Yorumlu Haberler

Çevrimdışı NİL35

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 10.871
  • 94.630
  • 10.871
  • 94.630
# 14 Eki 2011 13:03:28
İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü 'Kültür Bayrağı' Projesi
2010-2011 eğitim ve öğretim yılında Kültür Bayrağı almaya hak kazanan 21 ilköğretim ve ortaöğretim okuluna ödülleri verildi.


İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kültür Bölümünce geçen yıl başlatılan "Kültür Bayrağı" projesi kapsamında, 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında "Kültür Bayrağı" almaya hak kazanan 21 ilköğretim ve ortaöğretim okuluna ödülleri törenle verildi.

İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Müdürlükte düzenlenen törende yaptığı konuşmada, İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak fark edilen, önemsenen, verimli, kamu yararı bulunan, insan ve birey odaklı birçok projeye imza attıklarını söyledi.

İstanbul’un, "Avrupa Kültür Başkenti" olmasının geçen yılla sınırlı olmadığını ifade eden Yıldız, "okumak ve kültürel birikimlerimizi sergilemek İstanbul için en öncelikli konularımız arasındadır" dedi.

Yıldız, bu çerçevede "Kültür Bayrağı" projesini ve yapılan çalışmaları önemsediklerini kaydetti.

Kültür Bölümünden sorumlu İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa Uslu da projenin, öğrencilerde, ilgi, yetenek ve güven duygusunu geliştirmeyi, bilimsel düşünme ve inceleme alışkanlığı kazanmalarını ve ileri düzeyde kurum kültürü oluşmasına katkı sağlamayı hedeflediğini söyledi.

Kültür Bayrağı Projesi’ne 80 okulun başvurduğunu, yapılan değerlendirmede sonucunda 16 ilköğretim ve 5 ortaöğretim okulunun "Kültür Bayrağı" almayı hak kazandığını belirten Uslu, Ümraniye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne de ilçedeki Kültür Bayrağı alan okul sayısı ve puan üstünlüğünden dolayı ’Kültür Bayrağı Hizmet Plaketi" verileceğini kaydetti.

Uslu, projenin yenilen içeriği ile bu eğitim ve öğretim yılında da devam edeceğini ifade etti.

Törende, daha sonra "Kültür Bayrağı" almaya hak kazanan okullara bayrak ve plaketleri verildi.


2010-2011 eğitim ve öğretim yılında Kültür Bayrağı almaya hak kazanan okullar şunlar: "Ataşehir Şehit Öğretmen Mehmet Fidan İlköğretim Okulu, Bahçelievler Özel İstanbul Bilim İlköğretim Okulu, Özel Bakırköy Fatih İlköğretim Okulu, Başakşehir Nurettin Topçu İlköğretim Okulu, Bayrampaşa Mustafa Itri İlköğretim Okulu, Beylikdüzü Özel Marmara Evleri İhlas İlköğretim Okulu, Özel Gaziosmanpaşa Şefkat İlköğretim Okulu, Kadıköy Özel İstek Acıbadem İlköğretim Okulu, Özel Silivri Fatih İlköğretim Okulu, Silivri Hasan Özvarnalı İlköğretim Okulu, Ümraniye Özel Sabahattin Zaim Anafen İlköğretim Okulu, Ümraniye Özel Sevgi Çiçeği Anafen İlköğretim Okulu, Ümraniye Aşağı Dudullu İlköğretim Okulu, Üsküdar Anafen İlköğretim Okulu, Zeytinburnu Özel Topkapı Fetih İlköğretim Okulu, Zeytinburnu Kazlıçeşme Abay İlköğretim Okulu, Bahçelievler Aydın Doğan Ticaret Meslek Lisesi, Büyükçekmece Kız Teknik ve Meslek Lisesi, Çekmeköy Özel Alev Lisesi, Fatih İstanbul Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Küçükçekmece Prof. Dr. Sabahattin Zaim Anadolu Lisesi."

Çevrimdışı blckbrd6

  • Aktif Üye
  • **
  • 16
  • 33
  • 16
  • 33
# 14 Eki 2011 13:33:37
ANKETTEN % 61 ÇIKTI

81 ilde yapılan dev anketten çok çarpıcı sonuçlar çıktı.

Yeni anayasa tartışmaları sürerken, MemurSen’in 81 ilde 49 bin 740 kişi ile yüz yüze yaptığı “Yeni Anayasa Araştırması Algı, Beklenti ve Talepleri” başlıklı kamuoyu araştırmasına göre, halkın yüzde 61’i mutlaka yeni bir anayasa yapılmasını isterken sadece yüzde 7.1’i buna karşı çıkıyor. Yeni anayasa hazırlık sürecinde tartışma konusu olan merkezi ve yerel yönetim, vatandaşlık tanımı, laiklik,Atatürkmilliyetçiliğine yönelik görüşleri sorulan vatandaşların, yapım sürecine kendisinin de katılacağı kısa, ideolojisiz, eşitlikçi, etnik olmayan, egemenliğin merkezde olduğu ama hizmetin yerelden verildiği, insan odaklı bir yeni anayasa istediği ortaya çıktı. Yeni anayasanın referanduma sunulması da istenen araştırma sonuçlarına göre, halkın üçte ikisi eğitim dili Türkçe olmak kaydıyla anadilde öğretime, yüzde 87’yle yerel sorunlarını çözmeye yetkili yerel meclislerin de olmasına, yüzde 52’yle toplumun yarısından fazlası değiştirilemez hüküm bulunmamasına destek veriyor. Devletin özgürlükler veekonomialanında yer almaması istenilen araştırma sonuçlarında şu noktalar dikkat çekiyor:

Toplumun yüzde 64’ü yeni anayasanın kısa ve öz olması gerektiğini düşünüyor

Toplumun üçte ikisi (% 63,3), yeni anayasanın 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinden sonra oluşan Meclis tarafından yapılması gerektiğine inanıyor ve kurucu meclis önerisine sıcak bakmıyor.

Toplumun yüzde 56,2’si, yeni anayasada ideolojilere yer verilmemeli diyor.

Toplumun yüzde 77,9’u, yeni anayasanın etnik kimliklerden arındırılarak hazırlanması gerektiğini düşünüyor.

Toplumun yüzde 95,4’ü yeni anayasanın tüm toplumsal kesimlere eşit mesafede olması gerektiğine inanıyor.

“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesinin yeni anayasanın temel prensibi olması noktasında toplumda güçlü bir ittifakın bulunduğu (% 95,4) görülüyor.

Toplumun yarısından fazlası (% 52,9), yeni anayasanın değiştirilemez hükümler içermemesi gerektiğine inanıyor.

Meclisin toplumdaki tüm renklerin temsiline imkân sağlayan bir yapıda olması gerektiği yönündeki düşünceye toplumun büyük çoğunluğu (% 91,3) destek veriyor.

Vatandaşların yerel sorunlarını çözmeye yetkili yerel meclislerin de olması gerektiği yönündeki düşünceye toplumun ezici çoğunluğu (% 86,7) destek vermekte.

Toplumun yüzde 84,6, ordu da dâhil, hiçbir kurumun meclis denetiminin dışında tutulmaması gerektiğini düşünüyor.

Toplumun dörtte üçünden fazlası (% 77,6), devletin doğrudan ekonomik faaliyette bulunmasına karşı çıkıyor.

Vatandaşların yüzde 80’i askeri, idari ve adli yargı ayrımı bitsin diyor.

Halkın yüzde 66,5’i, özgürlüklerin nasıl sınırlandırılacağına anayasada yer verilmesi gerektiğini düşünmekte.

Türkiye’nin yüzde 90’ı, seçme-seçilme hakkının kullanımı ve kamu memuriyeti dahi olsa kılık-kıyafet, inanç, yaşam tarzı vs. nedeniyle insanların özgürlüklerinin sınırlandırılmaması gerektiğini ve devletin tüm özgürlükler ve kişisel tercihler karşısında tarafsız kalması gerektiğine inanıyor.

Toplumun yarısından fazlası (% 58,6), devletin din ve inanç konusunda tamamen tarafsız olması gerektiğine düşünüyor.

Toplumun üçte ikisi (% 65,4), eğitim dili Türkçe olmak kaydıyla, anadillerin öğretilebileceğini düşünmektedir.

Toplum, ağırlıklı olarak kendisini muhafazakâr (% 24,5), Atatürkçü (% 16,3) ve milliyetçi (% 11,9) olarak tanımlıyor.

1982 Anayasası’nı darbe ürünü bir anayasa olarak görenlerin oranının eğitim düzeyleriyle paralel olarak arttığı gözleniyor. İnsan onuru kavramının yeni anayasada mutlaka yer alması gerektiğine en çok inananlar okuryazar olmayanlar. Eğitim düzeyleri arttıkça, bu kavrama verilen destek azalıyor. Lise ileüniversiteseviyesindekiler için oran yüzde 50’nin altına iniyor.

Tüm gelir düzeylerinin yüzde 75’i yeni bir anayasanın kesinlikle yapılması gerektiğine inanıyor.

TOPLUM ANAYASAYA SAHİP ÇIKIYOR

Doç. Osman Can’ın koordinatörlüğündeTürkiyeçapı nda 50 bin kişiyle yapılan çalışmanın sonuç kısmında şu ifadelere yer verildi. ”1921 Anayasası deneyimi dışında, toplumun genelinde ilk defa karar ve irade bana aittir kararlılığı içinde olduğu görülüyor. Anayasanın etnik kimliklerden arındırılması, devletin tüm siyasal görüşlere, etnisitelere, inançlara eşit mesafede durması talepleri, sadece devletin tarafsızlığı amacıyla yetinilmediğini, laikliğin de din ve vicdan hürriyetinin teminat altına alınması aracı olarak yorumlanması ve tanımlanması beklentisini gösteriyor. Bu bağlamda, eski anayasal düzenin en belirgin siyasal tercihleri olan “resmi ideoloji” ile dindarları dövme aracı olan “laiklik” anlayışının reddedildiği görülmektedir. Devletin bireylerin ve toplumun özgürlük alanından çıkması, bu alanı tanımlama, yaşama ve dönüştürme yetkisinin yalnızca bireylerde ve toplumda olması; buna karşın devletin sosyal programlara da ağırlık vermesi gibi hususlar da toplum tarafından geniş kabul görüyor.

Araştırmanın ortaya çıkardığı bir diğer önemli sonuç ise yeni anayasanın niteliği ile ilgili olarak toplumun beklentileri. Toplumun çok büyük çoğunluğunun yapılacak olan yeni anayasanın ifade biçimi olarak kısa ve öz olmasını istiyor. Toplum ayrıca yeni anayasanın, insan onuruna dayanan, bütün unsurlarıyla katılımı ve tarafsızlığı esas alan, özgürlük alanında olumsuz herhangi bir tasarruf yetki ve yeteneği bulunmayan, ancak toplumsal ve bireysel talepler ile uluslararası ve küresel gelişmeler karşısında etkin ve hızlı olabilen ademi merkeziyetçi bir anayasal düzen talep etmektedir.”


STAR GAZETESİ

Çevrimdışı mavii158

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.586
  • 5.268
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 1.586
  • 5.268
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 15 Eki 2011 16:39:29
Memurun 2012 maaş zammı iddiası


Hükümet, kamu çalışanlarına 2012'de ilk 6 ay yüzde 3, ikinci 6 ay yüzde 3 olmak üzere toplam yüzde 6 zam öngördüğü iddia edildi. Buna enflasyon farkı da eklenebilir.

Hükümet, kamu çalışanlarına 2012'de ilk 6 ay yüzde 3, ikinci 6 ay yüzde 3 olmak üzere toplam yüzde 6 zam verecek. Gelecek yıl yüzde 5.2 oranında enflasyon oranı hedefleyen Hükümet, enflasyon oranı hedefin üzerinde çıkarsa, 2011 başında olduğu gibi 2 milyon 493 bin 550 kamu çalışanına enflasyon farkı ödeyecek.

Hükümet, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın sürekli vurgu yaptığı 'mali disiplin' uygulamasının ilk adımını, memur maaş zammıyla atacak. Otomobil, alkol, sigara ve cep telefonlarında Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) artışı ile 'gelir artırıcı' tedbir alan ekonomi yönetimi, harcama ayağında da 'mali disiplinden' taviz vermeyeceğinin ilk işaretini verdi.

Habertürk'ün edindiği bilgiye göre, kamuda çalışan sözleşmeliler dahil 2 milyon 493 bin 550 memura, 2012 Bütçesi'nde ilk 6 ayda yüzde 3, ikinci 6 ayda yüzde 3 olmak üzere yıllık yüzde 6 maaş zammı verilmesi öngörüldü.

Bu sayının içinde 322 bin 146 sözleşmeli personel de bulunuyor. Orta Vadeli Program'da(OVP) 2012 sonunda yüzde 5.2 olarak hedeflenen enflasyon oranı, hedefin üzerinde çıkarsa, Hükümet bu yılbaşında olduğu gibi memura enflasyon farkını
HT


Bİ z de zam değil GÜNCELLEME istiyoruz :)

Çevrimdışı AYŞEGÜL59

  • Uzman Üye
  • *****
  • 475
  • 2.580
  • 475
  • 2.580
# 15 Eki 2011 23:37:36
Mesai 6'da başlayacak, cumartesileri de çalışılacak
 
Enerji Bakanı Taner Yıldız ‘gün ışığından daha fazla yararlanmak ve verimliliği artırmak için’ mesaiyi saat 6.00-7.00 civarında başlatmak ve cumartesi günlerini de çalışma günlerine dahil etmek için hazırlandıklarını söyledi. Taner Yıldız'a göre zaten esnaf yapıyor ücretliler de yapabilir!

Enerji Bakanı Taner Yıldız, Posta Gazetesi'nden Hakan Çelik’e yaptığı açıklamalarda enerji verimliliği konusunda bir dizi girişime öncülük etmek istediklerini söyledi. Bakan Yıldız, "Amerika ve Avrupa'daki bazı ülkelerde mesai sabah saat 06.00-07.00 civarında başlıyor. Türkiye'de de bunu uygulamak istiyoruz" dedi.

"Daha az uyunmaz daha erken yatılır"
Konuyla ilgili çalışanlar uykusundan fedakarlık mı yapacak sorusu soran gazeteciye Yıldız, uyku süresinde azalma olmayacağını ve çalışanların daha erken uyuyacağını söyledi.

“Gün ışığından daha fazla yararlanacağız”
Mesainin erken başlaması halinde erken biteceğini belirten Yıldız, böylece gün ışığından daha fazla yararlanabileceklerini söyledi. Esnafların zaten bunu yıllardır yaptığını belirten Yıldız, bunun aslında "kültürlerinde olduğunu" ve devletin de bunu yapması gerektiğini dile getirdi.

Kalkınma için cumartesi de çalışılacak!
Türkiye'nin kalkınma ve zenginleşme için daha önünde çok yol olduğunu vurgulayan Yıldız, "Cumartesi tam ya da yarım gün mesai yapılması için de harekete geçeceğiz. Zenginleşmeyi ancak çalışmayla elde edebiliriz” dedi.

Ülkemizde 1973'te çıkarılan bir kanunla, kamu çalışanları için cumartesi günleri tatil ilan edilmişti.

(soL - Haber Merkezi)


önce meclis çalışanlarının bu konuda bizlere örnek olmasını istiyorum lütfen mesailerine saat 6 da başlasınlar
boynumuza zincir de geçirin olsun bitsin

Çevrimdışı culle

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.215
  • 13.986
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 4.215
  • 13.986
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 15 Eki 2011 23:52:05
Mesai saatleri ile ilgili haberi sabahleyin farklı bir gazetenin sitesinden 7:30'da başlatma planını okumuştum. 7:30'u alıp 6:00 yapan, işi biraz asparagas haberciliğe döken mantık bana pek olumlu gelmiyor.

Çevrimdışı AZRAİLPEŞİMİZDE

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.499
  • 5.510
  • Müdür Yetkili
  • 3.499
  • 5.510
  • Müdür Yetkili
# 15 Eki 2011 23:53:31
bugün Mesai 6'da başlayacak, cumartesileri de çalışılacak konusu sorusuna çalışma ve sosyal güvenlik bakanı faruk çelik öyle bir çalışmamız yok dedi.

Çevrimdışı mahmud

  • Uzman Üye
  • *****
  • 312
  • 797
  • 312
  • 797
# 16 Eki 2011 13:30:17
Güvendiğimiz dağlara (Uludağ) yılın ilk karı yağmış.

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 16 Eki 2011 13:46:55
Pozitif düşünce ne zaman zararlıdır?


Pozitif düşüncenin başarıya etkisini biliyoruz; ama öyle bir durum var ki pozitif düşünce amacımıza ulaşmayı engelliyor.

Pozitif düşünce işe yarıyor
New York Üniversitesi profesörlerinden Gabriele Oettingen zayıflama programına katılan kadınlara, program başlamadan önce bir anket veriyor.
Ankette onlara kilo verme konusunda ne kadar iyimser olduklarını ve bu süreçte ne kadar zorlanacaklarını soruyor.
“Kilo vereceğime inanıyorum” diyen kadınlar, “Deneyeceğim ama çok iyimser değilim” diyenlere göre tam 11 kilo daha fazla kilo veriyor.
Burada sürpriz yok.
Zaten inancın ve pozitif düşüncenin işe yaradığını biliyoruz.
Pozitif düşünce işe yaramıyor
Ama Oettingen sadece kilo veren gruba baktığında, bu kişiler arasında bir farklılık görüyor. Ortalamada 11 kilo vermişler; ama bazıları sadece 4 kilo vermiş, bazıları 20 kilodan fazla.
Bunun sebebini araştırmak için kilo veren gruptaki kişilerin anketlerini tekrar inceliyor .
İlginç bir bulgu ile karşılaşıyor.
Kilo vermede en başarılı kişiler, bu sürecin çok zor olacağını söyleyen kişiler. Kilo vermede en az başarılı olan kişiler de sürecin kolay olacağını düşünen kişiler.
Yani “Kilo vereceğime inanıyorum; ama bu zor olacak.” diyenler çok başarılı olmuş, ancak “Kilo vereceğime inanıyorum ve bu kolay olacak.” diyenler çok da başarılı olamamış.
Neden?
Çünkü ikinci grup, kilo vermek için gerekli olan çabayı hafife almış.
Aslında bu bulgu çok da mantıklı. Düşünün amacınıza ulaşacağınızı düşünüyorsunuz; ama bunun kolay olmayacağını biliyorsunuz.
Ne yaparsınız?
Daha iyi planlama yaparsınız ve daha çok çalışırsınız. Engellere karşı kendinizi hazırlarsınız.
Varsayın ki üniversite sınavına giriyorsunuz ve iyi bir üniversiteyi kazanacağınızı düşünüyorsunuz. Ama birden aklınıza geliyor ki sizin gibi çok başarılı 50.000 kişi de aynı üniversitede aynı bölümü isteyecek.
Hemen daha çok çalışmaya başlamaz mısınız?
Pozitif ama gerçekçi olmak
O zaman başarıya ulaşmak için amacınızla ilgili pozitif olup,  amacınıza götürecek yöntemle ilgili daha gerçekçi olmak en iyisi.
Çocuklarımıza ve öğrencilerimize karşı çoğumuzun yaptığı hata, onları cesaretlendirmek için hedefe giden yolun kolay olduğunu söylemek oluyor.
Asla amaca giden yolu ve çalışmayı hafife almamak gerekiyor.
Hayal etmenin gücü

Geçen yazımda size başarı için hayal etmenin gücünden bahsetmiştim.
Hayal etmenin gücünü Philippe Petit’in hayatını konu olan Oscar ödüllü ‘Men on Wire’ belgeselini izleyince bir kez daha anladım.
Philippe Petit bir ip cambazı. Tam 5 okuldan kovulan Philippe 1974 yılında yüksekliği 526 m olan ikiz kuleler arasına bir ip çekiyor. Hiçbir güvenlik ipine bağlı olmadan tam 20 dakika ipin üzerinde yürüyor ve dans ediyor. (Tabii daha sonra tutuklanıyor.)
İkiz kulelerde yapacağı yürüyüşü tam 6 yıl planlıyor, Philipp.
Yürüyüşü gerçekleştirdiği tarih 1974.
Planlamaya başladığı tarih 1968.
Burada yürümeyi hayal ettiği tarih 1965.
9 yıl hayalini gerçekleştirmek için bekliyor.
Ama ilginç olan bu değil.
İlginç olan ikiz kulelerin yapımının başladığı yıl 1966, bitiş yılı 1971.
Yani, Philippe iki kule arasında yürümenin hayalini daha ikiz kuleler yapılmadan kurmaya başlamış.

Özgür BOLAT- Hürriyet

Çevrimdışı sina05

  • B Grubu
  • 6.545
  • 16.677
  • 6.545
  • 16.677
# 16 Eki 2011 13:48:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Memurun 2012 maaş zammı iddiası

Bİ z de zam değil GÜNCELLEME istiyoruz :)

1923 ... "Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz ne kadar verelim?" M.K.Atatürk: "Öğretmen maaşlarını geçmesin."

Çevrimdışı morduman

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.548
  • 2.350
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.548
  • 2.350
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 16 Eki 2011 18:19:56
5 öğretmen terör propagandasından açığa alındı.

Şanlıurfa' nın Suruç ilçesinde BDP' li belediyenin kurduğu sözde Demokratik Çözüm Çadırı'nda terör örgütü PKK propagandası yapmak suçundan tutuksuz yargılanan 5 öğretmen açığa alındı.27 Eylül tarihinde terörle mücadele timlerinin Şanlıurfa ve Suruç'ta yapılan eş zamanlı baskınlarda gözaltına alınıp daha sonra mahkemece tutuksuz yargılanan Eğitim Sen eski Şube Başkanı Sıtkı Dehşet, Eğitim- Sen yöneticileri Remziye Şahin ve Veysi Özbingöl, Eğitim Sen üyeleri Zeycan Aydın Yahya Açıkgöz Mili Eğitim Bakanlığı'nca açığa alındı.

12 Haziran seçimleri sırasında sahte oy pusulası dağıttığı gerekçesi ile gözaltına alınan Kürdi-Der Şube Başkanı tutuklanarak cezaevine konulmuş, ardından savcılığın talimatı doğrultusunda evinde ve dernekte arama yapılmıştı. Arama sırasında Suruç' ta sözde demokratik çözüm çadırında çekildiği tespit edilen bir kasette çoğunluğu öğretmenlerden oluşan 20 kişinin terör örgütünün propagandasını yaptığı tespit edilmişti

Çevrimdışı mavimavi31

  • Uzman Üye
  • *****
  • 694
  • 1.488
  • 694
  • 1.488
# 17 Eki 2011 00:13:13
'öss Sınavı 2017'de Kalkacak!'
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, birbirinden önemli açıklamalar yaptı...
 
 Öğretmenlere uygulanacak rotasyon, maaş zammı tablet bilgisayarlar ve Teşkilat Yasası'nda yapılacak değişiklikleri anlatan Bakan Dinçer "Üniversitelerdeki sınav kavramının ortadan kalkmasının sihirli kavramı arz talep dengesidir. 2017'de sınavsız geçiş mümkün olabilir" dedi.



çok eğlenceli bi bakanımız var  :-\   ???  ???

Çevrimdışı huseyinyesilot

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 11.930
  • 148.967
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 11.930
  • 148.967
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 17 Eki 2011 23:26:21
Çin'de İnsanlığın Öldüğü An
17.10.2011 Pazartesi 17:35
   
  Çin'de 2 yaşındaki küçük kız, insanların umursamazlığı yüzünden hayatını kaybetti. Şimdi herkes "İnsanlık öldü mü?" sorusunu tartışıyor.
   Bir pazar yerindeki küçük kız çocuğu bir aracın altında kalıyor, araç sürücüsü durmadığı gibi bir de geri geri giderek küçük kızın ezilmesine yol açıyor ve olay yerinden uzaklaşıyor. Olay yerinden geçen onlarca kişi küçük kıza hiçbir müdahalede bulunmazken, başka bir araçta üzerinden geçiyor.
   Küçük kızı gören birkaç araç sürücüsü ise yanına yaklaşmadan uzaklaşıyor. Küçük kız dakikalarca yerde yatıyor ancak yanından geçenler umursamadan uzaklaşıyor ta ki çöp toplayıcı bir kadın gelip çocuğa bakana kadar. Daha sonra anne olay yerine geliyor, çocuk hastaneye kaldırılıyor ancak küçük kız yaşam savaşını kaybediyor.
   Çin televizyonunda yayınlanan güvenlik kamerası görüntülerinde küçük kızın yanından geçen 18 kişinin olduğu ve kimsenin yardım etmediği belirtiliyor.
 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]    
 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı zalim09

  • Bilge Üye
  • *****
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
  • 7.885
  • 16.332
  • Öğretmen Adayı
# 20 Eki 2011 15:57:20

42 yıl Libya'yı demir yumrukla yöneten Kaddafi'nin sonu kötü oldu. Muhaliflerden kaçarken açılan ateş sonucu ağır yaralı ele geçirdi. Devrik lider muhaliflerin gözetiminde götürülürken yolda hayatını kaybetti.

Kaynak : [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

  Allah rahmet eylesin emperyalizme karşı son ana kadar savaştı. Belki son zamanlarda halka yaptıkları yanlıştı.Dediği gibi savaşarak öldü.

Çevrimiçi suleyman45

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 16.608
  • 27.316
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 16.608
  • 27.316
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 23 Eki 2011 14:31:33
Bu kadar açık var, 200 öğretmen neyi araştırıyor?

Toplam 25 bin öğretmen açığı bulunan İstanbul’da 200’den fazla öğretmenin ‘hiçbir araştırma yapılmayan Araştırma Geliştirme birimleri’ne atandığı idda edildi

İstanbul’da 25 bin öğretmen açığı varken ve bununun büyük çoğunluğu branş öğretmeniyken, il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde oluşturulan Araştırma Geliştirme (Ar-Ge) birimlerinde öğretmenlerin görevlendirilmesi tepkiye neden oldu.

Türk-Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Hanefi Bostan, büyük çoğunluğu branş öğretmenleri ve müdür yardımcılarından oluşan 200’ün üzerinde öğretmenin il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde oluşturulan Ar-Ge birimlerinde görevlendirildiğini söyleyerek, “25 bin öğretmen açığı varken 200’ün üzerinde eğitimci neden bu merkezlerde görevlendiriliyor? Ar-Ge’de çalışanlar ne iş yapıyor ve neye göre seçiliyor? Bu israf niye?” dedi.

‘Derse girmeden ücret’

Bostan, “15 Eylül 2011 tarihi itibariyle İstanbul’un 39 ilçesindeki Ar-Ge’lerde görevlendirilen öğretmenlerin toplam sayısı 170. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde görevlendirilen öğretmenlerle birlikte sayıları 201’e yükseliyor” dedi.

Ar-Ge’lerde görevli öğretmenlerin hiçbirinin derse girmediğini belirten Hanefi Bostan, ancak bu öğretmenlerin derse girmiş gibi tam ders ücreti aldıklarını, bu kişilerin görevlendirilmelerinin de 6 ayda bir uzatıldığını söyledi. Şu anda Ar-Ge’lerde görev yapanların büyük çoğunluğunun 6 ayda bir yenilenen görevlendirmeleri ile yıllardan beri bu birimlerde bulunduğunu söyleyen Bostan şöyle devam etti:

“Sendikamıza ulaşan şikâyetlerden Ar-Ge’lerde çalışanların büyük çoğunluğunun bir gruba bağlı kişiler olduğu ileri sürülüyor. İl Milli Eğitim müdürlerinin ve bakanlığı Ar-Ge’lerde görevlendirilen öğretmenlerin ne iş yaptıkları konusunda bilgi verme zorunlulukları bulunuyor.”


Branşlara göre öğretmen açığı

Hanefi Bostan, İstanbul’un bazı alanlardaki öğretmen açıkları ile ilgili olarak ise şu bilgileri verdi:

“İstanbul’da acilen 3 bin 471 rehberlik, 2 bin 516 zihin-görme ve işitme engelliler sınıfı, 1755 beden eğitimi, 1371 sınıf, 1352 Türk Dili ve Edebiyatı, 1284 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, 1192 teknoloji ve tasarım, 1186 okul öncesi, 1050 İngilizce, 837 lise matematik, 304 ilköğretim matematik, 782 fen ve teknoloji, 479 müzik, 438 resim, 427 coğrafya, 330 Türkçe, 358 sosyal bilgiler, 324 tarih, 178 biyoloji, 94 felsefe, 48 bilişim teknolojileri, 59 fizik, 156 kimya ve kimya teknolojileri, 33 sağlık bilgisi, 47 çocuk gelişimi ve eğitimi, 99 giyim-üretim teknolojisi, 93 muhasebe ve finansman, 20 sağlık/hemşirelik, 20 anestezi ve reanimasyon Öğretmenine ihtiyaç bulunuyor.”

-Milliyet-

Çevrimdışı özgürinsan

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 42
  • 97
  • 42
  • 97
# 27 Eki 2011 11:53:22
Van'dan sonra bugün de Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 5.4 büyüklüğünde deprem oldu

VAN'ı pazar günü yıkan büyük depremin şoku atlatılmadan, bölge bu kez merkez üssü Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'ne bağlı Dilekli Köyü olan Richter ölçeğine göre 5.4 büyüklüğündeki depremle sallandı.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü'nün yerin 18.3 kilometre derinliğinde meydana geldiğini saptadığı deprem saat 11.04'te bölgeyi şiddetle salladı.

Pazar günü Van ve Erciş'te büyük can kaybı ve çok sayıda binanın yıkılmasına neden olan deprem ve devam eden artçı şokların paniği henüz geçmeden Hakkari Yüksekova'daki deprem bölgede büyük korkuya neden oldu.

Hakkari ve Yüksekova'daki yetkililer merkez üssü Irak sınırına yakın kesimde bulunan depremin can kaybına ve hasara neden olup olmadığını belirlemek için bölgedeki köylerle bağlantı kurulmaya çalışıldığını söyledi...
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK