Yorumlu Haberler

Hayırlı olsun şuster istifa etmiş

Schuster istifa etti!15.03.2011 09:34:48
Beşiktaş'ta Alman teknik adam Bernd Schuster görevinden istifa etti. Alacaklarından da vazgeçen Schuster'in kısa bir süre içerisinde Nevzat Demir Tesisleri'nde futbolcularla vedalaşması bekleniyor.

Beşiktaş'a sezon başında Mustafa Denizli'nin yerine teknik direktörlüğe getirilen Alman Bernd Schuster görevinden istifa etti.

Sezona büyük umutlarla giren Beşiktaş, ligde 25 maçta 36 puanda kalan ve şampiyonluk umutlarını gelecek sezona bırakmış ve elinde sadece Ziraat Türkiye Kupası kalmıştı.

Siyah-beyazlı takım Ziraat Türkiye Kupası yarı finalinde Gaziantepspor ile eşleşmişti.

Bernd Schuster'in gelecek sezonki alacaklarından vazgeçti ve biraz sonra Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri'nde futbolcularla vedalaşacak.

Yaz saatinde 'dijital' endişe

Bilişimciler, yaz saatine geçiş tarihinde değişiklik yapılmasının dijital altyapı ve sistemleri saptırabileceğini bildirdi.

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), yaz saati uygulamasına bu yıl 28 Mart tarihinde geçilecek olmasının bu geçişi otomatik olarak yapan dijital sistem ve altyapılarda, son kullanıcıyı da etkileyecek karışıklık ve sorunlara yol açabileceği uyarısında bulundu.

TÜBİSAD'dan yapılan açıklamada, her yıl Mart ayının son cumartesi günü gece yarısından sonra geçilen yaz saati uygulamasına bu yıl Bakanlar Kurulu Kararı ile 28 Mart Pazartesi sabahı saat 03.00'te geçilecek olmasının birçok soruna yol açabileceği ifade edildi.

Dijital sistemlerin ve altyapıların hemen hemen tümünde yaz saati uygulamasına geçişlerin otomatik yapıldığı hatırlatılan açıklamada, 27 Mart'ta planlanan geçişin 28 Mart'a alınmasının her türlü işlemde yanlış saat bilgisini oluşturacağı, bunun da hem kurumlar, hem de son kullanıcılar üzerinde olumsuz etki yaratacağı belirtildi.

Uygulama ile telekom sektöründen ulaşıma, finanstan alışverişe, pek çok alanda bilgisayar ve dijital alt yapıda sorunlar yaşanabileceğine dikkat çekilen açıklamada, olası aksaklıklarla ilgili şu görüşlere yer verildi:

''Bilgi teknolojileri sistemleri açısından; takvim ve zamanlama/planlama uygulamaları, güncel ve geçmişe yönelik tarih hesaplamaları, finans kayıt uygulamaları ve tüm işlem kayıt sistemlerinde yaşanabilecek olumsuzlukların yanı sıra elektronik sistemlerin çeşitliliğine bağlı olarak öngörülemeyecek problemlerle karşı karşıya kalınması kaçınılmaz olabilecektir. Bu problemler; yaz saati uygulamasına göre çalışan kurum ile son kullanıcıları, yaz saati uygulaması değişikliğinden etkilenen sistemlerle iletişimde olan dünyadaki diğer elektronik sistemleri ve bu değişikliğin yaşandığı ülkelerdeki kurum ve kişilerle irtibatta olan kullanıcıları etkileyecektir.

Öncelikle tüm kuruluşlardaki belki de yüzlerce programın manüel olarak (elle) tarih değişimlerinin yapılması gerekecektir. Örneğin, telekom operatöründe bu uygulama bir operatöre, 300'den fazla uygulama ve veritabanı sunucusu olmak üzere bütün elektronik sistemlerin yeniden manüel ayarlama yapma ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Bu uygulamalar, faturalamadan haberleşmeye kadar pek çok konuyu kapsamaktadır.

Bunların yanı sıra pazar günü işlem yapan iş yerleri ile bankacılık sistemlerinde para transferlerinin yanlış zamanlarda gözükmesi, uluslararası hava yolu taşımacılığında saat farkından doğacak aksaklıklar, sunucular aracılığıyla yapılan ve özellikle uluslararası uyum gerektiren her türlü işlemde yanlış saat bilgisinin olması, mail, veritabanı, ödeme sistemleri gibi kişisel uygulamalarda pazar günü için ajandada yer alan hatırlatma, alarm, randevu gibi kayıtların kayması ve belli saatlerde verilen, saat başı ücretlendirme yapılan servislerde yaşanabilecek aksaklıklar bunlar arasında sayılabilir.''

Bu tarz değişikliklerin en az 6 ay öncesinden planlanabilmesi durumunda, gerekli uygulamaların tüm elektronik sistemler ve bilgi teknolojileri ürünlerinde koordineli olarak hayata geçirilebilmesinin mümkün olabileceği belirtilen açıklamada, planlanan yaz saatine geçiş kararının mümkünse durdurulması, mümkün olmadığı takdirde ise yaşanabilecek problemler konusunda kamuoyunun aydınlatılması istendi.

Memur-Sen'e şok yanıt

AKP döneminde büyüyen Memur-Sen’e üyelik için başvurduğu ITUC'tan şok bir yanıt geldi

Kemal Göktaş

ANKARA - 2001’de 40 bin olan üye sayısını AK Parti İktidarı döneminde 10’a katlayarak 400 bine çıkaran ve böylece Türkiye’nin en büyük memur sendikası haline gelen Memur-Sen’e üye olmak için başvurduğu Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’ndan (ITUC) şok bir yanıt geldi. 2006’daki başvurusu reddedilen Memur-Sen’in geçen yıl Ağustos ayında yaptığı başvurunun da reddedildiği ITUC tarafından yazıyla bildirildi.

Türkiye’den DİSK, KESK, Hak-İş ve Türk-İş’in üyesi bulunduğu ITUC tarafından Memur-Sen’e gönderilen 11 Mart tarihli yazıda, ITUC’un 2-4 Şubat 2011’de Brüksel’de gerçekleştirdiği Yönetim Kurulu toplantısında üyelik başvurusunun değerlendirildiği belirtildi. Yazıda şöyle denildi: “Yönetim Kurulumuz, Memur-Sen’in Ağustos 2010’da başvurduğunu ve daha önce de Uluslararası Hür Sendikalar Konfederasyonu ICFTU’ya yapılan başvurusunun 2006 yılında reddedildiğini dikkate aldı. 2006’dan bu yana örgütünüzün yaşadığı gelişmeler, istişare sürecinin olumsuz sonuçları ve Memur-Sen’in bağımsız karakterinin tartışılabilir olması durumu göz önüne alınarak, başvurunuzun dikkate alınmamasına kadar verilmiştir.”

Danışıklı dövüşle suçlandı

Halen Genel Başkanlığı’nı Ahmet Gündoğdu’nun yürüttüğü Memur-Sen, hükümetle yapılacak toplu görüşmelerde memurları temsil eden en önemli sendika konumunda bulunuyor. Diğer sendikalar, sık sık Memur-Sen’i yaptığı açıklamalar ve gösterdiği tavırlar nedeniyle ağır şekilde eleştirmişti.

Memur ve memur emeklilerinin, 2011 yılı zamlarını belirleyen toplu görüşmelerde de yetkili Memur-Sen Konfederasyonu’nun, “görüşme öncesi hükümetle danışıklı dövüşle şike yaptığı” iddiaları tartışma yaratmıştı. Hükümetin kamuoyunda kendisine yakın bulunan Memur-Sen konfederasyonuyla 2011 yılı memur maaşlarıyla ilgili imzaladığı mutabakat zaptı, tartışma konusu olmuştu.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

İTHAL ÖĞRETMEN
Milli Eğitim Bakanlığı, anaokullarına ingilizce öğretmeni atanması için düğmeye bastı. Artık MEB, anaokulundan itibaren yoğunlaştırılmış ingilizce eğitimi yaptıracak. 40 bin yeni öğretmen atanması için hazırlıklar yapılıyor.  Bu fırsattan yararlanmak isteyen öğretmen adaylarının KPSS’ye girmesine gerek yok. ABD, İngiltere, Kanada, olmadı Avustralya vatandaşlığı belgesi alması yeterli. Çünkü MEB, bu ülkelerden 40 bin ithal öğretmen alacak.

İşsiz öğretmen adaylarını çileden çıkarmaya aday bu gelişme Milli Eğitim Bakanlığı’nda hazırlıkları tamamlanan yeni anaokulu müfredatında gizli. Anaokulu öğrencilerine sular seller gibi ingilizce konuşturmaya büyük önem veren bakanlık kesenin ağzını açıyor. Fakat bu ortada garip bir durum var. Yüzbinlerce öğretmen atanmayı beklerken, bakanlık anaokullarında ingilizce öğretmenliği için YABANCI ÖĞRETMEN ithal edecek. Yanlış duymadınız. ABD, İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya gibi ülkelerden ingilizce öğretmeni getirilmesi için yasal değişikliğin alt yapısı oluşturuluyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ne diyeceğimi şaşırdım

yok artık daha neler

Umutzorlu hocam paylaşım için teşekkürler...Bu okuduğuma inanamıyorum.Bunudamı görecektik.Atama bekleyen binlerce öğretmene ne olacak peki.?

İTHAL ÖĞRETMEN
Milli Eğitim Bakanlığı, anaokullarına ingilizce öğretmeni atanması için düğmeye bastı. Artık MEB, anaokulundan itibaren yoğunlaştırılmış ingilizce eğitimi yaptıracak. 40 bin yeni öğretmen atanması için hazırlıklar yapılıyor.  Bu fırsattan yararlanmak isteyen öğretmen adaylarının KPSS’ye girmesine gerek yok. ABD, İngiltere, Kanada, olmadı Avustralya vatandaşlığı belgesi alması yeterli. Çünkü MEB, bu ülkelerden 40 bin ithal öğretmen alacak.

İşsiz öğretmen adaylarını çileden çıkarmaya aday bu gelişme Milli Eğitim Bakanlığı’nda hazırlıkları tamamlanan yeni anaokulu müfredatında gizli. Anaokulu öğrencilerine sular seller gibi ingilizce konuşturmaya büyük önem veren bakanlık kesenin ağzını açıyor. Fakat bu ortada garip bir durum var. Yüzbinlerce öğretmen atanmayı beklerken, bakanlık anaokullarında ingilizce öğretmenliği için YABANCI ÖĞRETMEN ithal edecek. Yanlış duymadınız. ABD, İngiltere, Kanada, Yeni Zelanda, Avustralya gibi ülkelerden ingilizce öğretmeni getirilmesi için yasal değişikliğin alt yapısı oluşturuluyor.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Ne diyeceğimi şaşırdım

Sanırım bu öneride, öğretmenlik için bi fakülte falan bitirilmesine gerek yok.İngiliz vatandaşı olup Türkçe bilen biri gelip burada öğretmenlik yapabilir.Yoksa yanlış mı anladım???

Sanırım bu öneride, öğretmenlik için bi fakülte falan bitirilmesine gerek yok.İngiliz vatandaşı olup Türkçe bilen biri gelip burada öğretmenlik yapabilir.Yoksa yanlış mı anladım???

Biz ingilizce öğreniriz artık hocam .O niye Türkçe öğrensin

suan zaten ingilizce derslerine coğu okulda brans girmiyor.  herhangi bir üniv mezunu olan giriyor.

ithal öğretmen harika bir fikir. zaten bu ülkede eğitim fakülteleri nitelikli öğretmen yetiştiremiyor. osmanlıda son döneminde ithal eğitimciler getirmişti. ve eğitimde müthiş bir şekilde ilerlemişleridi.

ithal öğretman ne demek ya
benim ülkemin binlerce işsiz öğretmeni ne olacak? aralarında hiç mi ingilizce bilen yok bu binlercenin? neden onların arasından seçilmiyor bu işi yapacak öğretmenler? bu işte bir yanlışlık olsa gerek.

Bankalar Birliği, sahte e-posta ve internet sitelerine karşı uyardı
TBB, son günlerde banka müşterilerine, TBB’nin adı kullanılarak, "Yıllık Kredi Kartı Kullanım Bedellerinin İadesi" konulu sahte e-posta mesajları gönderildiğinin tespit edildiği, söz konusu e-posta mesajlarında, banka müşterilerinin ( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] ) isimli sahte internet sitesine yönlendirilerek kredi kartı bilgileri ile diğer kimlik bilgilerini girmelerinin talep edildiğini bildirdi.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB), sahte e-posta mesajları ve internet sitelerine karşı banka müşterilerine uyarıda bulundu.

TBB’den dolandırıcılık amaçlı sahte internet sitelerine ilişkin yapılan kamuoyu duyurusunda, son günlerde banka müşterilerine, TBB’nin adı kullanılarak, "Yıllık Kredi Kartı Kullanım Bedellerinin İadesi" konulu sahte e-posta mesajları gönderildiğinin tespit edildiği, söz konusu e-posta mesajlarında, banka müşterilerinin ( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] ) isimli sahte internet sitesine yönlendirilerek kredi kartı bilgileri ile diğer kimlik bilgilerini girmelerinin talep edildiğini bildirildi.

Açıklamada, TBB’nin söz konusu sahte e-posta mesajı ve sahte internet sitesi ile bir ilgisinin bulunmadığı, söz konusu sahte sitenin, kart hamillerinin kişisel bilgilerini ele geçirme amacını taşıdığı kaydedildi.

Banka müşterilerinin, bankacılık işlemlerini sadece bankalarının şube, çağrı merkezi, internet sitesi gibi bankalarına ait birimlerden yapabilecekleri hatırlatılan açıklamada, sahte e-posta mesajı içerisindeki linklere tıklanmaması, bu linklere tıklanarak erişilen sitelere kredi kartı numarası, şifre, kimlik numarası gibi kişisel bilgilerin girilmemesinin müşterilerin kişisel güvenliği açısından son derece önemli olduğu vurgulandı.


[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 Merhaba arkadaşlar,
 Bugün itibariyle sınıfımda yeni bir uyğulamaya başladım.
 Hepimiz bildiği ve sürekli olarak bizi en çok yoran,çocuklara çoğunlukla kızma nedenimiz olan ödev uyğulamasını artık yapmamaya karar verdim.Bu kararı öyle bir günde ve keyfiyetten aldığımı zannetmeyin böylesi bir karar verirken çok zorlandım.Peki neden böyle bir şeye karar verdiniz derseniz.Öğrencilerimin tavrı beni bu karara zorladı.

 Acaba içinizde,benim öğrencilerim ödevleri özenerek ve zevk alarak yapıyorlar,onlarla bu konda hiç sorun yaşamıyoruz diyeniniz var mı?
 Çocuk karakterinde olumsuz gelişmeler yüzünden böyle karar aldım.Daha doğrusu tek başıma değil velileri de işin içine katarak böyle bir karar aldık.Ama inanın bana velilerden bir tanesi bile iyi olur ödev çocuklarımızın psikolojisini bozuyor,böylesi daha iyi demedi.Tam tersine verilmeli ödevsiz olmaz dediler.Ama kendilerini acaba çocuklarının yerine hiç koydular mı, çok merak ediyorum.
 Aslıda ben bir ödev bağımlısıyım.Eminim sizler de öylesinizdir.Çocuklara ödev vermediğim zaman onları kaybetmekten çok korkuyorum.Ödev mutlaka olmalı diyorum.Ama gel gelelim.Çocuklar öyle demiyor.Hemen hemen her sabah aynı dram...Çocuklarımızı karaktersizleştiren bin bir türlü bahane ve yalan.Onların yerine koyunca kendimi durumlarını az da olsa anlıyorum.Ve onlara acıyorum.Aslında geçmişte bizlerde aynı yollardan geçtik.Ama unuttuk büyüyünce.Bizi bunu yapmaya zorlayan sistemin içerisinde kaybolup gittik.
 Ne olur yani öğrenci ödev yapmazsa?
Ne kaybeder,ya da ne kazanır?
Ödev olmasa acaba okulda anlatılan hiçbir şey anlaşılmaz mı?
 Bu tüm bu sorular için öğrencilerimi gözlemledim.Ödevini zorla yapan yine tembel, yine konuyu anlamaz, yine mutsuz ve başarısız.
  Madem durum bu ,madem başarmak için çalışmak içimizden gelmiyor.O zaman dikdatörcesine zorlama niye?

 Neyse arkadaşlar!Diyeceksiniz ki madem bütün bunları düşündün ve kendi kendine böyle bir karar aldın.O zaman neden buraya yazıyorsun? Dedim ya arkadşlar ben ödev bağımlısıyım.Bu uygulamalarla sadece başarılı öğrencilerimi değil bütün öğrencilerimi kaybetmekten korkuyorum.Ve bu konuda sizlerin neler düşündüğünüzü merak ediyorum.
 Yorum görüş ve önerilerinizi bekliyorum.
Ödev dramına bir örnek!
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Biri müdür 4 öğretmen, mobbingden yargılanıyor
 
22 Mart 2011 07:30                               SEDA ÇAKMAK / İSTANBUL

Öğretmen Fahrinisa İçten’i mobbing uygulayarak ‘mutsuzluk ve hayattan tiksinme’ psikolojisine sokan 5 öğretmen, 12 yıla kadar hapis istemiyle hakim karşısına çıktı.
Edebiyat öğretmeni Fahrinisa İçten’e başka bir okula tayin istemesi için psikolojik baskı yapan biri müdür 4 öğretmenin yargılanmasına başlandı. Bakırköy 4. Ağır Ceza’daki davada sanıklar suçlamaları kabul etmezken, Adli Tıp, İçten’in ‘mutsuz ve hayattan tiksinme’ psikolojisi içinde olduğu ve mobbinge uğradığı yönünde rapor verdi. İstanbul Bakırköy Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’nde 1.5 yıl edebiyat öğretmenliği yapan Fahrinisa İçten, bezdiri uygulayan okul müdürü Mehmet K. müdür yardımcıları Sebahattin T, Abidin T ve öğretmenler Candan Ş. ve Ayfer K. hakkında dava açtı. ‘Kamu görevlilerine işkence’ suçundan 12 yıla kadar hapisle yargılanan 5 öğretmen hakim karşısına çıktı.
 
Kıdem indirme ve 4 kez ihtar cezası aldı
 
Mahkeme, mağdurun ifade verirken yanında Sosyal Hizmet Uzmanı’nın bulunması ve tanıkların dinlenilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. İddianameye göre Fahrinisa İçten’le konuşan öğretmenler de soruşturmayla tehdit edildi. Okul müdürü, İçten’e not verirken tarafsızlık ilkesini ihlal ettiğini iddia ederek 1 yıl kıdem indirme ve 4 kez ihtar cezasının yanı sıra okulunun değiştirilmesi için Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurdu.
                                                                      
                                                                          stargazete.com

  selamlar. ithal ingilizce öğretmenliğine bir açıdan olumlu bakıyorum, bir açıdan bakmıyorum.
  bugüne kadar normal bir aileye sahip olup normal bir okulda ingilizceyi adam akıllı öğrenen birini görmedim. ingilizce hazırlık okudum. kısmen öğrendim. daha sonra kendi çabalırmla çok ta süper olmayan bir seviyeye getirdim ingilizcemi. çok ingilizce öğretmeninle konuştum çoğu zaman kendi süper olmayan ingilizcemin pratik olarak onlardan daha iyi olduğunu bizzat gördüm.
   sorun tabi ki tamamen öğretmenlerde değil. ben sınıf öğretmeniyim. süper miyim? tabaki değilim. eğitim sistemi işe yaramayan. faydasal olmayan tepeden inmeci ve çoğu zaman pratik olmayan, bizim de tam olarak anlamadığımız birçok mevzuatla ve yöntemle dolu. zaten öğrencilere kitapları dağıtmaları aslında faydalı gibi gözüksede. tek tipçi, bağlayıcı, kafa yorucu ve zihin bulandırıcı bir matığın siyasi bir manevrasıdır.
   ingilizce öğrenmek zorunda mıyız? inanınki öyle bir mecburiyetimiz hiç yok. türkiyenin en genç profesör olmuş bilim insanı; siz bilimi yapın yamyamcada yapsanız gelir alırlar diyor. illaki ingilizce olsun deniliyorsa, ya sistem değişecek, yada seçmeli olarak isteyene verilecek. bu da olmuyorsa anadili ingilizce olan öğretmenler tarafından ders verilicek.

  ama en mantıklısı artık siyasilerimiz rüşvet iltimasla basiretsiz yöneticiler atamayı bırakıp. hak eden kendini geliştiren uzman yöneticilerle bu işi hal edecek. tabi bu uzmanlığa en üstten en tepeden başlamak gerekiyor...