Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Haz 2013 07:16:34
 MİGREN                                                                                                                         

Migren ağrıları, kronik baş ağrıları ve sık sık baş ağrısı şikâyeti çekenlere taze sıkılmış havuç suyu kürü bulunmaz bir nimettir. Baş ağrılarından şikâyeti olanların başlangıçta hem sabah kahvaltısından sonra hem de akşam yemeğinden iki saat sonra birer bardak içmeleri en doğrusudur. Baş ağrısına karşı olan başlangıç kürü 20 gün uygulanır ve daha sonra sadece akşam yemeklerinden iki saat sonra bir bardak olmak üzre iki ay boyunca devam edilir. Daha sonra zaman zaman içilerek (haftada 3-4) devam edilir. Bir kaç hafta sonra baş ağrılarından şikayet edenlerin giderek bu şikâyetlerinin nasıl azaldığını hayretle gözleyebileceklerdir.
Taze sıkılmış havuç suyu kürünün yukarıda belirttiğim özelliklerini öğrendikten sonra, onu mutfağınızdan eksik etmeyeceğinize inanıyorum. Havuç suyu etkisini en erken on-onbeş gün geçtikten sonra göstermektedir. Çünkü, içerdiği bazı etkin maddelerin vücutta belirli bir seviyeye kadar depolanmaları gerekmektedir. Ancak, bundan sonra etkili olmaya başlamaktadır.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 22 Haz 2013 07:57:04
.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.926
  • 513.086
  • 32.926
  • 513.086
# 24 Haz 2013 13:37:46
Uçak yolculuklarında kulak sağlığı

Gelişen ulaşım olanakları ve uçak yolculuğunun herkes için artık neredeyse bir gereksinim haline gelmesi ile bundan 10 yıl öncesine göre çok daha fazla uçak yolculuğu yapar hale geldik. Seyahatlerin artması ile beraber seyahat süresince karşılaşılaşılan sağlık problemlerinin sıklığı da artış gösterdi. Uçak yolculuğu ve sağlık ilişkisine yakın baktığımızda karşılaşılan bu sağlık problemlerinin en başında kulak ile ilgili sorunların geldiğini görmekteyiz. Özellikle uçak inerken yaşadığımız orta kulak basıncında azalmaya bağlı sıkışma, kulak ağrısından tam işitme kaybına kadar çeşitli hastalıklara yol açabilmektedir. Çocukların üçte ikisi, erişkinlerinse yarısı uçuşlarda mutlaka, hafif de olsa, en az bir kez kulak rahatsızlığı yaşamaktadır. Doğal olarak uçak yolculuğu yapan kişi sayısı arttıkça bu tür problemlerin sıklığında da artış saptanmaktadır.

Basınç Problemi

Uçak inerken fiziksel kanunlara göre orta kulak boşluğundaki basınç hızla düşmeye başlar. Bu kulak zarımızın içe doğru çekilmesine yol açar. Orta kulağa açılan iç kulak zarları da orta kulağa doğru çekilir. Eğer orta kulaktaki basınç östaki borusu kullanılarak dengelenmezse, bu basıncın giderek düşmesi ile orta kulakta sıvı-kan birikmesi veya tüm zarlarda delinmeye kadar giden olaylar serisi gerçekleşir. Tüm bu olumsuzluklar işitme kaybı, baş dönmesi ve kulak ağrısı gibi sonuçları doğurur. Orta kulaktaki basıncın dengelenmesi için mutlaka östaki borusunu açacak hamlelerde bulunulması gerekir (sakız çiğneme, esneme hareketleri vb.). Östaki tüpü, nezle-grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında şiş ve ödemli olacağından bu açma hareketlerinden tam verim alınamayabilir. Yine kronik burun tıkanıklığı yaşayan hastalarda da potansiyel bir risk bulunmaktadır. Bunun dışında dış kulak yolunda tıkayıcı kulak kiri olan hastalarda veya sıkı sıkıya kulaklık kullananlarda da tıkaç ile kulak zarı arasındaki boşlukta aynı basınç problemi yaşanabilir.

Kulak Yakınmaları

Orta kulakta basınç azalmasına bağlı olarak, sırası ile, kulakta tıkanma hissi, hafif ağrı, dolgunluk hissi, çınlama, baş dönmesi, tam sağırlık, kulaktan kan gelmesi görülebilir. Başlangıçta kulak zarının tam fonksiyon görememesine bağlı hafif yakınmalar kendini gösterse de, sonrasında kulak zarı delinmesi, iç kulak sıvısının orta kulağa akması gibi daha ciddi durumlar ortaya çıkabilir. Uçuş sırasında ve özellikle inişte alacağımız önlemler ve tedavi yöntemleri ile bu durumdan zarar görmeden kurtulabilirsiniz. Ancak yakınmaların iniş sonrasında hala devam ediyor olması durumunda mutlaka Kulak Burun Boğaz doktoruna başvurmalısınız.

Riskli Durumlar

Burun ve kulak yönünden sağlıklı olarak, özellikle östaki borusu tam çalışır vaziyette uçak yolculuğu yapılmalıdır. Kronik burun tıkanıklıkları ve hastalıkları (septum deviasyonu, kronik sinüzit vb.), kulak hastalıkları (kulak kiri, kronik kulak basıncı dengesizlikleri, iç kulak fistülleri) gibi durumlarda öncelikle Kulak Burun Boğaz doktorunun ziyaret edilmesi gerekir. Bunun dışında burun alerjisi, üst solunum yolu enfeksiyonları (grip-nezle) gibi durumlarda ise yine uçuşunuz sırasında kulaklarınız risk altındadır. Hamilelerde yoğun su tutulumu, östakinin açılması ve orta kulak basıncının dengelenmesinde olumsuzluklar yaşatabilir. Önlemler konusunda hamileler daha dikkatli olmalıdır. Bebek ve çocuklardaki anatomik olarak östakinin tam gelişmemişliği, geniz eti varlığı, daha sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriyor olmaları da onların daha çok sorun yaşamasına neden olur. Çocuklarda sık görülen orta kulakta sıvı varlığı durumları ise, kulakların uçuşta basınçtan etkilenmesi hususunda beklenenin aksine koruyucu rol oynar.

Önlemler

- Üst solunum yolu enfeksiyonu varken mümkünse uçuş yapmayınız.

- Uçağa binmeden ve inişe geçmeden 30-45 dakika öncesinde burun açıcı sprey ve haplardan kullanınız (doktorunuzun önerisi ile!).

- Alerjik nezleniz varsa mutlaka tedavi altında olmalısınız.

- Sakız çiğneme, şeker emme, esneme hareketi yaparak östaki borunuzu açmaya çalışmalısınız. Östaki borusunu açmaya ne kadar erken başlarsanız olayın kötüleşmesini o kadar erken önlemiş olursunuz. İniş boyunca neredeyse iki dakikada bir östaki borusunu açmaya çalışarak basınç dengelemesi yapılmalıdır.

- Kulak temizliği yönünden Kulak Burun Boğaz doktorunuzu görmüş olmalısınız.

- Östaki borusunu açan Valsalva hareketini deneyebilirsiniz. Burnunuzu parmaklarınızla kapatıp, ağızdan hafif bir nefes aldıktan sonra, ağzınız da kapalı iken havayı genzinizden kulağınıza gönderme hareketine Valvalva manevrası denir.

- Özellikle uçak inerken uyumamaya dikkat etmelisiniz. Böylece kulak rahatsızlıklarının farkına erkenden varabilirsiniz.

- Bebeğiniz veya çocuğunuzun bu durumlarla karşı karşıya kalmaması için, siz kulağınızda rahatsızlık hissetmeye başladığınız andan itibaren, çocuğunuza bir şeyler içirtebilir veya sakız çiğnetebilirsiniz. Böylece yutkunma ve östaki tüpünü açma hareketlerini sağlamış, dolayısıyla çocuğunuzu rahatlatmış olursunuz.

- Uçak inerken kulaklıklarınızı gevşetin veya çıkartın, kulak tıpası kullanmayın.

- Alkol ve aşırı kafein kullanımı önerilmemektedir. Uçuş sırasında bol sıvı almalısınız.

- Kulak ameliyatı olduysanız uçmadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?

Uçuş sırasındaki kulak problemleri ciddi boyutlarda ise, yakınmalarınız birkaç saatten fazla sürüyorsa, kulaktan kan gelmesi, derin işitme kaybı ve baş dönmesi varsa mutlaka vakit geçirmeden doktorunuza başvurmalısınız. Kulak ve burun muayenesi ile teşhisiniz konulacak ve neler yapmanız gerektiği size söylenecek ve tedaviniz düzenlenecektir. Tedaviniz ilaç tedavisi olabileceği gibi, kulak zarı müdahalelerini de içeren cerrahi yöntemlerle de olabilir. Kulakta dolgunluk hissi ve işitme kaybının geçmesi ise 4 haftayı bulabilir.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 25 Haz 2013 07:56:27
Sabahları Limonlu Su İçmeniz İçin 10 Sebep
Sabahları kalkınca içilen limonlu su (ya da şekersiz limonata) sindirim sistemini hızla uyandırıyor ve tüm bedeniniz için onlarca fayda sağlıyor.
Limonun suyuna ekleyeceğiniz su ılık olmalı. Bunun ...nedenini araştırıp öğrendim ve şimdi limonlu suyu düzenli bir alışkanlık haline getirmek istiyorum.
Ilık limonlu su:
1- Bağışıklık sisteminizi destekler. Limonda bol miktarda bulunan C vitamini soğuk havalarla savaşmanızı sağlar. Beyin ve sinir sistemi fonksiyonlarını uyaran potasyum bakımından zengindir. Potasyum aynı zamanda kan basıncını kontrol altında tutmaya yardım eder.
2- pH değerini dengeler: Her gün limonlu su içerseniz vücudunuzun toplam asitlilik oranını düşürürsünüz. Limon en alkali gıdalardandır. Evet, limonda sitrik asit bulunur ancak sindirildiğinde asitlilik yaratmaz.
3- Kilo vermeye yardımcı olur: Açlık hissi ile mücadele etmeye yardım eden pektin lifi limonda bol miktarda bulunur. Daha alkali bir beslenmeye sahip kişilerin daha hızlı kilo verdiği de bilinmektedir.
4- Sindirime yardım eder: Limonlu su istenmeyen maddelerin vücuttan atılmasına yardım eder. Karaciğerin sindirim için gerekli bir asit olan safra üretimini destekler. Etkili sindirim mide ekşimesini ve kabızlığı azaltır.
5- İdrar söktürür: Limon vücuttan idrar çıkışını artırır. Bu da vücudun temizlenmesine yardım eder. Böylelikle toksinler daha hızlı atıldığından idrar yolu daha sağlıklı kalır.
6- Cildi temizler: İçindeki C vitamini kırşıklıkları ve lekeleri azaltır. Limon kandaki toksinleri temizler. Bu, cildin de temiz kalmasına yardım eder. Aslında görünürlüklerini azaltmak için doğrudan yara izlerine de uygulanabilir.
7- Nefesi tazeler: Yalnızca bu da değil. Diş ağrısı ve diş eti iltahabının iyileşmesine yardım eder. Sitrik asit diş minesini zedeleyebileceğinden bunu gözlemlemelisiniz. Kabul ediyorum, bu konuda biraz endişeliyim.
8- Solunumla ilgili sorunları azaltır: Ilık limonlu su göğüs enfeksiyonlarından kurtulmanıza yardım eder ve rahatsız edici öksürükleri keser. Astımı ve alerjisi olan insanlara da faydalı olduğu düşünülüyor.
9- Sakin tutar: C vitamini aklınızı ve vücudunuzu strese maruz bıraktığınızda ilk olarak yoksun kaldığınız şeylerden biridir. Daha önce de belirtildiği gibi limon C vitaminiyle doludur.
10- Kahve alışkanlığından kurtulmanızı sağlar. Sabah bir bardak limonlu su içtikten sonra canım kahve istemiyor. Bu garip ama nedenini açıklayamayacağım. Yalnızca söylüyorum.
Sağlam bir sebep bulamadığım tek konu suyun neden ılık olması gerektiği. Çin tıbbı üzerine çalıştıktan sonra tek söyleyebildiğim soğuk suyun muhtemelen vücut için bir şok ya da stres etkeni olduğu. İster inanın, ister inanmayın vücudunuzun soğuk ya da çok sıcak suyu sindirmesi oldukça fazla enerji gerektiriyor.  Yalnızca limonun 1/8’i kadar olmasın yeter.
İpucu: Ilık limonlu suyunuzu içinde çay ve kahve lekeleri olan fincanlarınızdan için. Lekenin çıkmasını sağlayacaktır. Kullandığınız limonun kabukları ile çöp kutunuzu silerek kokusunu güzelleştirebilirsiniz.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.998
  • 228.785
  • 28.998
  • 228.785
# 26 Haz 2013 21:58:18
sinir sıkışması hakkında bilgi lütfen...

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 28 Haz 2013 07:51:12
Sivrisinek sezonu açılıyor.

- Basit bir sivrisinek tuzağı yapmayı öğreteceğiz.

İhtiyacımız olan şey temelde:
200 ml su
... 50 gr kahverengi şeker
1 paket maya (herhangi bir süpermarket bulunur ekmek mayası) ve bir 2 litrelik plastik bir cola şişesi

Prosedür:

1.. Plastik şişeyi şekildeki gibi kesin
2..Sıcak su ile kahverengi şekeri karıştırın. Soğumasını bekleyin. soğuduğu zaman şişenin alt yarısına dökün.
3..Mayayı ekleyin. Karıştırmaya gerek yoktur. Karbondioksit oluşturun.
4.. Şişenin diğer yarısı, baş aşağı, huni şeklinde yerleştirin.
5.. Siyah bir şey ile (bant) şekildeki gibi sarın ve evinizin bir köşesine koyun.

İki hafta sonra sivrisinek ve şişe içinde ölü sivrisinek miktarını göreceksiniz.

Sivrisinek ve sivrisinek siteleri üreme, evlerine temizlik ek olarak, okullar, çocuk yuvaları, hastaneler, evler, çiftlikler, çiftlikler, çiftlikler, kreşler çok yararlı bu yöntemi kullanabilirsiniz.

Çevrimdışı manesu43

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.030
  • 6.872
  • 1.030
  • 6.872
# 30 Haz 2013 21:10:20
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
sinir sıkışması hakkında bilgi lütfen...
Sinir sıkışması, sinirlerin çevresindeki dokuların sinirlere aşırı baskı yapması sonucu oluşan bir sinir hastalığıdır. Sorunlu bölgede ağrıya, uyuşukluğa ve karıncalanmaya neden oluyor. Vücudun herhangi bir bölgesinde oluşabiliyor. Ancak sıklıkla el, kol, bilek, ayak, bacak ve belde ortaya çıkıyor. Erken tanı ve tedaviyle kolaylıkla ortadan kalkabiliyor. Ancak bunun için sinir sıkışmasının belirtilerini doğru okuyabilmek şart. Sinir sıkışmasının en bilinen belirtileriyse şöyle:
 
•  Sorunlu bölgede uyuşukluk ve duyu kaybı
 
•  Ağrı (Sinir sıkışması omurilikteki bir sorundan kaynaklıysa öksürme ve hapşırma gibi durumlarda ağrı artabilir)
 
•  Karıncalanma ve iğne batması hissi
 
•  Kaslarda güçsüzlük ve seğirme
 
•  El ve ayaklarda hareket güçlüğü
 
Sinir sıkışması nasıl teşhis edilir?
 
Sinir sıkışması şüphesiyle doktora giden kişi öncelikle fiziki muayeneden geçer. Muayene sırasında doktorunuz da sinir sıkışmasından şüphelenirse sizi bir dizi teste sokar. Bu testlerin toplam süresi yaklaşık olarak 1 saattir. Siz de doktora giderken programınızı buna göre yapmalısınız. Şimdi bu testlere ayrıntılı bakalım:
 
Sinir ileti çalışması. Bu testte sinirlerdeki elektriksel iletim ölçülür. Bunun için sorunlu bölgeye bazı elektrotlar yerleştirilir. Sonrasında düşük miktarlarda elektrik yollanır. Bu işlem can yakmaz. Ancak biraz rahatsızlık verebilir. Test sonuçlarına bağlı olarak hem sinirlerdeki iletim bozuklukları hem de sinirlerin iletim hızı ölçülür.
 
Elektromiyografi (EMG). Bu işlemde kaslardaki elektrik deşarjı ölçülür. Test öncesinde ince iğne biçimindeki elektrotlar kaslar içine yerleştirilir. Bu sırada biraz ağrı hissedebilirsiniz ve sonraki birkaç gün ufak yaralar taşırsınız. Elektrotların yerleştirilmesinden sonra kasların hareket etmesi sağlanır. Sonuçlara bağlı olarak sinir sıkışmasının varlığı ve seviyesi hakkında önemli bilgiler edinilir.
 
Manyetik rezonans görüntüleme (MR). Vücudun içindeki hem sert hem de yumuşak dokuların görüntülenmesinde işe yarar. Bunun için radyo frekansları kullanılır. Ön çapraz bağ yaralanmaları ve sinir sıkışması tanısında çok tercih edilir. Çünkü bu yöntemle hem bağ dokularının, hem de kıkırdakların durumu hakkında ayrıntılı bilgi toplamak mümkündür.
 
Sinir sıkışması tedavisi nasıl yapılır?
 
Sinir sıkışması tanısı ardından sıra tedaviye geçer. Tedavinin ilk aşaması dinlenmedir. Bu aşamada doktorunuz sizden ağrıyı, karıncalanmayı ve uyuşmayı tetikleyen tüm hareketlerden korunmanızı isteyecektir. Ancak sinir sıkışmasının bulunduğu yere bağlı olarak hareketsizliği sağlamak için bir atel ya da bant kullanılması gerekebilir. Örneğin karpal tünel sendromuna bağlı olarak gelişen bir sinir sıkışmasında bu tür malzemeler kullanılabilir.
 
Dinlenme aşamasından sonra sıra fizik tedaviye geçer. Fizik tedavi sırasında uzman doktorunuz sinirler üzerindeki baskıyı hafifletmek için bir dizi hareket uygulamanıza yardımcı olur. Bu hareketler daha önce de söylediğimiz gibi hem sinirlerin üzerindeki baskıyı hafifletir, hem de kasların esnemesini ve güçlenmesini sağlar.
 
İlaçlar da sinir sıkışması tedavisinde rol alabilir. Özellikle analjezikler ve kortkosteroid enjeksiyonlar en sık başvurulan ilaçlardandır. Her iki grup ilaç da sinir sıkışmasına bağlı ağrıyı ve inflamasyonu azaltmaya yöneliktir.
 
Tüm bu işlemler işe yaramazsa o zaman cerrahi müdahale uygulamak gerekebilir. Ancak bunun için en az 1 - 2 ay beklenir. Uygulanacak cerrahinin türü sinir sıkışmasının nedenine ve bulunduğu bölgeye göre değişir. Örneğin omurgadaki fıtık, sinir sıkışmasına neden oluyorsa fıtıklaşmış diskin bir bölümünün kaldırılması ya da sinirlere baskı yapan dokuların gevşetilmesi gerekirken, karpal tünel sendromuna bağlı sinir sıkışmalarında farklı yöntemler uygulanır.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.998
  • 228.785
  • 28.998
  • 228.785
# 04 Tem 2013 08:05:38
TİMUS BEZİ'NİZİ HAREKETE GEÇİRİN GENÇ KALIN!

Timüs bezi, tiroid bezinin altında, göğüs boşluğunda ve soluk borusunun önünde bulunur.

Bu bez insanın bağışıklık sisteminin merkezidir. Yani bütün bağışıklık sistemi buradan yönetilir.

Timüs bezi ne kadar çok titreşirse kişi o kadar sağlıklı ve bağışıklık sistemi sağlam olur.

Anadolu’da ağıt yakan kadınların göğüslerine vurduklarına hepiniz şahit olmuşsunuzdur.

Bu refleks kaynaklı basit bir el hareketi değildir. Bu beynin otomatik gerçekleştirdiği bir davranıştır.

Kişi göğsüne vururken Timüs bezini titreştirir.

Bu sayede üzüntü kaynaklı bağışıklıkta meydana gelen direnç azalmasının önüne geçmeye çalışır.

Bu bez ne kadar sıklıkla titreştirilirse kişi o kadar genç ve sağlıklı yaşar ayrıca geç yaşlanır.

Sizde parmaklarınızla göğsünüzün ortasına yapacağınız küçük vuruşlarla timüs bezini titreştirebilirsiniz.

Yada daha basit bir yolu kullanırsınız. "KAHKAHA" atabilirsiniz.
Çünkü kahkaha da göğüs kafesini oynattığı için bu bezi harekete geçirir.

Hani yıllar geçer de aradan bir arkadaşımıza rastlarız neşeli halleriyle tanıdığımız bu insanı görünce "hiç değişmemişsin, ne gamsızsın..." deriz ya, işte timüs bezinin gücü.

Sonuç olarak kahkaha bağışıklık sistemini güçlendirir ve sizi genç tutar.

Bir de Google'dan bakalım:

MUTLULUK VE TİMUS BEZİ

"Mutluluk bir seçimdir. Mutsuzluğumuz kadere, şansızlığa ve talihsizliğe inancımız ölçüsündedir."

Mutlu duyguların hissedilmesinde hormonların rolü büyük.Bedenimizde o hormonları salgılayan salgı bezlerinden minicik ama çok güçlü bir salgı bezi var: timus.

Timus uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır.Çünkü timus aktive olduğunda bedenin kimyasının değişimine neden olur. Bu değişiklik sinir sistemini sakinleştirir ve beyin fonksiyonları nı hızlandırır. Bu da kişide rahatlama duygusu yaratır.

Avustralyalı Nobel ödüllü kanser araştırmacısı Sir MacFarlane Burnet timus bezinin aktif hale getirilmesiyle insan bedeninin kendisini kanserden koruyabilme yeteneğine sahip olacağını savunuyordu.
Çocuklarda iri olan timus ergenlik döneminde bir ceviz kadar irileşiyor. Ama yas ilerledikçe bir bezelye tanesi kadar küçülüyor, yaşlılıkta ise tamamen köreliyor. Ama bazı insanlarda ileri yaslarda bile hala ceviz büyüklüğünü koruması, bilimin henüz çözemediği alanlardan biri.

Timusun sağlığımız üzerindeki önemli yararlarından biri de T hücrelerini üretiyor olması. T hücreleri denilen lenfositler bedene zarar verebilecek zararlı hücreleri yok ederler. Bu küçük T hücrelerine yaşamımızı borçluyuz. AIDS gibi bağışıklık sistemini çökerten hastalıkların ölümcül olması T hücrelerinin haberleşme hatlarını öncelikle kesmelerinden kaynaklanıyor.

Timus göğüs kafesinin üst kısmının tam arkasında, göğsün tam ortasında yer alıyor. Timusu uyarmanın üç basit yolu var:

Timusu uyarmanın birinci yolu gülmek.Yani gerçek, içten, sıcak bir gülüş, bir kahkaha. Her gülündüğünde timus bezi aktive oluyor. Her aktive olduğunda bedenimize kimyasal dalgalar göndererek kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor. 1993 yılında California Üniversitesi' nde Dr.Paul Ekman tarafından yapılan araştırmada gülmenin timusu ve beynin değişik haz bölgeleriyle bağlantısı olan kasları harekete geçirdiği ve insanda haz duygusu yarattığı kanıtlanmış.

Timusu uyarmanın ikinci yoluiki parmakla timusun üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarmak.Timusu uyarmanın üçüncü yolu ise dilin üst dişlerin arkasında damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. Dr. John Diamond ve ekibi dilin bu pozisyona getirilmesi ile sol ve sağ beyin küresi arasında denge oluşmasını sağladığını tespit etmiş.Bu da insanin daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor.

Çevrimdışı sebocan

  • Yönetim Ekibi
  • *****
  • 32.926
  • 513.086
  • 32.926
  • 513.086
# 09 Tem 2013 15:38:51
Modern tıbbın en büyük hatası

Hastalıkların zayıf bağışıklıktan kaynaklandığını ve ilaçlarla sadece belirtilerin ortadan kalktığını söyleyen Fitoterapist Dr. Ümit Aktaş, “Bağışıklık sisteminin önemini kavrayamayan modern tıp, ilaç bombardımanı ile sadece şikayetleri dindiriyor ama hastalıkların kökünü kurutamıyor” dedi.

Haberin devamı: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı selcuk

  • Uzman Üye
  • *****
  • 6.126
  • 1.447
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 6.126
  • 1.447
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 09 Tem 2013 19:12:44
Bu hipertroid icin ne yapmamiz gerekiyor arkadaslar..varmi faydali bir bitki ???

Çevrimdışı mavi ada ılgını

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.970
  • 8.709
  • 1.970
  • 8.709
# 10 Tem 2013 18:13:22
Arkadaşlar homeopati diye bir alternatif yöntem duydum uygulayan ya da bilgisi olan var mı

Çevrimdışı melih_6361

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.212
  • 2.211
  • 1.212
  • 2.211
# 10 Tem 2013 18:42:15
KALSİYUM VE FOSFOR
Kalsiyum ve fosfor özellikle kemik sağlığı açısından önemlidir. Bu iki mucize mineral, kas büyümesi ve enerji üretimini sağlar. Kanın pıhtılaşmasını engeller. Kalbi güçlendirir. Kalsiyum ve fosfor, süt ve süt ürünleri, badem, fındık, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, tarhana, pekmez, tahin ile balıkta bulunur

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.998
  • 228.785
  • 28.998
  • 228.785
# 14 Tem 2013 11:56:44
ERKEKLER NEDEN ERKEN ÖLÜR..?

Akşam annemle babam televizyon seyrediyorlardı.

Annem, 'Geç oldu,' dedi, 'zaten yorgunum, ben yatıyorum.'

Annem kalktı, mutfağa gitti.

Çerez-meyve tabaklarını çalkaladı kaldırdı.

Sabaha hazır olsun diye çaydanlığı doldurdu, demliğe çay koydu.

Şekerliğe baktı, dibinde az kalmış, üstüne ekledi.

Kahvaltı için buzluktan ekmek çıkardı, akşam yemeği için çözülsün diye de eti aşağıya koydu.

Kahvaltı masasını hazırlamak için masanın üstündekileri topladı.

Telefonu şarja koydu, telefon defterini kapatıp yerine koydu.

Sonra çamaşır makinesinden ıslak çamaşırları çıkarıp astı ve makineyi tekrar doldurdu.

Banyodaki çöp sepetini boşalttı.

Islak bir havluyu kurusun diye duş perdesinin borusuna astı.

Bir gömlek ütüledi, kopuk düğmesini dikti.Çiçekleri suladı.

Esneyerek gerindi ve yatak odasının yolunu tuttu.

Çalışma masasının yanından geçerken durdu, öğretmene tezkere yazdı, okul gezisi için para sayıp ayırdı, eğildi, sandalyenin altına girmiş ders kitabını aldı, masanın üstüne koydu.

Kek tarifleri defterini çıkardı,arkadaşına söz verdiği tarifi bir kağıda yazdı, çantasına koydu.

Bakkaldan alınacakları not etti, notu da çantasına koydu.

Sonra gitti, 3'ü 1 arada temizleme losyonuyla yüzünü yıkadı,dişlerini fırçaladı.

Gece kremini ve kırışık önleyici nemlendiricisini sürdü.

Tırnaklarına baktı, törpüledi.

İçeriden 'sen yatmaya gitmemiş mıydın' diye seslenen babama 'şimdi gidiyorum' deyip köpeğin su kabını doldurdu.

Kapıları pencereleri kontrol etti, holdeki lambayı yaktı.

Kardeşimin odasına gitti, oğlan uyumuş diyerek, lambasını söndürdü, bilgisayarını kapattı, gömleğini astı, yerdeki kirli çorapları toplayıp sepete attı.

Bana geldi, 'haydi yat artık, biraz da yarın çalışırsın,' dedi.

Kendi odasına gitti, saati kurdu, ertesi gün giyeceklerini hazırladı.

6 maddelik acil işler listesine 3 madde daha ekledi.

Kendi kendine iyi geceler diledi, hayallerinin gerçekleştiğini gözünün önüne getirdi.

İşte o sırada babam televizyonu kapattı, ortaya öylece bir 'ben yatıyorum' dedi ve gitti yattı.

Sizce bu işte bir gariplik yok mu?

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.998
  • 228.785
  • 28.998
  • 228.785
# 16 Tem 2013 09:29:15

AYAKTA SU İÇMENİN BİLİMSEL GERÇEĞİ

Peygamber efendimiz(sav) ayakta su içmeme hususunda bizi uyarmıştır. Bu uyarıların arkasındaki büyük hikmetleri bugün bilimde doğruluyor.

Çocukluğumdan beri suyu ayakta içme konusunda büyüklerimizden duyduğum tek şey, ayakta içme.

Ama neden ayakta içmemeliyiz? Tıbben veya dinen nedir açıklaması nedir?

Dün yarım kiloluk pet şişedeki suyu büyük su bardağına boşalttım ve hepsini ayakta birden içtim. O an da büyüklerin sözü aklıma geldi…

Bunun üzerine biraz büyüklerle konuştum, biraz da konuyla ilgili yazılar okudum…

Buyrun sizde okuyun;

Peygamber efendimiz ayakta su içmeme hususunda da bizi uyarmıştır. İlk bakışta bu biraz anlamsız gelen bir öğüt olsa da bu sözün özüne bakıldığında yine bizim sağlığımız için etkileri çok büyüktür.

Bir hadisde ayakta su içmenin zararına şu şekilde işaret etmiştir:

“Eğer ayakta su içen kimse midesine verdiği zararı bilseydi içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı” (Abdürrezzak 10/427 hadis 19588).

Yine aynı konu ile alakalı olarak;

“Sizden biriniz ayakta su içmesin. Her kim unutur da içerse kusmaya çalışsın” buyurmuştur (Müslim eşribe Hadis 116)

Diğer açıklama;

İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır.

Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya onikiparmak bağırsağına geçer.

Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen oluk bulunur. Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı olan mide çıkışını (pilor) geçerek onikiparmak bağırsağına (duodenum) geçer.

Eğer insan sıvıyı oturarak içerse bunlar önce midede birikir, asitle karışarak mikropları ölür ve sonra onikiparmak bağırsağına geçer.

Bu durumda oturarak su içme usulüne uymakla insan kolera dahil, bir çok insan hastalıklarından korunmuş olur.

Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye daha fazla maruz kalırlar…

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.998
  • 228.785
  • 28.998
  • 228.785
# 17 Tem 2013 16:58:54
VÜCUTTA YAĞ PARÇALAYAN 10 BESİN


Yağları parçalayıp hazmı kolaylaştırıyor. Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor.




Esmer pirinç:
B Vitamini deposu olması sayesinde proteinleri, Yağları parçalıyor, hazmı kolaylaştırıyor.

Greyfurt:
Metabolizmayı hızlandırıyor, vücut direncini artırıyor.

Kırmızı üzüm:
Dolaşım sistemini temizliyor. İçerdiği lif, vitamin ve mineraller sayesine kolesterolün düşmeye yardımcı oluyor.

Salatalık:
Lif zengini olması sayesinde tokluk hissi veriyor. Ayrıca sağlıklı bir su deposu

Nar:
Hormonları dengeliyor. Bu sayede kilonuzu kontrol etmeniz daha kolaylaşıyor. Ayrıca güçlü bir antioksidan.

Adzuki fasulyesi:
(Küçük kırmızı fasulye) Fasulyeler arasında en az yağ oranına sahip. Vücutta daha fazla suyu tutuyor.

Brokoli:
Lif ve C vitamini deposu. Ayrıca kilo vermeye yarayan kalsiyum içeriyor. Karaciğere iyi geliyor. Hazma yardımcı oluyor.

Elma:
Hafif tatlı, bağırsakları harekete geçiriyor.

Kiraz:
Yumuşak bir müshil etkisi yapıyor ve kilo kaybına neden oluyor.

Yulaf:
Tok ve şişkinlik hissi veriyor. Bir kase lapası vücutta üç kase su tutmayı sağlıyor

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK