanım eksikliklerin giderilmesini, özür gruplarına uygun sorular hazırlanmasını ve ulaşılabilirlikleri konusunda yaşanan aksaklıkları gidermeyi öngörüyor.

Sınavların kimi zaman birkaç kişilik sınırlı sayıda personel için açıldığı, buna karşın alınacak sayının oldukça üstünde başvuru yapıldığına işaret edilen çalışmada, ayrıca bu sınavların belirli illerde yapılması nedeniyle, başka ilden müracaat eden engellilerin sınav yerlerine ulaşımları ve konaklamalarında maddi külfet oluşturduğu vurgulanıyor. Çalışmada, ''ayrı zamanlı ve merkezi sistemle yapılacak'' sınavların birçok kurumda açık bulunan engelli devlet memuru kadrolarının da bir an önce doldurulabileceğine işaret ediliyor.

Çalışmada, merkezi sistem sınavın ÖSYM ya da Milli Eğitim Bakanlığınca yapılması öngörülüyor. Sınav sonuçlarına göre, engellilerin kamu kurum ve kuruluşlarındaki kadrolara atanması planlanıyor.

Engel gruplarının kendi aralarında rekabet etmesini sağlayacak çalışmayla, kurumların engelliler için ayrıca sınav yapmasına gerek kalmayacak.

İlgili bakanlıkların konuya ilişkin görüş alışverişinde bulunmasının ardından oluşturulacak yasa taslağının Meclis'te ele alınması öngörülüyor.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK