Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Yılın ilk karı düştü yüreğime,
Sen haala içimde en derinlerde,
Bilir misin;
Tek umudum lapa lapa yağan bu kar,
Belki diyorum olur ya bulurda kapar üzerini,
Belki diyorum bir umut olur ya söndürüverir yürek yangınımı...

                                                                    2010-2013

Yüreğinize,elinize sağlık öğretmenim.

Yüreğinize,elinize sağlık öğretmenim.

 Tşk ederim öğretmenim...

yakınlarında dururken aç ayaklarım,
hep hayal edilen zevk rıhtımının.
kayması birdenbire çok da kolay.
genişlerken ellerim ve resimlerim
selametle bir pak sahile çekileyim...

Perdeler sıyrılmış sonuna kadar
Elde sıcak çay,dışarıda lapa lapa kar
Gözler buğulu,yürekler sımsıcak
İçeride geçmiş var hasret var

Kar yağdıkça akla gelir eskiden ne varsa
Kar topu oynan sokak,kayılan arsa
Dersin içinden hatıralar beni sarsa
Çare yok,dönüşsüz bir gurbet var

Hayat bir sınav çoktan seçmeli
İyi kötü seçip,hayatı geçmeli
Yanlışlar doğrularına acımaz
Az yanlışla bu diyardan göçmeli

Hayat bir sınav ucu açık
Kimine süre az gelir,kimi sayfalar yazar
Belirsiz gibi her şey biri hariç
Gidilecek yer tenha bir mezar

Anason kokuyordu gece
Ve gençliğim cayır cayır yanıyordu Iğdır sokaklarında
Emin ol
Seni asla üzmek istemezdim
Ve fakat anason kokuyordu sokaklar
Iğdır yanıyordu
Alenen ve ışık ışık
Cayır cayır gençliğim yanıyordu
Seni üzmek istemiyordum ki ben..
Iğdır yanmasa
Doğu bu denli uzak olmasa
Emin ol en ufak bir sorun olmayacaktı
Ve fakat Iğdır yanıyordu..
Mikroklima bana mısın demiyordu
Pamuk da yetişiyordu belki kim bilir
Çırçır fabrikaları gibi gençliğim
Ararat beyaz olsa ne yazar
Erivan bu denli yakın olsa ne yazar
Ki poyraza ömür adamışız gülüm
Karayel olsa adın ne yazar!!

 
  Nice zamandır,
  Göz kapaklarımdan süzülmediğin tek bir gecem var mı sanırsın;
  Uyku bilmişim seni  yar ötesi yok,
  Uyku bilmiş yüreğim seni yar hiç mi hiç uyanası yok...

Hayat bir sınav çoktan seçmeli
İyi kötü seçip,hayatı geçmeli
Yanlışlar doğrularına acımaz
Az yanlışla bu diyardan göçmeli

Hayat bir sınav ucu açık
Kimine süre az gelir,kimi sayfalar yazar
Belirsiz gibi her şey biri hariç
Gidilecek yer tenha bir mezar

Tesadüfün iğne deliği dedikleri bu olsa gerek hocam
Yıllar önce neredeyse anlam olarak sizinkinin aynısı bir şeyler karalamıştım.

GÜYA

Hayat bir sınav ya,
Güya.
Salla,
İkmale kalırsın en fazla.

Bir idare odasında camda söğüt dalları
Kar yağmasa belki de dökeceği yok yapraklarını
Mevsime boyun eğmenin ezikliği var gibi
Umut taşıdığını anlatıyor olmalı bir yandan
Yer yer alalanmış toprak, bassan çamurdur şimdi
Yüzüne keskin çalar soğuk aldanırsan güneşe
Erivan’dan mı eser acaba rüzgâr yoksa Ağrı’dan mı?
Her ikisi de soğuk, en iyisi esmemesi
Çocuklar, perişan ettiler okulu çamurlu ayaklarıyla
-Öğrenciler mi demeli yoksa-
Yok yok, çocuk onlar çamursuz gönülleriyle
Bir yanda yemek yerken uzak gelenler
Diğer yanda camdan bakar şanssız doğanlar
Doğduğun yerde dahi önemli işte bir kilometre
Suçlamalı mı devleti yoksa kovmalı mı bu acı bakan çocuğu..

Bir idare odasında camda söğüt dalları
Dağınık masanın ardına sinesim gelir
Makam panosuna iğneyle tutunmuş kâğıtlar
Hatırlatsalar da onca sorunu, sorumluluğu
Kendini idareden aciz adam
Sakal boyu sıkıntılı
Ki gönlü kaçmak ister uzaklara..
Uzaklarda kalan, dönüşü olmayan çocukluğuna
O çamura basmaya hasret
Paçaları çamurlanmalı pantolonun
Ki temizliğiyle baki kalmalı sıla
Gurbet sizin olmalı
Sızım değil…

Tamam
Özlemekte aşktan sayılır
Ama böylesine
Bilmem kaç aşkta bir rastlanır
Ölçüsü olmaz
Kelimelere sığmaz
Şiirle bile anlatılmaz
SENsiz çaresi bulunmaz
Çare ol artık
Çok özlüyorum
Miniğim...

13. ayımsın benim,
Haftamın 8. günüsün.
Ve de günün 25. saati,
Şubatımın 30. günüsün
İmkansızımsın işte,
Hayalini bile kuramıyorum.
Yüzüne bakıp
Gözlerine dalıp
Seviyorum işte demek yerine
Günaydın veya iyi akşamlar diyebildiğimsin.
Islıkla adını çalmak istiyorum oysa.
Son paramla çiçek almak sana.
Aynı balkondan aynı aya baksak ne olur sanki?
Yıldız kayarsa
Ben dilek hakkımı da sana veririm.
SEN hastalanınca bende ateşlenirim.
Filmimiz olur bir tane
Dizinde yatarak izlerim.
Dolapta bir şişe şarabımız dursa mesela
Haftada bir gece sarhoş olsak
Saaatimiz olmasa hiç,
Ne duvarda,ne kolumuzda.
Unutsak zamanı,
Kaybolsak ya birbirimizde.
Aynı hayale dalsak,
Aynı kabusla uyansak.
Aynı anda bakışıp
Aynı anda sarılsak.
Uyanma vakti galiba
Demiştim ya en başta
13. ayımsın benim.
Ve de 25. saatim.
İmkansızımsın işte...
Miniğim...

renkli elbiselerim boyamış beni,
yıkanırım saf suyuyla umudun
ve hala erimedi açlık sabunum...
havuzuna dalsam da doymadım,
neden acaba, gayesiz mutluluğun?

YAKIN UZAKLAR 


Elindeki yırtık haritayla
Kaç kez geçmişti
Farkında olmadan
Bu işaretli yerlerden
Kaç kez basmıştı
Bu narin topraklara
Ve ayaklarının altındaki
Sonsuz zenginliğe…

Bilemezdi ki, göremezdi ki, bulamazdı ki
Haritalardaki kayıp coğrafyaları
Kitaplara sığmayan maceraları
Bu çirkinlikteki saklı güzelliği
İçindeki bilgenin öğütlerini dinlemeyen
Bir define avcısı…

Hep uzaklarda aradı mutluluğu
Oysa o kadar yakındı ki uzaklar ona…

Kaç kıtayı görmüştü
Farkında olmadan gözleri
Kaç kez geçmişti gemisiyle
Farkında olmadan
Uçsuz-bucaksız okyanuslardan
Arka sokaktaki koylardan
Deniz kızlarının efsanevi ülkesinden…

Bilemezdi ki, göremezdi ki, bulamazdı ki
Haritalardaki kayıp coğrafyaları
Kitaplara sığmayan maceraları
Bu çirkinlikteki saklı güzelliği
İçindeki serüvencinin öğütlerini dinlemeyen
Bir kaşif…


Hep uzaklarda aradı mutluluğu
Oysa o kadar yakındı ki uzaklar ona…


[Başıboş Şiirlerin Yalnızlığı / 1997]

Üşümeyin  buz  hava da
Kar, kış , kara kış  ;zemheri
Adına ne dersen de
Rahmet yağıyor gökten şu ölü bedenlere.
Ayakların üşümez  bilirim anne
Zira cenneti  saklar
Cenneti
Günahın bilenlere.