Ne kolay... öylece çekip gitmek..
Yar olamadan yara olmayı seçmek..
Kaçmak ne kolay, saklanmak bile isteyerek..
İçi gece olana güneşi göstermek,
Tenhadakini kalabalığa itmek ne kolay..
Yol sorana yanlış adres vermek,
Haykırana sus demek..
Ne kolay... bin yılık vebali şansa yüklemek... Hergün yeniden fethettiği,
Üstelik fatihini yitirenin şehrini kötülere teslim etmek,
Mucize masalları, nasip degilmislerle bitirmek...
Ne kolay.. umut verip cana degmek..
Hic değmemiş gibi koşar adım gitmek..
Maviye buladigin o karanlık gecelerin sabahını gri yelkovanlara teslim etmek...
Gittin öyle mi?
Güldürme beni...
Yine, yeniden, bir kez daha.. Güldürme beni...
Ben mi?
Gönlümdeki bes ülkeyi,üç bahçeyi, ayakta kalan son binayı yakmış yikmis gibi... dönüp bakıyorum sana...
Bazen.. Bazen gidiyorum denilmez!!!!!!
unut;
dünü/ yarını...
olanları/olmayanları/olmayacakları...
keşkeleri/ pişmanlıkları...
unut;
ötede ve beride olanları...
çizgisizleri/ sınırsızları/ izansızları...
yerini bilmeyenleri/
yerini bulmayanları...
unut;
aynaları/ yansımaları/ yanılsamaları...
kuralları/olanları/ olmayanları...
unut!..ma!..
hakkını...
hakkın olanı...
sadece "insan" olduğunu...
ve;
almadan vermenin sana mahsus olmadığını!..