Yorumlu Haberler

Çevrimdışı smncn2009

  • B Grubu
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
  • 1.001
  • 3.698
  • Birleştirilmiş Sınıf
# 05 Oca 2011 19:17:23

Muhteşem Yüzyıl (rezalet) başlıyor !

Kamuoyu, son günlerde Show Tv'de seyrettiği bir dizinin fragmanının şokunu yaşıyor. Yakında yayına başlayacak dizinin adı "Muhteşem Yüzyıl". Dizi, iddiaya göre Dünya'nın "muhteşem" adıyla andığı Osmanlı Devleti'nin en parlak döneminin padişahı, Kanuni Sultan Süleyman Han'ı konu ediniyor. Fragmanlarda çizilen Kanuni portresi ise gerçeğin tam tersi.

Günlerdir Show Tv ekranlarında dönen fragmanlarla, Kanuni Sultan Süleyman, zevk ve eğlence düşkünü bir padişah biçiminde resmediliyor.
Mehmet Niyazi, Yavuz Bahadıroğlu ve Prof. Dr. Semavi Eyice gibi Türkiye'nin önde gelen tarihçileri, bunun geçmişimize yapılan büyük bir saygısızlık olduğunu vurguluyorlar. Tarihçiler, kanuni Sultan Süleyman'ın, 600 yıl dünyaya adaleti ile hükmetmiş büyük devletin, dünyada bugün bile saygı ile anılan en önemli padişahlarından biri olduğunu hatırlattılar. Tarihçi - yazar Mehmet Niyazi, Osmanlı padişahları ile ilgili çok önemli bir noktaya dikkat çekti. Niyazi'ye göre Kanuni Sultan Süleyman bir dahi idi. Dizi tanıtımlarında anlatılanları "iftira" olarak niteleyen tarihçiler, bu hakareti "milletin vicdanı kabul etmez" görüşünde.
Yüzyıllık rezalete 'muhteşem' tepki

Kanuni Sultan Süleyman'ı 'kadın düşkünü', saray haremini de 'cariye yuvası' olarak yansıtan 'Muhteşem Yüzyıl' dizisine tepki yağıyor. Show TV'de başlayacak dizi için yapımcıları e-mail bombardımanına tutan izleyiciler, sosyal paylaşım sitelerinde "Muhteşem Rezalet" kampanyası başlattı.

Osmanlı tarihini çarpık harem anlayışına mahkum bir anlayışla yansıtan 'Muhteşem Yüzyıl' adlı diziye, sosyal paylaşım sitelerinde tepki yağıyor. Kanuni Sultan Süleyman'ın hayatını anlatma iddiasıyla 05 Ocak'ta yayınlanmaya başlayacak dizi,internetsitelerinde binlerce kullanıcı tarafından 'Muhteşem Rezalet' başlığı altında protesto ediliyor. Tartışmalı dizinin reyting kaygısıyla cinselliğe boğulan ve tarihi gerçeklerden uzaklaştırılan senaryosunun dün Yeni Şafak'ta gündeme getirilmesinin ardından sosyal paylaşım sitelerinden protesto sesleri yükselmeye başladı..

KANUNİ'Yİ 'HAREM'E GÖMEMEZLER

Diziyle ilgili ilk tepkiler tarihçilerden geldi. Batının Osmanlı paradigmasından daha sakat bir bakış açısıyla dizinin çekildiğini söyleyen Kanuni kitabının yazarı Oktay Tiryakioğlu, salt reyting kaygısıyla çekilen dizinin tarihi saptıracak yönlendirmelerle dolu olduğunu söyledi. Tarihçi yazar Mustafa Armağan da Kanuni'nin içki içtiğine dair tarihi belgenin olmamasına rağmen, dizide bunun kullanılmasının yanlış olduğunu dile getirdi. En sert tepki ise Yazar Yusuf Kaplan'dan geldi. Aynı zamandaİstanbulKültür Başkenti Ajansı'nın Sinema Direktörü olan Kaplan, "Kültürden yoksun cahil insanların işi" diyerek sert eleştirilerde bulundu.

YAPIMCILARA TEPKİ YAĞIYOR

Diziyi protesto etmek isteyen internet kullanıcılarından bazıları sosyal paylaşım ağı Facebook'ta "Muhteşem Yüzyıl Adlı Rezalet Diziyi Protesto Ediyoruz!" grubu oluşturulurken, gruba ilk günde yazılan yorum sayısı bini buldu. Yapımcılara mektup da yazan izleyiciler, yazdıkları mektupta şu ifadelere yer verdi: "BizlerFacebookgibi sosyal platform da yüzbinlerce üyesi olan sayfa ve Osmanlı torunları olarak, ecdadımızın kemiklerini sızlatacak hiç bir etkinliğe, oluşuma izin vermeyeceğimizi sizlere ilan ediyoruz"

Olmayan harem dünyası

Yapımcılığını Timur Savcı'nın üstlendiği dizide, 10. padişah Kanuni Sultan Süleyman'ın sözde hayatı anlatılıyor. 5 Ocak'ta Show TV ekranlarında seyirciyle buluşacak olan dizide, Kanuni'yi Halit Ergenç canlandırırken, Valide Sultan'ı ise Haziran Gecesi, Aşk-ı Memnu gibi dizilerde oynayan Nebahat Çehreoynuyor. Dizi için hazırlanan dört ayrı fragman da Kanuni'nin olmayan "harem dünyası" ön plana çıkartılıyor. Eleştirmenler reytingi adına popüler oyuncuların dizi için toplatıldığını ve aynı kaygıyla, tarihi gerçeklerin çarpıtılarak senaryonun çok tartışılacak hale getirildiğine vurgu yapıyor.

İzlemeyin izlettirmeyin

Diziyle ilgili vatandaş internette tepkilerini dile getiriyor. Sosyal paylaşım ağında ve dizinin fan sitesine tepkilerini yazan internet kullanıcıları dizinin yayından kaldırılmasını istiyor.

* Büşra BuLut: "ELimizde sadece tertemiz ve şanLı tarihimiz kaLmıştı..Bi ona dokunamamışLardı Bu qüne kadar ama maaLesef qörüyoruz ki ecdadımızı da kirLetmeye çaLışıyoLar...

* Çağrı Aygül: "şerefli tarihîmizi 6 asır devam ettirdik bunlar 50 bölümde kirletememeli.!!"

* İhsan Alkan: "Haremlik selamlık dizisi çekeceğinize bi istanbulun fethi filmini çekin.dünya tarih ezberlesin 29 Mayıs 1453"

* Sinan Gürbüz: "butun benlıgimle kınıyorum bunu tek sekılde protesto edebılırz ızlemıyerek ve ızletmıyerek reytıngı duşuk oldumu yalan olur saygılarımla"

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 06 Oca 2011 10:59:55
Hem öğrenci, hem öğretmen mutsuz

Eğitim- Sen: "YİBO'larda hem öğrenci, hem öğretmen mutsuz"

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim- Sen) Adana Şube Başkanı Güven Boğa, ülke genelinde 574 Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda (YİBO) eğitim gören 265 bin öğrencinin beslenme ve barınma sorunları ile 13 bin 571 öğretmenin ağır çalışma koşullarından kaynaklanan sıkıntılarının görmezden gelindiğini ileri sürerek, “YİBO'larda öğrenciler aç ve üşüyor, öğretmenler mutsuz” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın YİBO’ları ‘üvey evlat’ gibi gördüğünü öne süren Güven Boğa, Eğitim Sen’in 5 yıl önce ortaya koyduğu çözüm önerilerinin dikkate alınmamasından yakındı. YİBO’ların, kırsal kesimde okulu olmayan köy ve köy altı yerleşim birimlerinde bulunan çocuklar ile maddi imkanlardan yoksun ailelerin çocuklarının ilköğretim hizmetlerine kavuşturulmasını sağlamak amacıyla açıldığını hatırlatan Boğa, “Yatılı ilköğretim okullarında okuyan çocukların yiyecekleri, giyecekleri, ders kitapları, defterleri, harçlıkları, ders araç ve gereçleri ile her türlü giderleri devlet tarafından karşılanmasına rağmen, YİBO’larda yaşanan sorunlara bugüne kadar kalıcı çözümler üretilememiştir. Esas olan her çocuğun kendi ikamet ettiği yerde okul, derslik ve öğretmen açığı sorununun giderilmesi ve bu yolla çocukların kendilerinin ve ailelerinin ikamet ettikleri yerlerde eğitim görmelerinin sağlanmasıdır. Bu sürecin bir an önce gerçekleştirilmesi için acil düzenlemeler yapılmalı ve YİBO’ların en kısa sürede kaldırılması hedeflenmelidir” diye konuştu.

ÖĞRENCİLER ‘AÇIK CEZAEVİ’ DİYOR

Öğrencilerin öğretmenleri rütbeli, kendilerini de vasıfsız birer asker olarak gördüğünü savunan Güven Boğa, YİBO’larda yaşanan sorunlarını şöyle sıraladı; “Yatakhanelerin koğuş olarak adlandırılması, YİBO’larda askeri mantığın yürütüldüğünü göstermektedir. Öğrencilerin derslerinden arta kalan boş zamanlarında, özellikle cumartesi ve pazar günleri pansiyonda kalmaları okulların ‘açık cezaevi’ olarak tanımlanmasına yol açmaktadır. Yemekhane şartları hijyenik olmayıp, personel yetersizliğinden dolayı öğrencilere temizlik yaptırılmaktadır. Yemekler, 6- 14 yaşlarındaki çocukların dengeli beslenmesi açısından uygun değildir, çoğu aç kalıyor, derslere yeterince beslenmeden başlanıyor. YİBO’lara atanan öğretmenlerin rehberlik ve danışmanlık alanlarında yetersiz oldukları görülmüş, öğrencilerin eğitim teknolojilerinden yeterince yararlanamadıkları görülmüştür. Özellikle kış şartlarının ağır geçtiği Doğu bölgelerinde öğrenci okul içinde hapis kalmakta, sosyal faaliyetlerde bulunabileceği spor salonu gibi yerler bulunmamaktadır. YİBO öğrencilerinde fazlaca ezilmişlik psikolojisi vardır. Öğrenciler kendisini değersiz hissetmekte ve ciddi sosyalleşme sorunları yaşamaktadır. Dolayısıyla bir özgüven eksikliği bütün öğrencilerde hakimdir. YİBO’lar rehberliğe en fazla ihtiyaç duyulan okullar olmasına rağmen birçoğunda rehber öğretmen bulunmamaktadır.”

BAŞARISIZ OLUYORLAR

Eğitim- Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa, YİBO öğrencilerinin aile özlemi duyduğunu ve birçoğunun bu yüzden okuldan kaçtığını, tatillerde de okulu erken terk edip, tatil sonrası okula geç geldiğini söyledi. 180 iş günü olan eğitim- öğretim yılının YİBO’larda 120 iş gününe kadar düştüğünü kaydeden Boğa, “Bu durum öğrencilerin başarısını olumsuz etkilemektedir. Yurtta, büyük yaştaki öğrenciler ile küçük yaştaki öğrencilerin aynı odalarda kalması çeşitli istismarlara neden olmaktadır. Yurtlardaki banyolar yetersizdir ve ortak kullanımlar çeşitli sorunlar yaratmaktadır.  Küçük öğrenciler günlük temizliklerini tam olarak yapamamaktadırlar. Bu yüzden bitlenme ve uyuz gibi sağlık sorunları yaşanmaktadır. Öğrencilere verilen kırtasiye malzemeleri yetersizdir. Öğrenciler velilerine istedikleri zaman ulaşamama sorunu yaşamaktadır. Özellikle Türk- İslam sentezi öğrencilere empoze edilmeye çalışılmaktadır. Tüm bu ağır çalışma koşulları da YİBO’larda görev yapan 3 bin 571 öğretmeni mutsuz ediyor” diye konuştu.
( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 09 Oca 2011 16:30:13
Dilovası kanserden ölüyor!

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Kocaeli'de sanayinin ortasındaki Dilovası'nda kanser oranı vahim boyutlara ulaşmış durumda.

Kanser oranının dünya ortalamasından 30 kat fazla olduğu Kocaeli'nin Dilovası İlçesinde son yapılan araştırma sürecin ne boyutlara geldiğini birkez daha gözler önüne serdi.

Ağır metal, kimya ve petrol fabrikalarının halkın barındığı yerleşim yerleriyle iç içe geçtiği Dilovası'nda daha önce yapılan araştırmalarda 100 kişiden 33 kişinin kanserden öldüğü ortaya çıkmıştı.

Yeni yapılan araştırma yine konuyu farklı boyutlarla gündeme taşıyan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı tarafından Kocaeli'de sanayinin en yoğun olduğu Dilovası ve sanayinin en az olduğu Kandıra bölgesinde hamile kadınlar üzerinde yapıldı. Çalışmaya katılan kadınların doğumlarında anne sütünden, çocuk dışkısı ve kanından alınan örneklerde, Dilovası'nda doğan çocukların vücudunda alüminyum, kadmiyum, çinko, kurşun ve demir gibi ağır metaller çıktığı görüldü.

Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu bölgede evleri gezerek son bir yılda yaşanan ölümlerin nedenlerini ailelerden ve hastaların hastane raporlarından aldıklarını, bu araştırmada ölenlerin çoğunluğunun kanserden öldüklerini saptadıklarını kaydetti.

Prof. Dr. Hamzaoğlu, "Dilovalılar cehennemde yaşıyorlar. Kandıra ile Dilovasında arasında inanılmaz bir fark var. Dilovası’ndaki anne ve bebekler cehennemin kurbanları. Vücutlarında kadmiyum, alüminyum gibi metaller var. Bunlar insan vücudunda doğal olarak bulunan metaller değildir" dedi. Dilovası bölgesinde doğan bebeklerin kakalarında ve annelerin sütlerinde ağır metalin yüksek olduğunu izlemeye başladıklarını da sözlerine ekledi.

Dilovası halkı 400’den fazla büyük ölçekli sanayi kuruluşunun içinde, fabrikalardan yükselen zehirli gazlar altında yaşam mücadelesi veriyor.

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 14 Oca 2011 10:36:27
Harem-Selamlık sanat lisesi

Mersin'deki Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi'nde, kız ve erkek öğrencilerin birbirlerine 45 santimetreden daha fazla yaklaşmamalarının istendiğini iddia eden veliler, okul önünde toplanarak uygulamayı protesto etti. 

Ali ŞEN- Mustafa İNSAN

MERSİN - İddiaya göre, Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi Müdürü İbrahim Tol, 2010-2011 eğitim yılının başlamasıyla birlikte, erkek ve kız öğrencileri sürekli sözlü şekilde uyararak, birbirlerine 45 santimetreden fazla yaklaşmamalarını istedi. Öğrenciler, bu durumu velilerine bildirdi, velilerin girişimleri de sonucu değiştirmedi.

’YEMEKHANELERİMİZ BİLE AYRILDI’ Bu sabah okul önünde toplanan kız ve erkek öğrencilerle, velilerden oluşan yaklaşık 100 kişi, uygulamayı protesto etti. Alkışlarla eylem yapan grup, birbirlerine 45 santimetre uzaklıkta durarak fotoğraf çektirdi. Bu uygulamanın kendilerini okuldan soğuttuğunu belirten öğrenciler, yaşadıkları sıkıntıları şöyle dile getirdi:

"Bu okula yeteneğimiz sayesinde geldik. Amacımız bilinçli birer sanatçı olmak. Ancak, bizi erkek ve kız diye ayırıyorlar. Bizler insanız. Okulda yemekhanelerimiz bile ayrıldı. Erkek ve kız öğrenciler birbiriyle konuşamıyor. Okul yurdunun içerisindeki erkek ve kızların kaldığı bölümler demir parmaklıklarla ayrıldı.

Yurt binasının bir kapısı olmasına rağmen, erkekler sağ taraftan, kız öğrenciler sol taraftan içeri alınıyor. Eskiden bireysel aldığımız enstrüman derslerine bu sene 3 öğrenci birden giriyor. Okulda ud öğretmenimiz yokken, haftada iki saat olan din dersi için 3 öğretmen bulunuyor. psikolojimiz bozuldu. Çizme giymemiz bile okul idaresi tarafından yasaklandı. Etek giyen kız öğrenciler için sıraların önüne ek tahta yapıldı."

1954’TEKİ FOTOĞRAFI GÖSTERDİ
Okulda torunu okuyan, adını açıklamayan yaşlı bir kadın veli, aynı okulda 1954’te ilkokul olduğu dönemde çekilmiş kız- erkek öğrencileri bir arada gösteren fotoğrafı göstererek, "Sene 2011. Bu çağda bu kafa ile bir eğitim. Çok yazık" dedi. Okul Müdürü Tol ile görüşmek isteyen, ancak, bunu gerçekleştiremeyen veliler, "Kendisi çocuklarımıza ’Birbirlerine 45 santim yaklaşmamaları’ ile ilgili bir bildiri olduğunu söylemiş. Biz de bunu kendisine sorduk. Ama cevap alamadık. Böyle bir şey laik Türkiye Cumhuriyeti’nde olabilir mi?" diye konuştular.

Okul Müdürü İbrahim Tol bu konuda görüşmeyip, okuldan dışarı çıkmazken, eylem nedeniyle okula gelen Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürü İhsan Dağ ise soruları yanıtsız bıraktı. (dha)
( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Çevrimdışı besiktaslı

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 608
  • 1.261
  • 608
  • 1.261
# 14 Oca 2011 10:48:30
dilovası kanserden ölüyor.... o haberi hem okudum hem de haberlerden izledim

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.896
  • 512.890
  • 32.896
  • 512.890
# 15 Oca 2011 01:47:07
Ekteki fotolarda, bu haftasonu Suadiye Bağdat Caddesi’ndeki Akbank’ta işlem yapmadan önce şans eseri fark edilen kart kopyalayıcıyı görmektesiniz...

Bu tip dolandırıcılığa maruz kalmamak için banka kartını yuvasına yerleştirmeden önce yuvayı el ile kontrol etmenizi orijinal yuvanın üzerinde plastikten bi yuva daha (kart kopyalayıcısı) olmadığını tespit etmenizi tavsiye ederim...

 

Çevrimdışı balamirkan

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.175
  • 7.932
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.175
  • 7.932
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 15 Oca 2011 10:04:19
Birilerinin Başına Gelen Gerçek Olay. Duyum, Rivayet Değil

aman Dikkat

telefon Geliyor: Şahıs Polis Olduğunu Söylüyor. Şu An Pkk Tarafından Takip Ediliyorsunuz. Hesaplarınız Takip Ediliyor. Ailenizin Hayatı Tehlikede. Pkklıların Yerini Tespit Edebilmemiz İçin Hesaba Para Yatırın Vs. Bu Arada Telefonu Kapatmasına İzin Vermiyorlar. Kapatırsan Çocuğunu Bir Daha Göremezsin Falan. Adam Çaresiz Yatırıyor. Aile Ağır Basıyor. Ancak 10.000tl Gidiyor. Şu An Savcılık Soruşturuyor. Polisler Bu Konularda Pek Oralı Olmuyor. Ancak Savcılık Kanalıyla Daa Hızlı İşliyor. Allah Kimseyi Düşürmesin. Polisler Hiç Bir Zaman Telefonla Para İstemezler

Çevrimdışı efe_muallim

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.023
  • 2.055
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 1.023
  • 2.055
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 16 Oca 2011 13:23:56
TT Arena'nın açılış programına katılan Başbakan Erdoğan, bazı taraftar gruplarının tepkisi nedeniyle stattan erken ayrıldı.. Futbol Federasyonu Başkanı Özgener, Erdoğan'ın çok üzgün olduğunu söyledi.
 
Erdoğan'la birlikte açılışa gelen bakanlar da stattan ayrıldı..

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgenel, 'Bu stadın yapımında büyük çabaları olan Başbakanınımıza bu tür protestolar doğru değildi' dedi..

Açılışta yapılan protestolar nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la beraber bakanlar ve TFF Başkanı Mahmut Özgener ile tüm kulüp başkanları Türk Telekom Arena Stadı'nı terk ettiler!

BASKETBOL ŞAMPİYONASI'NDA DA BENZER OLAYLAR YAŞANMIŞTI

Dünya Basketbol Şampiyonası’nda da benzer bir olay yaşanmıştı. Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan milli maç sırasında yine bir grubun tepkisiyle karşılaşmıştı. Miller daha sonra bu ayıp için özür dilemişti.

ULTRASLAN ALKIŞLADI

Başbakan Erdoğan'ın stada gelişinin anonsu sırasında Ultraslan Grubu'nun alkışladığı, bazı tribünlerin ise tepki gösterdiği görüldü.

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın konuşması sırasında protestolar çoğaldı.

Başbakan Erdoğan'ın ardından açılış için gelen bakanlar ile Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, Kulüpler Birliği Vakfı Başkan Vekili Göksel Gümüşdağ ve bazı kulüp başkanları da stadı terk ettiler.

AKGÜL: G.SARAY TARAFTARI NANKÖR DEĞİL, OLAY PROVOKE

Gençlik ve Spor Genel Müdürü Akgül, açılışta her şeyin güzel başladığını ancak yaşananların hoş olmadığını ifade ederek, ''Bu stadın en başından beri buraya yapılması düşüncesi Sayın Başbakan'a aittir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken bunu dillendirdi, daha sonra da hükümet olduğu zaman bizlere bürokratlarına talimat vererek, stadın burada yapılmasını sağladı. Şu anda da çevre düzenlemesiyle ilgili yollarla ilgili Sayın Başbakan'ın talimatıyla müthiş bir çalışma yapıyoruz'' diye konuştu.

Statta yaşananların organize olduğunu düşündüğünü ifade eden Akgül, ''Bugün burada yaşananların tamamen organize olduğunu düşünüyorum. Çünkü Galatasaray taraftarı bu kadar nankör olamaz. Öyle olmadıklarını düşünüyorum. Çünkü daha önce defalarca Galatasaray taraftarları böyle olmadığını ispatladı. Yaşananların Galatasaray taraftarı tarafından yapıldığını düşünmüyorum. Organize bir hareketti, nasıl bir organizasyondu bilmiyorum ama çok kötü bir organizasyon yapıldı. Bu akşam çok kötü anılarla buradan ayrılıyoruz'' ifadelerini kullandı.

ÖZGENER: BÖYLE BİR BAŞBAKANA YAPILMAMALIYDI

Futbol Federasyonu Başkanı Özgener ise ''Böyle bir Başbakan'a sahipken maalesef onu son derece üzdük. Bunu kabullenmek kesinlikle mümkün değil'' dedi.

Haber7 - AA

Bir Galatasaraylı olarak bu durumdan çok utandım... >:(

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 17 Oca 2011 09:24:25
Einstein gibiler ama gidecek okulları yok

İlk ve ortaöğretimde 340 bin üstün zekâlı çocuk var. Ancak eğitim alabilecekleri devlete bağlı tek bir ilköğretim okulu var.

17/01/2011 8:35

UMAY AKTAŞ SALMAN

Dilansu, okula başladığında okumayı çoktan öğrenmişti, Keriman birici sınıfa başladığında dört işlem yapabiliyordu, Başak ablasına bakarak piyano çalmayı öğrendi... Onlar Türkiye’deki yaklaşık 340 bin üstün zekâlı çocuktan şanslı olanları. Çünkü zekâlarına ve yeteneklerine uygun bir eğitim alabiliyorlar. Hükümet, ‘Türk Einstein’lar yetiştirmek için bilimi öne çıkaracak bir proje başlattı ancak hali hazırdaki ‘Einstein’lar için eğitim imkânları kısıtlı. Türkiye’de üstünlerin eğitim alabileceği devlete bağlı tek bir ilköğretim okulu var.

Ortaöğretim düzeyinde ise özel bir lise bulunuyor.
Üstünlerin kendilerini ve yeteneklerini geliştirmeleri için farklılaştırılmış eğitim programlarında okumaları gerekiyor. Ancak onlar için sınırlı sayıda okul var. Devlete bağlı tek okul olan, dokuz yıl önce eğitime başlayan Beyazıt Fort Otosan İlköğretim Okulu’nun her yıl aldığı öğrenci sayısı sadece 24. Ortaöğretimdeki tek okul Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi. Paralı olan okulda öğrenciler kısmi bursla ya da tam burslu olarak yatılı okuyor. Yılda 60 öğrenci alınıyor. Örgün eğitim dışında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı üstünlere destek eğitimi verilen Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM) var. 54 ilde 59 BİLSEM bulunuyor. 8 bin çocuk BİLSEM’lere gidiyor ama Türkiye’de ilk ve ortaöğretimdeki üstün zekâlı ve yetenekli çocuk sayısı 340 bin.

Özel eğitim kurumlarının açtığı üstün zekâlılar okullarının sayısının artması da bu alandaki ihtiyacın kanıtı. Mesela dört yıl önce Doğa Koleji Üstün Zekâlılar İlköğretim Okulu açtı. Bahçeşehir Okyanus Koleji’nde de bu yıl üstünlere eğitim verilmeye başlandı. Örneğin Doğa Koleji Üstün Zekâlılar Okulu’nda milli eğitim müfredatının hızlandırılmış ve daha üst düzey hali veriliyor. Ayrıca robotik, bilimsel proje gibi pek çok fark dersi sunuluyor. Okulu Müdürü Arzu Sezer, okullarına yıllık 200 başvuru olduğunu belirterek ihtiyaca dikkat çekiyor: “İstanbul’daki BİLSEM’e 3 bin 500 başvuru yapıldı bu yıl. Kontenjan ise 70. Bize Bitlis’ten, Van’dan, Batman’dan e-postalar geliyor. Çocuğum üstün zekâlı nerede eğitim alabilir diye soruyorlar.”

Öğretmene de ihtiyaç var
Üstünleri yetiştirecek öğretmen sayısı da az. Sadece İstanbul ve Maltepe Üniversiteleri Eğitim Fakülteleri’nde lisans düzeyinde ‘üstün zekâlılar sınıf öğretmenliği’ var. Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Üstün Zekâlılar Sınıf Öğretmenliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Davaslıgil yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor: “Üstünlerin eğitiminde yıllardır beklenen mevzuat değişiklikleri yapılmalı. Sınıf atlatmaya esneklik getirilmesi, öğrencilere üst sınıftan ders alabilmeleri, yabancı dil derslerinin birinci sınıftan başlatılabilmesi gibi. Bu alanda öğretmen olacak öğrenciler YGS-6 puanıyla alınıyor. Daha titizlikle seçilmeli. Ayrıca mezunlara öncelik tanınmalı.“

Çocuğunuz üstün zekâlı mı ?
Üstün Zekâlılar Eğitim Enstitüsü Başkanı Şükrü Murat Cebeci ailelere çocuklarının üstün zekâlı olabileceğini gösteren ipuçlarını anlatıyor: “Yaşıtlarından ileride düşünen, ilginç sorular soran, hafızası çok kuvvetli, meraklı, soyut muhakeme gücü olan, kelime hazinesi geniş çocuğunuz varsa üstün olabileceği konusunda arayış içine girmelisiniz. Üstünlerin ancak yarısı okumayı erken öğrenir, sadece erken okuma kıstas alınmamalıdır. MEB’e bağlı Rehberlik Araştırma Merkezleri’ne başvurmakta fayda var.”

Radikal

Çevrimdışı apranax83

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.107
  • 14.331
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 3.107
  • 14.331
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 20 Oca 2011 20:50:54
Protesto alerji yapıyor benzin zammını kutluyoruz
Dünyanın en pahalı benzini Türkiye'de satılıyor. Litresi 4 liraya dayandı. Bu duruma artık yeter diyenler radyocu ve AKŞAM Gazetesi yazarı Nihat Sırdar'ın sabah 08.00 ve akşam 19.00'da çaldığı damat halayı eşliğinde dörtlülerini yakarak protesto ediyorlar. Eylemin mimarı Nihat Sırdar'la konuştuk.

Özellikle İstanbul'da sıkışık trafikte giderken birden etrafınızdaki arabalar dörtlülerini yakıp yüksek sesle çalan müziğe eşlik etmeye başlıyorlar. Mendiller sallanıyor camlardan, alkış kıyamet ve hatta minibüslerin içinde oynayanlar var! Toplu bir cinnet hali değil bu, korkmayın! ALEM Fm'de program yapan Nihat Sırdar, sabah ve akşam trafiğin en yoğun olduğu saatte, benzin fiyatlarını protesto ediyor. Onun radyoda çaldığı damat halayıyla 'başla' komutunu alanlar dörtlülerini yakarak; neden benzine dünyanın en yüksek vergisini ödüyoruz diye sorguluyor. Nihat Sırdar, 'Eylem değil eğlenceli bir iş, bu nedenle adı eylemce' diyor yaptıkları protestoya. Daha önce de bu tür protestoların mimarı olduğu için bir büyüklenme içinde değil; 'Kahraman değilim. Tek derdim, bu protesto ne kadar yayılabiliyorsa yayılsın ve birileri artık duysun vatandaşların bundan rahatsız olduğunu, anlasınlar' diyor...
- Ne zaman başladı protestonuz?
Üç haftadır sürüyor. 97 oktan kurşunsuz benzin 4 lira 1 kuruş olduğunda sesiz sedasız başladık ama sonra çığ gibi büyüdü.
- Neden damat halayı çalıp oynatıyorsun insanları?
Tam bizim protestomuzun başladığı dönemde öğrenci olayları vardı; yumurtalar, biber gazları... Anlayacağın, protesto alerji yapıyordu Türk halkı üzerinde. Ben de kutlama şekline çevirdim eylemimizi ve damat havası çaldım ilk sabah. Bu müzik eşliğinde kutlayalım dedim. Sonra bir anda kült oldu! Her sabah ve akşam damat havası eşliğinde 5 dakika oynuyoruz, araçlarının dörtlülerini yakıyorlar, yüzlerce mesaj geliyor.

OYNAMAYA BAŞLADIK!- Yollarda oynayanlar da varmış...
Evet, dörtlülerinizi yakın, radyonuzun sesini açın, alkışlayın diyorum. Arabalarının camlarından havlu ya da mendil sallayanlar var. Servislerin içinde oynayanlar özellikle çok eğleniyor.
- Başlattığın protestonun amacı nedir tam olarak?
Dünyanın en yüksek akaryakıt vergisini protesto ediyorum. Benzinin litresine 4 lira verdiğinde bunun 2 lira 70 kuruşu devlete vergi olarak gidiyor; dünya üzerinde böyle bir vergi yok. Yüzde 65! Bunun hiçbir bahanesi de yok. Başbakan 'Petrol mü çıktı bizim memleketimizden?' diyor ama Bulgaristan'da da çıkmıyor. Yunanistan ekonomik krizde kırılıyor ama benzin yine bizden ucuz. En büyük petrol yataklarının tam ortasındayız. Irak, İran, Azeri, Rus petrolü hemen sınırlarımızda, bütün büyük petrol boru hatları bizden geçiyor. Ama yine de dünyanın en pahalı benzinini biz kullanıyoruz.
- İnternette benzin protestosu çağrıları da var, ne diyorsun...
'Almayalım benzin, bak nasıl indirecekler' diyenler var ama bilmiyorlar ki fiyatı indirecek olan akaryakıt bayileri değil. Zaten keşke Türkiye'de böyle hep birlikte hareket edecek ve tepki verecek bir toplum bilinci olsa.

DÖRTLÜ YAKMAK KOLAY
- Duyarlı bir toplumuz ama birlikte hareket etme konusunda  tembeliz galiba; yine de senin eylemine herkes iştirak ediyor...
Çünkü kolay; tıpkı Susurluk döneminde ışık yakıp söndürmek gibi... Amaç dikkat çekmek ve nitekim çekiyoruz da.
- 4 lira psikolojik sınır her halde, aşılır mı sence?
Seçim geliyor; beklentim bu eyleme hükümetin duyarsız kalamayacağı yönünde. Kömürle çalışan araba da olmadığına göre kömür dağıtmak da bir işe yaramayacak. Benzin de dağıtamayacaklarına göre demek ki mutlaka bir adım atmak durumunda kalacaklar.
- Hükümetin kaygısı vergi gelirlerinin düşmesi...
Doğru ama o zaman devlet bunu başka kaynaklarla kapatsın. Önerim de var: Trafik cezalarını yüzde 7-8 değil, yüzde 500 artır. Bakanlar Kurulu bir karar çıkarsın. Kırmızı ışıkta geçenin cezasını 500 lira yap. Kim itiraz edebilir? Milletvekilleri itiraz etmez çünkü zaten onlar kendilerini korumaya aldılar. Onlara ceza kesilemiyor. Cezayı artır; o cezayı uygulayacak ve tahsilatı yapacak adam gibi bir sistem kur. Hem binlerce insanın ölmesini engelle hem de cezalarla vergi kaybını kapat.

KERİZ ON BOARD
- Biz İstanbul'u görüyoruz, büyük bir katılım var eyleme, Anadolu'dan da katılım var mı?

Ankara ve İzmir'den yoğun bir katılım var. Bursa ve Konya'dan da çok mesaj geliyor. Konya'dan  20 mesaj geliyor, 20'si de ayrı kişi olmasına rağmen  'Bir tek ben varım' diyor, çünkü birbirlerinden haberleri yok. Bir de bu eylem 'sosyal paylaşım platformu' gibi oldu. Dörtlüsünü yakan birini gördüklerinde kornayla birbirlerini selamlıyorlar; konuşanlar, tanışanlar var. Arabalarının arkasına eylemi yazanlar var. 'Bu araçta dünyanın en pahalı akaryakıtı kullanılmaktadır' ya da 'Keriz on board' gibi önerilerim var, bunları yazıp araçlarının camlarına koyuyorlar.

MUHALEFETİN YAPMASI GEREKENİ YAPIYORUZ
- Siyasilerden bir ses var mı?
Yok, bir tek BBP eylem yapıyor aynı konuda. Ben MHP ve CHP'nin niye destek vermediğini anlamış değilim yani muhalefetin yapması gereken şeyi yapıyoruz aslında biz.  Muhalefetin umurunda değil.
- Tek başına sivil muhalefet gibisin...
Bir bakıma öyle ama ben her dönem öyleyim. Çok büyük bir dinleyici kitlem var, onu harekete geçiriyorum, benim farkım bu. Muhalefetin yapması gereken işi de şu anda ben yapıyorum.
- Muhalif olmak galiba insanları korkutuyor da...
12 Eylül sonrasının apolitik nesli şu anda iş güç sahibi insanlar, tek bildikleri 'aman başın belaya girer'! Zaten şu anda acayip bir korku iklimi var; 'aman Ergenekon'dan seni de alırlar'. Mesela hastalanıyorum, sabah yayına gelemiyorum, onlarca telefon, yüzlerce mesaj, geliyor: 'Ne oldu seni de mi aldılar, seni de mi susturdular!' Herkeste böyle bir korku var.

Ağır Ceza'da 6 yıl hapis istemiyle yargılandım
Köprü zammını protesto etmek için çağrı yapmış ve kontak kapatalım demiştim. Tabii daha tam kaşarlanmamıştım, başıma gelecekleri bilmiyordum. Yaptığım, eyleme teşvik, halkı kışkırtma suçuna giriyormuş. O zaman Ağır Ceza'da 6 yıl hapis istemiyle yargılandım, beraat ettim sonunda. Çok uzun zaman geçti üzerinden. Ondan sonra böyle eylemler yapmaya başladım. Bunda yasal bir sakınca yok. Sadece dörtlülerini yakıyor insanlar.
Padişah vergi koyuyormuş, 'Efendim fazla' demişler; 'Olsun' demiş. Bakmışlar vatandaşta tepki yok, 'Biraz daha koyun' demiş. Biraz daha, biraz daha derken insanlar sokağa çıkıp oynamaya başlamış. Padişah demiş ki: 'Yeter artık!' Bizim şu anda geldiğimiz nokta da bu. Oynuyoruz işte.

AKP'liler de protesto ediyor
Akaryakıt dağıtıcılarının Avrupa'nın iki katı kadar kar ettikleri iddia ediliyor ama rakamları incelerseniz göreceksiniz ki öyle bir şey yok! Ekonomi yazarları bunu yazıyorlar ama biz gazetelerin ekonomi sayfalarını okumayıp spor sayfalarından başladığımız için bununla ilgilenmiyoruz. Protestomuzun particilikle de bir alakası yok. AKP değil de başka bir iktidar olsaydı yine dolaylı vergiye yüklenecekti, onu da protesto edecektik. Nitekim AKP'ye oy verenlerden de mesajlar geliyor, 'Ben AKP'ye oy verdim yine vereceğim ama katılıyorum bu kadarı fazla' diyor...

'Rafineriden bir küsur liraya çıkan benzinin üzerine Özel Tüketim Vergisi koyuyor. İkisini toplayıp üzerine bir de KDV koyuyor. Yani KDV'lendirmeyi rafineriden çıktığında yapsa kurşunsuz benzin 34 kuruş, motorin 25 kuruş ucuzlayacak ama ÖTV'yi de ekledikleri için verginin de vergisini ödüyoruz.'

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 21 Oca 2011 04:20:19
Ataması yapılmayan öğretmen intihar etti

Osmaniye'de ataması yapılmayan vekil sınıf öğretmeni 23 yaşındaki Ali Kürklü hayatına son verdi.

OSMANİYE - DHA'nın haberine göre; Göllüler Mahallesi'nde oturan Eşe ve Hasan Kürklü çiftinin, 10 çocuğundan Ali Kürklü'nün dün akşam eve gelmemesi üzerine ailesi jandarmaya haber verdi.

Yapılan araştırma sonunda, jandarma ekipleri, bu sabah, Güzelyurt Köyü yakınlarındaki bir tarlada Kürklü'nün cesedini buldu. Yapılan araştırmada, Kürklü'nün tabancayla başına ateş ederek intihar ettiği belirlendi.

Güzelyurt Köyü İlköğretim Okulu'nda vekil öğretmenlik yapan, ataması yapılmadığı için bunalıma girdiği iddia edilen Ali Kürklü'nün cenazesi, otopsi sonrası ailesi tarafından alınıp, toprağa verildi.
Öğretmenin okulundaki meslektaşları ile öğrenciler gözyaşı döktü.

Kürklü'nün yakınları, öğretmenin daha önce KPSS'yi kazandığı, ancak iptal edilmesi nedeniyle atanamadığını, sonraki KPSS'de de başarısız olduğu için bunalıma girdiği, bu nedenle intihar etmiş olabileceğini bildirdi.

Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Çevrimdışı ibrahimkaraman

  • B Grubu
  • 308
  • 653
  • 308
  • 653
# 24 Oca 2011 11:05:52
Sen misin derste Darwin'i anlatan!

24/01/2011 9:17

Öğrencisinin sorusu üzerine derste Darwin'i anlatan 14 yıllık öğretmene 'Müfredat dışına çıkıp çocukların kafasını karıştırdı' diye ceza verildi.

Gazete Habertürk'te Refika Karabacak imzasıyla yayımlanan haber şöyle: Ankara'da ilköğretim 5. sınıf öğrencisi, derste, "İnsanlar maymundan mı geldi?" diye sordu. Öğretmen Süleyman Biçer, tüm canlıların değişime uğradığını söyledi, Darwin teorisini anlattı. Öğrenci bunu evde ailesine aktardı. Aile de öğretmeni şikayet edip derste İncil okuduğunu iddia etti. Milli Eğitim Bakanlığı, "Müfredat dışı Darwin anlatıp suç işlemiştir, kınama gerekir" dedi. Mevzuatta böyle bir suç olmadığı için uyarı cezası verildi. (Habertürk)

Çevrimdışı tarikozturk1

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 377
  • 345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 377
  • 345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2011 11:20:02
Vatan gazetesinin haberine göre;
 Öğrencinin sorusu üzerine derste Darwin’i anlatan 14 yıllık öğretmene müfredat dışına çıkıp çocukların kafasını karıştırdı diye ceza verildi.

Habertürk Gazetesi’nden Refika Karbacak’în haberine göre Ankara’da ilköğretim 5. sınıf öğrencisi, derste “İnsanlar maymundan mı geldi?” diye sordu. Öğretmen Süleyman Biçer, tüm canlıların değişime uğradığını söyledi, Darwin teorisini anlattı. Öğrenci bunu evde ailesine aktardı.

Aile de öğretmeni şikayet edip derste İncil okuduğunu iddia etti. Milli Eğitim, “Müfredat dışı Darwin anlatıp suç işlemiştir, kınama gerekir” dedi. Mevzuatta böyle bir suç olmadığı için uyarı cezası verildi.

Bu olay hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınz?

Çevrimdışı tarikozturk1

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 377
  • 345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 377
  • 345
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2011 11:24:02
Bence öğretmen  o öğrenciye sorduğun soru müfredat dışı cevaplayamam,cevaplarsam bana ceza verirler deyip kendini acındıracaktı.Hoş, insan o kadar da öngörülü olur mu?
Belki "ibreti alem  olsun" mevzusudur.Aman bundan sonra tekrarı olayaaa!!!

Çevrimdışı irish

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.060
  • 1.933
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 2.060
  • 1.933
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 24 Oca 2011 11:29:05
Hani orta çağda "dünya yuvarlak" diyeni infaz ettiler ya. "Yuvarlak değil dersen kurtulursun" dediler, cevap  olarak: "ben düz de desem yuvarlak da desem dünya yuvarlaktır" dedi.

Bu olayda, bizim ortaçağda yaşadığımızı gösteren bir durumdur.

Evrim dünyada tartışması bitmiş bir gerçektir. Ceza da versen yokta desen evrim devam ediyor.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK