Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı derinkara

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 424
  • 1.206
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 424
  • 1.206
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ağu 2013 09:04:24
Dun aksam bahcéde yururken ariya basmis olmaliyim ki ignesi sag ayak ortanca parmagima girdi ve aci verdi. İlk mudahalemiz buz koymak ldu. Sonra domates ile sokulan yeri ovaladik. Ama acisi gecmedi. İnternete girip ârastirdim kimi yerde sogan koyun diyor kimisi maydonuzu kiyip sokulan yere mendille sarin...                       Velhasil kelam hala aciyor ve sisti....                                      Allah kimseye dét verip derman aratmasin agri kucuk de olsa agri iste can skıyor...

Çevrimdışı ismail_gökçe

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.335
  • 4.847
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 1.335
  • 4.847
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ağu 2013 09:17:19
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dun aksam bahcéde yururken ariya basmis olmaliyim ki ignesi sag ayak ortanca parmagima girdi ve aci verdi. İlk mudahalemiz buz koymak ldu. Sonra domates ile sokulan yeri ovaladik. Ama acisi gecmedi. İnternete girip ârastirdim kimi yerde sogan koyun diyor kimisi maydonuzu kiyip sokulan yere mendille sarin...                       Velhasil kelam hala aciyor ve sisti....                                      Allah kimseye dét verip derman aratmasin agri kucuk de olsa agri iste can skıyor...
Allah şifalar versin. İki günde bir şey kalmaz. Yerde arı gözünüzle gördünüz mü akrep olmasın.

Çevrimdışı derinkara

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 424
  • 1.206
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 424
  • 1.206
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ağu 2013 12:57:42
Tesekkur ederim hocam. Akrep olma ihtimali bile cok kotu :) arilar etrafta dolasiyordu. Sevinmistim yemek yerken sokmadi diye cunku et kokusuna gelir arilar biliyosunuz... Ayagimi basmamla cekmem bir oldu yere. Babam da siyah kuck bir sey cikardi parmagimdan ari ignesine benzetmis.

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ağu 2013 13:32:49
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Dun aksam bahcéde yururken ariya basmis olmaliyim ki ignesi sag ayak ortanca parmagima girdi ve aci verdi. İlk mudahalemiz buz koymak ldu. Sonra domates ile sokulan yeri ovaladik. Ama acisi gecmedi. İnternete girip ârastirdim kimi yerde sogan koyun diyor kimisi maydonuzu kiyip sokulan yere mendille sarin...                       Velhasil kelam hala aciyor ve sisti....                                      Allah kimseye dét verip derman aratmasin agri kucuk de olsa agri iste can skıyor...

Allah şifalar versin hocam.

Çevrimdışı derinkara

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 424
  • 1.206
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 424
  • 1.206
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 30 Ağu 2013 14:25:03
Sagolun hocam tesekkur ederim

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 31 Ağu 2013 08:49:42
 KADINLARDA YAŞ HARİTASI                                                                      Kadınlarla ilgili araştırmalara devam eden uzmanlar, kadınlar hakkında elde ettikleri çeşitli sağlık bilgilerini bir araya getirerek yaş haritası oluşturdu.

30 yaş yolun yarısı
Cilt: Cilt hücreleri üreme hızını kaybeder. Cilt donuklaşmaya başlar. Çizgiler yavaş yavaş kendini gösterir. Cilde peeling uygulaması yeni hücre üretimine katkıda bulunur. Güneş koruyucusu kullanmaya başlayın.
Kalp Karaciğer: Damarlar ve ciğerler elastikiyetini kaybetmeye başlar. Sigarayı azaltmak ya da bırakmak ve spora başlamak zorundasınız.
Kemik, kas ve eklemler: Kas ve kemik kaybı bu yaşta başlar. Doktorunuza ne kadar kalsiyum ve D vitamini almanız gerektiğini sorun. Haftada üç kez yapılacak egzersiz kayıplara iyi gelir.
Vücut şekli: Bu yaşlarda metabolizma % 2 oranında yavaşlama gösterir. Kilo almamaya dikkat edin. Yağlı yemeklerden uzak durmaya başlamanın zamanı.
Gögüs sağlığı: Her 9 kadından biri gögüs kanserine yakalanıyor. Bilinçli olarak her ay kendi kendinize muayene yapmaya ve 35 yaşın-dan sonra da mamogram çektirmeye başlayın. Bu yaşta ileriki yıllarda kalp, felç, kanser gibi hastalıklara yakalanmamak için;
Sigara içmeyin, dengeli ve yağ oranı düşük yemekler seçin, stresten uzak durun, spor yapın, tansiyon ve kolestrolünüzü kontrol altında tutun, ölçülü içki için.

40′lı yıllar yorgunluk dönemi
Cilt: Menapoz yaklaştıkça koruyucu renk ve hücreler azalır.Bu da cilt kanseri riskini azaltır. Şüphelendiğiniz benleri doktorunuza gösterin. Ayrıca göz, kaş, boyun, çene sarkmalarına dikkat.
Kalp Karaciğer: Menapozla birlikte kolesterolde yükselme görülür. Diyet, yağsız yiyecekler, spor ve sigaradan uzak durun. Kolesterolünüzü 200′ün altında tutun. İyi kolesterol olarak bilinen HDL’yi 35, kötü kolesterol olan LDL’nizi de 135′in altında olsun.
Dişler: 35 yaşından sonra senelik diş check-up’ı yaptırın.
Duyular: 40′lı yaşlarda koku alma duyusunda azalma olur. Ayrıca gözlerde fokus kaybı, lens elastikiyetinin azalmasından dolayı da okuma zorlukları başlar.
Vücut şekli: Menapoz yaklaşırken kilolar da kalçalardan mide, gögüs ve omuz bölgesine çıkar. Bu problemi yine dengeli beslenme ve spor ile kontrol edebilirsiniz.
Kemikler, kas, eklemler: Estrojen seviyeleri menapoza yaklaşırken düşer. Bu düşüş kemik hızı erimesini artırır. Bu dönemde kalsiyum almanız ve doktorunuzla estorojen konusunda konuşmanız gerekir.

50′li yıllar menopoz dönemi
50′li yaşlar akla hemen menapozu getiriyor. Adet dönemi değişiklikleri, sıcak basması, terleme, vajinal elastikiyetin kaybolması durumunda menapoz geliyor demektir. Derhal doktora.
Kalp, akciğer: Yüksek tansiyonla tanışma yaşı. Kesinlikle spor yapın, sigara yasak, kilo almayın, alkole tövbe edin.
Cilt: Deri bu yaşlarda kurur, pul pul olur. Çünkü yağ bezleri daha az çalışır. Doktorlar, bu yaşlarda cildi nemlendirirken vazelin bazlı kremleri tercih etmenizi üre, laktik asit içeren kremlerden uzak durmanızı tavsiye ediyorlar.
Kaş, eklem, kemikler: Kemik, kas ve eklemlere özel ilgi göstermeniz ve spordan önce ısınma hareketlerine önem vermeniz gerekiyor.
Vücut şekli: Metabolizma yavaşlamaya devam ettiği için yağlanma oranı fazlalaşır. Kas yapıcı, kalori yakıcı ve metabolizmayı hızlandırıcı spor ve düşük kalorili beslenme alışkanlığı edinmeniz gerekir.



60′lı yıllar son dönemeç
Bugüne kadar yapacağınızı yaptınız, bu saatten sonra sağlıklı yaşayayım diyorsanız aşağıdakilere bir gözatın:
Osteoporoz: Uzmanlara göre bir kadın hayatı boyunca belkemiğinden %42 oranında mineral kaybeder ve bu osteoporoz ve kemik kırılma riskini artırır. Risk faktörlerini azaltmak için, hafif ağırlık çalışmaları, yürüyüş vb. aktivitelerin yanısıra kalsiyum almanız gerekir.
Yüksek Tansiyon: Yüksek tansiyon zamanla, kalp krizi, böbrek yetmezliği ve felç gibi ciddi problemlere yol açar. Doktorunuzun yüksek tansiyonla ilgili tavsiyelerine sıkı sıkıya uyun.
Akciğerler: Akciğer kanseri, göğüs kanseri kadar önemli bir risk kaynağı olarak görülüyor kadınlarda. Akciğer kanseri ve amfizemin sigara ile direkt bağlantısı olduğu için en kısa zamanda sigarayı bırakın.
Göz sağlığı: Görme bozuklukları bu yaş grubu için normal olup, katarak ve yüksek tansiyonu özel bir risk taşımakta. Her iki göz probleminin tedavisi mevcut. O yüzden senelik göz kontrolü yaptırın.



Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 01 Eyl 2013 19:57:23
Bu sayfaya hiç bakmamışım.Nekadar güzel bilgiler paylaşılmış,Allah razı olsun.Bundan sonra sık sık uğrayacağım.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 02 Eyl 2013 07:03:48
REFLÜ HASTALARI NE YER                                                                        Reflü hastaları için yapılabilecek en önemli değişiklik sık ve az yemektir.Çünkü öğün sayısını artırıp miktarını azalttığımız zaman mide içi basıncını olabildiğince az tuttuğumuzda reflü yakınmalarında belirli bir iyileşme sağlanabiliyor. Reflü hastalarınının diyete de dikkat etmeleri gerekmekte.Reflüsü olanlara özellikle yağlı ve kızartma gıdalardan kahve, çay, sigara, alkollü içeceklerden kaçınmalarını öneriyoruz.

Bunun yanısıra çikolata ve nane de ciddi oranda reflüyü tetikleyen maddeler. Bunlardan da kaçınmalarını öneriyoruz. Yatmadan önce uzunca bir süre mideye gıda alınmaması çok önemli. Bu minimum 2 saatlik bir süreç. Eğer hasta yattığında midesi boş olursa gece oluşan yakınmalar çok daha aza iner.




Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.998
  • 228.785
  • 28.998
  • 228.785
# 06 Eyl 2013 20:31:09
ALZHEİMERİ TETİKLEYEN FAZLA HİJYEN

İngiliz araştırmacılar alzheimer ve hijyen arasında ilginç bir bağ kurdu. Buna göre, gelişmiş ülkelerde sıkça rastlanan alzheimer hastalığının sebebi "bağışılık sistemini zayıflatacak" ölçüde hijyen olabilir.


İngiltere'deki Cambridge Üniversitesi'nin dünya çapında yaptıpı araştırmada, hijyen ve alzheimer arasında bir ilişki olduğu saptandı.


Ülkeler arasındaki ortalama yaşam süresi farklılıklarının ortadan kaldırılarak yapılan araştırmaya göre, hijyen arttıkça, alzheimer de daha sık görülüyor.


Araştırma, temiz içme suyuna erişimin yüksek olduğu Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde hastalığın görülme oranının ortalamanın yüzde 7 üzerinde olduğunu gösteriyor.


Araştırmaya göre, alzheimer bulaşıcı hastalıklarla da ters orantılı. Örneğin bulaşıcı hastalıkların nispeten az görüldüğü İsviçre ve İzlanda'da alzeheimer görülme oranı bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu Çin ve Gana'ya göre yüzde 13 daha fazla.


Uzmanlara göre, kentleşme arttıkça alzheimer da artıyor. Hijyen arttıkça, vücudun virüs ve bakterilere daha az maruz kaldığı, bağışıklık sisteminin yeterince gelişemediği belirtiliyor.

Bu durumda bağışıklık sistemi zayıfladığında devreye girmesi gereken hücreler de görevini yapamıyor ve vücutta iltihap meydana geliyor.


Uzmanlar aynı iltihabın alzheimer hastalarının beyninde de görüldüğünü belirtiyor.

Günümüzde alzheimer hastalarının yüzde 50'sinden fazlası gelişmiş ülkelerde yaşıyor. Bu oranın 2025'te yüzde 70'e çıkması bekleniyor.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 07 Eyl 2013 08:50:50
Az tükettiğimiz veya bazen hiç yemediğimiz besinlerin birçok faydası bulunuyor. İşte yemekten kaçındığımız ancak sağlığa en faydalı 11 gıda...

Bu besinleri göz ardı etmeyin!

Pancar: Folik asit bakımından zengindir. Kırmızı rengini veren pigmentler kansere karşı savaşır....

Lahana: Kanserle savaşan enzimleri harekete geçiren "sulforaphane" isimli kimyasalı içerir.

Pazı: Yapraklarında, gözleri yaşlanmanın etkilerinden koruyan karotenoid maddesi bulunur.

Tarçın: Kan şekeri ve kolesterolü kontrol etmeye yardımcı olur

Nar suyu: Antioksidan bakımından zengindir. Tansiyonu düşürür

Kuru erik: İçeriğinde yüksek miktarda Antioksidan içerir.

Kabak Çekirdeği: Yüksek mineral oranı erken ölüm riskini azaltır.

Sardalya: Demir, magnezyum, bakır, çinko, fosfor, potasyum, manganez içerir

Zerdeçal: Vücutta iltihaplanmayı önler ve kansere karşı koruma sağlar

Yaban Mersini: Hafızayı kuvvetlendirir.

Kabak: Kalori değeri düşük, lifler bağışıklık sistemini güçlendiren A vitamini bakımından zengindir. Uzun süre tok tutar.



Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 09 Eyl 2013 06:57:09
Sıcak ya da soğuk, çay bugün dünyada tüketilen içeceklerden bir tanesidir. Çayın sağlığa faydaları uzun yıllardır bilinmektedir. Son yapılan araştırmalar sağlıklı bir diyetin bir parçası olmalıdır. Çay içerdiği antioksidan özellik sayesinde vücudun direncinin arttırılmasına yardımcı olur.
Yeşil çay ile siyah çayın faydaları aynıdır. Çünkü iki çay çeşidi de aynı oranda antioksidan içerir. Aslında çay içilebilecek en sağlıklı içeceklerden bir tanesidir. Günde dört bardak çay içmek vücudu dehidre etmez. Aksine çay tüketimi vücudun gerekli suyu almasına katkıda bulunur.
Uzmanlar her gün düzenli olarak birkaç bardak çay içilmesini önermektedir. Çayı içmeden önce birkaç bekleyerek demlenmesini sağlamak daha sağlıklıdır. Çay içerisinde vücudun ihtiyacı olan florürün %70’i bulunmaktadır. Ayrıca çaydaki antioksidanlar vücutta bakterilerin gelişimini engeller.
Süt veya şeker ilave edilmeden içilen çayda kalori yoktur. Ayrıca sıcak havalarda çay oldukça ferahlatıcıdır. Bunun nedeni sıcak sayın vücut sıcaklığını kısa süreli olarak arttırarak terlemeye neden olmasıdır.

Çevrimdışı selman7071

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 911
  • 4.180
  • 911
  • 4.180
# 09 Eyl 2013 07:49:25
MELİSA ÇAYI
 
Melisa Çayının Faydaları
 
Melisa çayı sinirleri sakinleştirir ve de uykusuzluk problemine karşı rahatlatıcıdır.
 Huzursuz ve asabi olan, uyku problemi çekenler ve de kalp problemi yaşayan kişiler için önerilen bir çaydır melisa çayı.
 Savunma gücünün artmasını sağladığı için gribe ve soğuk algınlıklarına karşı kullanılmaktadır.
 Yapraklarındaki güzel limona benzer kokusu olan otsu bitkilerden olan melisa çayı psikolojik problemlerin sebep olduğu sıkıntı veren düşüncelerin beyinden uzak tutulmasında da yardımcı bir çaydır.
 Stresli ve sıkıntılı olduğunuz dönemlerde melisa çayı rahatlık verir.
 Kasların gevşemesinde de faydalıdır.
 Sindirim sistemini düzenler, midedeki spazmları çözer.
 
Melisa çayının kullanım şekli:
 1 tatlı kaşığı ince doğranmış melisa yapraklarını bir su bardağı sıcak su içerisine atınız ve 10 dakika demleyip süzerek içebilirsiniz.
 İçerisine bal ilave ederek tatlandırabilirsiniz. Gün içerisinde 2-3 bardak içebilirsiniz.
 Melisa kaynatılmamalıdır.
 
Melisa bitkisi alırken dikkat edilmesi gerekenler
 Melisanın yalnızca yaprakları kullanılmalıdır.
 Yalancı bir melisa türü olan Verbana isimli bitki, melisaya benzemekte olan kokusundan dolayı melisa olarak satılıyor.
 Melisa çiçeğinin anlattığımız melisa ile alakası bulunmamaktadır.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.998
  • 228.785
  • 28.998
  • 228.785
# 09 Eyl 2013 18:34:44
TIRNAKLARINIZI YEMEYİN , ELİNİZİ AĞZINIZA SOKMAYIN NEDEN Mİ ?
Peygamber efendimiz şöyle
buyurdu :
"Allahü teâlânın dert vermek istediği
kul, tırnağını ısırmayı âdet eder."
Hazret-i Ali de şöyle buyurmuştur:
"Dişiyle tırnak uçlarını ısırıp koparmak
ahmaklıktır."
Zaten pek çok hastalığa davetiye
çıkarmaktadır. Onun için dikkat edelim.

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.827
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 10 Eyl 2013 07:19:21
Antioksidanların vücudumuzdaki görebi toksinlerin etkilerini sıfırlamaktır. Toksinler vücudumuzda kanser, hücre dejenerasyonu gibi birçok sağlık durumunun ortaya çıkmasına neden olur. Yaban mersini içerisinde bulunan antokiyan, antioksidan özelliğe sahiptir ve bu özelliği sayesinde yaban mersini birçok rahatsızlığa gelmektedir.

Yaban Mersininin En Önemli Faydaları:
Alzheimer ve İnme: Son zamanlarda yapılan bir çalışma yaban mersininin yaşlılığın zihin üzerindeki belirtilerinin azaltmada yardımcı olduğunu kanıtlamıştır. Yapılan çalışmalar yaban mersini meyvesinin Alzheimer gibi zihinsel rahatsızlıklara iyi geldiğini göstermiştir. Ayrıca bazı araştırmaların bulguları bu meyvenin Alzheimer kadar inme rahatsızlığı üzerinde de etkili olduğunu göstermiştir.

Yüksek Kolesterol: Yaban mersini vücuttaki kolesterol birimini azaltarak yüksek kolesterol sorununa karşı çözüm sağlar. Aktioksidanlar bakımından oldukça zengin olan yaban mersini kolesterol sorunu olanlar için ideal bir meyvedir.

İdrar Yolu İltihabı: Rutgers Üniversitesinde yapılan bir takım araştırma yaban mersininin idrar yolu sağlığı için önemli olduğunu göstermiştir.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 28.998
  • 228.785
  • 28.998
  • 228.785
# 11 Eyl 2013 06:51:08
Elma kabuğunda büyük mucize..

Elma kabuğunda bulunan 'triterpenoids'in kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediği ortaya çıktı.


Mucize maddenin ismi 'Triterpenoids'

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Deneysel Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hakkı Gökbel, ABD'de elma kabuğundaki 'triterpenoids' adlı maddenin, laboratuvar ortamında kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediği veya öldürdüğünün tespit edildiğini söyledi.

Düzenli olarak tüketilmeli

Gökbel, yaptığı açıklamada, elmanın sağlıklı yaşam için vazgeçilmez meyvelerden olduğunu, ülkemizin hemen hemen her yerinde bol miktarda yetişen elmanın düzenli olarak tüketilmesinin, sağlık açısından yarar sağlayacağını ifade etti.

Çalışmalar sürüyor

Prof. Dr. Gökbel, elmanın, sağlık açısından bugüne kadar bilinmeyen yararlarının öğrenilmesi ve özellikle çağın neredeyse en önemli sağlık sorunu haline gelen kanserle mücadelede kullanılabilirliğinin tespit edilmesi için gelişmiş ülkelerde çalışmalarının sürdüğünü anlattı.

Elma mucizesi

Gökbel, Amerika nın saygın üniversitelerinden Cornell Üniversitesi araştırmacılarının, elma kabuğundaki 'triterpenoids' adlı maddenin, laboratuvar ortamında kanser hücrelerinin çoğalmasını engellediği veya öldürdüğünü tespit ettiğini vurguladı.

Karaciğer ve kalın bağırsak için birebir

Özellikle karaciğer kanseri, kalın barsak kanseri ve göğüs kanserine karşı koruyucu etkiye sahip olan elmanın bu özelliğinin, elma kabuğundan izole edilen 'triterpenoids' adı verilen maddeden dolayı olabileceğinin bilimsel çalışmalarda ortaya konulduğunu anlatan Gökbel, 'Daha önce yapılan çalışmalarda elmanın, farelerde meme tümörüne karşı etkili olduğu ortaya çıkmıştı. Bu son çalışma, etkili bir kanser ilacı üretmeye yönelik bir adım sayılabilir' dedi.

Sağlık kalemi yüksek

Gökbel, ülkemizde her yıl 150 bin kişinin kanser hastalığına yakalandığını, kanserli hastaların tedavisinin sağlık harcamaları içinde büyük bir yer tuttuğunu belirtti. Kanser vakalarının artmasındaki ana sebeplerden birinin sağlıksız beslenme olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gökbel, şunları kaydetti:
'Özellikle meyve ve sebze tüketme alışkanlığının yeterli olmamasının da kanser vakalarının artışında bir etken olduğu söylenebilir. Akdeniz tipi beslenme, pek çok bilim adamına göre en sağlıklı beslenme tarzlarından biridir. Akdeniz tipi diyetin en önemli özelliği, sebze ve meyve yönünden zengin olmasıdır. Kanserden korunmak için Akdeniz tipi beslenmenin ana ögesi olan sebze ve meyvenin bol miktarda tüketilmesi konusunda toplum teşvik edilmeli, bilinçlendirilmelidir.'

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK