Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 10 Kas 2010 17:24:46
Liseliler meslek öğrenecek işsizlik tek haneye düşecek
 
Uzun bir süredir üzerinde çalışılan istihdam paketi 2 aşamalı olarak uygulanacak. 31 ayrı tedbir içeren istihdam paketinde öncelik, gençlere mesleki eğitim sağlayarak işsizliği tek haneye çekmek olacak

Hükümet işsizliğe karşı 31 tedbirlik istihdam paketi hazırladı. Bakanlar Kurulu'nun onayladığı “2023 İstihdam Stratejisi Eylem Planı”nda 4 ana hedef eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, işgücü piyasasının esnekleştirilmesi, kadınlar, gençler ve dezavantajlı grupların istihdamının artırılması, istihdam-sosyal koruma ilişkisinin güçlendirilmesi olarak belirlendi. Önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan 6 saatlik Bakanlar Kurulu toplantısının 4 saat gibi uzun bir bölümü istihdam eylem planına ayrıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, özürlüler, kadınlar ve gençlerin istihdamıyla ilgili teşvik oranlarını kısa süre içinde açıklayacaklarını söyledi. Alınan bilgiye göre paketin önceliği mesleki eğitim olacak. Strateji eylem planına göre, birincil ve ikincil olmak üzere iki aşamalı olarak yasal düzenlemeler yapılacak.

GENÇ VE KADINLARA ÖNCELİK

Yeni eylem planına göre, geçen yıla göre 1 milyon 832 bin artarak 26 milyon 239 bine çıkan işgücüne katılımın daha da artırılması için, genç ve kadınların istihdama katılımı, yatırımlar, özürlü vatandaşların istihdamı için teşvikler verilecek. Eylem planında belirlenen 9 öncelikli alan ve 31 tedbir arasında Ar-Ge faaliyetleri ve yatırımlarla ilgili teşvikler de yer alıyor. Yeni eylem planında yer alan bir tedbir de genel lise mezunu işsizlerin nitelikli hale getirilmesi olacak. İşsizlik Fonu'ndan önemli kaynaklar aktarılarak herhangi bir mesleki becerisi bulunmayan lise mezunlarının beceri sahibi olması noktasında İŞKUR da daha aktif hale getirilecek. Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı meslek odaları ile birlikte mesleki eğitime öncelik verecek.

İş ilanı sayısı yüzde 62.5 arttı

Sanayideki canlanma iş ilanlarına da yansıdı. İş ve insan kaynakları sitesi Yenibiris.com'un raporuna göre temmuz-eylül döneminde yayınlanan iş ilanlarının sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 62.5 oranında artış gösterdi. Yenibiris.com Genel Koordinatörü Burçak Pak Yılmaz'ın verdiğ bilgiye göre 2010 yılının üçüncü üç ayında en çok aranan pozisyon 'muhasebe elemanı' oldu. 2009 yılının aynı döneminden farklı olarak, son raporda en çok aranan ilk 10 pozisyon arasında mimar, makine mühendisi ve yönetici asistanı pozisyonları yer aldı. Sektörler açısından bakıldığında ise en çok ilan yayınlanan sektör olarak yüzde 8.55'lik oranla tekstil sektöründe istihdamda hareketlilik yaşandığı gözlemlendi. 2010'un üçüncü üç ayında en çok başvuru alan sektör ise perakendecilik-toptancılık oldu.

İşsizlik bizde düşüyor AB'de artıyor

İşsizlik 2008'de yüzde 11, 2009'da yüzde 14 iken 2009 Şubat ayında yüzde 16.1 oranıyla en yüksek düzeye çıkmıştı. 2010 yılında ise işsizlik oranları ocak ayında yüzde 14.5, Şubat'ta 14.4, mart ayında 13.7, nisanda 12, mayısta 11, haziran ayında 10.5, temmuz ayında ise yüzde 10.6'ya geriledi. Alınan yeni önlemlerle kısa vadede bu oranın yüzde 10'un altına, tek haneli rakamlara indirilmesi planlanıyor. Türkiye'de işsizlik gerilerken, 27 AB ülkesinde Haziran 2008'de 6.9 olan işsizlik oranı Haziran 2010'da 9.6'ya, ABD'de 5.6'dan yüzde 9.5'a yükseldi. 2008 yılı Haziran ayında 24 milyon 407 bin olan işgücüne katılım, 2010'un aynı ayında 1.8 milyon artarak 26.2 milyona çıktı.

star

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 10 Kas 2010 17:25:28
Edirne'de şiddetli lodos, okulun çatısını uçurdu
 
Edirne ve ilçelerinde iki gündür etkili olan ve bugün saatte 70 kilometre hızla esen lodos nedeniyle Trakya Üniversitesi Havsa Meslek Yüksek Okulu'nun çatısı uçtu. Çatının uçtuğu sırada öğrencilerin derste olması faciayı önledi.

Alınan bilgiye göre, Marmara bölgesinde iki gündür etkili olan lodos, bugün Edirne ve çevrelerinde saatte 70 kilometre hızla esmeye başladı. İl merkezi ve ilçelerin etkilendiği lodosta, Trakya Üniversitesi'ne bağlı Havsa Meslek Yüksek Okulu'nun çatısı karton gibi yırtılarak uçtu.

Tahta zemin üzerine sac eternitten yapılan çatının, öğrencilerin derste olduğu sırada okulun kuzey ve kuzey batı bölgelerine düşmesi olası bir faciayı önledi.

Lodos, ayrıca Yenimahalle'de İbrahim Akbaş'a ait evin de çatısını uçurdu. Her iki olayda da yaralı olmaması bir şans olarak nitelendirildi.

Bu arada Meteoroloji İstanbul Bölge Müdürlüğü yetkilileri, iki gündür etkisini sürdüren lodosun yarın etkisini yitireceğini belirtti.

Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyredeceğini bildiren yetkililer, hafta sonu ise yağışın olacağını kaydetti.

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 10 Kas 2010 17:26:56
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun Başbakanlığa bağlanmasını öngören kanun teklifi kabul edildi.
 
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, özellikle son yıllarda sayıları artan vakıf üniversitelerinin artık ülke geneline yayılıyor olmasını sevindirici bir gelişme olarak nitelendirdi.

TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda; İzmir ve Trabzon'da 2 yeni vakıf üniversitesi kurulmasını öngören tasarı, AK Parti Konya Milletvekili Kerim Özkul'un, Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin kanun teklifiyle birleştirilerek, teklif üzerinden görüşüldü.

Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, komisyonda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yüksek öğrenimde hem nicelik hem de nitelik açısından büyük bir ilerleme sürecinden geçtiğini belirtti. Çubukçu, 2001 yılında Türkiye'de 76 üniversite bulunurken, bugün bu rakamın, 102'si devlet, 52'si vakıf üniversitesi olmak üzere 154'e ulaştığını kaydetti.

İki yeni vakıf üniversitesi kurulmasıyla birlikte, vakıf üniversitelerinin sayısının 54'e yükseleceğini belirten Çubukçu, vakıf üniversitelerin artık ülke geneline yayıldığını, bunun sevindirici bir gelişme olduğunu dile getirdi.

Türk yüksek öğretimine ilk defa 1984 yılında giren vakıf üniversitelerinin zaman içinde artan sayıları ve büyüyen öğrenci kapasiteleriyle, devlet üniversitelerinin yanında yerlerini aldığını anlatan Çubukçu, 'Yüksek öğrenime olan talebin karşılanması, kalkınma planlarında hedeflenen okullaşma oranına ulaşılması, devlet üniversiteleri üzerindeki kontenjan baskısının azaltılması konusunda önemli bir görev üstlenen vakıf üniversitelerinin kurulmasının desteklenmesi gerekir'' dedi.

Dünyada yüksek öğrenimde okullaşma oranının arttığına dikkati çeken Çubukçu, gelişmiş ülkelerdeki yüksek öğrenimde okullaşma oranının, Türkiye'nin üzerinde seyrettiğini belirtti.

Kalkınma planında 2013 yılı için yüksek öğrenimde okullaşmada hedeflenen oranın yüzde 48 olduğunu, 2009-2010 yılında bu oranın yüzde 53 olarak gerçekleştiğini, hedefin şimdiden aşıldığını hatırlatan Bakan, ''Ancak dünyadaki gelişmeler dikkate alındığında gidecek uzun bir yolumuzun olduğu açıktır'' dedi. Çubukçu, Türkiye'nin genç nüfusunun dikkate alınması halinde, bugün atılan adımların bir çoğunun geç kalmış adımlar olduğunun söylenebileceğini kaydederek,özellikle son 4 yılda devlet ve vakıf üniversiteleri sayısındaki artışın, Türkiye'nin geleceği için yapılan en anlamlı yatırımlar olduğunu vurguladı.

-''YURTLARDA KONTENJAN'' TARTIŞMASI-

Komisyonda, teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandıktan sonra maddelerinin görüşmelerine geçildi.

CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünün, öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını söyledi. Altay, yurtlarda yer bulamayan bir çok öğrencinin, kendilerinden bu konuda yardım talebinde bulunduklarını, bu tür durumlarda kendilerinin de Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne talepleri ilettiklerini ifade etti. Altay, ''Ancak bu yıl, iktidar milletvekillerinin bu yöndeki talepleri karşılanırken, muhalefet milletvekillerinin talepleri karşılanmıyor'' dedi. Bu arada Bakan Çubukçu ve bazı AK Parti'li milletvekilleri, taleplerin karşılanmamasına ilişkin, ''Bu konuda yalnız değilsiniz'' dedi.

Bunun üzerine söz alan CHP İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter ise ''Bu kurumda siyaset kontenjanı mı var? Eğer siyasetçi kuruma bunun için telefon açıyorsa, torpil meşrulaştırılıyor demektir. O zaman siyasetçi tanımayan öğrenciler ne yapacak?'' dedi.

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan da Türkiye'de siyasetin en az etkilediği kurumun, Kredi ve Yurtlar Kurumu olduğunu söyledi. Doğan, mağdur durumda olan ve yurt çıkmayan zor durumdaki bazı öğrencilerin geldiğini, bu öğrencilere destek amacıyla kurumdan talepte bulunulduğunu, bunun, ''siyasete kontenjan ayrılıyor'' anlamına gelmeyeceğini ifade etti.

Öte yandan, komisyonun CHP'li üyeleri, teklifte yurt dışındaki Türk öğrenciler için yurt binası yaptırılmasına ilişkin düzenlemeyi eleştirerek bu düzenlemenin gerekçesini sordular.

-''SİYASİ KAYIRMACILIK DEĞİL''-

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ise yurtlar konusunda yaptığının bir espri olduğunu, bunun ''siyasi kayırmacılık'' olarak değerlendirilmesini yadırgadığını söyledi.

Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürüne, yasal bir düzenlemeyle yurtlarda yüzde 5'lik bir kontenjan tanındığını belirten Çubukçu, bu kontenjanın olup olmaması gerektiği konusunun tartışılabileceğini, ancak bunun siyasi bir kontenjan olarak değerlendirilmesinin yanlış olacağını vurguladı.

Çubukçu, söz konusu kontenjanın, özel mağduriyetleri olan öğrenciler için kullanıldığını, bu konuda iktidar ya da muhalefet gibi bir ayrımın da söz konusu olmadığını kaydetti.

Bakan Çubukçu, ayrıca, yurt dışında Türk öğrencilerin eğitim gördüğünü ve bazı ülkelerde Türk üniversitelerinin bulunduğunu belirterek, amaçlarının, kaldıkları ülkelerde barınma sıkıntısı yaşayan öğrencileri, devlet olarak himaye etmek olduğunu bildirdi.

Görüşmelerin ardından ''Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'' komisyonda kabul edildi.

YURT-KUR, BAŞBAKANLIĞA BAĞLANACAK; BAŞBAKAN, YETKİLERİNİ BİR BAKANA DEVREDEBİLECEK

TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunun (YURTKUR), Başbakanlığa bağlanmasını öngören kanun teklifi kabul edildi.

Teklif, Askerlik Kanunu, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu, Yükseköğretim Kurumları Teşkilat Kanunu, Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun, Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs, Kredi Verilmesi Hakkında Kanun, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda değişiklik öngörüyor.

Teklife göre, askerlik hizmeti sırasında anne, baba, kardeş, eş veya çocuğu vefat eden erlere istemeleri halinde 10 gün izin verilebilecek. Tugay, alay ve eşiti birlik komutanlığının onayıyla verilecek bu izin, askerlik hizmetinden sayılacak.

Mevcut düzenlemeye göre Milli Eğitim Bakanlığının denetimi altında olan YURTKUR, Başbakanlığa bağlanacak. Başbakan, kurumun yönetimi ile yetkilerini gerekli gördüğü takdirde bir bakan aracılığıyla kullanabilecek.

YURTKUR, halen yürüttüğü görevleri, yurtiçinde ve dışında yapabilecek. YURTKUR, yurtdışındaki Türk öğrencilerinin barınma ihtiyaçlarının karşılanması için de yurt binası yaptırabilecek.

YURTKUR Genel Kurulunun Başkanı, Başbakan veya görevlendireceği Devlet Bakanı olacak.

Teklifle, Genel Kurulda yer alacaklar yeniden düzenleniyor. YURTKUR Genel Müdürü ve yardımcıları da Genel Kurulda yer alacak. Genel Kurul, yılda bir yerine, iki yılda bir toplanacak.

Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesinden itibaren, en geç 4 ay içinde olağanüstü Genel Kurul yapılacak, bu toplantıda Yönetim Kurulu belirlenecek. Olağan genel kurullara ilişkin süreç, bu tarihten itibaren başlayacak.

Teklifle, yine 7 kişiden oluşacak YURTKUR Yönetim Kurulunun üye yapısı, kurumun bağlı olduğu bakanlık boyutunda yeniden düzenlenerek, bunların görev ve özlük haklarına ilişkin hükümler getiriliyor. YURTKUR Genel Müdürlüğü, yurtdışında kuracağı yurtlarla ilgili mevzuat uyarınca, ''uzman müşavir'' atayabilecek.

-ÖĞRENCİ KREDİLERİ-

Teklife göre, YURTKUR'dan kredi alan lisans öğrencileri, kredilerini öğrenim süresinin bitiminden 2 yıl sonra geri ödemeye başlayacak; lisansüstü eğitim yapan öğrenciler ise kredi borcunu mezuniyetten 3 yıl sonra yerine 4 yıl sonra ödemeye başlayacak.

Herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olmayan bir borçlu, talep ederse, kredi alma süresinin bitiminden itibaren endeks uygulanmak ve birer yılla sınırlı olmak üzere geri ödemeye başlama süresini uzattırabilecek.

Sağlık nedenleri dışında, kendi isteğiyle yüksek öğretim kurumundan ayrılan ya da herhangi bir nedenle ilişiği kesilen öğrenci, bu tarihten 2 yıl sonra başlamak üzere, kredi aldığı sürede ve aylık dönem halinde kredi borcunu ödeyecek.

Teklifin geçici maddesine göre, ''değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihe kadar kredi almakta olanlar ile kredi borcunu ödeme zamanı henüz başlamamış olanlar, bu borçlarını kredi aldıkları sürede; kredi ödeme zamanı başlayıp borç taksitlerini aksatmadan düzenli olarak ödemekte olanlar ise bakiye borçlarını kalan taksit süresinin 2 katı sürede'' ödeyecek.

Yurtdışında öğrenim gören öğrencilerden kefil veya diğer teminatlar alınacak.

Yurt binası ve tesisler TOKİ'ye yaptırılabilecek. Bu bina ve tesisler, kamuya ait taşınmazlar üzerine 49 yılı geçmemek üzere kiralama yoluyla inşa edilebilecek. Bu kapsamdaki işlemler damga vergisi ve harçlardan istisna tutulacak.

YURTKUR'un mal varlığı haczedilemeyecek.

YURTKUR'un merkez teşkilatında 157, taşra teşkilatında da bin 453 personel görevlendirilecek.

-2 YENİ VAKIF ÜNİVERSİTESİ KURULUYOR-

Teklife göre, İzmir'de Türkiye Tabipler Vakfınca ''Şifa Üniversitesi'' adıyla; Trabzon'da da Maçka İmar Eğitim Kültür ve Sosyal Hizmet Vakfınca ''Avrasya Üniversitesi'' adıyla vakıf üniversiteleri kurulacak.

Özelleştirme uygulamalarında, milli güvenlik ve kamu yararının gerektirdiği durumlar hariç, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu tüzel kişiliğine sahip eğitim kurumları ve mahalli idarelere devir yapılmaması ilkeleri esas alınacak.

Yüksek Öğrenim Öğrencilerine Burs Kredi Verilmesine İlişkin Kanunun amacı; yurt içinde ve dışında yüksek öğrenim gören öğrencilere burs, kredi ve nakdi yardım verilmesiyle ilgili esas ve usulleri düzenlemek olacak.

Özel öğretim kurumlarına, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı belediyeler yerine Milli Eğitim Bakanlığınca verilecek. Bakanlık, bu yetkisini valiliklere devredebilecek.

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunda istihdam edilecek personel için yabancı dil yeterliliği şartının aranmayacağı tarih, 31 Aralık 2010'dan 31 Aralık 2012 tarihine uzatılacak.


Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 10 Kas 2010 17:27:40
Milli Güvenlik dersine giren subayların her ay düzenli olarak rapor hazırladığı ortaya çıktı.
 
Öğretmenlerin siyasi düşüncelerinden öğrencilerin giyimine, etkinliklerden panoya asılan ilana kadar her şey Karargâha bildirilmiş.


Milli Güvenlik Bilgisi dersleri için görevlendirilen subayların gittikleri okullarda yöneticileri, öğretmenleri ve öğrencileri fişledikleri ortaya çıktı. Milli Güvenlik Bilgisi öğretmenlerinin okullardaki birçok faaliyeti 'irticai' etkinlik diyerek üstlerine rapor ettikleri belirlendi. 9. Kolordu Komutanlığı'nın bulunduğu Erzurum'da subayların "Milli Güvenlik Bilgisi Öğretmenleri Kontrol Formu" adı altında bir belgeyi her ay düzenli bir şekilde doldurarak üstlerine verdikleri tespit edildi.

Formdaki tartışmalı sorular

Milli Güvenlik dersinin dışında okulla ilgili 25 sorunun bulunduğu formlarda öğretmen subayın görüş ve tespitlerinin olduğu bir de bölüm yer aldı. Subayların bağlı olduğu Erzurum İnşaat Emlak ve NATO Enfrastrüktür Bölge Başkanlığı, hazırlanan 'Kontrol Form'larını 9. Kolordu Komutanlığına gönderdi. Formlarda bayan öğretmen ve kız öğrencilerin başörtüsü takıp takmadıkları, kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı mı yoksa aynı sınıflarda mı eğitim gördükleri, velilerin kıyafetlerinin 'çağdaş' olup olmadığı, okul kütüphanesinde yıkıcı-bölücü irticai içerikli doküman olup olmadığı, törenlerin ciddiyetle yapılıp yapılmadığı, okul harcamalarında İslami sermayenin etkisinin olup olmadığı gibi birçok soru yer aldı. Kontrol Formları ile birlikte Milli Güvenlik Bilgisi öğretmeni subayların okullarla ilgili hazırladığı raporların 9. Kolordu Komutanlığı tarafından 3. Ordu Komutanlığına mesaj çekildiği de görüldü.

Müdür ilahi dinliyor

Erzurum'daki Ilıca Yavuz Selim Anadolu Öğretmen Lisesinde Milli Güvenlik öğretmeni olarak görev yapan Elektronik Yüksek Mühendisi Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Can A, 2007'de her ay fişleme raporu düzenlemiş. 9. Kolordu Komutanlığı'na gönderilen raporlar Milli Güvenlik Bilgisi Dersi Öğretmenleri Kontrol Formu başlığıyla hazırlanıyor ve raporların ilk sayfasında 'doldurulması gereken aylık kontrol formu' yazması dikkat çekiyor.

Bilgisayar ortamında hazırlanan ve şablon olarak 25 soru içeren formlarda öğretmenlerin detaylı fişlemelerini yazabileceği 'tespit edilen diğer hususlar' başlıklı ayrı bir bölüm de bulunuyor. Şubat ayındaki raporda 25 madde içerisinde yer alan 'Öğretmenler arasında başta irticai olmak üzere yıkıcı-bölücü faaliyetleri destekler mahiyette konuşan ve irticai-yıkıcı- bölücü mahiyette yayın yapan gazete ve dergileri okuyan var mı? Sayısı ve isimleri nelerdir?' sorusu dikkat çekiyor. Düşünceler kısmında Yüzbaşı A., bu soruyu şöyle cevaplıyor: "Öğretmenler genelde Kanal 7, Zaman ile Yeni Şafak gazetelerinin sitelerine girip bu yayınlar takip ediliyor." Değerlendirme bölümünde ise Yüzbaşı A, okul müdürünün odasına girdiğinde gördüğü manzaraya da fişleme notunda şu şekilde yer veriyor: "Kendisinin çalışma esnasında çocuk gruplarının söylediği ilahi müziklerini dinlediğini duydum."

Bordrolar da dosyada

Mart ayında tespit ettiği hususları da ayrıntılarıyla anlatarak raporlaştıran Yüzbaşı A, bilgisayar laboratuvarmdaki 'sakıncalı' olduğunu düşündüğü CD'leri fotoğraf-layarak üstlerine bildirmiş. 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü dolayısıyla hazırlanan yazı ve afişler için 'dini içerikli metinler kapsamaktadır' notu düşen Yüzbaşı, birçoğunu fotoğraflayarak 'belgelediği' istihbarat faaliyetlerinin bazılarını şöyle anlatıyor: "Okul yemekhanesinde öğle yemeği sırasında 'Bismillahirrahmanirrahim. Allah'ımıza hamdolsun, milletimiz var olsun. Afiyet olsun. Sağol' şeklindeki duanın ardından okul müdürü 'Şu yapılan dua ne güzel. Bunu Ankara'da hiçbir okulda bulamazsınız' demiş 'Niye Milli Eğitim Bakanlığı bütün okullarda bunu uygulamıyor mu?' diye sorduğumda ise 'Orada cesaret edemiyorlar' diye cevap vermiştir." Tesettürle derse giren bayan öğretmenin bulunmadığını anlatan Yüzbaşı A, 2 kız öğrencinin başörtüsüyle gelip gittiklerini vurguluyor. Yüzbaşının, öğretmenlere ait isim listesi ile maaş bordrolarını dahi fişleme belgelerinin arasına alarak 'gizli' koduyla karargaha rapor etmesi dikkat çekiyor.

"'Dini şiirler okudular'

Yüzbaşı Mustafa Can A, 2007'nin Nisanındaki kontrol formunda Kutlu Doğum haftası dolayısıyla gerçekleştirilen etkinlikleri raporlaştırdı. Okulda 'dini içerikli' bir toplantı düzenlendiğini belirten Yüzbaşı A., program dolayısıyla öğleden sonraki Milli Güvenlik derslerinden tam yapılamadığını söyleyerek şöyle devam ediyor:

"Okulun tüm Öğrenci ve öğretmenin ile Ilıca Kaymakamı, Belediye Başkanı Milli Eğitim Müdürü ve Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden bir öğretim üyesinin (Doç) yer aldığı yaklaşık 200 kişinin katılımıyla konuşmalar ve görüntülü sunum yapılmıştır. Etkinlik Atatürk ve şehitler adına saygı duruşu, İstika Marşı'nın okunması ile başlamıştır. (Büyük boy Türk bayrağı asılmıştır) Daha sonra okul müdürünün günün önemini öven konuşması, Peygamberin hayatını anlatan film, çok sayıda öğrencinin kız erkek karışık) okuduğu dini şiirler, hikayelerle devam etmiştir."

'Velilerin kıyafeti çağdaş değil'

Ilıca Yavuz Selim Anadolu Öğretmen Lisesi'nde Milli Güvenlik öğretmeni olarak Yüzbaşı Mustafa Can A.'nın ardından İstihbarat Binbaşı Ali Rıza D. görevlendiriliyor. Binbaşı D. de aylık fişlemelere önceki subaylar gibi devam ediyor. Kasım 2007'deki Kontrol Formu'ndaki 'Okul kütüphanesinde yıkıcı-bö-lücü-irticai içerikli doküman var mı?' sorusunun karşısına 'Henüz tespit edilememiştir' notunu düşen Binbaşı D, okulda mescit bulunmasını ayrıntılı şekilde rapor ediyor.

Mescitte seccade ve tespih var

Binbaşı D., Erzincan'daki 3. Ordu Komutanlığı'na bu durumu şöyle iletiyor: "17 Ekim 2007 günü saat 14.00'de teneffüs sırasında bazı öğrenciler öğretmen tuvaletinin yanında oluşturulan mescitte namaz kılıyordu. Mescit halen faaliyette içeride halı, seccade ve tes pihler mevcut." Binbaşı Ali Rıza D., Aralık ayı raporunda da öğrencilerin mescitte namaz kılmaya devam ettiğini bildiriyor. Tarihi belli olmayan bir başka Kontrol Formu'nda ise Şükrü Paşa Lisesi'nde Mili Güvenlik Bilgisi dersine giren Binbaşı Şahin I.'nın ilginç gözlemleri dikkat çekiyor. Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar kısmında yer alan 'Okulda görevli olmadığı halde sık sık okula gelen çağdaş kıyafetli olmayan personel var mıdır? Kimlerdir?' sorusuna Binbaşı, "Bazı öğrenci velileri" cevabını veriyor. 'Bayan öğretmenlerin kılık kıyafet yönetmeliğine göre davranışları' kısmının karşısına Binbaşı I, "Bir öğretmen ders bitiminde okul sınırlarını terk etmeden türban giymektedir" notunu düşüyor. Binbaşı, diğer bir gözlemini de şöyle aktarıyor: "Birkaç öğrencinin iritcai yayınları okula getirdiği görülmüştür (Sızıntı Dergisi)."

Peygamber sevgisini bile fişlemişler

Erzincan'daki 3. Ordu Komutanlığına gönderilen fişlemelerde kutsal değerler hedef alınıyor. Peygamberimizin sözleri, öğretmenlerin namaz kılmak için düzenlediği oda, öğrenciler arasında Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla düzenlenen yarışmalar ve yurt binası rapor halinde düzenlenmiş. Rütbeli öğretmenler, okul panolarında asılan ilanları dahi fotoğraflayıp karargaha 'mesaj formu' olarak göndermiş.

'Hocam elleme çarpılırsın'

Erzurum İmam Hatip Lisesi'nde asılan bir ilan dikkat çekmiş. 'Resûlullah'ı Sevmek' başlıklı ilandaki hadisler ile Prens Bismark'ın Hz. Muhammed'i anlattığı sözü 'sakıncalı' bulunarak komutanlığa rapor edilmiş. 16 Kasım 2006 tarihli mesaj formu, İstihbarat Binbaşı Ogün S. tarafından hazırlanmış. Binbaşı, Milli Güvenlik dersi esnasında tespit edildiğini belirttiği olayı ayrıntılarıyla anlatıyor. Mesajın konusu 'Erzurum İmam Hatip Lisesi'nde sınıflara asılan ilan' olarak yazılmış. Müsaade Eden Muharebe Kurmay Albay Kurmay Başkanı Mustafa Ş, yazılı fişlemenin gerekçesi maddeler halinde şöyle sıralanıyor:

1-Sınıflarda Atatürk resminin hemen altında 'Peygamberi sevmek' ve 'Risale-i Nur Külliyatı'ndan bir bölümün bulunduğu bir ilanın asıldığı Milli Güvenlik Bilgisi dersi esnasında tespit edildiği,

2- Konu ile ilgili yapılan araştırmalar neticesinde söz konusu ilanların Serince Mağazaları ve Erzurum Kültür ve Eğitim Vakfı katkılarıyla hazırlandığı... Bu kurumların Mehmet Kırkıncı grubu ile iltisaklı olduklarının öğrenildiği,

3- Öğrencilere 'Bunu buraya neden astınız?' diye sorulduğunda "Hocam sakın ellemeyin çarpılırsınız" dediklerinin öğrenildiği ve ilan ekte sunulmuştur.

Kutlu doğum yarışması sakıncalı

Erzurum Ilıca Yavuz Selim Anadolu Öğretmen Lisesi'nde Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla düzenlenen kompozisyon, şiir ve makale yarışması karargaha rapor edilmiş. Milli Güvenlik dersi öğretmeni İstihkam Binbaşı Ali Rıza D, okul panosunda asılan 6 Mart 2008 tarihli yazıyı iki gün sonra fotoğraflayarak üst mercie rapor etmiş. Binbaşı, Erzurum Müftülüğü tarafından okullar arasında düzenlenen yarışmayı da sakıncalı görmüş. Yarışma konularının din, kardeşlik, sevgi ve barış, birlik ve beraberlik yazdığı sayfa da üstlere iletilmiş.

Subay eşleri ajan gibi kullanılıyor

Fişleme notlarında, subay eşlerinin istihbarat subayı gibi kullanıldığı görülüyor. Erzurum'daki Saltukbey İlköğretim Okulu ile ilgili İstihbarata Karşı Koyma Güvenlik Subayı İstihbarat Yüzbaşı Ahmet E, konuyla ilgili gelişmeleri bildireceğini belirttiği raporlama çalışmasında elde ettiği bilgileri şöyle anlatıyor: "4. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda görevli subay-astsubay eşlerinden elde edilen bilgilere göre: Öğretmenlerin bir kısmının girişimiyle okul müdürünün odasının yanında bulunan odanın namaz kılmak için düzenlendiği, gerekli paranın öğretmenlerden gönüllülük esasına göre toplandığının ilgi ile bildirildiğinin..."

Namaz raporu

Namaz kılmak için düzenlendiği ileri sürülen odanın fotoğrafları gizlice çekilmiş. 3. Ordu Komutanlığı'na iletilen fotoğraflar arasında farklı kareler yer alıyor. Oda boş iken, namaz kılanların bulunduğu sırada ve odanın dıştan görünüşü tek tek tespit edilmiş.

Kaynak: Bugün

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 10 Kas 2010 17:33:03
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Milli Güvenlik dersine giren subayların her ay düzenli olarak rapor hazırladığı ortaya çıktı.
 
Öğretmenlerin siyasi düşüncelerinden öğrencilerin giyimine, etkinliklerden panoya asılan ilana kadar her şey Karargâha bildirilmiş.


Milli Güvenlik Bilgisi dersleri için görevlendirilen subayların gittikleri okullarda yöneticileri, öğretmenleri ve öğrencileri fişledikleri ortaya çıktı. Milli Güvenlik Bilgisi öğretmenlerinin okullardaki birçok faaliyeti 'irticai' etkinlik diyerek üstlerine rapor ettikleri belirlendi. 9. Kolordu Komutanlığı'nın bulunduğu Erzurum'da subayların "Milli Güvenlik Bilgisi Öğretmenleri Kontrol Formu" adı altında bir belgeyi her ay düzenli bir şekilde doldurarak üstlerine verdikleri tespit edildi.

Formdaki tartışmalı sorular

Milli Güvenlik dersinin dışında okulla ilgili 25 sorunun bulunduğu formlarda öğretmen subayın görüş ve tespitlerinin olduğu bir de bölüm yer aldı. Subayların bağlı olduğu Erzurum İnşaat Emlak ve NATO Enfrastrüktür Bölge Başkanlığı, hazırlanan 'Kontrol Form'larını 9. Kolordu Komutanlığına gönderdi. Formlarda bayan öğretmen ve kız öğrencilerin başörtüsü takıp takmadıkları, kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı mı yoksa aynı sınıflarda mı eğitim gördükleri, velilerin kıyafetlerinin 'çağdaş' olup olmadığı, okul kütüphanesinde yıkıcı-bölücü irticai içerikli doküman olup olmadığı, törenlerin ciddiyetle yapılıp yapılmadığı, okul harcamalarında İslami sermayenin etkisinin olup olmadığı gibi birçok soru yer aldı. Kontrol Formları ile birlikte Milli Güvenlik Bilgisi öğretmeni subayların okullarla ilgili hazırladığı raporların 9. Kolordu Komutanlığı tarafından 3. Ordu Komutanlığına mesaj çekildiği de görüldü.

Müdür ilahi dinliyor

Erzurum'daki Ilıca Yavuz Selim Anadolu Öğretmen Lisesinde Milli Güvenlik öğretmeni olarak görev yapan Elektronik Yüksek Mühendisi Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Can A, 2007'de her ay fişleme raporu düzenlemiş. 9. Kolordu Komutanlığı'na gönderilen raporlar Milli Güvenlik Bilgisi Dersi Öğretmenleri Kontrol Formu başlığıyla hazırlanıyor ve raporların ilk sayfasında 'doldurulması gereken aylık kontrol formu' yazması dikkat çekiyor.

Bilgisayar ortamında hazırlanan ve şablon olarak 25 soru içeren formlarda öğretmenlerin detaylı fişlemelerini yazabileceği 'tespit edilen diğer hususlar' başlıklı ayrı bir bölüm de bulunuyor. Şubat ayındaki raporda 25 madde içerisinde yer alan 'Öğretmenler arasında başta irticai olmak üzere yıkıcı-bölücü faaliyetleri destekler mahiyette konuşan ve irticai-yıkıcı- bölücü mahiyette yayın yapan gazete ve dergileri okuyan var mı? Sayısı ve isimleri nelerdir?' sorusu dikkat çekiyor. Düşünceler kısmında Yüzbaşı A., bu soruyu şöyle cevaplıyor: "Öğretmenler genelde Kanal 7, Zaman ile Yeni Şafak gazetelerinin sitelerine girip bu yayınlar takip ediliyor." Değerlendirme bölümünde ise Yüzbaşı A, okul müdürünün odasına girdiğinde gördüğü manzaraya da fişleme notunda şu şekilde yer veriyor: "Kendisinin çalışma esnasında çocuk gruplarının söylediği ilahi müziklerini dinlediğini duydum."

Bordrolar da dosyada

Mart ayında tespit ettiği hususları da ayrıntılarıyla anlatarak raporlaştıran Yüzbaşı A, bilgisayar laboratuvarmdaki 'sakıncalı' olduğunu düşündüğü CD'leri fotoğraf-layarak üstlerine bildirmiş. 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Günü dolayısıyla hazırlanan yazı ve afişler için 'dini içerikli metinler kapsamaktadır' notu düşen Yüzbaşı, birçoğunu fotoğraflayarak 'belgelediği' istihbarat faaliyetlerinin bazılarını şöyle anlatıyor: "Okul yemekhanesinde öğle yemeği sırasında 'Bismillahirrahmanirrahim. Allah'ımıza hamdolsun, milletimiz var olsun. Afiyet olsun. Sağol' şeklindeki duanın ardından okul müdürü 'Şu yapılan dua ne güzel. Bunu Ankara'da hiçbir okulda bulamazsınız' demiş 'Niye Milli Eğitim Bakanlığı bütün okullarda bunu uygulamıyor mu?' diye sorduğumda ise 'Orada cesaret edemiyorlar' diye cevap vermiştir." Tesettürle derse giren bayan öğretmenin bulunmadığını anlatan Yüzbaşı A, 2 kız öğrencinin başörtüsüyle gelip gittiklerini vurguluyor. Yüzbaşının, öğretmenlere ait isim listesi ile maaş bordrolarını dahi fişleme belgelerinin arasına alarak 'gizli' koduyla karargaha rapor etmesi dikkat çekiyor.

"'Dini şiirler okudular'

Yüzbaşı Mustafa Can A, 2007'nin Nisanındaki kontrol formunda Kutlu Doğum haftası dolayısıyla gerçekleştirilen etkinlikleri raporlaştırdı. Okulda 'dini içerikli' bir toplantı düzenlendiğini belirten Yüzbaşı A., program dolayısıyla öğleden sonraki Milli Güvenlik derslerinden tam yapılamadığını söyleyerek şöyle devam ediyor:

"Okulun tüm Öğrenci ve öğretmenin ile Ilıca Kaymakamı, Belediye Başkanı Milli Eğitim Müdürü ve Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden bir öğretim üyesinin (Doç) yer aldığı yaklaşık 200 kişinin katılımıyla konuşmalar ve görüntülü sunum yapılmıştır. Etkinlik Atatürk ve şehitler adına saygı duruşu, İstika Marşı'nın okunması ile başlamıştır. (Büyük boy Türk bayrağı asılmıştır) Daha sonra okul müdürünün günün önemini öven konuşması, Peygamberin hayatını anlatan film, çok sayıda öğrencinin kız erkek karışık) okuduğu dini şiirler, hikayelerle devam etmiştir."

'Velilerin kıyafeti çağdaş değil'

Ilıca Yavuz Selim Anadolu Öğretmen Lisesi'nde Milli Güvenlik öğretmeni olarak Yüzbaşı Mustafa Can A.'nın ardından İstihbarat Binbaşı Ali Rıza D. görevlendiriliyor. Binbaşı D. de aylık fişlemelere önceki subaylar gibi devam ediyor. Kasım 2007'deki Kontrol Formu'ndaki 'Okul kütüphanesinde yıkıcı-bö-lücü-irticai içerikli doküman var mı?' sorusunun karşısına 'Henüz tespit edilememiştir' notunu düşen Binbaşı D, okulda mescit bulunmasını ayrıntılı şekilde rapor ediyor.

Mescitte seccade ve tespih var

Binbaşı D., Erzincan'daki 3. Ordu Komutanlığı'na bu durumu şöyle iletiyor: "17 Ekim 2007 günü saat 14.00'de teneffüs sırasında bazı öğrenciler öğretmen tuvaletinin yanında oluşturulan mescitte namaz kılıyordu. Mescit halen faaliyette içeride halı, seccade ve tes pihler mevcut." Binbaşı Ali Rıza D., Aralık ayı raporunda da öğrencilerin mescitte namaz kılmaya devam ettiğini bildiriyor. Tarihi belli olmayan bir başka Kontrol Formu'nda ise Şükrü Paşa Lisesi'nde Mili Güvenlik Bilgisi dersine giren Binbaşı Şahin I.'nın ilginç gözlemleri dikkat çekiyor. Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar kısmında yer alan 'Okulda görevli olmadığı halde sık sık okula gelen çağdaş kıyafetli olmayan personel var mıdır? Kimlerdir?' sorusuna Binbaşı, "Bazı öğrenci velileri" cevabını veriyor. 'Bayan öğretmenlerin kılık kıyafet yönetmeliğine göre davranışları' kısmının karşısına Binbaşı I, "Bir öğretmen ders bitiminde okul sınırlarını terk etmeden türban giymektedir" notunu düşüyor. Binbaşı, diğer bir gözlemini de şöyle aktarıyor: "Birkaç öğrencinin iritcai yayınları okula getirdiği görülmüştür (Sızıntı Dergisi)."

Peygamber sevgisini bile fişlemişler

Erzincan'daki 3. Ordu Komutanlığına gönderilen fişlemelerde kutsal değerler hedef alınıyor. Peygamberimizin sözleri, öğretmenlerin namaz kılmak için düzenlediği oda, öğrenciler arasında Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla düzenlenen yarışmalar ve yurt binası rapor halinde düzenlenmiş. Rütbeli öğretmenler, okul panolarında asılan ilanları dahi fotoğraflayıp karargaha 'mesaj formu' olarak göndermiş.

'Hocam elleme çarpılırsın'

Erzurum İmam Hatip Lisesi'nde asılan bir ilan dikkat çekmiş. 'Resûlullah'ı Sevmek' başlıklı ilandaki hadisler ile Prens Bismark'ın Hz. Muhammed'i anlattığı sözü 'sakıncalı' bulunarak komutanlığa rapor edilmiş. 16 Kasım 2006 tarihli mesaj formu, İstihbarat Binbaşı Ogün S. tarafından hazırlanmış. Binbaşı, Milli Güvenlik dersi esnasında tespit edildiğini belirttiği olayı ayrıntılarıyla anlatıyor. Mesajın konusu 'Erzurum İmam Hatip Lisesi'nde sınıflara asılan ilan' olarak yazılmış. Müsaade Eden Muharebe Kurmay Albay Kurmay Başkanı Mustafa Ş, yazılı fişlemenin gerekçesi maddeler halinde şöyle sıralanıyor:

1-Sınıflarda Atatürk resminin hemen altında 'Peygamberi sevmek' ve 'Risale-i Nur Külliyatı'ndan bir bölümün bulunduğu bir ilanın asıldığı Milli Güvenlik Bilgisi dersi esnasında tespit edildiği,

2- Konu ile ilgili yapılan araştırmalar neticesinde söz konusu ilanların Serince Mağazaları ve Erzurum Kültür ve Eğitim Vakfı katkılarıyla hazırlandığı... Bu kurumların Mehmet Kırkıncı grubu ile iltisaklı olduklarının öğrenildiği,

3- Öğrencilere 'Bunu buraya neden astınız?' diye sorulduğunda "Hocam sakın ellemeyin çarpılırsınız" dediklerinin öğrenildiği ve ilan ekte sunulmuştur.

Kutlu doğum yarışması sakıncalı

Erzurum Ilıca Yavuz Selim Anadolu Öğretmen Lisesi'nde Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla düzenlenen kompozisyon, şiir ve makale yarışması karargaha rapor edilmiş. Milli Güvenlik dersi öğretmeni İstihkam Binbaşı Ali Rıza D, okul panosunda asılan 6 Mart 2008 tarihli yazıyı iki gün sonra fotoğraflayarak üst mercie rapor etmiş. Binbaşı, Erzurum Müftülüğü tarafından okullar arasında düzenlenen yarışmayı da sakıncalı görmüş. Yarışma konularının din, kardeşlik, sevgi ve barış, birlik ve beraberlik yazdığı sayfa da üstlere iletilmiş.

Subay eşleri ajan gibi kullanılıyor

Fişleme notlarında, subay eşlerinin istihbarat subayı gibi kullanıldığı görülüyor. Erzurum'daki Saltukbey İlköğretim Okulu ile ilgili İstihbarata Karşı Koyma Güvenlik Subayı İstihbarat Yüzbaşı Ahmet E, konuyla ilgili gelişmeleri bildireceğini belirttiği raporlama çalışmasında elde ettiği bilgileri şöyle anlatıyor: "4. Zırhlı Tugay Komutanlığı'nda görevli subay-astsubay eşlerinden elde edilen bilgilere göre: Öğretmenlerin bir kısmının girişimiyle okul müdürünün odasının yanında bulunan odanın namaz kılmak için düzenlendiği, gerekli paranın öğretmenlerden gönüllülük esasına göre toplandığının ilgi ile bildirildiğinin..."

Namaz raporu

Namaz kılmak için düzenlendiği ileri sürülen odanın fotoğrafları gizlice çekilmiş. 3. Ordu Komutanlığı'na iletilen fotoğraflar arasında farklı kareler yer alıyor. Oda boş iken, namaz kılanların bulunduğu sırada ve odanın dıştan görünüşü tek tek tespit edilmiş.

Kaynak: Bugün


yorum yapmayacaktım ama dayanamadım ,bende askerliğimi yedek subay olarak yapan ve imam hatip,anadolu ve kız liseside dahil milli güvenlik derslerine ğirmiş bir arkadaşınız olarak böyle bir rapor hazırlamadım ,hazırlandıgınıda duymadım,görmedim.

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 10 Kas 2010 17:34:34
Kişilerin kapasitesine göre yöntem belirleyen dijital öğretmenle matematik artık daha kolay...
 
Bilkent Üniversitesi Teknoparkı'nda görevli Türk mühendisler, özellikle sayısal derslerin rahat öğrenimi için kişilerin kapasitesine uygun rota belirleyen yazılım teknolojisi geliştirdi.

ABD'de benzeri 500 bin kullanıcıya ulaşan bilgisayar yazılımı sayesinde öğrenciler, görsel, işitsel içerikli pek çok alternatiften kendi öğrenme profillerine uygun olanı seçerek ders çalışabiliyor.

TÜBİTAK destekli geliştirilen teknoloji, öğrencinin konuyu anlayıp anlamadığını matematiksel hesaplarla ölçüyor ve anlayana kadar ileri bilgiler sunuyor.

Bilkent Cyberpark'da faaliyet gösteren ve tamamı Türk mühendislerden oluşan Arages Bilişim Şirketi Genel Müdürü Can Gürses, TÜBİTAK desteğiyle yürüttükleri akıllı öğretim sistemi projesi olan Bilgi Uzayına Adapte Edilebilir Kişisel E-Öğrenme Yolu (Bilirkişi) adlı bilgisayar yazılımı uygulamasını başarıyla tamamladıklarını bildirdi.

Gürses, ''Bilirkişi''nin Türkiye'de ilk kez literatürde ''Knowledge Space Theory'' olarak geçen matematiksel-bilişsel bir teorinin eğitim alanına uygulanmasına yönelik web tabanlı bir bilgisayar programı olduğunu belirtti.

E-öğrenmenin, günümüzde sadece eğitim sektörünün değil, iş hayatının da vazgeçilmez bir parçası olmaya aday olduğunu vurgulayan Gürses, e-öğrenme alanındaki gelişmelerin ve çözümlerin başarıyı hedefleyen her kurum ve birey için bir ihtiyaç olduğunu söyledi.

''KONUNUN TAMAMI ÖĞRENİLİYOR''
Geliştirdikleri yazılımın bir konunun öğrenilmesinin matematiksel modellenmesini sağladığını ve konuyu öğrenmek isteyen herkese en uygun öğrenme yolunu belirlediğini ifade eden Gürses, teknolojiye ilişkin şu bilgileri verdi:

''Yazılım, öncelikle matematik, tıp gibi sayısal ağırlıklı derslerin ya da satranç gibi oyunların öğrenme uzayını ortaya çıkartan bir altyapı sunuyor. Yani bir konuda hiçbir şey bilmeme durumundan her şeyi bilme durumuna kadar, olası tüm bilgi düzeyleri ve bu bilgi düzeylerini birbirine bağlayan öğrenme yollarının bütününü kapsıyor.

Program, kişileri konunun bilgi uzayının ortaya çıkartılmasının sonrasında, kendilerine en uygun öğrenme yolundan ilerletiyor ve konunun tamamını öğretiyor.

Program, bir konuyu kullanıcılara soru-cevap yöntemiyle ve kullanıcılardan elde ettiği veriler sayesinde herhangi bir konunun zorluk derecesi, optimum öğrenme zamanı gibi oldukça önemli verileri ortaya çıkarıyor. Teknoloji, öğrencinin konuyu anlayıp anlamadığını da matematiksel hesaplarla ölçüyor ve anlayana kadar ileri bilgiler sunuyor. Sonrasında da konunun öğrenilip öğrenilmediğini test ediyor.''

Gürses, programlarının ayrıca, bir konuyu öğrenen kullanıcılar arasında belirli tip öğrenme stiline sahip olanları ortaya koyduğunu, başarıya veya başarısızlığa götüren yolları tespit de ettiğini belirterek, ''Sistemimiz bu yönüyle oldukça önemli ve eğitim-öğretim sistemini temelden etkileyebilecek veriler sunuyor'' dedi.

''İÇERİK SİSTEMİNDEN FARKLI''
Türkiye'de e-öğrenme denilince akıllara içerik üretiminin geldiğine işaret eden Gürses, bu yazılımlarda kullanıcıların nasıl ilerleyebileceğini, kendi özelliklerine göre nasıl bir yol izleyecekleri gibi bir altyapının bulunmadığını söyledi.

Gürses, Türkiye'de mevcut e-öğrenme ürünleri arasında oldukça farklı bir yere sahip olan ''Bilirkişi'' yazılımının matematik, yabancı dil, fen bilimleri, tıp eğitimi gibi farklı alanlara uygulanabildiğini, aynı zamanda hizmet içi eğitim, sertifika programları, ALES, KPSS, ÖSS gibi sınavlara hazırlık aracı olarak da kullanılabileceğini kaydetti.

''ABD'DE 500 BİN KİŞİ KULLANIYOR''
Uygulamanın matematiksel modelinin 1980'lerde Fransız ve Belçikalı matematikçiler tarafından ortaya konulduğunu, modelin ilk uygulamasının ise ABD'de 1990'lı yıllarda yapıldığını aktaran Gürses, bu ülkedeki kullanıcı sayısının da 500 bine ulaştığını bildirdi.

Gürses, yazılımın ileriki hedeflerini ise, ''Öğrencilerin öğrenme stil ve tercihlerini belirliyoruz. Belirli tipteki öğrenme stratejisine sahip insanların, belirli öğrenme yolları , kişileri başarısızlığa ulaştıran sebepler neler? Bu gibi verileri çalışmamızın ileriki aşamasında istatistiksel olarak da göstereceğiz'' sözleriyle anlattı.

Çevrimdışı seço58

  • Bilge Üye
  • *****
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 3.343
  • 41.702
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 11 Kas 2010 17:07:58
Kopyacılar KPSS’de buhar oldu
11.11.2010 - 08:23
YÖK, daha önce yaptığı duyuruda, sonuçların açıklanması için bir haftalık bir süre yeter diyordu. Ama 10 gün oldu ve sonuçlar hâlâ açıklanmadı. Çünkü şok edici veriler var [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 13 Kas 2010 19:46:58
Lisede evcilik oyunu skandalı
Kırşehir'de eğitim veren bir lisede ders arasında oynanan evcilik oyunu kötü bitti.
Güncelleme:13 Kasım 2010 19:28
KIRŞEHİR (İHA) - Lise 2. sınıf bir kız öğrenci ile lise 4. sınıf bir erkek öğrenci arasında düzenlendiği iddia edilen nişan törenine şahit olan öğrencileri disiplin cezası bekliyor. Kendi aralarında oynadıkları bu evcilik oyununun üzerinden 1 ay gibi bir zaman geçmesine rağmen ortaya çıkması ile cezalandırılacaklarını öğrenen öğrencileri endişe kapladı.

Okul yönetiminin ve yetkililerin el attığı olay hakkında soruşturma devam ederken, olayın bir disiplin suçu olduğu ve tasvip edilmediği belirtildi.

Olayın ortaya çıkmasının ardından veliler tedirginlerini dile getirerek, eğitim öğretim verilen bu gibi yerlerde hoş olmayan ve eğitimden uzak hareketleri kınadıklarını söylediler. İddialara göre, lise 2. sınıf öğrencisi kız çocuğu ile lise 4. sınıf öğrencisi erkek çocuğun, ders arasındaki teneffüste sınıflarında gayri resmi nişan yaptıkları, yüzük takıp kurdele ve pasta kestikleri, olayı da cep telefonlarına kaydettikleri söyleniyor. Olayla ilgili Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerinin soruşturma başlattığı öğrenildi.

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 13 Kas 2010 19:52:34
100 Puanla KPSS Birincisi Olduİptal edilerek yeniden yapılan KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı'nda kim birinci oldu? 13 Kasım 2010, 14:04

 

Soruların sızdırıldığı gerekçesiyle iptal edilerek 31 Ekimde yeniden yapılan KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı'nda, 100 tam puan alan Sivaslı Gizem Yıldız birinci oldu.

Sivas'ta Afyon Sokak'ta oturan, babası memur, annesi ev hanımı üç çocuklu bir ailenin kızı olan 22 yaşındaki Gizem Yıldız, ÖSYM'nin dün internetten sınav sonuçlarını açıklamasının ardından, 100 tam puanla birinci olduğunu öğrendi.

Sınavda genel yetenek testinden 59, genel kültür testinden 57 ve eğitim bilimleri testinden 109 doğru soru yaparak 100 puan alan Yıldız, başarısını ailesiyle kutladı.

Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Matematik Öğretmenliği Bölümünden bu yıl mezun olan Yıldız, KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı'nın iptal edilmesinin ardından yeniden ders çalışmaya başladığını belirtti.

Daha önceki sınavda aldığı 92 puanla iyi bir yere atanmasının mümkün olduğunu ifade eden Yıldız, bu sınavda açıklanan sonuçlarda birinci sırada yer aldığını görünce çok şaşırdığını, iyi bir sıralamada olacağını tahmin ettiğini ancak bu sonucu beklemediğini söyledi.

Başarısının sırrının ''çok çalışmak'' olduğunu dile getiren Yıldız, ''Çok emek verdim, sonunda karşılığını aldım diye düşünüyorum. Çok mutluyum'' dedi.

İptal edilen sınavın da zor olduğunu, atanabilecek bir puan aldığını anlatan Yıldız, ''Durum böyleyken sınav iptal oldu, yeniden bir sınava girmek, aynı şeyleri yaşama düşüncesi çok yorucuydu, yıpratıcıydı. Sonra iyi toparlandım. Tekrar aynı tempoya girebildim. Aynı şekilde çalışabildim. Sonuçta böyle bir başarı geldi'' diye konuştu.

Yıldız, daha önceki sınavın iptal edilmesini de değerlendirerek, tercihlerini yaptığını, hayaller kurduğunu anlatarak, ''Sonra her şey birden yok oldu. Yeniden sınav stresi yaşamak zorunda kaldım. Hani birilerinin yüzünden hakkının yenilmesi... Sonuçta kopya, emek hırsızlığı. Çünkü insanlar emek veriyorlar, çaba sarf ediyorlar. Gecelerini gündüzlerine katıyorlar. Bir tek ben değil, birçok arkadaşım bu durumda'' dedi.

Yıldız, atamaların gelecek ay yapılacağını belirterek, o döneme kadar biraz dinlenmek istediğini kaydetti.

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 13 Kas 2010 20:00:01
2010 Aralık Öğretmen Başvuru ve Atama Kılavuzu2010 Aralık Öğretmen Başvuru ve Atama Kılavuzu Ne Zaman yayınlanacak 12 Kasım 2010, 16:35

 

 

Bilindiği gibi Ağustos ayında yapılması planlanan 30 bin kadrolu öğretmen alımı KPSS’ye ilişkin yürütülen soruşturma nedeniyle,  başvuruda bulunan öğretmen adayları açısından telafisi güç hukuki ihtilafların doğmaması adına durum netleşinceye kadar ileri bir tarihe ertelenmişti. Tekrarlanan KPSS Eğitim Bilimleri Sınavı sonuçlarının netleşmesi üzerine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen atama takvimi aşağıdadır;
       
5-12 Kasım 2010 tarihleri arasında kontenjanların güncellenmesi işlemi yapılmıştır. 22-24 Kasım’da taban puanlar belirlenerek, kılavuz yayınlanacaktır. 25 Kasım-3 Aralık tarihleri arasında başvurular kabul edilecektir. Öğretmen atamaları 6 Aralık 2010 tarihinde yapılacaktır. Atanan öğretmen adayları 7 Aralık’ta göreve başlayacaktır.

Çevrimdışı huseyinyesilot

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 11.842
  • 147.079
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 11.842
  • 147.079
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 13 Kas 2010 22:48:04
10 BİN DOLARLIK 1974 MODEL MURAT   124
 
Hatay'da bir oto galeride sergilenen halk arasında 'Hacı Murat' olarak bilinen 1974 model Murat 124'ün fiyatı görenleri şaşkına çeviriyor.
Bu güne kadar çocuğu gibi baktığı 1974 marka Murat 124'ü satmak istemediğini ifade eden Nihat Sezer, fiyatını soranlara, '10 bin dolar' cevabını veriyor.
İkinci el otoda fiyatlar neredeyse yarı yarı düşerken yaklaşık 3 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen parçalarla adeta yeniden oluşturulan 1974 model Serçe'yi almak isteyenlerin 10 bin doları gözden çıkarması gerekecek.
Serbest meslekle uğraşan Nihat Sezer (50), 6 yıl önce satın aldığı Murat 124 marka aracının üzerinde oynama yapmaya başlamış.
Sezer, egzoz, jant derken artık fabrikasında dahi üretilmeyen aracında köklü değişiklikler yapmaya karar vermiş.
Yosun yeşili aracının üzerini açtırmakla işe başlayan Sezer, daha sonra aracının motoru dahil, şanzımanını, diferansiyelini, jantlarını farklı il ve ülkelerden temin ederek değiştirmiş.
Nihat Sezer, arka tarafta yer alan egzozu söktürüp aracın her iki yanına taktırmış. Yaklaşık 6 yıldır aracın kendisinde olduğunu söyleyen ve aracını 'Çocuğum' diye nitelendiren Nihat Sezer, "Murat 124 artık üretilmiyor.
6 yıldır bu araç bende. Bundan 3 yıl önce küçük değişiklikler ile başladım ve araç bu hale geldi. Motoru 1,6, şanzımanı ve diferansiyeli farklı.
Üstünün açık olması ise bu aracı diğer modifiyelerden ayıran özelliklerden biri. Bu nedenle aracıma ilgi büyük" şeklinde konuştu.   
Aracını satmak istemediğini kaydeden Nihat Sezer, fiyatını soranlara, '10 bin dolar' yanıtını veriyor.
Bu güne kadar çocuğu gibi baktığı 1974 marka Murat 124'ü satmak isterse sadece araca harcadığı miktar kadar para istediğini de sözlerine ekliyor.     
Antakya merkezde bulunan Lider Oto Galeride teşir amaçlı sergilenen otomobilin çok fazla talep gördüğünü söyleyen Galeri Sahibi Ayhan Özdemir ise, "Aracı ilk gördüğümde çok şaşırdım.
Nihat beyden aracı almak istedim ama satmayacağını söyledi. Bende en azından haftanın birkaç günü galeride sergilenmesine izin vermesini isteyince beni kırmadı.
Araca genç, yaşlı herkesin ilgisi büyük. Hemen hemen herkes fiyatını duyunca çok şaşırıyor.
Sadece üzerinin açıldığını zannedenlere araç üzerindeki değişiklikleri anlattığımızda neden 10 bin dolar fiyat biçildiğini anlıyorlar." dedi.
Eşiyle birlikte otomobillerinde gezmekten büyük bir zevk aldığını söyleyen Nihat Sezer'in eşi Hane Sezer ise, aracın herkes tarafından büyük ilgi gördüğünü ve eşinin bu güne kadar harcadığı emeğin karşılığını vatandaşların bu beğenisiyle aldığını söyledi.

Çift yaz tatilinde üstü açık otomobilleriyle Antakya sokaklarında meraklı bakışlar altında gezmenin kendilerine büyük bir zevk verdiğini söylüyor.

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 14 Kas 2010 16:56:14
Kopya iddiaları nedeniyle yeniden yapılan ve sonuçları açıklanan KPSS Eğitim Bilimleri sınavında 9 sorunun hatalı olduğunu iddia edildi.
 
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gözütok, kopya iddiaları nedeniyle yeniden yapılan ve sonuçları açıklanan KPSS Eğitim Bilimleri sınavında 9 sorunun hatalı olduğunu ileri sürdü

Kopya iddiaları nedeniyle yeniden yapılan ve sonuçları açıklanan KPSS Eğitim Bilimleri sınavı ile ilgili olarak bir iddia daha ortaya atıldı. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. F. Dilek Gözütok, “31 Ekim'de yapılan KPSS Eğitim Bilimleri testinin 9 sorusu hatalı” dedi.

Prof. Dr. Gözütok, 31 Ekim'de tekrarlanan KPSS Eğitim Bilimleri sınavı sorularını incelediğinde 9 sorunun yanlış olduğunu tespit ettiğini söyledi. Sınava giren öğrencilerinin şikâyetleri üzerine soruları incelediğini belirten Prof. Dr. Gözütok, özetle şunları söyledi:

“Öğrenciler 'bu sorularda bir yanlışlık var, siz bize böyle öğretmediniz' diye şikâyette bulundu. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü'nde öğretim üyesi olan bir doçent, bir yardımcı doçent ve bölümde master yapan öğrenciler ile kendi bölümümüzle ilgili olan 42 soruyu inceledik.

12 program geliştirme ve 30 öğretim ilke ve yöntemleri sorularından oluşan 42 sorunun içindeki 9 soruda yanlışlıklar bulunuyor. Bu 9 sorunun birkaçının tamamı yanlış, birkaçı iki cevaplı ve geriye kalan soruların da soru kökleri yanlış ifade edilmiş.”

'Çok aceleye getirildi'

Prof. Dr. Gözütok, son dönemlerde adına “bilimsel” denilen kitaplarda ciddi yanlışlar olduğunu savundu ve şöyle devam etti:

“Öğretim yöntemleri ile ilgili bilen bilmeyen kitap yazdı. Masteri olmayan hocalar dersler veriyor. Birçok kişi tanınmış kişilerin kitabı okutmak yerine kitap yazdılar. Alan dışı insanlarda böyle kitaplar yazdı. Soruları hazırlayanlar soruları o kitaplardan hazırladık diyebilirler.

Soruları yetişmiş insanlar hazırlamalı ya da bu soruları bilen kişilerin denetiminden geçirilmeli. Bu sınav çok aceleye getirildi.”


İşte hatalı olduğu belirtilen sorular

Prof. Dr. Gözütok'a göre KPSS Eğitim Bilimleri sınavındaki hatalı sorular şunlar:

- KPSS Eğitim Bilimleri Testi A kitapçığına göre 1'nci soru.

- 6'ncı sorunun B seçeneğinin birinci sütunundaki belirtilen Beceri Testi Geliştirme ifadesi.

- 7'nci soruda C seçeneği doğru olarak belirlenmiştir. İfade hatalıdır.

- 15'inci soruda A seçeneği (Özel hedefler) doğru olarak belirlenmiştir, hatalıdır.

- 16'ncı soruda “Gösteri” seçeneği doğru olarak verilmiştir, hatalıdır.

- 21'inci soruda “Sorunlara karşı ilgili ve duyarlı olma” seçeneği doğru olarak verilmiştir, yanlıştır.

- 24'üncü sorunun soru kökü yanlıştır.

- 28'inci sorunun madde kökü kendi içinde çelişkilidir.

- 33'üncü soruda doğru seçenek C olmalıdır.

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 14 Kas 2010 16:57:36
Uzun saçları nedeniyle Bingöl'de bir öğretmene verilen 'aylığını kesme cezası' mahkemece uyarıya çevrildi
 
Bingöl merkezdeki İMKB Ekinyolu İlköğretim Okulu'nda görev yapan Erkan Çelik hakkında uzun saçları nedeniyle soruşturma açıldı. İlköğretim müfettişinin soruşturması sonucunda, kılık ve kıyafet yönetmeliğine uymadığı gerekçesiyle 1/30 oranında aylıktan kesme cezasına çarptırıldı. Öğretmen Çelik, işlemin iptali için yargıya başvurdu. Mahkeme kararında ise “Olayda, 'belirlenen kılık kıyafet hükümlerine aykırı davranmak' fiilinin karşılığı olarak uyarma cezasının bulunduğu dava konusu fiil ile davalı idarece tesis edilen işleme dayanak ceza arasında uygunluğun bulunmadığı görülmektedir” dendi.

GÖMLEK YAKASINI AŞMAYACAK

Mahkeme maaş kesim işlemini iptal ettiği kararında, kılık kıyafet yönetmeliğinde yer alan “Kulak ortasından aşağıda favori bırakılamaz. Saçlar kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir” ifadesi de belirtildi. Geçtiğimiz günlerde bir öğretmenin küpe taktığı için aynı şekilde cezalandırıldığı basında yer aldı

Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 14 Kas 2010 17:00:18

Yılın Adamı anketinde Erdoğan sürprizi
14 Kasım 2010 Pazar 16:16
2010 Time Yılın Adamı anketi sürüyor. Listede bulunan Başbakan Erdoğan büyük atak .Time dergisinin başlattığı 'Yılın Kişisi' anketi Türklerin hücümuna uğradı. Başbakan Tayyip Erdoğan kısa sürede 16. sıradan 1. sıraya yükseldi.

Time dergisinin, bir çok alanda düzenlediği internet anketinde, "2010 Time Yılın Adamı" kategorisinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan birinci durumda.

Time dergisi bu kategoride okuyucuya 25 aday isim sundu. Bu isimler arasında bu yıl, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da yeraldı.

Her yıl yapılan Time anketinde sanattan iş dünyasına, bilimden spora 18 alan yer alıyor ve her bir alanın altında onlarca kategori bulunuyor.

"Dünya" başlığı altındaki "2010 Time Yılın Adamı" kategorisinde ABD Başkanı Barack Obama'dan popüler sanatçı Lady Gaga'ya ve "İşsiz Amerikan Vatandaşı"na değin 25 aday arasında, Erdoğan için, 14 kasım Pazar günü öğle saatleri itibariyle 66.333 kişi oy kullandı.

Ankete katılanlar, bir aday için, "0, en az etkili'den, 100 en etkili"ye kadar 0'dan 100'e kadar bir puan veriyor. Bu puanlama sistemiyle Başbakan Erdoğan'a, ortalama olarak 91 puan verilmiş durumda.

Bu puanla birinciliğini sürdüren Erdoğan'ı 80 puanla Lady Gaga izliyor. Barack Obama, 10.792 kişinin kullandığı oylarla ve 63 puanla 6'ıncı durumda. Yeraltında mahsur kalan ve başarılı bir operasyonla kurtarılan Şilili madenciler ise 51 puanla 10'uncu durumda.

Time internet sayfasında, her aday için tanıtım yazıları da kondu. Başbakan Erdoğan ile ilgili olarak Dan Fastenberg tarafından 10 kasım 2010'da kaleme alınan tanıtım yazısı, "Aktivistlerin Gazze'ye yardım götürmeye çalıştığı filoya İsrail'in düzenlediği baskın uluslararası düzeyde feryatlara yol açarken, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da söyleyecek bir sözü vardı" denildi. Erdoğan'ın, Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva ile birlikte İran nükleer programına ilişkin sundukları takas anlaşmasına da değinilen yazıda, Erdoğan yönetiminde Türkiye'de girişimcilikte bir patlama yaşandığı ifade edildi. Yazıda ayrıca, "Erdoğan, Türkiye'nin çalkantılı Orta Doğu'da artık ağırlığını koymaktan geri durmayacağını ortaya koydu" denildi.


Çevrimdışı infermo

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.045
  • 2.655
  • 2.045
  • 2.655
# 14 Kas 2010 17:03:45
Atatürk İsrail'e fena gol atmış
14 Kasım 2010 Pazar 13:50
İsrail'deki siteye göre Atatürk 1915 yılında İsrail'de futbol oynamış üstelik bir gol bile atmış...İsrail Futbol Federasyonu’nun internet sitesinde, Atatürk’ün 1915 yılında İsrail’in eski liman kenti Yaffo’da Sultan’ın takımı ile Maccabi Tel-Aviv takımları arasında yapılan ve 2-2 sonuçlanan maçta ikinci golü attığını duyurdu. Tarihçiler ise böyle bir olaya ihtimal vermiyor



Atatürk’ün bugüne kadar hiç bilinmeyen bir yönü ortaya çıktı. Bu ilginç yönünü ortaya çıkaran İsrail Futbol Federasyonu’nun internet sitesi. Haberde 1915 yılında Sultan’ın izniyle yapılan Maccabi Tel-Aviv maçında oynadığı ve 2-2 biten maçta Sultan’ın takımının ikinci golü Mustafa Kemal’in attığı yer aldı. İsrail Futbol Federasyonu’nun haberi şöyle; “Tevrat’ta yer alan ve merkezi Yeruşalayim (Kudüs) olan Erets Yisrael topraklarına yerleşen İsrailoğulları, David A’Meleh ve Şlomo A’Meleh’in (Hz.Davud ve Hz.Süleyman’in) yönetimlerine sahne olan Erets Yisrael’in en eski Liman şehri Yaffo veya Yafadır.

İkinci ziyarette Yafo, İsrail topraklarına deniz yoluyla gelenlerin kapısı niteliğinde, Osmanlı hakimiyeti altında olan Filistin bölgesinin bir parçasıydı. 1906 yılının sonlarına doğru Yafo limanına gelen bir Fransız gemisinden inen ilginç yolcular arasında, Mustafa Kemal Atatürk de vardı. Mustafa Kemal, Osmanlı idaresinde görevli yüksek rütbeli bir arkadaşını ziyarete gelmişti.

Gemiden inerken Mustafa Kemalin dikkatini, sahilde top koşturan gençler çekmişti. Koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Mustafa Kemal, futbolü seven ve fırsat buldukça futbol oynayan bir kişiydi. 1895 Yılında İstanbul’da kurulan Maccabi (Makabi) spor klübünün idarecileriyle iyi ilişkiler içinde olan Mustafa Kemal, Sultan’ın iznini alarak, 1915 yılında tekrar ziyarete geldiği Yaffo şehrinde, kendisinin de kadroda yer aldığı Sultan’ın futbol takımı ile Maccabi Tel-Aviv takımları arasında yüksek bir seyirci kitlesi önünde 2 - 2 lik bir skorla sonuçlanan çok heyecanlı bir maç oynandı.

Bu maçta, iyi bir komutan olduğu kadar, iyi bir futbolcu olduğunu, maçın beraberlik golünü atarak en iyi bir şekilde kanıtlayan kişi, Mustafa Kemal Paşa olmuştur. Aradan iki yıl geçmiş ve birinci dünya savaşı patlak vermiştir. Osmanlı devletinin hakimiyeti altında olan Yafo, Tel-Aviv ve diğer şehir ve köylerde yaşayan Yahudi gençler, Osmanlı saflarında savaşmak üzere silah altına alınarak, Mustafa Kemal Paşa ile omuz omuza çarpışarak, kimileri gazi, kimileri şehit olmuşlardı. Bu dönemde Yafo ve Tel-Avivde spor ve futbol etkinlikleri, gençlerin sılah altına alınmaları nedeniyle çok azalmıştı. Ne diyelim, Vatanlarımız sağ olsun...”

‘Hayalleri güçlü’

TÜRK Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu “1915 yılında Atatürk’ün futbol oynadığı iddia ediliyor ancak bunun imkanı yok. Çünkü o tarihte Çanakkale Savaşı var; ölüm kalım savaşı. Bu tarihte böyle bir şeyin olma ihtimali yok. Bu iddiayı atanların hayal güçleri iyi ancak tarih bilgileri ise çok kötü” görüşünde.

Prof. Dr. Halil Berktay ise bildiğimiz tarih ile bu iddianın birbirine ters düştüğünü söylüyor: “1914 yılının sonlarından itibaren Çanakkale’de abluka başlıyor. 18 Mart 1915’te denizden ilk zorlama girişimi oluyor. 6 Ocak 1916’ya kadar abluka kesintisiz devam ediyor. Bu şartlar altında başını kaşıyacak vakti olmayan Atatürk’ün bugünkü İsrail topraklarında futbol oynadığını iddia etmek bildiğimiz tarih ile çelişiyor. Olacak şey değil, bu iddiayı duyunca çok çok şaşırdım.”

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK