Eğitimhane Sağlık Köşesi

Çevrimdışı voltran

  • Üyeliği İptal Edildi
  • 2.390
  • 5.294
  • Müdür Yetkili
  • 2.390
  • 5.294
  • Müdür Yetkili
# 12 Eki 2013 11:20:36
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
2 yıl önce ilk kez olmuştu çok ağır bi şeydi başdönmesi... Pozisyonel vertigo demişti doktor.

siz hangi ilacı kullanıyorsunz hocam
vas...el
direk isim yazamam ki  ;D

Çevrimdışı öğretmen0366

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.717
  • 5.229
  • Müdür Yardımcısı
  • 3.717
  • 5.229
  • Müdür Yardımcısı
# 12 Eki 2013 11:35:32
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
vas...el
direk isim yazamam ki  ;D

niye ki :/ özel mesaj gönder anlamadım ... ben betaserc kullanıyorum ama devamlı değil doktor olduğu zaman kullan demişti

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.836
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.836
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 13 Eki 2013 08:02:57
DÜŞÜK KAN ŞEKERİ                                                                                Vücuttaki kan şekeri seviyesinin normal sınırlar içerisinde tutulması sağlık açısından çok önemlidir. Vücudumuzdaki her hücre enerji için glikoza ihtiyaç duyar. Kandaki şeker miktarının yükselmesi diyabet gibi bazı sağlık problemlerine neden olur. Bununla birlikte kan şekerinin normalinden düşük olması da sağlıklı değildir.Tıpta düşük kan şekeri problemine hipoglisemi denir.
Eğer düşük kan şekeri belirtileri ile karşı karşısaysanız bir uzmana danışıp teşhis koydurmak ve bir an önce tedaviye başlamak kişinin sağlığı için oldukça önemlidir. Eğer kan şekerindeki düşüş ciddi boyutlara ulaşırsa bilinç kaybı ve hatta ölümler gerçekleşebilir. Tedavi edilmeyen hipoglisemi rahatsızlığı ileride diyabete dönüşebilir. Bunun nedeni bir zaman sonra böbreküstü bezlerinin işlevini yerine getirememesi ve pankreastaki insülin üretiminin düşmesidir.
Hipoglisemi problemi olan kişiler kahvaltının ardından kendilerini hafif yorgun hissedebilirler. Kişi öğle vaktinde karbonhidrat bakımından zeyif bir diyet takip ediyorsan kan şekeri akşama doğru hafif düşüş gösterebilir. Ani kan şekeri düşüşlerinin nedeni pankreasın fazla insülin salgılamasıdır. Kan şekerinin düşmesi sonucu kişi aşağıdaki belirtiler ile karşı karşıya kalabilir;

1-Anksiyete atakları, depresyon
2-Zihin bulanıklığı
3-Ani baş dönmeleri
4-Yorgunluk, baş ağrısı
5-Aşırı terleme ve açlık hissi
6-Kas ağrıları ve kas krampları
7-Mide bulantısı, titreme ve kalp atışlarında hızlanma
8-Cilt renginde solukluk ve güçsüzlük

Çevrimdışı mavi ada ılgını

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.970
  • 8.709
  • 1.970
  • 8.709
# 13 Eki 2013 13:22:30
Vertigo ataklarım 20 yıldır var son üç yıldır çöküşler iyeyim daha az oluyor istanbulda bu konuyla ilgilenen bir profa gittim migren tipi baş dönmesi olduğunu söyledi bir çok besin kısıtlaması yaptık gerçekten işe yaradı yasak listem ise tüm mayalı besinler ekmek pasta tarhana turşu kafein portakal suyu peynir tuz tüm deniz ürünleri tüm kuru yemişler çerezler hazır besinler...

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.836
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.836
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 14 Eki 2013 07:59:40
Huzursuz bacak sendromu sağlık alanında oldukça yeni tanınmış ve ortaya atılmış bir rahatsızlık. Yatağa uzandığınızda bacaklarınızda, ayaklarınızda ortaya çıkan ağrı, elektriklenme ve uyuşma yüzünden saatlerce kıvranıyorsunuz. Uykusuzluk da cabası, bu durumun tıptaki adı “Huzursuz Bacak Sendromu“.
Tüm gün süren yoğun koşuşturmanın ardından nihayet yatağınıza uzanabildiniz. Tek isteğiniz deliksiz bir uyku çekmek. Ancak, başınızı yastığa koyduğunuz anda bacaklarınızda oluşan karıncalanma, ağrı ve uyuşma, sizi yine uykusuz bir gecenin beklediği sinyalini veriyor. Bacaklarınızı hareket ettiriyor, sallıyor ve ovuyorsunuz ama nafile! Uyguladığınız sıcak kompres sayesinde ağrılarınız hafiflese de, yatağa girer girmez yakınmalarınız tekrar şiddetleniyor. Saatlerce süren bu sıkıntılarınızın şiddeti sabaha karşı hafifliyor ve siz sonunda uykuya dalabiliyorsunuz. Peki, size cehennem azabı yaşatan bu uykusuz gecelerin sorumlusunun “Huzursuz Bacak Sendromu” olabileceğini biliyor musunuz?
Huzursuz Bacaklar Sendromu nedir, Belirtileri Nelerdir?
“Huzursuz Bacaklar Sendromu” doktorlar tarafından bile yaygın olarak atlanabilen, ancak oldukça sık rastlanan en önemli uykusuzluk nedenlerinden birini oluşturuyor. Günümüzde tıpta uykuyla ilgili bilinenlerin artmasıyla birlikte, özellikle konuyla ilgili uzman doktorlar tarafından, bu sendroma artık daha sık tanı konulabiliyor. Bu sendromda, bacaklarda, özellikle geceleri ve dinlenme halindeyken ortaya çıkan nahoş duygular nedeniyle, onları sürekli ve yoğun bir şekilde hareket ettirme ihtiyacı duyuluyor. Bu hareketler kişinin kontrolü dışında düzensiz ve kasılmalar halinde görülebiliyor. Sadece bacaklarda ortaya çıkabildiği gibi; bazen de ayaklarda ya da her ikisinde gelişebiliyor. HBS (Huzursuz Bacaklar Sendromu) hastalıktan çok, belirtiler topluluğu olarak nitelendiriliyor ve altta yatan nedenin veya hastalığın incelenmesi gerekiyor.
Genellikle kronik seyirli, tedavi edilmezse hayat boyu devam edebilen bir rahatsızlık. Ancak bazen belirtilerin kendiliğinden azaldığı veya kaybolduğu, ardından tekrar alevlendiği; aylar yıllar sürebilen dönemleri olabiliyor. Sendrom pek bilinmediği için sıklıkla çocuklarda “hiperaktif” yetişkinlerde ise “romatizma” hastalığıyla karıştırılıyor.
Huzursuz Bacak Sendromunun Nedeni Nedir, Tedavisi Mümkün mü?
Günümüzde bu konuda çok sayıda araştırma yapılıyor ve ortaya çıkmasına yol açan faktörler araştırılıyor. Hastalıkta “ailesel”; geçiş olduğu düşünülüyor ve bu konuda sorumlu olan gen veya genler araştırılıyor. Bu tip HBS “ailesel” veya “primer” olarak adlandırılıyor. Primer, yani birincil tipinde, HBS’ye neden olabilecek herhangi başka bir hastalık ya da sorun bulunmuyor. Merkezi sinir sisteminin bazı bölgelerinde bulunan dopamin maddesinin fonksiyonlarında ya da bu maddeye ait reseptörler düzeyinde bozukluk söz konusu oluyor. Diyabet, romatoid artrit ya da demir eksikliği gibi başka bir nedenle ortaya çıktığında ise “ikincil” veya “sekonder” HBS deniliyor. Bu tip HBS, birincil tipe göre, genellikle daha erken yaşta ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu durumların araştırılıp tespit edilmesi, tedavi stratejisinde önem kazanıyor.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.074
  • 229.473
  • 29.074
  • 229.473
# 17 Eki 2013 16:41:19
DEPRESYON ile BEDENSEL HASTALIKLAR ARASINDAKİ BAĞLANTI NEDİR..? Depresyon bedeninizdeki hücreleri iki şekilde etkiler: birincisi; bedeninizde hastalık oluşumlarına sebep verir, ikincisi; bedeninizde var olan hastalıkları yüzeye çıkarır (alevlendirir, uyar halden akut hale dönüştürür). Beyninizde ürettiğiniz her düşünce bir enerji kıvılcımı oluşturur. Bu enerji kıvılcımları ya kısa dalga frekansında, yada uzun dalga boyutunda çevrenize ve bedeninize yayılır. Olumlu düşünceler uzun dalga boyutuna dönüşür, sinir ve öfke krizleri ise kısa dalga boyut halini alır. Evrende zararlı olan frekanslarda kısa dalga boyutuna sahip olanları. Bu negatif akımlar organlarımız nasıl etkiler? Negatif ve sinirli hallerimizde bedenimize ve çevremize kısa dalgalı ve keskin akımlar ile bombardıman altına tutarız. Bu akımlar elektromanyetik türden ve her zaman toprağa yönelmek ister, ancak beyin ile toprak arasında bir mesafe bulunur. Işde burada organlarımız devreye girer, toprak ile beyin arasındaki mesafeyi organlarımız ve azalarımız kapatır. Negatif düşüncelerin kısa dalga halinde yayıldığını söylemiştik, eğer beyinlerimiz sürekli kısa dalga boyutunda akımlar üretirse, o zaman organlarımız sürekli bu zararlı, kısa dalgalı frekans akımlarına maruz kalır. Bu zararlı akımlara maruz kalan organlarda bunun altında bir gün iflas eder veya fonksiyonları bozulur. Örneğin; evinizde elektrikler arada sırada gelir giderse bunun altında elektronik cihazlarınız zarar görebilir. Elektrikler tekrar geldiğinde yüksek voltajda gelme ihtimali bulunur ve buda elektronik cihazlarınıza zarar verir. Bazen cihazlarınız buna bir kaç defa dayanır ama üçüncü defasında cihazlarınızın biri bu yüksek voltajında altında iflas eder. Bedeninizdeki organları da elektronik cihazlara benzetirseniz, depresyonda meydana gelen akımların organlarınızı nasıl etkilediğini daha iyi anlayabilirsiniz. Depresyonun, yani negatif düşünce yoğunluğu beden üzerindeki ikinci etkisi var olan sıkıntıları yüzeye çıkarması. Negatif düşünce yoğunluğunda meydana gelen kısa dalgalı elektromanyetik frekanslar bir hastalığa sebep verecek yoğunlukta olmayabilir ama o kısa dönem içinde yaşadığınız depresyonunuz var olan rahatsızlıklarınızı yüzeye çıkarması için yeterli olabilir. Bunu şu örnek ile daha iyi anlayabiliriz; bedeninizi her yeri kapalı bir kazan olarak düşünün ve içindeki hararetin (elektromanyetik basıncın) arttığını varsayın. Bu basınç arttıkça, kendisini içeriğe hapseden kabuğunu zorlar ve o kabuğun en zayıf noktasından kendisini dışa atar. Bu zayıf halkalar bazılarında dudaklarının bir noktası ve depresyona girdikleri her defasında o elektromanyetik basınç bir uçuk halinde yüzeye çıkar, bazılarında ise baş ağrıları veya romatizma türü eklem şikayetleri. Vücudunuzun hangi bölgesinde bir rahatsızlık varsa (zayıf halkanız) depresyon kendisini ilk önce o noktadan dışa atar (o bölgedeki şikâyetleriniz artar)

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 17 Eki 2013 17:23:51
İbni Sina'dan

Aşırı uyku kişiyi aptallaştırıyor'
“Uyku organları dinlendirir ve yemekleri sindirir. Kişiyi ve nefsi korur. Bedendeki doğal hareketler uyku ile olgunlaşır. Aşırı uyku bedeni soğutur, kişiyi aptallaştırır, yüzü kurutur. Uykusuzluk ise cesedi kurutur, nemini temizler, güçleri çözer, iradeyi engeller, mizacı bozar. Aşırı uykusuzluk hali akli dengesizliğe sebep olur.''

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.836
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.836
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 18 Eki 2013 08:35:22
KARACİĞER YAĞLANMASI                                                                            Modern yaşamın neden olduğu bir sağlık sorunudur karaciğer yağlanması. Karaciğer yağlanması her zaman alkol tüketimine bağlı değildir. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması tıp biliminde Non alkolik yağlı karaciğer hastalığı ( NAYKH ) olarak isimlendirilir. NAYKH, en sık görülen karaciğer hastalığıdır.
İçki içmeyen veya sadece sosyal içki olarak tanımlanan kişilerde karaciğerde yağ birikiminin artması sonucu Non alkolik yağlı karaciğer hastalığı (NAYKH) ortaya çıkar. Bu bireylerde karaciğer anatomisi ve fonksiyonları yoğun alkol tüketenlere benzer hal alarak yağlı karaciğerde çeşitli bozukluklar gelişmeye başlar. Basit yağlanma, steatohepatitis, siroz ve onun önemli komplikasyonu karaciğer kanseri hastanın yaşamını etkileyen önemli sorunlardır. Basit yağlanmada adından da anlaşılacağı gibi sadece yağlanma vardır ve hastalık seyri çoğunlukla selimdir. Steatohepatitis denilen tabloda yağlanma yanında, hücrelerde değişiklikler ve iltihabi tutulum da söz konusudur. Steatohepatitis siroz için önemli bir risktir. Amerika Birleşik Devletleri’ nde NAYKH sıklığı % 20, steatohepatitis sıklığı ise % 3 olarak bildirilmiştir.
Tam olarak sebebi bilinmeyen non alkolik yağlı karaciğer hastalığı bazı hastalıklarla çok yakın ilişkilidir. Bunlar; obezite, tip 2 diyabet, insülin direnci, hiperlipidemi ve metabolik sendrom olarak sayılabilir. Örneğin tip 2 diyabeti olan hastaların % 50′ sinde, obezlerin % 74′ ünde NAYKH bulunmuştur. NAYKH olan bireylerin % 20-80 ‘inde kan yağları yüksektir. Görüldüğü gibi her biri tek tek önemli olan bu tablolar NAYKH olan bireylerde bir araya gelmişlerdir. Bazen normal kilolu bireylerde de NAYKH görülebilir. NAYKH, günümüzde çocuklar için bile önemli bir sağlık sorunu haline gelmiştir.
Karaciğer Yağlanması Neden önemlidir?
Aşırı miktarda yağ birikiminin olduğu hastalarda siroz gelişme olasılığı yükselir.
Özellikle steatohepatitis hastalarında orta ve uzun vadede % 20 oranında siroz riski vardır. Ama daha da önemlisi NAYKH’lı hastalarda ciddi kardiyovasküler olay sıklığı son derecede yüksektir. Yani bu hastalarda kalp krizi, beyin feki gibi önemli olaylar topluma göre daha sıktır. Yine bu hastalarda en önemli 2. ölüm sebebi kanserlerdir. NAYKH’lı hastalarda kanser görülme sıklığı artmıştır. Görüldüğü gibi NAYKH karaciğerde önemli hasar oluşturduğu gibi karaciğer dışını da oldukça etkilemektedir.
Karaciğer Yağlanması Nasıl Teşhis Edilir?
Bu hastalığı akla getirecek özel bir belirti ya da bulgu yoktur. Çoğu hastada hiçbir şikayet mevcut değildir. Bazı hastalar halsizlik, yorgunluk ve karnın sağ üst bölgesinde ağrıdan yakınabilirler. Fiziki muayene de genellikle normaldir. Nadiren muayenede karaciğer büyümüş olarak ele gelir. NAYKH teşhisi genellikle rutin yapılan kontroller sırasında konur. Hastalarda tesadüfen saptanan karaciğer enzim yüksekliği araştırıldığında teşhis edilirler. Bunun dışında başka sebeple istenen ultrasonografiler- de tesadüfen görülürler. Tam koymada tomografi ya da MRI ile görüntülemenin ultrasonografıye üstünlüğü yoktur. Bu görüntüleme yöntemlerinin hiçbiri basit yağlanma ile siroza ilerleyen ciddi formların ayrımını yapamaz. Son zamanlarda çıkan bazı özel kan testleri ile olayın şiddeti ve evresi konusunda fikir alınabilir. Fibroscan isimli özel bir görüntüleme yöntemi ile biyopsiye yakın sonuçlar alınabilir. Her hastada gerekmese de karaciğer yağlanması teşhisindeki en iyi yöntem biyopsidir. Biyopsi sadece teşhis etmekle kalmaz hastanın geleceği hakkında da bilgi verir.
Basit yağlanması olan hastaların doğal seyirleri iyidir. Bu kişilerde siroz ihtimali yok denccek kadar azdır. Steatohepatitis hastalarının % 20′si uzun vadede siroza ilerler. İleri yaş, diyabet, şişmanlık siroz için risktir. NAYKH’ na bağlı siroz gelişen hastalarda uzun vadede primer karaciğer kanseri gelişebileceği unutulmamalıdır. Yakın gelecekte karaciğer nakil sebepleri arasında NAYKH önemli bir yer işgal edecektir.
Karaciğer Yağlanması Nasıl Tedavi Edilir?
Ülkemizde ve yurt dışında non alkolik yağlı karaciğer hastalığı tedavisi ile ilgili ruhsatlandırılmış bir ilaç mevcut olmadığı için ilaçla tedavi edilemez. Diyetle kilo kaybı ve fiziksel aktivite bilinen en iyi tedavi yöntemleridir. Egzersiz ve diyetle insülin direnci azalmaktadır. Ancak kilo verilmesi kademeli olmalıdır. Hızlı kilo kaybı önerilmemektedir. Hızlı kilo kaybı ile yağlanmanın kötüleşebileceği unutulmamalıdır. Kilo kaybının NAYKH ile ilişkili hastalıklara da olumlu etkileri vardır. Bu hastalar alkolden kaçınmalıdır. Yine kola, gazoz gibi içinde fruktoz içeren meşrubat¬lar tüketilmemelidir. İnsülin direnci olan hastalar metformin kullanabilir. Kan yağları yüksek hastalara statin verilmesinin sakıncası yoktur. E ve C vitaminlerine ait olumlu veriler vardır. Pioglitozon isimli ilaçla yapılan bazı çalışmalar ümit vericidir. Bunun yanında denenmiş birçok ilacın yararı gösterilememiştir. Eğer hasta aşırı şişmansa bariatrik cerrahi önerilmelidir. Siroz gelişen hastalarda hastalık ileri ve hasta uygunsa karaciğer transplantasyonu yapılabilir.

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 18 Eki 2013 14:37:36
Dişlerinizi fırçalarken tek ayağınızın üstünde durun

Sırtınızı koruyan kaslarınızın çalışması için dişlerinizi fırçalarken tek ayak üzerinde durun. Genellikle çoğu insan bu kaslarını çalıştırmayı bilmiyor. Bu yüzden bu egzersiz bu kasların çalışması için çok kolay bir yol.
Bir egzersiz topunun üzerinde oturduğunuzda olan etkinin aynısı yaratıyor. Dişlerinizi tek elinizle fırçalayın ve dişinizi fırçaladığınız elinizin ters tarafındaki ayağınızın üzerinde durun. 1 dakika sonra tam tersini yapın.


Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.836
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.836
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 20 Eki 2013 08:23:40
Baş ağrısı her insan için katlanılması zor bir sağlık sorunudur. Evde veya iş yerinde başlayan baş ağrısı tüm günün sizin için kötü geçmesine neden olur. Genelde baş ağrısına karşı kullanılan ağrı kesicilerinde eklemlerdeki kıkırdak dokulara verdiği zararlar herkes tarafından biliniyor. İlerde eklem sorunları yaşamak istemiyorsanız mümkün olduğu kadar doğaya yönelmelisiniz.
Baş ağrısının sebepleri düzgün şekilde tespit edilmelidir.
Başınız ağrıyor ağrı enseden kabarıp yukarıya tepeye doğru yükseliyor. Bu durumda ensede ve vücudun genelinde bir ağırlık var ve hatta ensenin uyuşması da bütün bu rahatsızlıklara eşlik ediyor. Bu durum kollesterol yükselmesiyle açıklanabilecek bir durumdur. Kolesterolün düşürülmesi bu tür bir baş ağrısının giderilmesi anlamına gelmektedir.
Ne yapmalıyız:
Kolesterolü düşürmek için ceviz uzun yıllardır sıkça kullanılmakta olan bir şifalı bitkidir. Önceden dış kabuğunu soyduğunuz cevizleri(sert kabuktan bahsediyoruz) bir bardak ılık suda 6-7 saat bekletiniz. Bardaktaki suyun renginin değiştiğini ve yoğunluğunun arttığını göreceksiniz. Daha sonra bu suyu içerek tüketiniz.
Bu kürü 1 hafta uygulayıp 1 hafta bırakınız yaklaşık 3-5 haftda artık vücuttaki ağırlığın ve baş ağrılarınızın kalmadığını göreceksiniz.

Çevrimdışı hacile

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 29.074
  • 229.473
  • 29.074
  • 229.473
# 20 Eki 2013 10:06:50
YAŞLANMAYI KUŞBURNU İLE ÖNLEYİN....

Kuşburnu Yaşlanmayı Geciktiriyor !

Kuşburnu bitkisi; İnsan sağlığı üzerindeki önemli etkileri sayesinde binlerce yıldan beri birçok kültür tarafından kullanılıyor. Vitamin ve minareler bakımından oldukça zengin olan kuşburnunun, insan sağlığına zararlı hiçbir pestisit ve ağır metal içermiyor.

Kuşburnunun en yüksek oranda C vitamini ve mineral maddeler açısında yüksek oranda fosfor ve potasyum içeriyor.

A vitamini olan karoten, B1 B2, E ve K vitaminleri de içermektedir. Mineral madde yönünden de zengin olup yapısında sodyum, kalsiyum, magnezyum, demir, mangan, bakır, çinko gibi katyonlar yanında, sülfat, klorür, nitrat gibi anyonlar da bulunmaktadır.

Kuşburnu Her Derde Deva...

