dün geceden beri yağan yağmur nihayet kesildi. her yağmurda okulun yaklaşık % 30 u gelmez. neyse ki yeni ses vermeyecektim.
hayat bilgisi, matematik yaptık, türkçe ilk ders tahtada s yazımlarını düzelttik en çok ona sevindim. ikinci türkçede tahtada kelime cümle yazdık kümeler yarıştı tüm sınıf katıldı.
öğleden sonra pup up kart yapmayı öğrendik. ortada açılır kapanır ağızı; civcive, kız çocuğuna, kurbağaya dönüştürdüler. erkekler ağzı zik zak kesmek istediler; aslan, canavar vb oluşturdular. ön yüze Mutlu yıllar, yeni yılın kutlu olsun, yazıp adlarını eklediler, çoğuna adlarının eksik bir iki harfini de yazdırdım. sınıfın en sosyal çocuğu olmasına rağmen harfleri unuttuğundan bahseden bir oğlumun ; "Anne al." yazmasıyla çocuğumu sarılıp öpmüşüm ki öpüşüp sarılmayı yasaklamıştım.
Anne babası ayrı olan sınıfımın en iyi öğrencilerinden bir oğlumun da heyecanla gösterdiği; "Anne mutlu ol (resim: kalp içinde iki kollarını uzatmış insan) artık." tercümesi; anne mutlu ol kavuşalım artık. yazısını okuyunca hemen v ve ş harfini gösterdim ve de çok hüzünlendim.
son saat duıvardaki s' lı çok heceli uzun cümleleri gönüllülerden başlamak üzere okuttuyordum ki hiç parmak kaldırmayan, durumunu orta zayıf bildiğim kız öğrencimi kaldırdım. harfleri peşisıra ekleye ekleye okuyup bitirince çocuğuma nasıl sarılmışım anlatamam.
bütün gün suratı asık olan sudenazıma da kitaptan ela lale el ele metnini okutup yazdırdım, aferin okuyorsun işte, dedim az gülümser gibi oldu.
bir öğrencim ağlayarak dersi bitirdi çünkü kartını bulamamış, pazartesi tekrar yaparız diye günü bitirdik.
günün özeti şu; bu sistem kesinlikle 20 kişilik sınıflar için. her öğrenci bana bak beni farket, diye gözünün içine bakıyor.
sayın veli, sizinle de sizsiz de biz bu çocukları, ama üç ayda ama üç yılda okutacağız. adımız hıdır elimizden gelen budur.
buradaki zümredaşlarım da iyi ki varsınız

herrrrkese ii hafta sonları
