Yorumlu Haberler

Okulda etek yasağı kalktı

Tire’de Sağlık Meslek Lisesi’nde öğretmenler kurulunun aldığı “Kız öğrencilerin 2’nci dönem okula etek yerine pantolonla gelmesi” kararı tepkiler üzerine geri alındı

21 Şubat 2011

ANIL ERTAN TİRE DHA

İzmir’in Tire ilçesindeki Asım Arar Anadolu Sağlık Meslek Lisesi öğretmenler kurulunun, 27 Ocak 2011 tarihindeki toplantısında “Kız öğrencilerin 2’nci dönem okula etek yerine pantolonla gelmesi” yönündeki karar, bazı öğrenci velilerinin tepkisi nedeniyle ancak 5 öğretim günü uygulanabildi.
Tepkiler üzerine, okul yönetiminin öğrencilere yönelik yaptığı 2’nci bir açıklamada, pantolon giyme zorunluluğunun kaldırıldığı ancak, etek boylarının da diz altında olması gerektiği bildirildi. Etek yerine pantolon giyilmesi yönündeki okul kararı ilçede geniş yankı buldu. Öğrenci velileri de okul yönetiminin uygulamak istediği kararı “çağdışı” olarak nitelendirdi.
Yıl tatilinin başladığı gün, 200’ün üzerinde kız ve erkek öğrencisi bulunan Asım Arar Anadolu Sağlık Meslek Lisesi’nin yönetimi tarafından, kız öğrencilere matbu bir dilekçe örneği verilerek, velileri tarafından imzalanması istendi.
Dilekçeleri evlerine götüren kız öğrencilerin bazıları velilerine bunu imzalattı. Ancak, bir grup veli uygulamaya tepki göstererek dilekçeleri imzalamadı. İlçedeki “etek polemiği” ardından okul yönetimi geri adım attı.
Adının açıklanmasını istemeyen bir öğrenci, “Okul yönetimi neredeyse okul dışında bile kıyafetimize karışıyor. Dilekçeleri bize dağıttıklarında eğer velilerimize imzalatmazsak karnelerimizi vermeyeceklerini söylediler” dedi.
İlçe Milli Eğitim Müdürü M. Ali Ölçer kılık ve kıyafet yönetmeliğinde eteğin yanı sıra pantolonun da yer aldığını hatırlatarak, “Ancak, öğrenciyi ‘Şunu giy bunu giyme’ diye yönlendirip, yorum yapmak yanlış. Okul yönetimine gerekli uyarılarda bulunarak, ’En kısa sürede gereğini yapın’ dedik” diye konuştu.
( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Okula devamsızlık için 'veli izni' şartı

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, lise öğrencilerinin okula devamsızlıkları ile ilgili genelge yayımladı.

09:56 | 22 Şubat 2011

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, lise öğrencilerinin velilerinin okul müdürlüklerine yazılı olarak başvurmaları halinde beyan edecekleri sürenin "özürlü devamsızlık" olarak değerlendirilmesi, veli dilekçelerinin özür belgesi gibi işlem görmesi talimatı verdi.

Çubukçu, lise öğrencilerinin okula devamsızlıkları ile ilgili genelge yayımladı. Genelgede, ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerin özürlü devamsızlıkları ile ilgili yönetmelik hükümlerinin uygulanmasında tereddüte düşüldüğü yönünde Bakanlığa bilgiler geldiğini belirten Çubukçu, Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliğinin konuya ilişkin maddesini hatırlattı.

Yönetmelikte, "Ders yılı içinde toplam 20 gün okula özürsüz olarak devam etmeyen öğrenciler notları ne olursa olsun başarısız sayılır" ve "Özürlü ve özürsüz devamsızlıklar ile okul yönetimince verilen izinlerin toplamı 45 günü aşamaz. Kaza, ölüm, doğal afet, yangın, göz altına alınma, tutuklanma ve uzun süreli tedaviyi gerektiren hastalık nedeniyle yapılan devamsızlıkların özürlü devamsızlıktan sayılabilmesi için özrün resmi kurumdan alınacak belge veya resmi/özel sağlık kurum veya kuruluşlarınca düzenlenecek raporla belgelendirilmesi ve özrü takip eden 5 iş günü içinde okul yönetimine bildirilmesi gerekir. Zorunluluk hallerinde özrün bildirim süresi okul yönetimince uzatılabilir" hükümleri yer aldığına işaret eden Çubukçu, şunları kaydetti:"Ortaöğretim kurumlarında öğrenim görmekte olan son sınıf öğrencilerimizin Yükseköğretime Geçiş Sınavı ve Lisans Yerleştirme Sınavı’na hazırlanmakta oldukları göz önünde bulundurularak, sınav streslerinin azaltılması, derslere motivasyonlarının sağlanması ve sınavlara psikolojik olarak daha rahat girmeleri amacıyla bu öğretim yılına mahsus olmak üzere yönetmelikte belirtilen toplam süreyi aşmamak kaydıyla öğrenci velisinin okul müdürlüğüne yazılı olarak başvurması halinde beyan edeceği sürenin de özürlü devamsızlık olarak değerlendirilmesi ve veli dilekçesinin özür belgesi gibi işlem görmesi öğrenci ve velilerine moral kazandıracaktır."

Yönetmeliğe göre öğrenciler 20 gün özürsüz, 25 gün de özürlü devamsızlık yapabiliyor. Özürlü devamsızlık için yönetmelikte belirtilen durumlar için resmi belge, rapor alınması gerekiyor. Ancak genelgeyle, resmi rapor alınmasına gerek kalmadan öğrenciler velilerinin izniyle 25 güne kadar devamsızlık yapabilecek. Böylece öğrencilerin resmi belge, rapor almadan devamsızlık yapabilecekleri toplam süre 45 gün olacak.
( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

MEB'in sınıf mevcudu uygulaması özel okulları kapsıyor
26.02.2011 - 13:17
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Milli Eğitim Bakanlığı özel okullarda sınıf mevcutlarını indirmek için harekete geçti. MEB özel okullarda sınıf mevcutlarını okul öncesi eğitimde 20’ye ortaöğretimde ise 30’a indirecek. Karar resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.

MEB’in özel okullar için çıkardığı yasa sınıf mevcutlarının indirilmesini ve başka değişikleri de gündeme getirdi. Düzenlemeye göre okul öncesi eğitim sınıflarında 25 olan sınıf mevcudu 20’ye, ilköğretim okulu sınıflarında 36’dan 30’a, diğer sınıflarda 40 ve fen liselerinde 24 olan sınıf mevcutlarının fen liseleri ile sosyal bilimler, sağlık meslek ve benzeri liselerde dengi okulların mevzuatında belirtilen sayıdan fazla olmayacak şekilde düzenlendi.

Devlet okullarında ise sınıf mevcutları bazı okullarda 60 öğrenciye kadar çıkmış durumda. Uygun koşullarda eğitim alamayan öğrenciler için MEB'in bir uygulaması bulunmuyor. MEB’in özel okullar için yürürlüğe giren düzenlemesinde Okul-Aile Birliği kurulması, okula çalışanların eğitilmesi bunun için kaymakamlıktan izin alınarak eğitim merkezlerinden hizmet alınması gibi yeni kararlar da yer alıyor. MEB ayrıca özel eğitim kurumlarına iş yeri açma izni ve çalışma ruhsatının valilikçe verilmesini kararlaştırdı.
(soL-Haber Merkezi)

Kredi kartı olanlar dikkat
Yargıtay, tüketici Mahkemesi tarafından kredi kartı üyelik ücretini geri alan Fuat Engin'in kredi kartını iptal eden bankanın işlemini iptal eden ve bankayı tazminat ödemeye mahkum eden kararını onadı
Güncelleme:26 Şubat 2011 16:53
Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Fuat Engin, 10 yıldır kullandığı kredi kartına 45 lira üyelik ücreti tahakkuk ettirerek tahsil eden bankaya itirazda bulunduğunu, itirazı kabul edilmeyince haksız ve hukuka aykırı olarak alınan tutarın iadesi talebiyle Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurduğunu anlattı

Hakem heyetinin, anılan tutarın iadesi yönünde karar aldığını belirten Engin, bankanın, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararı doğrultusunda, kredi kartı üyelik ücreti adı altında aldığı tutarı kendisine iade ettiğini ancak, ilgili kredi kartını ''kredi kartı üyelik ücretinin iade edilmesi'' nedeniyle, sözleşme hükümleri gereğince ''sözleşme fesih hakkını kullandığı'' gerekçesiyle kullanıma kapattığını kaydetti.

Engin, bu durum üzerine bankanın uygulamasının, hakkaniyete ve emredici hukuk kurallarına aykırı, tek yanlı ve haksız bir durum olduğu gerekçesiyle işlemin iptal edilerek, kredi kartının yeniden kullanıma açılması talebiyle İstanbul Tüketici Mahkemesi'nde dava açtığını dile getirerek, sözleşme feshi nedeniyle ''kredi kartını kullanamaması'' ve ''bilgisi dışında kapatılan kredi kartını kullanmak istediğinde onay verilmediği için çevresinde zor duruma düştüğü'' gerekçeleriyle tazminat talebinde bulunduğunu söyledi.

Tüketici Mahkemesi'nin, ''davalı bankanın yasal dayanaktan yoksun, haksız işlemi nedeniyle ağır kusurlu olduğunun kabulü''nün gerektiği sonucuna vardığını aktaran Engin, mahkemenin, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ile Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun ilgili hükümlerine aykırı olan, kredi kartı sözleşmesinin feshedilerek, kapatılmasına yönelik işlemin iptaline, ''kredi kartı üyelik sözleşmesinin yenilenerek sözleşmenin bir örneğinin Fuat Engin'e verilmesine ve yarattığı mağduriyet nedeniyle manevi tazminat ödenmesine'' karar verdiğini anlattı.

Engin, İstanbul Tüketici Mahkemesi kararının, banka tarafından Yargıtay'da temyiz edilmesi üzerine konuyu görüşen Yargıtay 13. Dairesi'nin bankanın kararı bozma talebini reddederek, yerel mahkemenin Engin lehinde verdiği kararını onayladığını bildirdi.

Hak aramanın önemine ve gerekliliğine dikkati çeken Fuat Engin, kararı değerlendirirken, kredi kartı aidatı veya üyelik ücreti nedeniyle kartı kullanıma kapatılan tüketicileri, hakkını aramaya ve bankaların yaptıkları haksız ve tek yanlı sözleşme değişikliklerine itiraz etmeye çağırarak, tüketicilere Tüketici Örgütleri Federasyonu üyesi tüketici örgütlerinden hukuki destek almalarını önerdi.

Türk Hava Kurumu (THK) Genel Başkanı Osman Yıldırım, Meclis Genel Kurulu'nda oybirliği ile kabul edilen THK Havacılık ve Uzay Üniversitesi'nin en kısa zamanda kurulacağını belirtti. Yıldırım, halen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün onayını bekleyen üniversite için Fethiye'ye fakülte ve meslek yüksek okulu kurulacağını da açıkladı.

THK Genel Başkanı Osman Yıldırım, 12–15 Mayıs tarihleri arasında yapılacak Yamaç Paraşütü Akrobasi Dünya Kupası yarışları ile ilgili organizasyon toplantısına katılmak üzere Muğla'nın Fethiye ilçesine geldi.

Toplantı öncesinde basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Yıldırım, THK Havacılık ve Uzay Üniversitesi ile ilgili müjde verdi.

Bir yıllık çalışmanın ardından TBMM Genel Kurulu'na gelen tasarının oy birliği ile kabul edildiğini hatırlatan Osman Yıldırım, Cumhurbaşkanı'nın onayının ardından üniversite kurulması için çalışmaların başlayacağını aktardı.

Dünyada havacılıkla ilgili 36 üniversite bulunduğunu 37'nci üniversitenin ise Türkiye'de kurulacağını kaydeden THK Genel Başkanı Yıldırım, kurulacak üniversite ile Türklere uzay yolunun açılmasını umduklarını söyledi.

THK Havacılık ve Uzay Üniversitesi'nin bir vakıf üniversitesi olacağını anlatan Osman Yıldırım, "Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, bu güzel gelişmeyi onaylarsa ki onaylayacağına inanıyoruz, 2011–2012 döneminde eğitime başlamayı düşünüyoruz. Üniversitede havacılık ve uzay konusunda mühendisler, teknik personel ve bilim adamları yetişecek. Merkezi Ankara'da olacak üniversitemiz bünyesinde Fethiye'ye önce bir Meslek Yüksek Okulu ardından da bir fakülte kurmayı düşünüyoruz. Çünkü Fethiye ilk hava şehidimizin ismini taşıyor." dedi.

YAMAÇ PARAŞÜTÜ AKROBASİ DÜNYA KUPASI FETHİYE'DE

Öte yandan Fethiye'de Türkiye'de ilk defa Yamaç Paraşütü Akrobasi Dünya Kupası yapılacak. 12–15 Mayıs tarihleri arasında Ölüdeniz'de yapılacak organizasyon Türkiye Yamaç Paraşütü Akrobasi Şampiyonası ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek. Organizasyonla ilgili toplantı yapmak için Fethiye'de bulunan THK Genel Başkanı Osman Yıldırım, Ölüdeniz ve Babadağı'nın yamaç paraşütü için bir marka olduğunu söyledi.

Ölüdeniz'in her yıl dünya çapında ses getiren farklı organizasyonlara ev sahipliği yaptığını anlatan Yıldırım, kurum olarak destekledikleri bu iki şampiyonanın Fethiye turizmi için büyük şans olduğunu söyledi.

Yamaç Paraşütü Akrobasi Dünya Kupası'nın Uluslararası Havacılık Federasyonu (FAI) takviminde yer alarak ilk kez Türkiye'de yapılacağını belirten Özkaya, "Türkiyede FAI'nin tek yetkili kurumu olan Türk Hava Kurumu'na gönderilen şampiyona dosyasının onayı alınarak 12/15 Mayıs 2011 tarihlerinde Fethiye'de yapılacaktır. Ölüdeniz Belediye Başkanlığımız başta olmak üzere kurulan komite ile birlikte THK işbirliğiyle de şampiyona gerçekleştirilecektir." dedi.

SİCİL KALDIRILMAKTADIR

Yapılan düzenleme ile sicil uygulaması kaldırılmakta ve özlük dosyasına hangi belgelerin konulacağı tek tek düzenlenmektedir.

MADDE 109- 657 sayılı Kanunun 109 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Memur bilgi sistemi, özlük dosyası:

MADDE 109- Memurlar, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası esas alınarak kurumlarınca tutulacak personel bilgi sistemine kaydolunurlar. Her memur için bir özlük dosyası tutulur.

Özlük dosyasına, memurun mesleki bilgileri, mal bildirimleri; varsa inceleme, soruşturma, denetim raporları, disiplin cezaları ile ödül ve başarı belgesi verilmesine ilişkin bilgi ve belgeler konulur.

Memurların başarı, yeterlik ve ehliyetlerinin tespitinde, kademe ilerlemelerinde, derece yükselmelerinde, emekliye ayrılmalarında veya hizmetle ilişkilerinin kesilmesinde, hizmet gerekleri yanında özlük dosyaları göz önünde bulundurulur.

Özlük dosyalarının tutulma esasları ile özlük dosyalarında yer alacak belgelere ilişkin usûl ve esaslar Devlet Personel Başkanlığınca belirlenir

Son günlerde Turkcell'in kamu hattını kullanan aboneler 444'lü numaraların başına 0 ve alan kodunu eklediklerinde “Lütfen aradığınız çağrı merkezi numarasını başında 0 ve alan kodu olmadan 7 hane olarak tuşlayınız” şeklinde anons ile karşılaşmaktadırlar.

Konunun daha iyi anlaşılması için Turkcell'in “Lütfen aradığınız çağrı merkezi numarasını başında 0 ve alan kodu olmadan 7 hane olarak tuşlayınız” şeklindeki anonsunun ne anlama geldiğini açıklamakta yarar görülmektedir.

Daha önce Turkcell'in Kamu hattını kullananlar 444'lü numara aramak istediklerinde aranılan numaranın başına 0 ve alan kodunu ekledikleri takdirde aranılan numara ile kendisine daha önce tanımlanmış olan dakikaları kullanmak suretiyle konuşmasını yapabilmekteydi. Konunun net şekilde anlaşıması için örnek ile açıklamakta yarar olacaktır.

X isimli vatandaş X Bankası'nın müşteri hizmetleri numarasını arayacak olsun ve X Bankası'nın müşteri hizmetleri numarası da 444 1234 ve şehir olarakta İstanbul'da olsun, Turkcell abonesi X Bankasının numarasının başına 0 ve alan kodunu ekleyerek yani 0212 444 1234 şeklinde aramış olsa bu konuşmayı kendisine daha önce tanımlanmış olan dakikalardan kullanmak suretiyle yapabilmekteydi.(Konuda geçen 444 1234 numara örnek olarak verilmiş olup, herhangi bir bankanın veya kuruluşun reklamını yapmak amacı ile yazılmamıştır.)

Aranılan numaranın başına 0 ve alan kodu eklenmeden arama gerçekleşse ne olur?

Turkcell abonesi 444'lü hatlar ile yukarıda izah ettiğimiz şekilde görüşme yaptığında yani aradığı 444'lü numaranın başına 0 ve alan kodunu ekleyerek görüşme yapmış olsa bu yapmış olduğu görüşmenin ücreti daha önce kendisine tanımlanmış olan dakikalarından düşeceği için eğer ilgili abonenin görüşme süresi bitmemiş ise bu görüşmeden dolayı da herhangi bir ücret ödemeyecekti;fakat Turkcell'in yapmış olduğu şuan ki bu değişiklik yani 444'lü numaraların başına 0 ve alan kodu eklemeden yapılan görüşme, görüşmeyi yapan aboneye ilave ücret olarak yansıyacaktır.

Turkcell'in yapmış olduğu bu değişiklik özellikle Telefon bankacılığını kullanan aboneler için,veya herhangi bir çağrı merkezini arayan aboneler için ilave ücret ödemeye mahkum edilmiş olmak ile aynı anlama gelmektedir.

Hal böyle olunca, zaten aboneler belli bir süre karşılığında belli bir ücret ödemekte ve abonelerin süreleri dahilinde 444'lü numaraları aramakta iken, Turkcell tarafından böyle bir uygulamanın yapılmış olması, Turkcell kamu hattını kullananları “acaba Turkcell bu işi kasıtlı mı yaptı” şeklinde düşünmeye sevk etmektedir.

Sonuç itibari ile Turkcell'in kamu hattını kullanan aboneler, 444'lü numaları aramak istediklerinde ve aradıkları numaranın başına 0 ve alan kodunu eklediklerinde “Lütfen aradığınız çağrı merkezi numarasını başında 0 ve alan kodu olmadan 7 hane olarak tuşlayınız” şeklinde anons ile karşılaşmak istememekte olup, bu uygulamanın iptal edilerek eski şeklinde yani 444'lü numaraları numaranın başına 0 ve alan kodunu ekleyerek aramak istemektedirler.

Turkcell yapmış olduğu bu uygulamayı iptal ederek eskiye dönmelidir ve Turkcell'in bu hatadan dönmesi veya bu konu hakkında abonelerini bilgilendirmesi, kamu hattı kullanan ve milyonları bulan aboneleri tarafından elzem bir önem taşımaktadır.

Konunun önemi Turkcell tarafından dikkate alınarak 444'lü numaraları, numaranın başına 0 ve alan kodunu ekleyerek aramanmak şeklinde düzenlemenin yapılması dileğiyle

ALINTIDIR M.NET.

haftasonu başıma gelince anladım turkcelli arayıp duruma itiraz edelim.

evet itiraz edelim nereden para koparacaklarını şaşırdılar

Saygıdeğer meslektaşlarım itirazları mail yoluyla [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]   bu adresten yapılabilmektedir.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

can dündar-libya yı gözü pahasına savunmuştu

Memur 135 TL fark alacak

'Torba yasa' ile kamu çalışanlarına ödenen çocuk yardımında 'iki çocuk' sınırı kaldırıldı. Buna göre memura, sayıya bakılmaksızın 6 yaşından küçük her çocuk için 30'ar, 6 yaşından büyük her çocuk için de 15'er TL ödenecek. Üç çocuklu sendika üyesi bir memur ise, bu ay 135 TL fark alacak.

Zaman Gazetesi'nin haberine göre yürürlüğe giren 'Torba Yasa', sözleşmelilerden sonra sendika üyeleri ile çocuklu memurları da sevindirecek. 1 milyonu aşkın kamu çalışanı bu ay maaş farkı alacak. Yasa ile çocuk yardımında 'iki çocuk' sınırlaması kaldırıldı. Yasanın yürürlük tarihi 1 Ocak 2011 olduğu için ikiden fazla çocuğu olan memur, mart maaşında üç aylık çocuk yardımı farkı alacak. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin iptali sebebiyle 1,5 yıldır ödenmeyen sendika aidatı da hesaba yatırılacak. Üç aylık sendika aidatı 45 TL olacak. Çocuk yardımı ise 30 lira. Buna göre üç çocuklu sendika üyesi bir memur, bu ay 135 TL fark alacak.

Torba yasa ile kamu çalışanlarının sosyal haklarında önemli iyileştirmeler sağlandı. Kadın memura toplam 16 haftalık doğum izni hakkı tanındı. Çoğul gebelikte buna iki hafta daha eklenecek. Süt izni süresi de artırılıyor. 3 yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinen memur, 24 aya kadar aylıksız izin kullanabilecek. Memurun yıllık veya mazeret izninde sosyal yardımları kesilmeyecek. Devlet Personel Başkanlığı bünyesinde memur bilgi sistemi oluşturulacak. Artık siyasi görüşleri sonucu 'fişleme' de tarihe karıştı. Başarılı olan memurlara verilen ödül miktarı da günün şartlarına göre yeniden düzenlenerek teşvik edici hale getirilecek. 300 bini aşkın sözleşmeli memura da aile yardımından yararlanma hakkı getirilmişti.

Memurun gelirini artıracak en önemli düzenlemelerden biri de çocuk yardımında iki çocuk sınırının kaldırılması oldu. Daha önce kamu çalışanları ikiden fazla olan çocukları için çocuk yardımı alamıyordu. Torba yasa ile sınırlama kalktı. Böylece sayısı kaç olursa olsun memura çocuk yardımı ödenecek. Memura, aylık 6 yaşından küçükler için 30, büyükler için de 15 lira çocuk yardımı verilecek. Böylece 6 yaşından küçük 4 çocuğu olan bir memur, aylık 60 lira çocuk yardımı alırken şimdi 120 lira alacak. Çocukların 6 yaşından büyük olması durumunda bu rakam 90 lira olacak.

Ayrıca yasa 1 Ocak 2011'den geçerli olduğu için çocuk yardımında da memura iki aylık geriye dönük ödeme yapılacak. Böylece çocuk sayısına ve yaşına göre değişmekle birlikte memura toplu ödeme yapılacak. Örneğin üçü 6 yaşından küçük, ikisi ise 6 yaşından büyük 5 çocuğu olan memur, bu ay iki aylık farkla birlikte 180 lira çocuk yardımı alacak. Kamu çalışanının çocuk sayısı arttıkça alacağı yardım miktarı da yükselecek. Maliye Bakanlığı da bir genelge yayımlayarak çok çocuklu memura geriye dönük ödeme yapılması talimatı verdi. Anamuhalefet partisi CHP'nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen sendikalı memurun toplu görüşme primi de 'torba yasa' ile yeniden ödenmeye başlanıyor. Yapılan düzenleme ile daha önce aylık 10 TL olan toplu görüşme primi 15 TL'ye çıktı. Ödeme ise 3 ayda bir yapılacak. Uygulama 1 Ocak'tan itibaren geçerli olacak. Böylece 1 milyonun üzerindeki kamu çalışanının maaşı, ocak itibarıyla 15 lira zamlı hesaplanacak. Ödemeler ocak, nisan, temmuz ve eylül aylarında gerçekleştirilecek. Sendikalı memurun ocakta alamadığı 45 lira ise bu ay verilecek. Nisanda bir 45 TL daha alacaklar. Anayasa Mahkemesi'nin iptali sebebiyle sendika aidatı memurun cebinden çıkıyordu. Bundan dolayı çok sayıda memur sendika üyeliğinden ayrılmıştı.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

malumunuz dün japonyada deprem oldu, ölen masum canları hürmetle anıyorum. daha büyük acılar yaşamamalarını diliyorum. ancak 8,9 gibi çok şiddetli bir depremde çok az bir yıkım oldu sanırım. ölenler ise tsunamiden. dün bizim haberlere baktım. marmarada tsunami olur mu? gibi haberler. medya bize yenlış dersler veriyor, biraz izlenebilmek için abartıyor. eğitimli bir kişi olarak, bir öğretmen olarak diyorum ki ne tsunamisi? biz asıl derdimiz deprem. çarpık ve kötü yapılaşma sorunumuz. bizi deprem yıkar, tsunami değil. birisi pasifik okyanusu, nerdeyse dünya yüzölçümün yarısı, diğeri marmara, nerdeyse göl sayılır. medya yanlış konular işliyor, biz doğrusunu bilelim.

Nükleer santralde durum çoku ciddi
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]


nükleerciler
hala santral istermisiniz

nükleer santral yapmayalım da termik santral mı yapalım (çevreyi daha da kirletiyor) yoksa hes'ler yapmaya devam ederek bulundukları vadileri mi katledelim. ya da doğalgaz çevirim santralleriyle rusları zengin edip daha fazla karbon salınımı yapalım.
rüzgar ve güneş enerjisi muhabbetine girmeyelim. onlar hem daha az verimli hem de bağımlı değişkenlere bağlılar.
en temiz enerji nükleer enerji...
maalesef geç kaldık!