• Dokulardaki sertleşmelere ve kemik erimesine karşı tedavide,
• Bulaşıcı hastalıklarda,
• Profilaksi ve C vitamini eksikliğinin tedavisinde,
• Ateş, genel yorgunluk sırasında ve immün sistemin güçlendirilmesinde,
• Gastrik spazmda, gastirik asit eksikliğinde ve ülserden kaynaklanan şişkinliğin önlenmesinde,
• Bağırsak hastalıklarında ve ishalin önlenmesinde,
• Safra kesesi taşlarının önlenmesinde,
• Gut hastalığında, ürik asit metabolizma bozukluklarında,
• Kireçlenmelerde, siyatiklerde,
• Diyabette kan şekerini düzenlemede,
Karaciğer iltihabını gidermede,
• Gözleri kuvvetlendirmede ve gece körlüğünü önlemede (göz banyosu şeklinde),
• Grip, sekresyonun azaltılmasında, solunum yolları enfeksiyonunda ve öksürük tedavisinde,
• Genel enfeksiyonlar, kabızlık, safra kesesi, böbrek ve mesane rahatsızlıklarında,
• Romatizmada ve bulaşıcı hastalıkların tedavisinde,
• İştah açmada,
• Vücudun yaşlanmasını geciktirmede,
• Tansiyonu düzenlemede,
• Hemoroit tedavisinde,
• Sindirim sistemimizde bulunan bazı parazit yapıların atılımını kolaylaştırmada,
• Kemik kırılmalarında, raşitizmde, vücudun bağ dokularını güçlendirmede,
• İrinli yaralarda, selülitte, akne ve cilt bozukluğunun giderilmesinde, yara iyileştirici olarak ve yanıklarda,
• Kanser ve bazı rahim hastalıklarında, kanamalarda, hamilelik dönemindeki kramplarda ve menapoz tedavisinde,
• Kanı inceltme, kan devir daimini hızlandırmada ve toksinleri çözmede,
• Çeşitli kanamalarda (hemorojik diatez), kansızlıkta, ve kanı temizlemede,
• Kavrama yeteneği ve beyin fonksiyonlarını güçlendirmede,
• Stresin azaltılmasında etkili olduğu bilinmektedir.

Çevrimdışı aliş70

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.768
  • 60.832
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 11.768
  • 60.832
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 20 Eki 2013 14:05:47
Koenzim Q hakkında bilgisi olan var mı?

Çevrimdışı eslemnurum

  • Uzman Üye
  • *****
  • 10.560
  • 26.279
  • 10.560
  • 26.279
# 20 Eki 2013 18:49:24
 :)

Çevrimdışı 38fatma

  • Bilge Üye
  • *****
  • 11.244
  • 134.836
  • 4. Sınıf Öğretmeni
  • 11.244
  • 134.836
  • 4. Sınıf Öğretmeni
# 21 Eki 2013 06:41:59
.

Çevrimdışı ılgın01

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
  • 2.100
  • 6.273
  • 2. Sınıf Öğretmeni
# 21 Eki 2013 16:45:07
İşte bir bardak kolanın dakika dakika zararları.

E-postaYazdırKolayı çoğumuz düşünmeden tüketiyoruz. Peki, kola içtikten sonra vücudumuzda ne gibi değişiklikler olur.
 
İşte bir bardak kolanın dakika dakika zararları.
 
İLK 10 DAKİKA:

* 10 çay kaşığı şeker vücudunuza girer. (Günlük almanız gereken şeker miktarının tamamı kadar)   * Fosforik asit tat alma duyunuzu keser. 
 
20 DAKİKA:

* Kan şekerinizde ani bir yükselme olur.   * Yüksek miktarda insulin patlamasına neden olur. * Karaciğeriniz vücudunuzdaki şekeri yağa çevirerek buna bir yanıt verir.
* Bu sadece bir kaç dakika içinde olur.
40 DAKİKA:
 
* Kafein emilimi tamamlanır. * Kan basıncınız yükselir. * Karaciğeriniz kana daha fazla şeker pompalamaya başlar. * Beyninizdeki adenozin reseptörleri rehaveti önlemek için bloke olur.
 
45 DAKİKA:

* Beyninizde dopamin salgısı artar. * Bu tıpkı eroinin vücuta yaptığı tepkimelere benzer.
* Bu da vücutta depolanmış kalsiyum, magnezyum ve çinko'nun da beraberce dışarı atılması demek. 
 
BİR SÜRE SONRA...

* Şeker ihtiyacını tekrar duymaya başlayacaksınız. * Kendinizi halsiz ve bitkin hissedeceksiniz. * Vücudunuzda kola ile aldığınız bütün su tekrar dışarı atıldığı için susuzluğunuzu tekrar hissedeceksiniz.
* Şeker ihtiyacını takiben, kafein isteği de başlayacak (sigaradaki gibi)... 

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK