Yorumsuz! : Haberler

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 27 Ağu 2009 16:50:57
PİYASALAR»

                   alış      satış
   Dolar: 1.4955 | 1.5027 YTL
   Euro : 2.1422 | 2.1304 YTL

Kaynak: MERKEZ BANKASI  ;)

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 27 Ağu 2009 17:05:43
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
sayın öğretmenim ..dolarda- euroda keskin dalgalanmalar olacak mı nedersin? ::)
euroyu bilmem yani bi fikrim yok ancak dolar hakkında şöyle bi tahminim var: büyük ihtimalle yıl sonuna kadar 1.60ı bulur...yani az ama kararlı bi yükseliş olacaktır...aslında şimdi biraz param var (yolluk filan aldım kırtasiye promosyon da gelirse inşallah) dolar almayı düşünüyroum tüm paramla...az da olsa KAR edicemi düşünüyorum...tabii o karla okuluma öğrencilerime harcama yapıcam...ne tutarsa artık..

Çevrimdışı beyay77

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.065
  • 668
  • 1.065
  • 668
# 28 Ağu 2009 10:02:45
     Memura 300 TL ilave zam hakkı...

Toplu görüşmelerde, 2010 için yüzde 2+2 zam önerisiyle memuru kızdıran hükümet, çocuk zammıyla karşı atağa geçti.

Anlaşma olursa 3 çocuklu memur yılda 150 TL, 4 çocuklu memur ise 300 TL ilave zam alacak...

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “3 çocuk yapın” önerisi hükümet ile memur sendikaları arasında yapılan toplu görüşmelere damgasını vurdu. Görüşmelere başkanlık eden Devlet Bakanı Hayati Yazıcı sürpriz bir açıklamayla, “Memura sadece iki çocuğa kadar verilen çocuk yardımında sınırı kaldırıyoruz” dedi.


ÇOCUK AÇILIMI
Hükümetin, memura beklentilerin çok altında zam oranı teklif etmesi nedeniyle sinirlerin gerildiği toplu görüşmelerde, zam dışında sağlanacak imkanlar gerilimi yumuşattı. Çocuk sınırının kaldırılmasından nakdi giyecek yardımına, çalışma saatlerinin iyileştirilmesine kadar bir dizi madde mutabakat metnine konulurken çocuk yardımı özel ilgi çekti. Mevcut uygulamada memura sadece iki çocuk için yardım yapılıyor.

0-6 yaş çocuk için ortalama 25 TL, 6 yaş ve üzeri çocuk için de 12,5 TL ödeniyor. Yapılacak yeni düzenlemeyle 6 yaştan büyük 3 ve daha fazla çocuğu olan memurlar her bir çocuk için aylık 12,5, yıllık da 150 TL alacak. Buna göre örneğin biri 6 yaşından küçük üç çocuğu olan bir memura toplamda yıllık 600 TL çocuk yardımı yapılacak.

                                                       Milliyet

Çevrimdışı mehmet__tc

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.727
  • 2.049
  • 2.727
  • 2.049
# 28 Ağu 2009 14:27:44
Ter nedir?

Terleme, tümüyle istemimiz dışında gelişen, metabolizmamızın doğal bir fonksiyonu. Ter ise, aslında salgılandığında renksiz ve kokusuz olan fakat koltukaltı gibi sıcak ve nemli ortamlarla buluştuğunda kötü kokmaya başlayan fizyolojik bir sıvı.

Neden terliyoruz?

İnsan vücudunun normal olarak fizyolojik işlemleri yapması için vücut ısısının 36,5 derecede sabit kalması gerekiyor. Terlememizin ana nedeni de, vücut ısımızın sabit kalmasının sağlanması. Çünkü terin buharlaşması ile ısı kaybediliyor. Bir günde salgılanan ter, ortalama 100 cc. Aşırı efor ve sıcakta bu rakam saatte 1,5 litreye kadar da çıkabiliyor. Vücudumuzdaki ter bezi sayısı ise 2-3 milyon kadar ve en fazla ter bezi avuç içinde bulunuyor. Bu yüzden ellerimiz çoğu zaman nemli olabiliyor. Peki terlemeyi tetikleyen şeyler neler?

Terlemeyi tetikleyenler

• Ortam sıcaklığının artması,

• Efor harcanması,

• Sınav stresi, yeni biriyle tanışma gibi aşırı heyecanlanmaya sebep olan anlar,

• Nemli ortamlara girme gibi durumlar terlemeyi tetikleyen nedenlerin başında.

Aşırı terleme bir hastalık mı?

Normal bir insanın günlük ter miktarı 100 ml kadar. Ancak ortam ısısının artması ile terleme günde 1,5 litreye kadar çıkabiliyor. Ter bezleri çok fazla çalıştığında aşırı terleme meydana geliyor. Aşırı terlemenin ise birçok sebebi olabiliyor. Ateşli ve hormonal hastalıklar, ortam ısısının artması, kalp ve solunum yetersizliği, bazı ilaçların kullanılması ve bazı tümörler aşırı terlemenin başlıca nedenlerinden. Bu yüzden aşırı terleyen kişilerin bir sağlık kontrolünden geçmesi, tiroid bezi ve böbrek üstü bezi rahatsızlıkları tetkikleri yaptırması şart. Ama aşırı terleme illa ki bir hastalığın belirtisi olacak diye de bir şey yok. Bazı durumlarda hiçbir hastalık yokken de terleme artışı görülebiliyor. Peki neden kötü kokuyor?

Neden kötü kokuyor?

Ter; su, sodyum, klor, potasyum, üre gibi maddelerden oluşuyor. İçindeki organik madde miktarının artması terin kötü kokmasına neden oluyor.

Ter kokmamak için neler yapmalı?

Gelelim en önemli konuya! İşte bunun için yapabileceklerin...

• Bol su içmeyi dene.

• İnce, gözenekli, cildinin hava almasını sağlayan giysiler giy.

• Kokunun en çok yaşandığı bölge koltukaltları… Bu yüzden bu bölgeni sürekli temiz tutmaya özen göster.

• Koltukaltındaki tüyleri fazla uzamadan al.

Anti-perspirantlar ve deodorantlar zararlı mı?

Vücudun doğal sürecinde terlemesi şart! Terlemeyi engelleyici ürünler ter bezlerinin cilde açıldığı kanalcıkların tıkanmasına neden olabiliyor. Ter ve yağ bezlerinin ağzının tıkanmasına bağlı olarak da ciltte sivilcelenmeler ve küçük yağ kistleri oluşabiliyor. Bu yüzden bu ürünleri aşırı kullanmamalı ve kullanırken de dikkatli olmalısın. Neler mi yapabilirsin?

• Sabah dışarı çıkarken sürdüğün roll-on’u eve gelir gelmez yıkayıp vücudundan temizle.

• Mümkünse tam kuruluk sağlayanları değil de, normal olanlarını tercih et.

• Deodorant kullanırken koltukaltının mutlaka temiz ve kuru olmasına dikkat et.

• Sakın deodorantı terliyken sıkma. Yoksa ortaya daha kötü kokular çıkmasına sebep olabilirsin!

kaynak milliyet

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 28 Ağu 2009 15:01:04
Hastanelere yıldız sistemi geliyor, katkı payı değişiyor

28 Ağustos 2009 07:54

Bakan Akdağ açıkladı: Hastaneler, otellerdeki yıldız sistemi gibi kategorilere ayrılacak 1. grup hastaneye giden % 30, 5. grup hastaneye giden ise % 70 katkı payı ödeyecek

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yüzde 30 olarak uygulanan katkı payının bazı hastaneler için yüzde 70'lere kadar çıkartılmasını planladıklarını açıkladı. Sağlıktaki katkı payına ilişkin çalışmalar hakkında bilgi veren Akdağ, öncelikli olarak özel hastaneler ile ilgili sınıflandırma çalışması yapacaklarını söyledi. Hastaneleri; verdikleri hizmet, aldıkları risk, kullandıkları aletler, uzman sayısından binasına kadar birçok kategoride değerlendirmeye tabi tutacaklarını belirten Akdağ, "Hastaneler 5 gruba ayrılacak. Otellerdeki 5 yıldızdan 1 yıldıza gibi" dedi.

YENİDEN DÜZENLENECEK

Sağlık katkı paylarının bu çalışmalara paralel olarak yeniden düzenleneceğini açıklayan Akdağ, şöyle devam etti: "Devletin vereceği katkı payı da hastanelerin gruplarına göre olacak. Alttan başlayarak yüzde 30 ila 70 arasında katkı payı alınacak. 5'inci gruptakilerde tedavi görenlerden yüzde 70, birinci grup hastanelerde tedavi görenlerden yüzde 30 katkı payı alınacak."

ANADOLU AJANSI

Çevrimdışı mehmet__tc

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.727
  • 2.049
  • 2.727
  • 2.049
# 28 Ağu 2009 15:08:14
Toplu görüşmelerde, 2010 için yüzde 2+2 zam önerisiyle memuru kızdıran hükümet, çocuk zammıyla karşı atağa geçti.Anlaşma olursa 3 çocuklu memur yılda 150 TL, 4 çocuklu memur ise 300 TL ilave zam alacak...

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “3 çocuk yapın” önerisi hükümet ile memur sendikaları arasında yapılan toplu görüşmelere damgasını vurdu. Görüşmelere başkanlık eden Devlet Bakanı Hayati Yazıcı sürpriz bir açıklamayla, “Memura sadece iki çocuğa kadar verilen çocuk yardımında sınırı kaldırıyoruz” dedi.

ÇOCUK AÇILIMI

Hükümetin, memura beklentilerin çok altında zam oranı teklif etmesi nedeniyle sinirlerin gerildiği toplu görüşmelerde, zam dışında sağlanacak imkanlar gerilimi yumuşattı. Çocuk sınırının kaldırılmasından nakdi giyecek yardımına, çalışma saatlerinin iyileştirilmesine kadar bir dizi madde mutabakat metnine konulurken çocuk yardımı özel ilgi çekti. Mevcut uygulamada memura sadece iki çocuk için yardım yapılıyor.

0-6 yaş çocuk için ortalama 25 TL, 6 yaş ve üzeri çocuk için de 12,5 TL ödeniyor. Yapılacak yeni düzenlemeyle 6 yaştan büyük 3 ve daha fazla çocuğu olan memurlar her bir çocuk için aylık 12,5, yıllık da 150 TL alacak. Buna göre örneğin biri 6 yaşından küçük üç çocuğu olan bir memura toplamda yıllık 600 TL çocuk yardımı yapılacak.

ÇOK MU SAFIM?

Memura yardım olarak giyecek verilmesi yerine doğrudan parasının ödenmesi maddesinin de mutabakat metnine yazılması sendikaları sevindirdi. Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız, “Sayın Bakanım, zam oranında anlaşamasak da, çocuk yardımı ve diğer hakları almak için mutabakat zaptını imzalayalım” dedi. Bakan Yazıcı, “Siz beni saf mı sandınız? Çok mu saf görünüyorum. Zammı imzalarsanız çocuk yardımını da alırsınız” dedi.

İŞTE MUTABAKAT ZAPTI

Hükümet ile memur sendikaları genel zammın dışında sosyal hakları içeren toplam 22 maddelik bir mutabakat metni üzerinde anlaşmaya vardı. İşte bazı maddeler:

Bakıma muhtaç engelli aile ferdi olan memura günde 1 saat izin verilecek. Nöbet ve gece çalışmasından muaf tutulacak.

İtfaiye personeli genel idare hizmetleri sınıfına geçirilecek.

Sağlık çalışanlarının 9 saat olan çalışma süresi 8 saate indirilecek.

Sözleşmeli memurun sendika üyesi olma yasağı kaldırılacak.

Disiplin kurullarına sendika temsilcisi katılacak.

KEY ödemelerinde yaşanan sorunların kaldırılması sağlanacak.

Tedavi giderleri ve yolluklar zamanında ödenecek.

Ayni giyecek yardımı nakit ödenecek.

Emekli olan memura ödenen 500 TL, 750 TL’ye yükseltilecek.

Teknik ve teknik olmayan yöneticilere aynı ek ödeme yapılacak.

Belediyelerde çalışan memurların maaşlarını zamanında alması sağlanacak.

Çevrimdışı windywind

  • Uzman Üye
  • *****
  • 304
  • 522
  • 304
  • 522
# 28 Ağu 2009 15:26:14
'Alo 184' ile hastanelerde randevu dönemi başlıyor
   
Sağlık Bakanlığı ile Türk Telekom işbirliğiyle, istenen hastane ve hekimden telefonla randevu alınmasını sağlayacak 'Merkezi Hastane Randevu Sistemi'nin pilot uygulaması, Kayseri ve Erzurum'da başlayacak.

Sistem, Kayseri ve Erzurum'daki pilot uygulamanın ardından tüm Türkiye'de yaygınlaştırılacak. Pilot uygulamada Erzurum'a kurulacak çağrı merkezi, telefondan 184'ü tuşlayan vatandaşların randevu taleplerine, dijital ortamdaki tedavi olanaklarını kontrol ederek Kayseri ve Erzurum'daki hastanelerden randevu verecek.

Kayseri Sağlık İl Müdürü Dr. Kadir Çetinkara, protokol kapsamında Türk Telekom tarafından herhangi bir bedel talep edilmeden çağrı merkezi kurulacağını belirtti. Türkiye'de çağrı merkezi bulunan yüzlerce hastane olduğunu, ancak bu merkezlerin sadece ilgili hastane tarafından kullanıldığını anlatan Çetinkara, bir ildeki hastane aracılığıyla diğer ilin hastanesinden randevu alınamadığına dikkati çekti.

Kayseri ve Erzurum'daki pilot uygulaması başlayacak sistemle, hastanelerin tümünden randevu alınabilmesine imkan verileceğini ifade eden Çetinkara, protokol gereği çağrı merkezlerinde özel eğitim almış personelin istihdam edileceğini, bu sayede telefon başında uzun süre geçirilmeyeceğini söyledi. Çetinkara, çağrı merkezinde talepte bulunulan hastanede yoğunluk varsa farklı hastanelere yönlendirme yapılacağını, hekim seçme imkanı sunulacağını, rehberlik ve bilgilendirme hizmetlerinin verileceğini anlattı. Çetinkara, şöyle dedi:

"Hastanede kayıt sırasında yaptıracağınız birçok işlemi de telefon başında hallederek hem sizin vatandaş olarak hem hastanedeki yöneticilerin işini kolaylaştıracak son derece çağdaş ve modern bir yaklaşım getirmiş oluyoruz. Özellikle vurgulamak isterim; geçmiş dönemde, daha ziyade SSK hastanelerinde var olan mekanik randevu sistemleriyle bugün başlatacağımız programla oluşacak sistemi asla birbirine karıştırmamak lazım. Bu mekanik sistemler geçmişte vatandaşın çile kapısıydı."

Uygulama için Kayseri ve Erzurum'da yaklaşık 6-9 ay süren pilot çalışma dönemi olacağını anlatan Çetinkara, "Bu süre içinde sistemin nasıl işlediğini göreceğiz. Sistemi biraz daha rafine ederek mükemmel hale getireceğiz, daha sonra da tüm Türkiye'ye yaygınlaştıracağız" diye konuştu.

'Merkezi Hastane Randevu Sistemi'nde bir çağrı merkezi ile bir randevu yazılımı olacağını belirten Çetinkara, "Hastalar yeni sistemle '184'ü tuşlayarak Kayseri ve Erzurum'daki hastanelerden kolayca randevu alabilecek. Randevu sisteminde, hastaya hekim seçme olanağı verilecek. Bir sonraki aşamada ise vatandaşlardan hastaneye gitmeden önce bir "ön kayıt" alınacak. Hastaların hastane bilgi sistemine kaydının da gerçekleştirilmesinin ardından hastalar, kayıt için kuyruğa girmesine gerek kalmayacak. Avrupa ve ABD günümüzde çalışma hayatında iş gücünden azami düzeyde yararlanmak için önemli reformlar yapıyor. Türkiye'de bu sistem hastanelerde kaybolan işgücü zamanının kazandırılmasını sağlayacak." diye konuştu.

Çevrimdışı mehmet__tc

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.727
  • 2.049
  • 2.727
  • 2.049
# 28 Ağu 2009 16:49:59
Hükümet teklifini yüzde 2,5+2,5'a çıkardı


Memur-Sen'in zam talebinde yüzde 3'lük düşüşe gitmesinin ardından Hükümet kanadı yüzde 2+2 olan teklifini yüzde 2,5+2,5'a yükseltti. 2010 yılında 6'şar aylık dönemler olmak üzere zam oranı yüzde 5'e çıkmış oldu.


--------------------------------
Memur-Sen zam talebini yüzde 5+5'ten, yüzde 4+4'e çekti
Memur-Sen, hükümet ile sürdürdüğü toplu görüşmelerde 2010 yılı için zam talebini yüzde 5+5'ten, yüzde 4+4'e çekti.

Kamu İşveren Kurulu ile memur sendikaları arasındaki toplu görüşmelerin 7. turu Başbakanlık Merkez Bina'da başladı.

MEMUR-SEN Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, görüşme öncesinde yaptığı açıklamada, 2002-2008 yılları arasındaki büyüme ortalanın yüzde 42,9, Merkez Bankasının 2010 yılı enflasyon hedefinin ortalama 5,3, öğrenci harçlarına yapılan zammın yüzde 8 olduğuna işaret etti.

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın, "toplu sözleşme ve grev hakkıyla ilgili mutabakat metnine madde konulacağı yönünde söz verdiğini" dile getiren Gündoğdu, ancak bunu eksik gördüklerini belirtti.

Mutabakat metnine, "kamu görevlilerinin 2010 yılından itibaren grev ve toplu sözleşme hakkından yararlanabilmesine yönelik olarak mevzuat ve uygulama değişikliği için gerekenlerin yapılacağı" şeklinde madde eklenmesini beklediklerini vurgulayan Gündoğdu, bu konudaki çalışmalara Eylül ayında başlanmasını ve Mayıs 2009'da sona erecek bir yol haritası belirlenmesini talep ettiklerini kaydetti.

Toplu görüşmelerde şu ana kadar uzlaşmaya varılan konuların mutabakat metninde yer almasını istediklerini söyleyen Gündoğdu, bunun yanında yeterli bulmadıkları kimi konularda da kamu çalışanları lehine adımlar atılmasını beklediklerini ifade etti.

Mali haklara ilişkin taleplerini revize ettikleri bilgisini veren Gündoğdu, gelecek yıl memur maaşlarına yüzde 5 artı 6 zam yapılması teklifini 4 artı 4'e, düşük maaşlılara 40 artı 40 TL ek ödeme yapılması teklifini 30 artı 30 TL'ye, 131 TL aile yardımı teklifini 100 TL'ye, toplu görüşme priminin 18 TL artırılması teklifini 10 TL'ye çektiklerini bildirdi.

Kamu-Sen: İltimas da üvey evlat muamelesi de görmek istemiyoruz
- Türkiye KAMU-SEN Genel Başkanı Bircan Akyıldız, hükümetten iltimas da üvey evlat muamelesi de görmek istemediklerini belirterek, "Emeğimizin karşılığını, insanca bir yaşam sürmeyi istiyoruz" dedi.

Akyıldız, toplu görüşmelerin yedinci turu için geldiği Baş bakanlık Merkez Bina önünde yaptığı açıklamada, Türkiye KAMU-SEN olarak sekiz yıldır memurların sorunlarını çözmek için aralıksız olarak toplu görüşme masasına oturduklarını söyledi.

Bu süreçte hiçbir zaman müzakereden kaçmadıklarını, yasaların verdiği yetkiyi kullandıklarını anlatan Akyıldız, "Bugüne kadar mutabakat metni hükümlerinin bir çoğunun hayata geçirilmemiş olması ve bu yılki sü reçte de bu konuda bizlere tatminkar cevap verilmemesi, hükümet ve Kamu İşveren Kurulu'na güvenimizi kaybetmemize neden olmuştur. Önceki sözler, önceki mutabakatlar hayata geçirilmemişken bizlerin yeni bir mutabakata imza atmasının anlamı yok" diye konuştu.

"Bizler devlet memuru sıfatıyla Sayın Başbakan'ın, Bakanlar Kurulu'nun mesai arkadaşlarıyız" diyen Akyıldız, şöyle devam etti:

"Bizler iltimas istemiyoruz, ancak üvey evlat muamelesi görmek de istemiyoruz. Emeğimizin karşılığını, insanca bir yaşam sürmeyi istiyoruz. Milli gelirin adil dağıtılmasını, nimette de külfette de adaletli davranılmasını istiyoruz. Ülkemizin kaynaklarını belli çevrelere aktarırken; iş verenler adına çalışanların maaşlarını, primlerini öderken vergi affı, vergi indirimi, ihale ve iltimas yoluyla Hazine'nin kapılarını ardına kadar açanların sıra kamu görevlilerinin emeğinin karşılığını vermeye geldiğinde Hazine'nin kapılarını kapatmalarını kabul etmiyoruz. Hazine'nin bekçisiyiz diyenlerin aynı hassasiyeti işverenler, faizciler, rantiyeciler için de göstermesini bekliyoruz. Teğet geçtiği iddia edilen krizin faturasını tek başımıza ödemeyi kabul etmiyoruz. Krizin faturasını memura ödettirmeye çalışanlara memurun da ödeteceği bir fatura mutlaka olacaktır."

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın "Yüzde 2 artı 2 verdik. Başka talepte bulunmad ılar" şeklindeki sözlerini hatırlatan Akyıldız, Yazıcı'nın taleplerini incelerken "Şunu beklemeyin, bunu beklemeyin" tarzında yaklaşım gösterdiğini anlattı.

Akyıldız, yeni bir teklif sunup sunmayacaklarının sorulması üzerine, "2 artı 2'nin üzerinde zırnık yok diyen bakana teklif götürülür mü?" dedi.

Akyıldız, "Teklifin artmasını bekliyor musunuz?" sorusunu, "Basına yansıdığı şekliyle yüzde 2.5 artı 2.5 olabileceğini duydum" diye yanıtladı.

Çevrimdışı windywind

  • Uzman Üye
  • *****
  • 304
  • 522
  • 304
  • 522
# 29 Ağu 2009 12:52:58
 5. kez MEB-İMKB işbirliği


Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) arasında yeni eğitim kurumlarının yapılmasını içeren 5. Protokol imzalandı. İmzalanan protokol ile Milli Eğitim Bakanlığına yine mevcut İMKB Eğitim Fonu'ndan karşılanmak üzere 100 milyon lira daha kaynak tahsis edilerek Türkiye genelinde yeni eğitim kurumlarının yapılması planlanıyor

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 'Türkiye'nin bütün illerini kuşatan eğitim seferberliğini, hızımızı kesmeden, heyecanımızı yitirmeden sürdürüyoruz' dedi. Çubukçu, Milli Eğitim Bakanlığı ile İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) arasında yeni eğitim kurumlarının yapılmasını içeren 5. Protokol'ün imza töreninde yaptığı konuşmada, İMKB'nin eğitime verdiği desteğe teşekkür etti.

Değişen dünya koşullarının, eğitimi ve bilgiyi her şeyin önüne geçirdiğini ifade eden Çubukçu, 'Göreve geldiğimiz günden başlayarak, insana ve eğitime yatırım yapmakta geç kalan ülkemizde bu geç kalmışlığı telafi edecek adımları atmak, en önemli önceliklerimizden biri oldu. Türkiye'nin, bütün illerini kuşatan bir eğitim seferberliğini, hızımızı kesmeden, heyecanımızı yitirmeden sürdürüyoruz' diye konuştu.

GENÇLERDE KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR VAR

Protokolün imza törenine katılan Başbakan Tayyip Erdoğan da Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığının bünyesinde farklı yapılanmalar geliştirdiklerini, Kredi ve Yurtlar Kurumunu Milli Eğitim Bakanlığından alarak bu bakanlığa bağladıklarını aktararak, “Zira gençlik bizim çok önemli bir sorunumuz. Bakınız sulu kuru, bakıyorsunuz her türlü kötü alışkanlıklar gençliğimizde var. Bu tabii gençliğimizin çok çok arzu edilmeyen yerlere doğru kaydığını gösteriyor. Bunun önüne geçmek için devlet millet el ele vereceğiz” dedi.

TOPLAM 1,4 MİLYAR LİRA KATKI

İMKB Başkanı Hüseyin Erkan da 32 milyon lira ile başlanan projeyle İMKB'nin 12 yıldır eğitime desteğinin aralıksız sürdürdüğünü belirtti. Erkan, imzalanan 'Eğitime Fiziksel Katkı Projesi 5. Protokolü' ile de Milli Eğitim Bakanlığına yine mevcut İMKB Eğitim Fonu'ndan karşılanmak üzere 100 milyon lira daha kaynak tahsis edilerek Türkiye genelinde yeni eğitim kurumlarının yapılmasının planlandığını bildirdi. İMKB'nin, proje kapsamında eğitime katkı tutarının dün imzalanan yeni protokolle 1,4 milyar liraya ulaştığını ifade eden Erkan, 'Bu destekle ülkemiz genelinde toplam 400 adet okul, fakülte ve üniversite binası inşa edilmiş ve 200 binin üzerinde öğrencimize eğitim ve öğretim imkanı sağlanmış olacaktır' şeklinde konuştu.

AA

Çevrimdışı kirsehir

  • Bilge Üye
  • *****
  • 10.952
  • 12.251
  • Okul Öncesi Öğrt.
  • 10.952
  • 12.251
  • Okul Öncesi Öğrt.
# 30 Ağu 2009 00:35:08
Gaziantep'te iki öğretmenin birer gün arayla intihar etmesi ülkemizde ki öğretmenlerin ne halde olduğunu gözler önüne serdi.

Gaziantep"te Türk Eğitim-Sen"e üye iki öğretmen arkadaşımız birer gün arayla intihar etti.

Şehitkamil Hacı Sani Konukoğlu Endüstri Meslek Lisesi'nde tekstil öğretmenliği yapan Mehmet Murat KUTSAL ve Şehitkamil İsmetpaşa Lisesi"nde görev yapan Ali DOĞAN"ın ölümleri eğitim camiasını yasa boğdu. Bu intiharlar gözleri bir kez daha öğretmenlerin sosyo-ekonomik durumlarına çevirdi. Maddi sıkıntıyla boğuşan iki öğretmenimizin intiharı ile ilgili araştırmalar sürüyor.

Türk Eğitim-Sen Gaziantep Şubemiz de, sendikamıza üye iki öğretmenin intihar etmesiyle ilgili açıklama yaptı. Türk Eğitim-Sen"e üye iki öğretmenin ölümünün araştırıldığını söyleyen Gaziantep Şube Başkanı Bekir AVAN, konunun diğer yetkililer tarafından da araştırılmasını istedi. Gaziantep"te intiharın eşiğinde olan birçok eğitimcinin bulunduğunu söyleyen AVAN, “intihar eden iki arkadaşımızın da ekonomik sıkıntılar nedeniyle böyle bir yola başvurduğunu biliyoruz. Bu olayın arkasında başka sebepler de var ve bunu ortaya çıkarmak için araştırmalarımız devam ediyor. Biz eğitimciler olarak konunun diğer yetkililer tarafından da araştırılmasını istiyoruz. Psikolojik ve sosyolojik araştırma yapmak üzere ilgili kişiler görevlendirilmeli. Konu her yönüyle araştırılmalı” dedi.

Eğitimcilerin çalışma ortamı ve ekonomik sıkıntılarını kamuoyuyla paylaştıklarını belirten AVAN, eğitimcilerin içinde bulunduğu şartların zor olduğunu ve bu zorluklardan kurtulma önerilerinin dikkate alınmadığını ifade etti.

AVAN, “Eğitimcilerin içinde bulunduğu şartlar bir an önce iyileştirilmeli. Sadece bu sıkıntıları öğretmenler değil, öğretmen adayları da yaşıyor. Neredeyse tüm eğitimciler intiharın eşiğinde ama yaşanan sıkıntılar hiç yokmuş gibi herşey güllük gülistanlık gösteriliyor. Tüm yaşanan sıkıntıların önüne perde çekerek, yaşanmamış gibi gösterilmemeli. Gaziantepli öğretmenler, Türkiye geneline göre daha sıkıntılı. Sendikamıza sürekli öğretmenlerden şikayetler, talepler geliyor ancak, bu talepleri karşılayabilecek gücümüz yok. Bu görev devlete düşüyor. Devlet ise üzerine düşeni yapmıyor. Yaptığımız araştırmalara göre psikolojik baskı ve sözlü ya da fiziksel şiddet gören öğretmenler olduğunu öğrendik. Giden canları geri getiremiyoruz. Canına kıyan arkadaşlarımıza rahmet diliyoruz. Biz Türk Eğitim-Sen olarak yaşanan bu olayların sebeplerini araştırmaya devam edeceğiz ama tüm yetkilileri de olayın sorumlularını bulmaya davet ediyoruz” şeklinde konuştu.

alıntıdır.

Çevrimdışı S.OZKAN

  • Bilge Üye
  • *****
  • 2.699
  • 7.305
  • 2.699
  • 7.305
# 30 Ağu 2009 03:35:57
KEY'de hak kaybı yüzde 38


Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu (HAKSEN) Genel Başkanı Ayhan Çivi, 13 aydır KEY ödemesi yapılamayan hak sahiplerinin kaybının yüzde 38 olduğunu iddia ederek, halen KEY’ini alamayan bir hak sahibine 534 TL gecikme faizi ödenmesi gerektiğini belirtti.

‘Yargı hakkı var’
Ayhan Çivi, “1987-1994 yılları arasında aralıksız olarak KEY yardımı yapılan bir hak sahibine 28 Temmuz 2008 tarihinde bin 412 TL ödendiği dikkate alındığında, aynı durumda olmakla birlikte herhangi bir ödeme yapılmayan bir kişiye bugün itibariyle 534 TL gecikme zammıyla birlikte toplam bin 946 TL ödenmesi gerekiyor. Bu uygulamanın yapılmaması halinde hak sahiplerine yargıya başvuru hakkı doğacaktır” dedi.

 
Yeniçağ Gazetesi

Çevrimdışı sultanmurat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.620
  • 6.140
  • 2.620
  • 6.140
# 30 Ağu 2009 12:15:03
29 Fakülteye dekan atandı

YÖK'ten yapılan açıklamada, dünkü genel kurul toplantısında, eğitim, mevzuat ve vakıf üniversiteleri koordinasyon komisyonlarının raporlarının görüşüldüğü, 29 fakülteye dekan ataması yapıldığı bildirildi.

Açıklamaya göre, atanan dekanlar ve fakülteleri şöyle:

-Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesine Prof. Dr. Hakkı Timur Sindel

-Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesine Prof. Dr. Hamza Keleş

-Aksaray Üniversitesi Mühendislik Fakültesine Prof. Dr. Hatim Elhatip

-Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesine Prof. Dr. Hasan Zafer Acar

-Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesine Prof. Dr. Hüseyin Ekinci

-Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesine Prof. Dr. Sadullah Sakallıoğlu

-Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesine Prof. Dr. Mehmet Ceyhan Aldemir

-Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesine Prof. Dr. İsmail Kayar

-Erzincan Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesine Prof. Dr. Nihat Bulut

-Galatasaray Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesine Prof. Dr. Sadettin O. Senemoğlu

-Galatasaray Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesine Prof. Dr. Mehmet Şakir Ersoy

-Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesine Prof. Dr. Dilruba Çatalbaş Ürper

-Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesine Prof. Dr. Musa Yaşar Sağlam

-Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesine Prof. Dr. Buket Akkoyunlu

-Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesine Prof. Dr. Mehmet Aşkın Tümer

-Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesine Prof. Dr. Serhat Ünal

-Hitit Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesine Prof. Dr. Abdulkadir Şatıroğlu

-İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesine Prof. Dr. Özgün Enver

-Karabük Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesine Prof. Dr. Sait Aşgın

-Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Edebiyat Fakültesine Prof. Dr. Turan Karataş

-Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesine Prof. Dr. Zehra Gönül Balkır

-Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesine Prof. Dr. Hulusi Gürel

-Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesine Prof. Dr. Turan Karadeniz

-Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesine Prof. Dr. Mustafa Özcan

-Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesine Prof. Dr. Mustafa Ersöz

-Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesine Prof. Dr. Hüdaverdi Erer

-Süleyman Demirel Üniversitesi Hukuk Fakültesine Prof. Dr. Faruk Turhan

-Trakya Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesine Prof. Dr. Şevket Erol Okan

-Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesine Prof. Dr. Bahri Şahin

-10 EYLÜLDE TOPLANACAK-

Açıklamada ayrıca, Bezmi Alem Vakıf Üniversitesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ve Nişantaşı Meslek Yüksekokulunun sunumlarının izlendiği, olumlu görüşle Milli Eğitim Bakanlığına bildirilmesine karar verildiği belirtildi.

Bundan sonraki YÖK Genel Kurulu toplantısının 10 Eylül 2009 tarihinde yapılacağı kaydedildi.
 

Çevrimdışı windywind

  • Uzman Üye
  • *****
  • 304
  • 522
  • 304
  • 522
# 30 Ağu 2009 13:07:46
İşsiz ve güvencesiz öğretmenler Ankara’daydı

 Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen ücretli, sözleşmeli ve işsiz öğretmenler güvenceli kadro talebi ile Ankara sokaklarını çınlattılar. Başta Mersin, İstanbul, Hatay, İzmir, Bursa, Eskişehir, Van, Gaziantep illeri olmak üzere Türkiye’nin bir çok ilinden gelen öğretmenler sabah erken saatlerden itibaren Ankara’da buluştular. Ankara’da ki öğretmenlerinde katılımıyla sayıları 750’yi aşan ataması yapılmayan öğretmenlere KESK Genel Merkezi ve Eğitim-Sen yöneticileri ve üyeleri katılarak destek verdiler.

Öğretmenler kadro istiyor

 Demirtepe Köprüsü’nde saat 13.30’da bir araya gelen öğretmenler buradan 250 bin kadro istiyoruz talepli pankartları ve ellerinde sorunlarını anlatan dövizleri ile yürüdüler. “Ücretli, sözleşmeli köle olmayacağız”, “Köle değil öğretmeniz”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Direne direne kazanacağız”, “Çelik gitti pası kaldı” sloganlarıyla Başbakanlık binası önüne kadar gelen öğretmenler burada bir açıklama yaptılar.

Eylemler devam edecek

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu burada yaptığı açıklamada, sayıları 250 bini bulan işsiz ve güvencesiz öğretmenlere derhal kadro verilemesini, ücretli öğretmenliğin kaldırılmasını, KPSS’nin kaldırılmasını ve bu sistemin yerine güvenilirliği ve geçerliliği yüksek olan bir yönteme geçilmesini istedi. Platform bu talepler yerine getirilmez ise daha büyük ve etkili eylemlere devam edeceklerini vurguladı.

Çevrimdışı sultanmurat

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.620
  • 6.140
  • 2.620
  • 6.140
# 30 Ağu 2009 20:35:06
Üniversitelerde 'Dil' Krizi

 

YÖK’ün düzenlemesiyle, öğretimleri Türkçe olan, ancak öğrencilerinin İngilizce öğrenmesini isteyen üniversiteler ekonomik anlamda zorlanacak.
 
YÖK'ün üniversitelerin yabancı dil öğretimiyle ilgili düzenlemeleri yükseköğretim camiasını karıştırdı. Düzenleme, Türkçe eğitim veren üniversitelerin ya derslerin yüzde 30'unu İngilizce yapmasını ve hazırlık sınıfı açmamasını ya da hazırlık sınıfının seçmeli olmasını öngörüyor. Değişiklikle, öğretimleri Türkçe olan, ancak öğrencilerinin İngilizce öğrenmesini isteyen üniversiteler zor durumda kalacak. Vakıf üniversitelerinde ücretli olan hazırlık sınıflarıyla ilgili düzenleme, bu üniversiteleri ekonomik anlamda zorlayacak.
YÖK, yabancı dil eğitimine ilişkin 1996 tarihli yönetmeliği Aralık 2008'de değiştirdi. Yönetmeliğe göre, Türkçe eğitim veren üniversiteler, yabancı dil hazırlık sınıfını zorunlu olarak okutabiliyordu. Yönetmelikte, “Yabancı dille veya kısmen yabancı dille eğitim-öğretim yapılan programlar ile hazırlık sınıfının zorunlu olduğu Türkçe eğitim-öğretim yapılan programlara kaydolan öğrenciler, öğretim yılı başında açılacak Yabancı Dil Yeterlik Sınavı'na katılmaları ve bu sınavda başarısız olmaları halinde hazırlık sınıfına devam etmek zorundadır” hükmü yer alıyordu. Ancak Aralık 2008'de, Türkçe eğitim veren üniversitelerde zorunlu hazırlık sınıfı uygulaması kaldırıldı.

Yüzde 30 koşulu
Üniversitelerin “Yabancı dil öğretemeyeceğiz” tepkisi üzerine, Haziran 2009'da yapılan düzenlemeyle yeni hükümler getirildi. Derslerin Türkçe ve belirli bir yabancı dille karma olarak verildiği programlarda, kredi saatlerinin asgari yüzde 30'luk bölümünün yabancı dille verilmesi şartı getirilirken, yabancı dille okutulan derse yer verilmeyen programlarda hazırlık sınıfına devam zorunluluğu kaldırıldı. “Zorunlu hazırlık sınıfı” hakkı da, yüzde 30 yabancı dil dersi verilmesi koşuluyla iade edildi. Derslerinin yüzde 30'u İngilizce olmadığı için hazırlık sınıfı açamama durumu, vakıf üniversitelerini etkileyecek. Ücretli olan hazırlık sınıfları açılmazsa vakıf üniversiteleri ekonomik açıdan zorlanacak.

 

 

Çevrimdışı okuls

  • Uzman Üye
  • *****
  • 3.264
  • 1.325
  • 3.264
  • 1.325
# 31 Ağu 2009 11:44:51
Kimlik ve adres teyidi sistemi uygulamada

31 Ağustos 2009 10:10

Başta bankalar olmak üzere PTT, aracı kurumlar, sigorta şirketleri, noterler ve diğer yükümlülere, hesap sahiplerinin kimlik ve adres bilgilerini güncelleştirmeleri için tanınan süre bitiyor.

A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurumu (MASAK) tarafından hazırlanan ''Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik''teki kimlik tespitiyle ilgili düzenleme kapsamında bankalar, aracı kurumlar ve diğer yükümlülerden kimlik ve adres teyidi istenirken, 1 Nisan 2008 öncesi açılan hesaplarla ilgili kimlik ve adres bilgisi güncellemesi için verilen süre yarın doluyor.

Buna göre, sadece yeni değil, eski müşteriler için de kimlik ve adres teyidi gerekecek.

Düzenleme uyarınca bankalar ve diğer yükümlüler sürekli iş ilişkisi içinde kimlik tespiti yapamadığı ve iş ilişkisinin amacı hakkında yeterli bilgi edinemediği durumlarda iş ilişkisi tesis edemeyecek ve kendilerinden talep edilen işlemi gerçekleştiremeyecek. Kimlik ve adres teyidinin ardından da istenen işlemler gerçekleştirilecek.

Yetkililer, MASAK mevzuatı gereği mükellef sayılan bankalar ve diğer kuruluşlardan 1 Nisan 2008 tarihinden geçerli olmak üzere müşterilerini tanıma ilkesini getirildiğini hatırlatırken, 1 Nisan 2008 öncesi iş ilişkisi tesis edilen müşterilerin bilgilerin güncellenmesi konusunda da bankalar ve diğer yükümlülere süre verildiğini kaydetti.

Daha sonra bu sürenin uzatıldığını anlatan yetkililer, yarından itibaren de eski hesap sahipleri için de müşteriyi tanıma ilkesinin geçerli olacağını bildirdi.

Müşterileriyle sürekli iş ilişkisi bulunan yükümlülerin yaklaşık yüzde 95'ini bankalar oluşturduğuna işaret eden yetkililer, bankaların yanı sıra aracı kurumların da sürekli iş ilişkileri olduğunu belirtti.

Nüfus kanununda yapılan bir değişiklikle 4 ay önce bankalara da adres paylaşım sistemine ulaşma hakkı tanındığına da dikkati çeken yetkililer, bankaların bu sisteme girerek, müşteri bilgilerine güncellediklerini ifade etti. Yetkililer, bu şekilde adres teyidi ve müşteri tanıma ilkesinin tümüyle uygulanması konusunda herhangi bir engel kalmadığını bildirdi.

-BANKALARA UYARI YAZISI GÖNDERİLDİ-

Bu arada MASAK uygulama öncesi bütün bankalara birer uyarı yazısı gönderdi. Yazıda işlemlerde gerekli olan müşterinin tanınması için mevzuatta ve uygulamada her türlü kolaylığın getirildiğine dikkat çekildi ve bankaların adres paylaşım sistemine de ulaşabildiği hatırlatıldı.

MASAK'ın yazısında bankaların 1 Eylül'den sonraki işlemleri sırasında ''vatandaşları mağdur etmemeleri'' uyarısında bulunuldu.

-BANKALARI RAHATLATMAK İÇİN UYGULAMADA SÜRE 2 KEZ UZATILMIŞTI-

1 Nisan 2008'de yürürlüğe giren ''Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik'' ile 1 Temmuzdan sonra açılan hesaplar ve diğer işlemlerde müşteriden kimlik ve adres teyidi istenmesine ilişkin düzenleme kapsamında, 1 Nisandan önce açılan hesaplar için bankalar ve diğer yükümlülere 31 Aralık 2008'e kadar kimlik ve adres bilgilerini güncellemeleri için süre tanınmıştı.

Ancak bankalar ve diğer yükümlüleri rahatlatmak amacıyla eski hesap sahiplerinin kimlik ve adres teyidi işlemleri için kuruluşlara 6 ay ek süre verilmiş ve bu süre 30 Haziran 2009 tarihine uzatılmıştı.

Daha sonra bankaların 1 Nisan 2008 öncesi açıldığı belirtilen hesap sayısının 70 milyonu bulması ve bu güncelleme işleminini zaman alması nedeniyle uzatma talebinde bulunması üzerine de söz konusu süre en son 1 Eylül 2009 olarak tespit edilmişti.

Buna göre yükümlülerin, 1 Nisan 2008 öncesi sürekli iş ilişkisi içinde bulundukları müşterilerinin kimlik tespiti kapsamındaki bilgilerini 1 Eylül 2009 tarihi itibariyle kadar Yönetmeliğe uygun hale getirmesi gerekiyordu.

ANADOLU AJANSI

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK