Yorumlu Haberler

 Bugünün  tarihi  itibari  ile  güney  yönünden kuzeye  yönüne  doğru,  küçük  cüsseli kuşların, (çingene kuşları) sürüler  halinde  kuzeye  çıkışlar  yaptığını  gözlemledim.
  Kuşlar  göçmen değildi, peki  ama  neden kuzeye  gittiler?
  İçgüdü  olabilir mi?
  Yoksa  yağmuru mu  müjdeliyorlar!
     

Arapça, okullarda seçmeli ders olacak
3 Ekim 2011 17:40

--------------------------------

- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, ilköğretim 4. 5., 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin yabancı dil dersinde bu yıl seçebileceği Arapça ders öğretim programını hazırladı.

Konuya ilişkin açıklama yapan Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Merdan Tufan, Türkiye'de okutulacak yabancı dillerin Bakanlar Kurulu kararı ile belirlendiğini söyledi.

Şu anda Türkiye'deki okullarda İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Rusça ve Çince dillerinde eğitim verildiğini anımsatan Tufan, bu dillere Arapça'nın da eklendiğini belirtti.

Bu kararın Bakanlar Kurulu'nca geçen yıl alındığını hatırlatan Tufan, ''Geçen yıl bu karar alındığında eğitim öğretim başlamış olduğu için okullarımızda okutulma şansı pek yoktu. Biz o tarihte bu dersin komisyonlarını kurduk. Ders programının hazırlanmasına başladık'' diye konuştu.

Program hazırlamanın zaman aldığını ifade eden Tufan, ilköğretim 4., 5., 6., 7. ve 8. sınıflar için Arapça ders programının tamamlanarak yayınlandığını bildirdi. Tufan, ''Bu sene ilköğretimde eğer Arapça dersini seçen varsa, bu programa göre Arapça'yı dil olarak alıp okuyabilir'' dedi.

Bu sınıflar için Arapça ders kitabı çalışmalarının başladığını belirten Tufan, Haziran ayı sonuna kadar ders kitabı bitecek. Önümüzdeki öğretim yılı ders kitabı da olacak'' diye konuştu.

Arapça dersinin zorunlu yabancı dil dersi ile seçmeli ders için ayrı ayrı seçilebileceğini ifade eden Tufan, bu yıl öğrencilerin bu dersi seçebileceğini, dersin programı hazırlandığı için ders kitabı olmadan da bu dersin okutulabileceğini kaydetti. Tufan, öğretmenlerin belirledikleri kaynaklardan yararlanarak bu dersi verebileceklerini belirterek, bir ders için asıl unsurun program olduğunu ifade etti.

İlköğretim 4. ve 5. sınıflarda 3 saat; 6., 7. ve 8. sınıflarda ise 4 saat yabancı dil dersi verildiğini söyleyen Tufan, bu dersin zorunlu olduğunu kaydetti.


-Ortaöğretimde de okutulacak-


Bu dersin sadece ilköğretimde değil, ortaöğretim 9., 10., 11. ve 12. sınıflarda da okutulacağını belirten Tufan, ortaöğretimin programı üzerinde henüz çalışıldığını söyledi.

Tufan, şunları kaydetti:

''Bu sene liselerde de öğrenciler isterlerse alabilirler bu dersi. Programı kendileri belirleyerek okutabilirler. Çünkü bizim imam hatip liselerimizde öteden beri mesleki Arapça adı altında Arapça dersi var. Bu dersi okutan öğretmenlerimiz de var. İngilizce, Almanca öğretmeni gibi, Arapça öğretmeni yetiştiren bölümler var. Bu yeni programa göre günlük hayatta lazım olacak şekilde Arapça öğretilecek. Ancak bu öğretmenlerimiz her ikisini de okutabilirler.''


-''Arz talep dengesini almak lazım''-


Bu dilin neden kabul edildiği konusuna da değinen Tufan, dünyada 26 ülkede 350 milyon kişinin Arapça konuştuğunu, Birleşmiş Milletler'in dünyada en çok konuşulan 6 dilden birisinin Arapça olduğunu belirlediği bilgisini verdi.

Tufan, ''Bizim çevremizdeki komşularımızdan neredeyse yarısı Arapça konuşan devletlerden oluşuyor. Bunlarla bizim ticari, turistik ilişkilerimiz var. Burada arz talep dengesini de dikkate almak lazım. Arapça da bu amaçla seçildi. Belki başlangıçta tam anlaşılamadı ama gereken yerlerde bunu öğrencilerimiz seçebilirler'' diye konuştu.


-Öğrencinin düzeyine göre eğitim-


Yabancı dil programlarını bu sene yenilediklerini anımsatan Tufan, Avrupa dil eğitiminde esas alınan A1,A2, B1, B2, C1 ve C2 düzeyleri bulunduğunu, dili öğrencinin seviyesine göre öğretmeyi amaçladıklarını belirtti.

Tufan, şunları anlattı:

''Avrupa'da öğrencilerin dil öğretiminde seviye grupları belirleniyor, ona göre eğitim veriliyor. A1 grubu en alt düzey demek. Sınıfta öğrencilerin yarısı A1 düzeyinde, yarısı A2 düzeyinde ise bunlara aynı eğitimi, aynı müfredatı vermek doğru değil. Herkesi kendi seviyesine göre gruplandırılarak eğitim verilmesi öngörülüyor yeni programlarımızda. Arapça dersi öğretim programı da buna göre hazırlandı.''

Arapça denince akıla sadece Arap alfabesinin geldiğini belirten Tufan, ''Arapça neticede bir dil, sadece alfabe demek değil. Çocuklara sadece alfabe öğretiliyor, gibi düşünmemek lazım'' dedi.

Günlük iletişimin gerektirdiği basit konuşmaların öğretileceğini anlatan Tufan, programda Atatürk ile ilgili konuların yer almadığı yönünde bazı eleştirilerin geldiğini, ancak bunların yanlış olduğunu, programın içeriğinde dili anlatırken Atatürk ile ilgili konuların da yer aldığının altını çizdi.

Ders programının Gazi Üniversitesi öğretim üyelerince ve alanında uzman öğretmenlerce hazırlandığını belirten Tufan, dünyada İngilizce'nin 1 milyar 800 milyon, Çince'nin 1 milyar 300 milyon, İspanyolca'nın 620 milyon, Fransızca'nın 500 milyon ve Arapça'nın da 350 milyon kişi tarafından konuşulduğu bilgisini aktardı.

evet ıngılızceyı hallettık ya  bır dılı cok ıyı konusyoruz ya bı bu eksık kaldı ben bu yenılıklere hos bakmıyorum yenılıgın kendısıne degıl her yenılıgın derınlemesıne gıdılıp sureklılık arz etmemesıne karsıyım, ıngılızceyı allah askına kac cocuk okullarda öğrenıyor kendı ana dılıne bıle hakım olamayanlarımız olamayan cocuklarımız var cesıtlılık ıyı ancak ıcı doldurulursa

Derslere de imamlar girer artık. Bahanesi de hazır, imam ihtiyacımız var.

 
MEB’DE TÜM ÇALIŞANLARA İLLER ARASI ROTASYON0                                 5 Ekim 2011 / 07:05
3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat kanununun değişmesiyle birlikte yürürlüğe giren 652 sayılı KHK kapsamında yapılması düşünülen mevzuat değişiklikleri büyük bir gizlilik içinde yürütülüyor.
Bakanlık yetkilileri bu konuda kamuoyuna sızmayı önlemek için her türlü tedbiri almış durumda. Başbakanın ustalık kabinesinde yer verdiği en dikkat çekici isimlerden birisi olan Milli Eğitim Bakanı Dinçer, Meb'de inanılmaz bir değişime imza atmaya hazırlanıyor.
 
AYNI İLDE 8 YILINI DOLDURAN ÖĞRETMENLER DE DAHİL TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARINA İLLER ARASI ROTASYON
 
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri tarafından yürütülen mevzuat geliştirme çalışmasında sona gelindiği bildiriliyor. Memurlar.biz'e gelen bilgilere göre aileleri ile birlikte 5 milyonluk bir camiayı ilgilendiren değişikliklerden en önemlisi; iller arası zorunlu yer değiştirme -rotasyon- uygulamasının tüm eğitim çalışanlarını kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi oluşturuyor.
Milli Eğitim Bakanlığı Personeli Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği başlığı altında tek elden yürütülen yönetmelik çalışmasıyla farklı statüdeki tüm eğitim çalışanlarının atama ve yer değiştirme yönetmeliği tek başlık altında birleştiriliyor. Yapılan çalışmayla 6 hizmet bölgesine ayrılan illerden birisinde 8 yıllık zorunlu çalışma süresini dolduran Eğitim Denetçisi, İlçe Milli Eğitim Müdürü, Şube Müdürü, Okul Müdürü, Müdür Baş Yardımcısı, Müdür Yardımcısı, Şef, Memur ve Öğretmen başka bir eğitim bölgesine zorunlu yer değişikliğine tabi tutuluyor.
Kamuoyundan sır gibi saklanan çalışma, müfettişlerin rotasyonuna benzer değişiklikler içeriyor. Çalışmaya göre 6 hizmet bölgesinden birinde bir öğretmen en fazla 8 yıl çalışabilecek.
 
Bulunduğu ilde zorunlu yer değiştirme tarihi itibarıyla en az iki yıllık çalışma süresini tamamlayanlardan;

1- Hizmet bölgelerindeki zorunlu çalışma sürelerini tamamlayanlar, isteğe bağlı yer değişikliği kapsamında 20 il tercihinde bulunabileceklerdir.
2- Bölge hizmetini tamamlamamış olanlar, bulundukları hizmet bölgesi ile sınırlı olmak kaydıyla beş il tercih edebileceklerdir.
 
   Yürütülen mevzuat çalışması ile ilgili sitemize gelen yüzler e-postada belirtildiği gibi sözleşmeli öğretmenlik uygulamasını kaldıran Milli Eğitim Bakanlığı özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da öğretmen tutmanın yolunu hizmet bölgelerinde zorunlu çalışma yönteminde bulmuş gözüküyor. Ancak gözden kaçan bir kaç hususu belirtmekte fayda var. Zorunlu yer değiştirmeyle bir çok öğretmen emekli olmak zorunda kalacaktır. Emekli olacak olan öğretmenlerin boşalttığı yerler hali hazırda bekleyen 150 bin öğretmen açığıyla had safhaya ulaşacaktır. Her yıl en az 100 bin civarında eğitim çalışanı yolluk ve harcırahını alarak başka bir ile göç etmek zorunda kalacak bu da zaten bu mali politikalarla ülke ekonomisine daha fazla zarar verecektir. Ekonomik yanlarını bir yana bırakırsak sosyal ve insani açıdan birçok aile sıkıntı çekecektir. Eşinden ve ailesinden ayrı binlerce eğitim çalışanına onbinler eklenecektir.
 
Buradan bakanlık yetkililerini kamuoyunun merakla beklediği bu konulara ilişkin açıklama yapmaya davet ediyoruz.
 
Memurlar.biz/ÖZEL
 
KAYNAK: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

MEMUR YİNE KANDIRILDI
 
05 Ekim 201105-10-2011 13:51:25
 
Memur konfederasyonları, 2.5 milyon memuru toplu sözleşme masasında kimin temsil edeceği noktasında yine anlaşamadı. 7 saat süren son toplantıdan da uzlaşma çıkmayınca, Kamu Görevlileri Sendikalar Yasası’nda yapılacak üç değişiklik hükümetin insiyatifine bırakıldı.
Edinilen bilgiye göre Bakan Çelik, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis personeline sendika yolunun açılmasına sıcak baktığını belirterek, konuyu Bakanlar Kurulu’na taşıyacağını söyledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, dün yapılan üçlü danışma kurulu toplantısında Memur-Sen, KESK ve Kamu-Sen Konfederasyonlarının Başkan ve yardımcıları ile bir araya geldi.  Yedi saat süren toplantıda konfederasyonlar üç konuda yine uzlaşmaya varamadı.

MASADA KİM OLACAK?

Hükümetle yapılacak toplu sözleşme masasında kimin olacağı konusu konfederasyonların uzlaşamadığı ana konu oldu. Memur-Sen üye sayısı en fazla olması nedeniyle genel toplu sözleşme masasında tek başına olmak istedi. Hizmet kolu toplu sözleşmesinde iseyetkilil sendikanın temsil edilmesi gerektiğini savundu.

Ancak KESK, hem genel hem de hizmet kolu sözleşmesinde üç konfederasyonun da eşit şekilde bulunmasını ve itiraz hakkı verilmesi talebinden vazgeçmedi.

Kamu-Sen de genel toplu sözleşmede üç konfederasyonunun eşit şekilde yer almasını istedi. Ama itiraz hakkının ‘iki konfederasyonun bir araya gelmesi şartına bağlanmasını’ kabul etti. Bakan Faruk Çelik’in de sıcak baktığı bu öneriye KESK hiçbir şekilde yanaşmadı.

HAKEM BULUNAMADI

Toplu sözleşme masasında anlaşamayan tarafların itiraz edeceği ‘Kamu Personeli Hakem Kurulu’nun yapısı da uzlaşılamayan bir diğer konu oldu. Bu konuda konfederasyonlar kendi aralarında anlaşmalarına rağmen Bakanlık ile anlaşamadılar.

Memur-Sen’in, 4 kişi memur sendikasından; 4 kişi Kamu İşveren Sendikasından ve 2 kişi de öğretim üyelerinden oluşsun, önerisine Bakanlık itiraz etti. Bunun üzerine Memur-Sen, 8 üyeye ilaveden Hakem Kurulu’nun Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanının başkanlığında Sayıştay ve Danıştay’dan birer üye olmasını önerdi. Bakan Çelik, bu öneriyi Bakanlar Kurulu’na götüreceğini söyledi. 

SİVİL MEMUR KARARI HÜKÜMETİN

Edinilen bilgiye göre üç konfederasyon da tüm kamu çalışanlarının ‘sendikalı’ olmasını talep etti. Ancak Bakan Çelik, güvenlik ile yargı personelinin sendikalı olmasına ‘sıcak bakılmadığını’ vurguladı. Bunun üzerine konferedasyonlar Milli Savunma Bakanlığı’nın sivil personeli ile Cumhurbaşkanlığı ve TBMM çalışanlarına da sendika hakkı verilmesinde ısrar ettiler. Çelik, bu ısrar üzerine, “Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Personeli konusunda benim de olumlu görüşüm var. Yargı mensupları ile güvenlik personelini dışarıda tutarsak mutabakata varırız” dediği öğrenildi. 

AMİRLER DE SENDİKALI OLACAK ÖZEL GÜVENLİKÇİLER DE

Konfederasyonlar ile hükümetin uzlaştığı konular ise şöyle:

-   Kamu görevlisi tanımı değiştirilerek, adaylık ve deneme süresini  tamamlayan kamu görevlilerine sendika üyeliği hakkının verilecek.

-   Sendikal örgütlenme hizmet kolu düzeyinde  sürdürülecek.

-   Sendika tüzüğü, zorunlu organlar, kuruluş  işlemleri ve benzeri konularda prosedür basitleştirilecek.

-   Sendika üyeliği yasağının kapsamı daraltılacak. Bu çerçevede 100 ve daha fazla kamu  görevlisinin çalıştığı iş yerlerinin amirleri ile özel güvenlik personeline  sendika üyeliği hakkı verilecek.

-   Kamu  Personeli Danışma Kurulu kurulacak.

-   İş yeri sendika temsilciliği yeniden düzenlenecek.

-   Yetkili sendikaların belirlenmesinde dikkate alınan üye  sayısı tespitinde 15 Haziran tarihi esas alınacak.

-   Toplu sözleşme  görüşmeleri Eylül ayında yapılacak ve 2 mali yıl için geçerli olacak.

-   Toplu  sözleşmenin genel ve hizmet kolu düzeyinde yapılması ve belediyelerde fiilen  yapılan sosyal denge uygulamaları konusunda teknik heyet çalışma yapacak.

-   Toplu görüşme primi toplu sözleşme  ikramiyesine dönüştürülecek.

KASIM’DA İLK TOPLUSÖZLEŞME
 
Toplantı bitiminde bir açıklama yapan Bakan Çelik, ilk toplu sözleşmenin Kasım ayı içinde olabileceğini söyledi. Çelik, “Umuyorum ki bir aksama olmaz ve bir an önce  meclise yasayı sevk ederek Kasım ayında toplu sözleşme görüşmelerine başlamış  oluruz” dedi.

Çelik, konfederasyonların önerilerinin Bakanlar Kurulu’nda değerlendirilip, daha sonra meclis gündeminde komisyonlarda ve Genel Kurul safhasında yine  birlikte diyalog çerçevesinde sürdürme kararı aldıklarını anlattı. Çelik, “İnanıyorum ki burada yapılan  iyileştirmeler Bakanlar Kurulu, komisyon safhasında da yeni anlamlar kazanacak ve  böylece 4688 sayılı yasa yeni şekliyle bir an önce yürürlüğe girecek ve değerli  konfederasyonlarımız ve kamu çalışanlarımızla toplu sözleşmeyi gerçekleştirmiş  olacağız. Toplu sözleşme dönemini bu yasayla açmış olacağız. Taslağın yasalaşma  sürecine kadar diyaloglarımız devam edecek” dedi.


KAYNAK:  [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın annesi Tenzile Erdoğan vefat etti.

Kadıköy’deki Medipol Hastanesinde bir süredir tedavi altında bulunan Tenzile Erdoğan bu sabah 09.15’te hayatını kaybetti.

Erdoğan’ın annesi Tenzile Erdoğan, 30 Eylül’de saat 18.00 civarında karın ağrısı ve yüksek ateş şikayetleriyle hastaneye kaldırılmıştı. Yapılan klinik radyolojik ve laboratuvar tetkikler sonucunda Tenzile Erdoğan’a akut kolesistit tanısı konulmuş, gerekli ameliyat hazırlıklarını takiben, 1 Ekim saat 11.00’de hastane hekimlerinden Prof. Dr. Hasan Taşçı başkanlığındaki ekip tarafından kolesistektomi (safra kesesinin alınması) operasyonu gerçekleştirilmişti. Tenzile Erdoğan 83 yaşındaydı.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

3 bin yılda açıyor.

AVATAR filmine konulan ve 3 bin yılda açan Udumbara çiçeği Elazığ’da görüntülendi
 
AVATAR filminde mutluluğu yakalayanların üzerine konan ve 3 bin yılda açan Udumbara çiçeği Elazığ’da görüntülendi. Budizmin efsanelerinde yer alan dünyanın en nadir görülen çiçeği olan Udumbara’yı doğa fotoğrafları çeken ilköğretim okulu öğretmeni Mustafa Canbay Baskil ilçesinde görüntüledi.
Elazığ’ın Baskil ilçesi Kuşsarayı kırsal kesiminde doğa fotoğrafları çeken ilköğretim okulu öğretmeni Mustafa Canbay gördüğü Udumbara çiçeğini fotoğrafladı. Canbay basından takip etiği kadarıyla bildiği udumbara çiçeğini gördüğünde önce şaşırdığını sonra fotoğrafladığını belirterek, "Arkadaşlarla doğa fotoğrafları çekmeye gittiğimiz Kuşsarayı kırsalında bir dere içersinde fotoğraf çekerken Kekik dalında Udumbara çiçeğini gördüm, Basından da takip ettiğim kadarıyla udumbara çiçeği üç bin yılda bir açtığıydı ve fotoğraflamaya başladım" dedi. 3 bin yılda bir açan Udumbara adlı çiçek, Avatar filminde mutluluğu yakalayanların üzerine konan bir figür olarak kullanılmıştı. Avatar filminden sonra yeniden gündeme gelen çiçekle ilgili yeni bir iddia ortaya atıldı. Dünyada şimdiye kadar sadece 15 tane tespit edilen çiçeğin yeniden filiz verdiği belirtildi.

 
Bu gece gökyüzüne dikkat!

Saatte yaklaşık bin gök taşı (akanyıldız) izlenebilecek...
 
Ankara Üniversitesi Rasathanesi, bu akşam başkentlilere 'Ejderha Gök Taşı Yağmurları'nı izlettirmek için özel bir etkinlik düzenledi.

AA muhabirinin Rasathane yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Ankara Üniversitesi Gözlemevi her ay gerçekleştirdiği halk günü etkinliklerinden birini, bu akşam gerçekleştirecek. Bu akşamki, etkinlik tüm dünyada kutlanacak Uluslararası Ay Gözlem Gecesi etkinliğini ve 7-10 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen Ejderha Gök Taşı Yağmuru gözlemini de içerecek.

Uluslararası Ay Gözlem Gecesi, Ay yüzeyinin 50 kilometre yukarısında dolanan ve eşi benzeri olmayan fotoğraflar çeken LRO uydusunun verilerini ve bilimin eğlenceli yüzünü halka ulaştırmak için düzenleniyor. Bu kapsamda 8 Ekim gecesinde tüm dünyada gözlemevleri ve astronomi toplulukları tarafından yüzlerce gözlem gecesi, festival ve parti düzenleniyor.'Ejderha Gök Taşı Yağmuru' kapsamında ise gökyüzünün açık olması durumunda saatte yaklaşık bin gök taşı (akanyıldız) izlenebilecek. Bu gök olayının gözlenmesi için en elverişli yerler Doğu Avrupa bölgesi, Türkiye ve Mısır olacak.

Akşam saat 19.30'da başlayacak olan etkinlikte, Gözlemevi Müdürü Doç. Dr. Birol Gürol tarafından bir sunum yapılacak. Katılımcılar, gök bilim hakkında merak ettiklerini öğrenme, etkinlik sırasında gözlenecek olaylar ve gök cisimleri hakkında bilgi alma ve güncel gök bilim haberlerini dinleme fırsatını yakalayacaklar. Sunumun ardından açık havada belgesel gösterimi ve uzmanlar eşliğinde gökyüzü tanıtımı yapılacak. Katılımcılar teleskoplarla ilginç görüntüler sunan kraterleri, dağları ve ovalarıyla Ay'ı gözleyecekler. Ay'ın güneydeki en ilgi çekici yüzey şekillerinden biri olan 85 kilometre çapında ve yaklaşık 4 kilometre derinliğindeki Tycho krateri bunlardan bir tanesi.

Etkinlikte teleskoplarla Ay gözleminin yanı sıra Jüpiter gezegeni ve uydularıyla Andromeda Galaksisi gibi cisimler de gösterilecek.

rotasyon yok arkadaşlar...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] .

Okulda 'namus' için 1 metre

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün kararında erkek ve kız öğrenciler arasındaki yakınlaşma için 'Cinsel istismar vb. durumlarla karşılaşılmaması için mesafe 1 metreden az olmayacaktır' ifadesine yer veriliyor.

Faruk Keskin


Cumhuriyet-Antalya- Antalya Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, kız ve erkek öğrenciler arasındaki yakınlaşma mesafesinin 1 metreden az olmamasını istedi. Benzer bir olay Mersin’deki Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’nde de yaşanmış, kız ve erkek öğrencilerin birbirlerine 45 santimden fazla yaklaşmaları ve yan yana oturmaları yasaklanmıştı.

Antalya Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, kız ve erkek öğrencilerin, herhangi bir nedenle konuşmak veya ders arasında sohbet etmek için bir araya geldiğinde, yönetimin belirlemiş olduğu ‘1 metre’ sınırına dikkat etmesini istedi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne göre bu mesafenin altındaki yakınlaşmalar “cinsel istismar” nedeni sayılacak.

İlçe Milli Eğitim Müdürü Erdem Kaya başkanlığında gerçekleştirilen ‘2011-2012 Sene Başı Değerler Toplantısı’nda alınan kararlar, Muratpaşa Lisesi öğretmenlerine tebliğ edildi. Okul Müdürü İlhami Kotan’ın imzasını taşıyan ve toplam 18 maddelik talimatın yer aldığı yazıda da en ilginç olanı ise kız ve erkek öğrenciler arasında yakınlaşma mesafesine sınırlama getiren 5. madde. Bu maddede “Cinsel istismar vb. durumlarla karşılaşılmaması için mesafe 1 metreden az olmayacaktır” ifadesine yer veriliyor.

Antalya’da yaşanan bu olay birçok kesimden tepki alırken benzer bir olay daha önce Mersin’de de yaşanmış ve gazetemizde ‘Harem-selamlık lise’ başlığıyla yer almıştı.

Haberde, Mersin’deki Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’nde, yatılı bölümde kalan kız ve erkek öğrencilerin aynı ortamda bulunmaması için etüt derslerinin kaldırıldığı, Eylül 2010’da okul müdürlüğüne İbrahim Tol’un atanmasından sonra “kızlarla erkeklerin birlikte gezmemesi, yan yana oturmaması, şakalaşmaması” konusunda uyarıldıkları iddialarına yer verilmişti.
12 Ekim 2011 Cumhuriyet
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Okulda tacize '1 metre' ayarı

 Antalya'da Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün, ‘2011-2012 Sene Başı Değerler Toplantısı’nda aldığı lise öğretmenlerine yönelik kararda, “Cinsel istismar vb. durumlarla karşılaşılmaması için mesafe 1 metreden az olmayacaktır" ifadesine yer verildi. Sendika temsilcileri, uyarının öğretmen ve öğrencileri tacizci gibi gösterdiğini ileri sürdü.

Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürü Erdem Kaya başkanlığında özel bir okulun konferans salonunda gerçekleştirilen ‘2011-2012 Sene Başı Değerler Toplantısı’nda alınan kararlar, okul müdürlerine yazılı olarak gönderildi. Muratpaşa Lisesi Okul Müdürü İlhami Kotan, toplantıda alınan kararları, 30 Eylül'de "Muratpaşa Lisesi Öğretmenlerine/Dahili" başlığıyla duyurdu. Öğretmenlerin eğitim yılı boyunca dikkat etmesi gereken hususların anlatıldığı bu 18 maddelik yazının 5'inci maddesinde, “Cinsel istismar vb. durumlarla karşılaşılmaması için mesafe 1 metreden az olmayacaktırö ifadesi yer aldı.

Bu maddenin erkek ve kız öğrenciler arasındaki mesafeyi mi yoksa erkek öğretmen- kız öğrenci arasındaki mesafeyi kastettiği anlaşılamazken, sendika temsilcileri uyarının öğretmen ve öğrencileri tacizci gibi gösterdiğini ileri sürdü.

'ŞİDDETLE REDDEDİYORUZ'
Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, İlçe Milli Eğitim Müdürü Erdem Kaya başkanlığında okul müdürleri ile yapılan toplantıda, 1 metre mesafesinin de tartışıldığını kaydetti. Sönmez, sonuç bildirgesinde de ‘erkek öğretmen ile kız öğrenci’ ve ‘erkek öğrenci ile kız öğrenci’ arasındaki mesafenin 1 metreden aşağı olmamasına dikkat edilmesi istendi. Sonuç bildirgesinin henüz tüm okullarda olmadığını fakat Muratpaşa Lisesi gibi bazı okulların öğretmenlerine tebliğde bulunduğunu anlatan Sönmez, “Bütün öğretmenleri, öğrencileri tacizci gibi göstermek eğitimin temel ilkelerine de aykırıdır. Geçtiğimiz günlerde Kaş’ta tacizi basın açıklaması ile kınayan öğretmenlere soruşturma açan zihniyet, ancak böyle yöntemlerle tacizi önleme çabası içine girer. Bu karar hem öğrencileri, hem de öğretmenleri aşağılamaktır. Şiddetle reddediyoruz" diye konuştu.

ÖĞRETMEN DİYE DE ANLAŞILABİLİR
Karara ilişkin Eğitim İş Antalya Şube Başkanı Mehmet Balık da öğrencilerin yada öğretmenlerin birbirine yaklaşıp yaklaşmamasının mesafe ile ölçülemeyeceğini söyledi. Öğretmen ve öğrenci arasında zaten duygusal bir bağın var olduğunu dile getiren Balık, “Yani öğretmen her zaman koruyucu, anne ve baba sıfatındadır. Yaklaşımı da bu yöndedir. Aksini düşünmek cahilliktir. Muratpaşa Lisesi’nde öğretmenlere bir yazı gönderilmiş. Taciz ve benzeri olayları önlemek amacıyla alınan karar doğrultusunda diye başlayan bir resmi yazı çıkarılmış ve burada kastedilen öğretmenlerin birbirine 1 metreden fazla yaklaşmaması gibi de algılanabilir. Medeni bir ülkede bu tür tartışmalara girmek son derece yersiz ve anlamsızö şeklinde konuştu.

TAVSİYE MESAJI OLABİLİR
Türk Eğitim Sen Antalya Bünyamin Seçme ise şunları söyledi:

"Öğrencilerin zaman zaman öğretmeni taciz suçlamaları oluyor ve öğretmenler yargılanıyor. Öğrencilerle ilgili sosyal alan bırakın, o ilişkileri öğrenciler kötüye kullanıyor. Öğretmenlere yönelik sosyal mesafelerin doğru ayarlanmasını tavsiye eden bir mesaj olabilir. Böyle alınmış bir karar yok. Lise müdürünün böyle bir karar alma yetkisi yok. 'Sosyal mesafelerimizi ayarlayalım, öğretmen öğrenci sosyal mesafeyi koruyalım' diye bizi de uyardılar. Zaman zaman çünkü bu tür olaylar öğretmenin aleyhine oluyor. Uyarı yapılıyor."

Muratpaşa Kaymakamı Fatih Kocabaş, lisedeki kız ve erkek öğrencilerin arasına mesafe koyan kararın gerçek olmadığını, konuya ilişkin valiliğin açıklamada bulunacağını söyledi.

'LASTİKLİ DURUM SÖZ KONUSU'
Milli eğitimden sorumlu Antalya Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu, "İfadede lastikli bir durum söz konusu ama öğrencilerin birbirine bir metreden fazla yaklaşmaması gibi bir durum söz konusu değildir" dedi.
Vali Yardımcısı Cevheroğlu, 18 maddeden oluşan listenin Muratpaşa Lisesi Müdürlüğü tarafından Muratpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün eğitim ve öğretim yılı başında gerçekleştirilen değerlendirme toplantısına binayen öğretmenlere yönelik olarak yanınlandığını söyledi. Söz konu listenin 5'inci maddesinde yer alan "Cinsel istismar ve benzeri durumlarlar karşılaşmamak için mesafe 1 metreden az olmayacaktır" ifadesinin kişinin bedeninin aynı zamanda bir sosyal alan olduğunu vurguladığını kaydeden Cevheroğlu, "Bu madde aynı zamanda öğretmenlik mesleğinin saygınlığının, onurunun korunması, iftira ve ithamlarla karşı karşıya gelmemesi, mesleğin yıpratılmaması için alınmış bir karardır" diye konuştu.

bu mesafe yasağını kim nasıl denetleyecek acaba

arkadaşlar yeni forum nasıl açılıyor bilmediğim için sizleri burdan bir soru sormak istiyorum ben müdür yardımcısıyım birkaç gün önce okul müdürüm aramızda bir gerginlik yaşandışolayın ardından okul müdürü beni odasına çağırarak emirler yağdırıp konuşmanın dışarı çıkmamasıyla ilgili tehditlere bulundu,konuşmalarında sürekli benim kararlarıma itiraz edemezsin ben nasıl uygun görürsem öyle olacak,istediğime az istediğime çok görev veririm tarzında cümleler kullandı bu arada ben bir bayanım erkek olan müdür yardımcısına hiçbirşey söylenmeyerek bu kuralları benim için oluşturulduğuda belli oldu.Şu anda okula bile gitmek istemiyorum iki gün istirahat yazdırmama rağmen kendime gelemedim bu durumda ne yapbilirim cevap verebilecek arkadaşlar varsa sevinirim.

MÜDÜRLÜK SINAVINDAKİ HATALI SORULARA İTİRAZ ETTİK   10.10.2011 - 17:55
 
Bilindiği üzere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 02.10.2011 tarihinde Eğitim Kurumları Müdürlük Sınavı yapılmıştır. Bu sınavda hazırlanan bazı soruların hatalı olduğuna ilişkin tarafımıza bildirimler ulaşmıştır.
Türk Eğitim Sen olarak MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğüne gönderdiğimiz yazıda, Eğitim Kurumları Müdürlük Sınavı A Kitapçığında hatalı olduğunu düşündüğümüz 69. ve 92. sorularının yeniden değerlendirilmesi yönünde talepte bulunduk.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]