Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

SENinle
Nerede tanışalım biz?
Kıpkırmızı bir gelincik tarlasına ne dersin
Ortasında durursun kırmızı elbisenle
Gelincikler boynunu büker güzelliğine
Elim ayağıma dolaşsın
Utanıp kızarayım ve bende bükeyim boynumu
Konuşamayayım…

Pembe güllerle dolu bir bahçede hayal edeyim
Belki orada toplarım cesaretimi
Ama sen konuşmamalısın
Pembe dudakların kıpırdamasın
Biliyorum
Güller dayanamayacak
Goncaya dönecek hepsi…

Yemyeşil bir orman da olabilir
Her yaprağı gözlerini kıskanan
Bakamadan konuşayım
Rüzgar kırsın tüm dalları
Ve uçursun yaprakları
Ama yine yemyeşil kalan
O ormanda tanışalım…

Zonguldak’ta ki bir kömür madeninde deneyelim
Saçlarını açık bırakmalısın ama
Tek teliyle hayata tutunayım
Ve onların esintisi
Tüm madenleri tutuşturmalı
O zaman çözülmeli işte benim dilim…

Yeni kar yağmış bir çölde buluşalım
Tek iz birbirine karışan ayaklarımızdan olmalı
Ceketimi omzuna üşüdüğün için vermemeliyim
Tenini kıskanmasın kar
Ve
Biz biraz daha yürüyelim.
Belki o zaman söyleyebilirim…

Suçum yok benim
SEN çok güzelsin
Her yer
Her söz anlamsız karşında
Belki birgün bulurum
Hiç söylenmemiş sevgi sözleri
Bekler misin…
Severdin bu şiiri
Çok özlüyorum
Miniğim...

Uyku yok  gözler de

Zaten  gecenin koynunda  giderken  güne

Tutmuyor  beni..

Tutmuyor  uyku

Gözlerimi  kapatıp hayale  el verince ..

Kaçıyor  nicedir karanlıklardan

Bir  sürüye  denk  geliyor

Sayıklanmışlıklardan.

Uyumuyor   diyorum sana gözlerim

Dinlediriyorum kendimi

Dillendiryorum..

Uyursam

Hapsolurum geceye ..

Karanlıktan kötülükten

Ve insandan

Geeceyi yaratana sığınırım

Uyuturum ..

Ve ayakta uyutulurum bir şiirde...

karmaşık düzlemlerin birinde
uyanıp sonra yine uyuyorum
sadelik peşinde değilken ben...
renklerin uykusuzluğunda ellerim
dermanı yazılmış dertler örüyorum.

Uyku yok  gözler de

Zaten  gecenin koynunda  giderken  güne

Tutmuyor  beni..

Tutmuyor  uyku

Gözlerimi  kapatıp hayale  el verince ..

Kaçıyor  nicedir karanlıklardan

Bir  sürüye  denk  geliyor

Sayıklanmışlıklardan.

Uyumuyor   diyorum sana gözlerim

Dinlediriyorum kendimi

Dillendiryorum..

Uyursam

Hapsolurum geceye ..

Karanlıktan kötülükten

Ve insandan

Geeceyi yaratana sığınırım

Uyuturum ..

Ve ayakta uyutulurum bir şiirde...

Süpersiniz hocam.

AŞK SUYUNU ÇEKİNCE 

Sıkıntılı tınılar mırıldanıyor
Gönlümün derinliğinde bir ozan
Kaplıyor içimi yavaş yavaş
Yağmur yüklü bulutlar
Kapatınca gözlerimi
Yine tek başıma
Sensizliğin ortasında
Islanıyor ıslığımın nağmeleri
Her yanım çamur...

Yardım et bana
Getir gülüşlerimi
Sen dünyamın bilgesisin
Göster hangi yol doğru
Hangisi daha doğru acı çekmek için...
 
Aşk suyunu çekince
Posası kalır seninle demiştin...

Bir korku ta şuramda
Bir korku uyutmuyor, uyumuyor
Ya kaçarsan düşlerimden
Ya koparsan benden
Neşem dağılıyor
Suratım asılıyor
Anlamsızlığa ekleyince bilinmezliği...

Yardım et bana
Getir gülüşlerimi
Sen dünyamın bilgesisin
Göster hangi yol doğru
Hangisi daha doğru acı çekmek için...
 
Aşk suyunu çekince
Posası kalır seninle demiştin...

[Başıboş Şiirlerin Yalnızlığı - 2000]

Dünya derler adına onun,
Başta gerçektir sonu oyun,
Gel bu varlık teninden soyun,
Senin tek elbisen kefen.

Ölüm hep başkasına sanma,
Daha çok var diye oyalanma,
Sonra pişmanlık ateşinde yanma,
Toprak atmak için yarışır seni seven.

Kalp kırma,kul hakkından sakın,
Bize haber verilen hesap günü yakın,
Dünya ahiret tarlası hani hazırlığın,
Yarın düşmanın olur seni öven.

Osman sen de çok günah işledin,
Helal haram demeden bulduğunu dişledin,
Gece gündüz dünya saltanatını düşledin,
Bırak hepsini artık Rabbine güven.

Geceleri şiir; ayın artığı
Bir ARALIK bırak yakamozuna
Girsin takvimine zemherinin
Ben MARTı beklerim
Filakasında mevsimin.
Doğuşu bir ağıtın
Bir  harmanın başını
Ben sevdası Ekimin
Zerdali çiçeğinin
Ihlamur vaktinin
Sitem etme gözüm bebeğim
Gelirim
Bu ay olmasa da
Dönüşü Dolunay seferinin
Gelirim..
Gökten düşen elma vakti kadar bekle
Ben karı , kışı ,ayazı utandırır
Gene gelirim..
KASIM patı açmadan ..
Papatyaya 1 yaprak ekler
Yine gelirim.

çizgileri arada bir görününce,
hatırlarım bana düşen gerçekleri
ve dolanır durur bedenim, istahsız...
dilimde saklanmış, aşina laflara
saklanırım gözlerimle, dermansız.

Miniğim
Sondan başlayıp
Başa doğru gidelim
Yokluğunla soğuyan ellerim
Avuç avuç özlemekte SENi
Ardına dizdiğim şiirlerim
Yarım, eksik ve sevimsiz hala
Kaç vakit oldu
Sesin çınlamıyor kulaklarıma
Bekliyor, özlüyor, düşlüyorum.
Uyuştu, dondu bedenim
İyi ki ruhumu aldın yanına
Onu da heba ederdim
Bu soğuk boşluğunda.
Hayatım, hayalim, herşeyim.
5 dakikalık vuslatına hasretim
Yazmakla yetmeyecek kadar
Özledim...
Miniğim...

erteleme artık uyuşuk anlarını
götürmeye, erimeyen zamanlara.
sarkıtların erisin, sen üşümeden...
dalıp da çıkan mekana, yel gibi
savursun efkarlarını, kirletmeden.

efkarını" olacaktı

Sana ağır bir hasar raporu yazıyorum
Yüreğimin ince kırıntılarıyla
Vakit geç zaman dar
Olmazsa olmazım hüzünlerimi gönderiyorum.
Aşka yazılan her satır gibi
Sana imkansızı gönderiyorum

Dışarısı buz, Dışarısı ayaz..
Oturup acıları saydım yokluğu hesap ettim!
Fukara çocukları aç, bir o kadar da yetim,
Anladım ki onlar ölmeden gelemeyecek Yaz...

S.ORAK-CİH66
12.12.2013/Sarıkaya

Bir kez daha çıkıp gittin hayatımdan
Bir kez daha kapanmaz yaralar açtın
İlki zordu belki ama alışmıştım
Yüreğimin hançerini söküp kaçtın

Bir kez daha çiğnedin bedenimi
Yine koparttın yaşama nedenimi
Kanardım kendimde,kendi içimde
Şimdi kanımı her yana saçtın

Aşkın anavatanı bu topraklar
Kışın beyaz beyaz aşk yağar
Yağmur sonrası aşk kokar
Çocuklar ilk aşk derler
Ocaklarda aşk tüter.
Ben SENsiz varamıyorum aşka
Islanmadan dönüyorum
Yağan o aşk yağmurunda
Anladım ki yokluğunda
Aşk SEN demekmiş
Benim sessiz lügatımda
Özlüyorum, herşeyim.
Miniğim...