Yorumsuz! : Haberler

Memur Hakkını KaybettiMemurlar, Kazanılmış Haklarını Dahi Kaybetti.

Hükümet, Memurlara Verdiği Sözleri Tutmuyor. Hükümetin Bütçe Dengesinde Memur Yok. Yetkili Sendikalar, Hükümete Çanak Tuttu

31 Ağustos 2009 00:00

Hükümet Sözünü Tutmadı

Memur maaşlarına 2010 yılında yapılacak zammın görüşüldüğü Toplu Görüşmeler 7. turun ardından uzlaşmazlıkla neticelenerek sona erdi.

Hükümetin yüzde 2.5 artı 2.5 zam önerisini, memurların onaylamalarının mümkün olmadığını söyleyen Bağımsız Eğitimciler Sendikası (BES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Bu yıl 8. si yapılan Toplu görüşmelerde geçmiş yıllarda olduğu gibi memurlar lehine bir kazanım elde edilemediğini belirterek, "Bilanço, bu yılda sıfıra sıfır elde var sıfır olmuştur" dedi.

 

Memurlar, Kazanılmış Haklarını Dahi Kaybetti

BES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Toplu Görüşmelerde, yetkili sendikaların kamu çalışanlarına yeni haklar kazanmak bir tarafa kazanılmış haklarını dahi koruyamadığını, bugüne kadar yapılan toplu görüşmelerde memurların, asgari geçim indirimi, gerçekleşen enflasyon artı refah payı kadar maaş artış uygulaması, muayene ve tedavi katkı payları, ilaç bedellerinden yüzde 20 oranında katkı payı alınması, eş değer ilaçlardan fiyat farklı alınması, emekli sandığı şahıs kesintilerinin yüzde 15'den yüzde 16'ya yükseltilmesi, kamu görevlilerinin (m.b.) sunulan sağlık ve sosyal hizmetlerinin kısıtlanması, emekli olacakların yaşlılık aylığının azalması, eşit işe eşit ücreti öngören kararnamenin uygulamadan kaldırılması gibi onlarca kazanılmış haklarını kaybettiklerini kaydetti.

 

Hükümet, Memurlara Verdiği Sözleri Tutmuyor

Toplu Görüşmelerde yetkili sendikaların hükümetten öncelikle kazanılmış hakların güvenceye alınacağına dair yazılı belge alması ve maaş artışlarını enflasyon öngörüsü ile belirleyen hükümetin ortaya çıkan enflasyon farkını bir sonraki aydan itibaren refah payı da eklenmek suretiyle aylıklara yansıtacağına dair yazılı taahhütte bulunması gerektiğini belirten Gürkan Avcı, Hükümet bu yıla kadar yapılan tüm görüşmelerde varılan mutabakatların hiçbirine uymamıştır. Hükümet memurlara verdiği sözlerin hiçbirini tutmamıştır. Maalesef bu yılda Toplu görüşmeler, toplu oyalamaya dönüşmüştür. Hükümet, 2 milyon memuru, gözlerinin içine baka baka oyalamıştır, dedi.

 

Hükümetin Bütçe Dengesinde Memur Yok

Hükümetin, izlediği yanlış politikalar ve neo-liberal yaklaşımlar yüzünden gittikçe bozulan bütçe dengelerini gözetme gerekçesiyle memurları mağdur ettiğini ifade eden Gürkan Avcı, Hükümetin bütçe dengesi dediği şeyde memur yok. İşçi yok. Çiftçi yok. Yoksul yok. Emekli yok. Milyonlarca işsiz genç yok. Hükümetin bütçe dengesi dediği şeyde küresel patronlar ve yerli distribütör işadamlarının parmağı var. Biz de bu dengeleri bozmaya ant içtik. Biz onurlu memurlar, biz bağımsız eğitimciler hükümetin oyununu bozacağız. Biz hükümetle birlikte aile fotoğrafı çektiren konfederasyon başkanlarının oyununu da bozacağız. Biz kendi ailemizin arasında, kamu görevlilerinin arasında poz vermeye devam edeceğiz. Toplu Görüşme mücadelesinden 'Oynamıycam' diyen marazlı bir çocuk gibi kaçarak ucuz kahramanlık yapan KESK, Toplu Görüşmeleri yürüten Bakan Hayati Yazıcı'nın yanında uslu çocuk gibi oturan Memur-Sen ve utangaç, sakar, beceriksiz çocuk gibi duran Kamu-Sen kimin onurluca mücadele verdiğini, kimin gerçek sendika olduğunu görecektir. Toplu Görüşmeler, hükümet ve sözde yetkili sendikalar bizim için bitmiştir. Ancak, mücadelemiz asıl bundan sonra başlayacaktır, dedi.

 

Yetkili Sendikalar, Hükümete Çanak Tuttu

Ürkek, beceriksiz ve etkisiz yetkili sendikalar nezaretinde Toplu görüşmelerin 15 gün değil, 15 yüzyıl yapılması halinde bile hiçbir şeyin değişmeyeceğini söyleyen Gürkan Avcı, Memur Sen, Kamu Sen ve KESK yüzünden memurların düştüğü durum içler acısıdır. Yetkili sendikalar, hükümetin yüzde 2,5 zam vererek memurla alay etmesine adeta çanak tutmuşlardır. Atı alan hükümet Üsküdar'ı geçmiştir. Artık yetkili sendikaların tepki gösterme ve eylem tehditleri "dostlar alışverişte görsün" tabirinden öteye geçmeyecektir. Kazanılmış hakları dahi koruyamayan, taleplerini, tepkilerini ve eylemlerini ortaklaştıramayan, toplu görüşmenin ciddiyetinden habersiz bulunan yetkili sendikalarla memurların beklentilerinin karşılanması ve sorunlarının çözülmesi asla mümkün değildir. Memurlar sendika üyelik tercihlerini gözden geçirmedikleri takdirde, siyasi sendikaların istismarlarına kapılmaya devam ettikleri müddetçe, yetkili ama etkisiz bu sendikaları sendika mezarlığına göndermediği sürece 8 yıldır yaşadıkları hüsrana yenilerini eklemeye mahkum olduklarını unutmamalıdırlar, dedi.

 

Hükümet de, AB'de Kılını Kıpırdatmıyor

Her yıl 15 Ağustos'ta başlayan görüşmelerin 'Toplu Görüşme' değil 'Toplu Sözleşme' adı altında yapılmasının bir elzem haline geldiğini söyleyen BES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Toplu görüşme sisteminin kamu görevlilerinin menfaatine olmadığını ve aradan geçen 8 yıllık süre içinde bunun açıkça ortaya çıktığını kaydederek, Toplu görüşmeler, memurların taleplerini değerlendirmek yerine hükümet lehine tek taraflı dayatmalarla sonlanmaktadır. Etkisiz ve beceriksiz yetkili sendikalarında tuz biber olmasıyla hiçbir yaptırımı olmayan toplu görüşme sürecinin sonucunda hükümetler kendi bildiklerini uygulamışlar ve kamu çalışanlarını yoksulluğa mahkum etmişlerdir. Oysa toplu sözleşme ve grev hakkı memurların evrensel haklarının başında yer almaktadır. Her konuda AB kriterlerini referans gösteren hükümetin ve AB komiserlerinin memurlara Toplu Sözleşme ve grev hakkı verilmesi noktasında kıllarını kıpırdatmıyor olması da oldukça manidardır, dedi.

BASINDAN...

Öğrencilerin harç izdihamı

 

Onsekiz Mart Üniversitesi'ne kayıt yaptırmak için sabah erken saatlerden itibaren Çanakkale'ye gelen öğrenci velileri, harç paralarını yatırmak için Ziraat Bankası önüne akın edince izdiham yaşandı.


Sabahın erken saatlerden itibaren aileleri ile birlikte Çanakkale'ye gelmeye başlayan öğrenciler, gerekli evrakları tamamlayıp kayıtlarını yaptırmak için çalışmalara başladı.

Ancak kayıt yaptırmadan önce harç paralarının yatırılması gerektiğini öğrenen öğrenci velileri, kordon boyunda bulunan Ziraat Bankası'na gitmek zorunda kaldı. Aynı anda yüzlerce öğrenci velisi banka önüne akın edince izdiham yaşandı.

Veliler kendi aralarında topladıkları isim listesine göre sıra yapmak isterken bir süre sonra kalabalık artınca ortalık karıştı. Zaman zaman sıra kavgasının da yaşandığı banka önünde velileri sıra ile içeriye almak isteyen görevliler büyük sıkıntı yaşadı. Kalabalığın aynı anda içeriyle girmek istemesiyle girişte bulunan banka görevlileri ezilme tehlikesi atlattı.

Öğrenci velileri harç paralarının tek bir banka tarafından alınmasına tepki göstererek, "Bu paralar diğer devlet bankaları tarafından da alınabilirdi. Yapılan bu uygulama burada böyle bir izdihamın yaşanmasına sebep oldu. Bizler değişik illerden saatler süren yolculuk sonunda buraya geldik. Burada adeta çile çekiyoruz" dedi.
 

 
Üniversite Kayıtları Başladı

Üniversitelere bu yıl başlayacak öğrencilerin kayıt işlemleri bu sabahtan itibaren başladı.

Üniversitelere bu yıl başlayacak öğrencilerin kayıt işlemleri bu sabahtan itibaren başladı.

Üniversitelerin belli bölümünü kazananlar, kazandıkları programlar için belirlenen günde kayıt için başvuruyor. Kayıt için belirlenen gün ise adayların sınav sonuç belgesinde yer alıyor. Adaylar kendilerine bildirilen günde, gerekli belgelerle birlikte ilgili üniversiteye başvurarak kayıt yaptırabiliyor. Bildirilen süre içinde kayıt için başvurmayan veya kayıt işlemlerini tamamlamayan adaylar haklarını kaybedecek.

KAYIT İÇİN BİZZAT BAŞVURU-

Kayıt için adaylar bizzat üniversiteye başvuruyor. Postayla kayıt yaptırılmıyor. Belirtilen tarihlerde kayıt yaptırmayan adaylar hak iddia edemiyor. Üniversiteler, kayıt yaptıracak adaylardan sağlık kurulu raporu isteyebilecek.

Anadolu Üniversitesi Merkezi Açıköğretim Programlarını kazanan adayların kayıt işlemleri ve kayıt tarihi için Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne başvurmaları gerekiyor.

-SADECE VATANDAŞLIK NUMARASI-

Üniversitelere yaptırılacak kayıtla ilgili YÖK tarafından yayınlanan genelgeye göre, öğrencilerden yükseköğretim kurumları tarafından nüfus cüzdanı ve ikamet imuhaberi istenmeyecek. Kayıt sırasında sadece vatandaşlık numarası sorulacak. Öğrencilerden Öğrenim katkı bedeli haricinde de her ne ad altında olursa olsun hiçbir ücret talep edilmeyecek.

-EK YERLEŞTİRME-

Bu arada, üniversitelere kayıtların tamamlanmasının ardından, merkezi yerleştirmede boş kalan kontenjanlar ile kayıtlar sonucunda boş kalan kontenjanlara ek yerleştirme yapılacak. Üniversiteler kayıtlardan sonra boş kalan kontenjanları ÖSYM'ye bildirecek. Buna göre ek yerleştirme başvuru tarihleri ise ÖSYM tarafından duyurulacak.

ÖSS merkezi yerleştirme sonucuna göre, üniversitelerde lisans programlarında 26 bin 643, ön lisans programlarında 61 bin 959 kontenjan boş kaldı. 

Koncuk: Sözleşmeliler de 'il emrine' atansın!
1 Eylül 2009 16:11

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Koncuk, sözleşmeli öğretmenlere de ''il emrine atanma hakkının'' verilmesi için imza kampanyası başlattıklarını bildirdi.

Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada özür grubu atama başvuruları tekrar alınarak kadrolu öğretmenlere ''il emrine'' atanma hakkının verildiğini anımsattı.

Aynı hakkın sözleşmeli öğretmenlere verilmemesini eleştiren Koncuk, ''Sözleşmeli öğretmenlerimizin mağduriyetleri bakanlık tarafından sürekli olarak görmezden gelinmektedir'' dedi.

Sözleşmeli öğretmenlere de ''il emrine atanma hakkının'' verilmesi gerektiğini belirten Koncuk, şunları kaydetti:

''Sendika olarak sözleşmeli öğretmenlere bu hakkın verilmesi için imza kampanyası başlatıyoruz. Sözleşmeli öğretmenlerimiz dilekçe ile çalıştıkları kurumlara başvuru yaparak 'il emri'' hakkının kendilerine de tanınmasını talep edecekler. Yapılan bu talebe verilecek olan olumsuz cevaplarda sendikamız sözleşmeli öğretmenlerimize hukuki destekte bulunmak suretiyle konunun yargıya taşınmasında yardımcı olacaktır. Yıllardır yapılan kadrolu-sözleşmeli ayrımcılığının artık sonlandırılması gerekmektedir.''

Koncuk, konuyla ilgili dilekçe örneğinin sendikanın internet sitesinde yayımlandığını belirtti.

ANADOLU AJANSI

 
OYP göre 'tercihinde yükselme' sonuçları

 


Fen, Anadolu, sosyal bilimler liseleri ve bazı meslek liselerine Ortaöğretim Yerleştirme Puanlarına (OYP) göre ''tercihinde yükselme'' sonuçları açıklandı.


Öğrenciler sonuçları Milli Eğitim Bakanlığının '' [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] '' internet adresinden öğrenebilecek.

Tercihinde yükselme işlemine toplam 213 bin 946 aday başvururken, 78 bin 785 aday asil olarak bir yere yerleşmeye hak kazandı, 11 bin 374 aday da mülakatla girilecek bir okula girme hakkı elde etti.

Daha önceki tercihine yerleşen, yerini koruyan aday sayısı 31 bin 592, tercihinde yükselmede daha üst bir tercihini kazanan aday sayısı 13 bin 525 olarak belirlendi. 45 bin 42 aday ise daha önce kazanamadığı halde tercihinde yükselmede bir okula yerleşme şansı elde etti.

Tercihinde yükselme sonuçlarından sonda okullarda toplam bin 312 kontenjan boş kaldı. Buna göre, Erkek Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlı Anadolu Teknik ve Anadolu Meslek Liselerinde 39, Kız Teknik Öğretim Genel Müdürlüğüne bağlı Anadolu Teknik ve Anadolu Kız Meslek Liselerinde 769, Ticaret Turizm Genel Müdürlüğüne bağıl okullarda 389, Anadolu İmam Hatip Liselerinde ise 115 kontenjan boş bulunuyor.

-KAYITLAR-

Kayıtlı olduğu okulu tercihinde yükselme işlemi sonucunda yeniden kazanan öğrenci, bu okula tekrar kayıt yaptırmayacak, kaydı sistem tarafından doğrudan yapılacak. Ancak, veli tercihinde yükselme için talepte bulunduktan sonra okuldan kayıtla ilgili öğrencini evrakını aldıysa, tercihinde yükselme sonucunda yeniden aynı okulu kazanması durumunda yeni kayıt yaptırması gerekiyor.

Kayıtlı olduğu okuldan farklı bir okula tercihinde yükselme işlemi sonucunda kayıt hakkı kazanan öğrencinin, en son kazandığı okula kayıt yaptırma zorunluluğu bulunuyor.

Tercihinde yükselme sonrasında özel yetenek, mülakat/mülakat ve beden yeterliliği sınavı sonucuna göre öğrenci alan okullar dışındaki okullara kayıt hakkı kazanan öğrenciler 1-7 Eylül 2009 tarihleri arasında kayıt yaptıracak.

Özel yetenek, mülakat/mülakat ve beden yeterliliği sınavıyla öğrenci alan okulların boş kontenjanları 5 Eylül 2009 tarihinde ilan edilecek.

Tercihinde yükselme sonucuna göre Anadolu mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları, Anadolu Tarım Meslek liseleri, Tarım Meslek Liseleri, Adalet Meslek Liseleri, Anadolu Tapu ve Kadastro Meslek Lisesine yerleşen öğrencilerin kesin kayıt işlemleri tamamlandıktan sonra bu okullarda açık kontenjan kalması veya tercih listeleri yayımlandıktan sonra kurum açılması durumunda OYP esas alınarak ön kayıt yoluyla öğrenci kabul edilebilecek.




 

 
Üniversiteliye Terör uyarısı


Cumhuriyet Üniversitesi'ne (CÜ) yeni kayıt olacak öğrencilere yardım amacıyla kurulan öğrenci kayıt danışma masalarında, polisler tarafından, broşür dağıtıldı.
Cumhuriyet Üniversitesi'ne (CÜ) yeni kayıt olacak öğrencilere yardım amacıyla kurulan öğrenci kayıt danışma masalarında, polisler tarafından, öğrencilere ve velilerine terörle mücadele konulu broşürler dağıtılıyor.
 
CÜ'de 2009-2010 akademik yılı öğrenci kayıtları, dün başladı. Yeni kayıt yaptıracak öğrencilere yardım amacıyla kent meydanı, her yıl olduğu gibi bu yıl da şehirler arası otobüs terminali ve üniversite kampüsünde öğrenci kayıt danışma masaları kuruldu.
Özellikle kent dışından gelen öğrenciler ve velilerin yardım aldığı masalarda, üniversite ve Yurt-Kur personelinin yanı sıra Sivas Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü personeli de görev yapıyor.
 
Sivas Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nce hazırlanan terörle mücadele konulu broşürlerin yanı sıra üniversiteyi ve Sivas'ın tarihi ve turistik mekanlarını tanıtan broşür ve bültenler dağıtılıyor.
Öğrenci kayıt danışma masalarında, kayıtların sona ereceği 7 Eylül'e kadar hizmet verileceği bildirildi.

 
YARINLAR İÇİN MÜCADELE
Öğrencilere ve velilerine dağıtılan terörle mücadele konulu broşürlerden birinin kapağında, Atatürk'ün "Gençler, cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız" sözüne yer veriliyor.
 
Yarınlar için terörle hep birlikte mücadele edilmesi gerektiği vurgulanan broşürlerde, gençlere öğütlerde bulunularak, hayatlarının bu döneminde onları karanlıklara çekmek isteyen terör örgütlerinin sinsice hazırlanmış tuzaklarına düşmemeleri isteniyor.
 
Anne ve babalara çocuklarını terör örgütlerinden korumaları için çeşitli önerilerde de bulunulan broşürlerde, ailelere düşen görevler sıralanıyor.

T.C.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
Personel Genel Müdürlüğü


Sayı: B.08.0.PGM.0.23.01.02.32-2207/73665 27/08/2009

Konu: Ek ders ücreti


………………… VALİLİĞİNE
(İl Millî Eğitim Müdürlüğü)


İlgi:Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar.


Bakanlığımıza bağlı eğitim kurumlarında görevli yönetici ve öğretmenler ile merkez ve taşra teşkilâtının diğer görevlilerinin aylık ve ek ders ücreti karşılığında okutacakları veya okutmuş sayılacakları haftalık ders saatlerinin sayısı, ders görevi alacakların nitelikleri ve benzeri diğer hususlar, 16/12/2006 tarihli ve 26378 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 1/12/2006 tarihli ve 2006/11350 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 01/07/2006 tarihinden itibaren yürürlüğe konulan ilgi Karar ile belirlenmiştir.


Bilindiği gibi, 10/5/2008 tarihli ve 26872 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 18/4/2008 tarihli ve 2008/13567 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan değişiklikle söz konusu Karar'ın 16'ncı maddesinin (b) bendinde yer alan "ve bir ayda dört günü geçmemek üzere ayakta görülen tedavi nedeniyle" ibaresi madde metninden çıkarılmıştı.


Bu değişikliğin iptali istemiyle açılan davada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 18/6/2009 tarihli ve YD. İtiraz No: 2009/121 sayılı kararla söz konusu değişikliğin yürütülmesi durdurulmuştur. Dolayısıyla, ilgi Karar'ın 16'ncı maddesinin (b) bendi hükmü değişiklikten önceki; "İl düzeyinde millî ve mahallî bayramların kutlamaları için kurulan hazırlık komitelerinde görevlendirilen yönetici ve öğretmenler, millî ve mahallî bayramların hazırlık çalışmalarına katılan yönetici ve öğretmenler, söz konusu bayramların hazırlık çalışmalarına ve törenlerine sınıf veya okul bütünlüğünde katılan öğrencilerin öğrenim gördüğü eğitim kurumlarının yönetici ve öğretmenleri ile millî bayramlar nedeniyle tatil edilen günlerde ve bir ayda dört günü geçmemek üzere ayakta görülen tedavi nedeniyle ders görevlerini yerine getiremeyen yönetici ve öğretmenler, bu sürelerde üzerlerinde bulunan aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim ve hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılırlar." şekliyle uygulanmak durumundadır.


Bu çerçevede;


1)Sözü edilen yargı kararının verildiği tarihten itibaren olmak üzere yönetici ve öğretmenlerden bir ayda dört günü geçmemek üzere il içinde veya dışında olduğuna bakılmaksızın ayakta görülen tedavi nedeniyle ders görevlerini yerine getiremeyenler, yine bu günlerde üzerlerinde bulunan aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim ve hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacaklardır.


2)Ayakta görülen tedavinin bir ayda dört günü geçmesi halinde, dört günden fazla olan günler için ders ve ek ders görevi yapılmış sayılmayacaktır. Diğer taraftan, 657 sayılı

Devlet Memurları Kanunu'nun 105'inci maddesine göre yatarak görülen tedavi süreleri raporlu olarak değerlendirildiğinden, yatarak görülen tedavi süreleri bu dört günün içinde değerlendirilmeyecek, dolayısıyla yatarak görülen tedavi günleri için de ders ve ek ders görevi yapılmış sayılmayacaktır. Bakmakla yükümlü olunan aile fertlerine hastalıkları sırasında refakat edilmesinde de aynı şekilde ders ve ek ders görevi yapılmış sayılmayacaktır.


3)375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 3'üncü maddesine göre ek ödemeden yararlanamayan personel kapsamında olan ilgi Karar'ın 10'uncu maddesinin 1 'inci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde unvanları sayılan personelin ek ders ücreti ödemeleri, bu yazıda yapılan açıklamadan bağımsız olarak değerlendirilecektir.

Bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.


Necmettin Yalçın
Bakan a.
Genel Müdür

  OTO-PİLOT DEVRE DIŞI

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yeni kabinesinde yaklaşık beş ay önce Milli Eğitim Bakanlığı görevine gelen Nimet Çubukçu, kendi kadrosunu oluşturarak selefi Hüseyin Çelik döneminin izlerini siliyor.


Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, eski Bakan Çelik döneminde atanan bazı üst düzey bürokrat ve yöneticileri görevden almaya hazırlanıyor.

Bakan Çubukçu, değişime, İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ata Özer’i alarak başladı. Aralarında genel müdür ve müsteşar yardımcılarının da olduğu görevden alma kararlarına ilişkin kararname, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayına sunulmak üzere Çankaya Köşkü’ne gönderildi.

Son sayı 25’i bulacak

İlk aşamada 7- 8 kişiden oluşan görevden alma ve atama kararlarının, bugün ya da yarın Resmi Gazete’de yayımlanması bekleniyor. İkinci aşamada bazı daire başkanları ve şube müdürlerinin görevinden alınacak. Böylece, Bakan Çelik döneminde atanan yaklaşık 25 üst düzey bürokrat görevden uzaklaşmış olacak.

İşte gidecekler

Görevden alınacak isimlerin başında, EĞİTEK Genel Müdürü Nizami Aktürk geliyor. Aktürk, 2003’te, Çelik döneminde bu göreve getirilmişti. Müsteşar Yardımcıları Salih Çelik, Abdüssamet Arslan, Remzi Kaya ve Sadettin Sabaz’ın da görevlerine son verilecek. Remzi Kaya, 2007’de Personel Genel Müdürlüğü görevinden Müsteşar Yardımcılığı’na getirilmişti. Sadettin Sabaz da, 2008’de Ticaret ve Turizm Öğretimi Genel Müdürü görevinden Müsteşar Yardımcılığı’na atanmıştı. Personel Genel Müdürlüğü’ne 2008’de atanan Necmettin Yalçın’ın da görevden alınacağı belirtilirken, Çelik’in danışmanı Hamza Aydoğdu’nun, Çubukçu’nun görevi devralmasının ardından getirildiği Personel Genel Müdür Yardımcılığı görevine son verilecek. Ortaöğretim Genel Müdürlüğü görevine Şubat 2009’da getirilen Emin Gürkan’ın da görevinden alınacağı belirtiliyor.

Hürriyet'ten alıntıdır.

Uzlaştırma Kurulu da memura 4+4 zam önerdi


ANKARA - Hükümetle memur sendikaları 2010 zam ve sosyal haklarını belirlemek üzere 15 Ağustos’ta toplugörüşme masasına oturmuştu. Sendikalar görüşmelere ilk yarı yıl için yüzde 5 ikinci yarıyıl için yüzde 6 zam (5+6) isteğiyle başlamıştı. Sendikalar en düşük memur maaşının da 1219 lira olmasını istiyordu. Hükümetin teklifi ise yüzde 2+2 olmuştu. Daha sonraki görüşmelerde sendikalar zam isteklerini 4+4’e çekmiş, hükümet 2.5+2.5’e çıkıp bu noktada ısrar edince uyuşmazlık imzalanmıştı.
Yasa gereği uzlaşmazlık zaptı tutulduğu için konu Uzlaşma Kurulu’na gitmişti. Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız Uzlaştırma Kurulu’ndan çıkacak sonucu kabul edeceklerini belirterek, hükümetin de bu karara uymasını istemişti. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Başkanı Mustafa Kılıçoğlu ve 4 öğretim üyesinden oluşan Uzlaştırma Kurulu, memur maaşlarına gelecek yılın ilk ve ikinci altı ayında yüzde 4’er zam yapılmasını önerdi. Açıklamayı Kurul Başkanı Mustafa Kılıçoğlu yaptı. Dün Ankara’daki Çalışma Bakanlığı’nda bir açıklama yapan Kılıçoğlu, “Uyuşmazlık tutanağında ilk 6 ay için yüzde 2.5+2.5 zam önerilmişti. Sendikalar ise farklı teklifte bulunmuştu. Biz bu uyuşmazlığı bu oranlarla (4+4) çözümlemeye çalıştık” dedi.

Kararımıza uyulmalıdır
Kılıçoğlu, enflasyonun bu oranların üzerinde gerçekleşmesi halinde farkın maaşlara yansıtılması kararı verdiklerini kaydetti. Kılıçoğlu, böylece memur maaşlarına gelecek yıl yüzde 8 artış önerdiklerine dikkat çekti. Kılıçoğlu kurul kararına bugüne kadar hiç uyulmamasını şöyle değerlendirdi: “Avrupa Birliği-Türkiye İstişare Komitesi’nin Paris’te 18-19 Kasım 2008’de yaptığı toplantının 24. maddesinde, ‘Uzlaştırma Kurulu’nun kararları kabul edilmelidir’ şeklinde tavsiye var. Biz de kararın kesin olmasını önerdik.” Kurulun kararı, bağlayıcı değil. Karardan sonra hükümet ve memur sendikaları bir araya gelecek. Bu toplantıda alınan karar, Bakanlar Kurulu’na iletilecek. Son kararı bakanlar verecek.

(Radikal)

İlginç bir ilan!
Anjio için hastayı sıkıştırmaya tenezzül etmeyecek kardiyolog aranıyor.
Gereksiz tetkik ve ameliyatlar, eleman alımı ilanlarına yansıdı. Kardiyoloji uzmanı alımı için geçtiğimiz günlerde yayınlanan "Kardiyoloji Çalışma Arkadaşı Aranıyor" başlıklı gazete ilanında hem doktorların çektiği sıkıntılar anlatılıyor hem de dolaylı biçimde hastane yönetimleri eleştiriliyor. Kardiyologta aranan özellikler arasında, "Anjio için hastayı sıkıştırmaya tenezzül etmemek"in yanında "Okur Yazar" olmak gibi ilginç bir istek de yer alıyor. Çalışılacak ortam ise, "Bugün kaç tane anjio çıkardın, baypas çıkardın, ne kadar tetkik istedin? sorusuna maruz kalmadan, kardiyologluk yapmanın keyfini sürmek isteyen" sözleriyle tanımlanıyor.

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Hüseyin Demirdizen, gereksiz tetkik ve ameliyatlar yüzünden hastalar için Türkiye'de ciddi endişeler oluştuğunu söyledi. Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği Başkanı Reşat Bahat da "Bununla ilgili olarak vatandaşın haklı olduğu konular vardır. Ancak bakanlık bu tür suistimalleri gün gibi ortaya çıkarır, çıkarıyor da" dedi.

Bir özel hastanede çalıştığını belirten ve adının açıklanmamasını isteyen doktor, "Bu ilanla ne amaçladınız.?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

"Ben böyle, bu özelliklerde bir çalışma arkadaşı arıyorum. İlanda ne yazılıyorsa o. İlanı polemik yaratmak, kimseyle kavga çekişme için yada birşeyleri test için vermedim. İşimi severek, düzgün yapıyorum. Doktorluğumla ortadayım. Gazetelerde adım çıkarsa çalışamam" dedi.

Doktorun aradığı kardiyologdaki özellikler ilanda şöyle sıralandı:

"Kardiyoloji Çalışma Arkadaşı Aranıyor...!

* Kardiyoloji uzmanı,

* Sorumluluk ve risk alabilen, genç ve dinamik ekip olarak çok çalışabilecek,

* Gerektiğinde poliklinik, eko, holter, anjiografi, serviste hasta takibi sırasında ayrım yapmadan çalışabilecek,

* Semptom pozitif efor testi yapıp size anjiografi lazım diye hastayı sıkıştırmaya tenezzül etmeyecek,

* Talyum negatif, efor negatif hastanın damarına stent koymayacak,

* Okur yazar,

* Bugün kaç tane anjio çıkardın, baypas çıkardın, ne kadar tetkik istedin sorusuna maruz kalmadan, kardiyologluk yapmanın keyfini sürmek isteyen,

* Kardiyoloji, kalp cerrahisi, radyolojinin ekip olarak çalışabildiği bir ortamda çalışmak isteyen kardiyologlar aranmaktadır."

Vatan

Engelliler için ana okulu açılacak
{ 7 Eylül 2009 }
 
Antalya Milli Eğitim Müdürü Osman Nuri Gülay, bu yıl Türkiye'de ilk kez Antalya'da eğitilebilir zihinsel engelliler ve görme engelliler için ana okulları açılacağını bildirdi.


Osman Nuri Gülay, yaptığı açıklamada, 2009-2010 eğitim ve öğretim yılının 14 Eylülde başlayacağını, bu yıl Antalya'da ilköğretime 31 binden fazla öğrencinin kayıt yaptırdığını ifade etti.

Kayıtların 24 Eylüle kadar süreceğini belirten Gülay, “Antalya'da ilköğretim okullarında geçen yıl toplam 355 bin öğrenci eğitim gördü. Bu yıl bu sayı, göç ile artacaktır” dedi.

Gülay, 14 Eylül tarihinde ana okulları ve ilköğretim okullarının birinci sınıflarının derslere başlayacağına işaret ederek, şöyle konuştu:

“Açacağımız 7 ana okulumuzda bu yıl Türkiye'de ilk kez Antalya'da eğitilebilir zihinsel engelliler ve görme engelliler ana okulları açıyoruz. Görme engelliler için de merkeze bağlı Kepez ilçesinde Rehberlik Araştırma Merkezinin iki sınıfını donattık ve görme engelliler için ana sınıfı oluşturduk. 4-6 yaş arası çocuklarımıza okul öncesi eğitim verilirken, engelli çocuklarımızı da unutmadık.”

Osman Nuri Gülay, engelli öğrencilerin okula gidiş gelişlerinin de Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ücretsiz olarak sağlanacağına dikkati çekti.

GÖÇ SORUNU

Bu yıl Antalya'da 97 okulu onarıma aldıklarını anlatan Gülay, bu okulların onarımı için 7.5 milyon TL harcanacağını, Antalya'nın yoğun göç aldığı için sürekli okul yapmak zorunda kaldıklarını belirtti.

“Antalya'ya sadece göçten gelen çocuklar için her yıl 24 derslikli 10 okul yapılması gerekiyor” diyen Gülay, bunun maliyetinin 50 milyon TL olduğunu, göçle gelenler için Antalya'da her yıl 50 milyon TL'lik eğitim yatırımı yapılması gerektiğini kaydetti.

Antalya'da derslik başına öğrenci mevcutlarının 3-4 yıl önce 60 civarında olduğunu dile getiren Gülay, bunu Antalya il merkezinde 40'lara düşürdüklerini, hedeflerinin yıl sonunda sınıf mevcutlarını 35'lerin altına çekmek olduğunu belirtti.

Antalya'da bu yıl 372 derslikli 30 okulun eğitime hazır hale geldiğini vurgulayan Gülay, ayrıca 750 öğretmenin de il için nakillerinin yapıldığını kaydetti.

BİLİM SANAT MERKEZİ AÇILACAK

Osman Nuri Gülay, Antalya'da Gazi Mustafa Kemal İlköğretim Okulunun en üst katının Bilim Sanat Merkezi haline getirildiğini bildirdi.

Bilim Sanat Merkezi'nin Antalya için çok geç kalmış bir yatırım olduğuna işaret eden Gülay, şöyle konuştu:

“Antalya'dan çok daha küçük illerde 15 yıl önce bilim sanat merkezleri açıldı. Şu anda Türkiye'de 37 bilim sanat merkezi var. Gazi Mustafa Kemal İlköğretim Okulunun en üst katı bu amaçla dizayn edildi. Müdür ve personel tayin edildi. Laboratuvarların ihaleleri yapıldı. Donatım malzemeleri geldi. Bakanlık sınavla öğretmen tayini yapacak. Ekim ayının ilk haftalarında bakanlıktan gelen bir test öğrencilere uygulanacak. Bakanlık uzmanları ön testi geçen 3 ve 4. sınıf öğrencilerine sınav yaparak çocukların yeteneklerini tespit edecek. Bu sınavlarda büyük ihtimalle 60-70 öğrenci seçilecek. Çocukların zihinsel ve sanatsal yetenekleri belirlenecek. Sanatsal yeteneğe sahip olanlar müzik, resim dallarında, diğerleri ise bilimsel dallarda okul harici programlar verilerek liseyi bitirene kadar burada yetişecekler. Amacımız burada ülkemize yararlı bilim ve sanat adamları yetiştirmektir. Buraya çok önem veriyoruz. Burası ilin lokomotifidir. Ayrıca bu çocuklarımız proje bazlı yetişecekler. Yaşadıkları kentin kalkınması için proje üretecekler, yerel yönetimlerle ortak çalışacaklar.”

Gülay, Bilim Sanat Merkezinde çalışmaların Ekim-Kasım aylarında başlayabileceğini sözlerine ekledi.



Hürriyet
 

Danıştay, usta öğreticiliği iptal etti,
 32 ilde zorunlu okulöncesi eğitim tehlikede

8 Eylül 2009 07:00

Yeni eğitim sezonunda 32 ilde zorunlu olacak okulöncesi eğitim, Danıştay'ın 'usta öğreticilik' sistemini iptal etmesi yüzünden tehlikeye girdi. Bu yıl 22 bin anasınıfı öğretmenine ihtiyaç duyan MEB, Maliye Bakanlığı'ndan 17 bin sözleşmeli öğretmen kadrosu istedi. Maliye'den olumlu cevap alınamazsa, okulöncesine kayıt yaptıran minikler öğretmensiz kalma riskiyle karşılaşacak.

Danıştay, okulöncesinde öğretmen yerine usta öğretici görevlendirilemeyeceği gerekçesiyle 'usta öğreticilik' sistemini geçen hafta iptal etti. Bu karar, yeni öğretim sezonundan itibaren 32 ilde zorunlu olması planlanan anasınıfı eğitimini sıkıntıya düşürdü. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 10 yıldır uygulanan sistemin kaldırılması üzerine çareyi Maliye Bakanlığı'ndan 17 bin 'sözleşmeli öğretmenlik' kadrosu istemekte buldu. Ancak Maliye'nin, 'yetersiz bütçe imkanları' sebebiyle bu kadar kadro vermeye sıcak bakmadığı belirtiliyor. Çözüm için Milli Eğitim ve Maliye bakanlarının devreye gireceği ifade edilirken bu hafta içinde yapılacak görüşmelerde sözleşmeli kadro sayısının netleşmesi bekleniyor.

Her yıl 800 TL civarında ücretle 17 bin 'usta öğretici' çalıştıran MEB, bu seneki ihtiyacı merkezi sistemle ve sadece 'okulöncesi öğretmenliği bölümü' mezunlarından karşılayacaktı. 2009-2010 eğitim-öğretim yılı için 17 bin kadrosuz usta öğretici alacağını duyurmuştu. Başvuruları da almaya başlayan bakanlık, Danıştay Nöbetçi Dairesi'nden gelen karar üzerine müracaatları iptal etmek zorunda kaldı. 31 Ağustos-11 Eylül arasındaki başvurular için 3 bine yakın adayın müracaat ettiği öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre anasınıfları için acil 22 bin 'öğretmene' ihtiyaç duyuluyor. Bu açığın 14 Eylül'de atanacak 5 bin 356 sözleşmeli ve kadrolu okulöncesi öğretmeniyle kapatılması mümkün görünmüyor. Dolayısıyla bakanlığın 17 bin sözleşmeli öğretmenlik kadrosunu alması gerekiyor. Zorunlu okulöncesi eğitimin başlayacağı 32 ildeki öğrenci kayıtlarının geçen yılı katladığı bildiriliyor. 2008'de anasınıfına devam eden 804 bin öğrenciye 17 bin usta öğretici ve 24 bin kadrolu öğretmenle eğitim verilmişti.

Danıştay Nöbetçi Dairesi, Eğitim Sen'in, MEB Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü'nün 2 Temmuz 2009 tarihli 'Kadrosuz Usta Öğretici Görevlendirilmesi' konulu genelgesi ile bu genelgenin eklerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması için açtığı davayı 3 Eylül'de sonuçlandırmıştı. Kararda, "Okul öncesi öğretmenliği alanında öğretmen yerine usta öğretici görevlendirilemeyeceği" gerekçesiyle genelge ve eklerinin yürütmesi durdurulurken, mevzuatta usta öğreticilerin eğitim hizmetlerinde ancak öğretmen sorumluluğu içinde görev yapabileceğine dikkat çekildi. Danıştay 16 Şubat 2009'da da meslek lisesi öğrencilerinin usta öğreticilik yapamayacağına hükmetmiş, ikinci dönemde 10 bin ana sınıfı bir anda eğitmensiz kalma riski yaşamıştı.

Okulöncesi mezunları usta öğreticilik yapıyordu

Özellikle il merkezi dışında anasınıfı öğretmeni olmayan yerlerde, puanı öğretmenliğe yetmeyen veya ilinin dışına çıkmak istemeyen okulöncesi öğretmenliği mezunları, 'usta öğretici' olarak görevlendiriliyordu. Usta öğreticiler eğitim sezonu ile sınırlı olmak üzere okullarda görev yapıyor ve sözleşmeleri her yıl yenileniyordu. Bağımsız anaokullarında haftalık 40 ders saati üzerinden brüt 1.087 lira, okulların bünyesinde bulunan anasınıflarında ise haftalık 30 ders saati üzerinden brüt 815 lira ücret alıyorlardı.

ZAMAN

KPSS 10 Türkiye birincisi atanamıyor

Yabancı Dil İNGİLİZCE

Öğrenim Durumu LİSANS

Mezun olunan/olunacak

program 3368 FİZİK ÖĞRETMENLİĞİ

Sınav Tarihi 27 Haziran - 28 Haziran 2009

KPSS PUANLARI VE BAŞARI SIRALARI

KPSSP10 099.627 1  243569 (ÖĞRETMENLİK ATAMA PUANI)

Taşımalı eğitim ihalesinde çatışma çıktı

Şanlıurfa'nın Akçakale İlçesinde Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan taşımalı eğitim ihalesinde şirketler arasında silahlı çatışma yaşandı.

Akçakale Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan İncedere köyü taşımalı eğitim ihalesinde şirketler arasında çatışma yaşandı. Çıkan çatışmada 1 kişi öldü bir kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre, Akçakale Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan taşımalı eğitim ihalesi ilçe milli eğitim binasında yapıldı. Yapılan ihale gergin geçince ihaleye giren guruplar birbirine girdi. Olayı hazmedemeyen şirketler bu kavgayı ilçe dışına taşıdı. Silahlarla birbirlerine saldıran şirket elemanları olay yerinde 1 kişiyi öldürdü, bir kişiyi ise yaraladı.

Olaya ilçe emniyet müdürlüğü ekipleri müdahale etti. Olayda ölen ve yaralanan vatandaş Akçakale Devlet Hastanesine getirildi. Burada kısa bir süre bekletilen cenaze otopsi için, yaralı kişi de tedavisinin yapılması için Şanlıurfa Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.

Kontör yerine dakika ile konuşulacak

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 'kontör' uygulamasına son vermeye hazırlanıyor. 6 aylık geçiş döneminin ardından operatörler, abonelerine dakika satışı yapacak.   

13 09 2009 07:35


Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), haberleşme sektöründe çok ses getirecek bir adımla 'kontör' uygulamasına son vermeye hazırlanıyor. BTK'nın, bu konuda yaptığı çalışmanın öngörülen zaman dilimi içinde tamamlanması halinde operatörler, 6 aylık geçiş dönemin ardından abonelerine 'süre' satışı yapacak.

TÜRKİYE VE SURİYE'DE VAR

BTK'dan üst düzey bir yetkili, dünyada Türkiye ve Suriye dışında hiçbir ülkede 'kontör' uygulamasının kalmadığını belirterek, "Türkiye'de, bu konuda yeni sisteme geçmek için çalışma yapıyor. Çalışmada, işin usul ve esasları belirlenecek. 6 aylık geçiş döneminin ardından operatörler, abonelerine örneğin 100 kontör satmak yerine 100 dakika satışı yapacak. Aboneler, kaç dakika konuşacaklarını net olarak bilecek" dedi.

ŞEFFAFLAŞACAK

GSM operatörlerinin ön ödemeli hat sahibi abonelere, 'ne zaman, kimle ve ne kadar süreyle' görüşme yaptığını bildiren ayrıntılı fatura göndermediğini anımsatan aynı yetkili, "Kurum, bu konuda da çalışma yapıyor. Ön ödemeli hat sahibi aboneler de görüşmelerine ilişkin ayrıntıları görebilecek" diye konuştu. BTK daha önce de kontörlerin 20 saniyede sabitlenerek eşitlenmesi konusunda bir karar almıştı.

Kontöre ayrıntılı fatura

ÖN ödemeli hat sahibi abonelerden bir bölümü BTK'ya, daha az sürede kontörlerinin bittiği şikâyetinde bulundu. Kurum, buna karşı ayrıntılı fatura uygulamasını başlatıyor.

Kontörde şikâyet var

YETKİLİLER, çalışma sonunda 'kontör' uygulamasına devam kararının çıkma olasılığı ile ilgili, "Uygulama, devam etsin de denebilir ama çok şikâyet alıyoruz. Aboneler 'Şu kadar kontörüm olması gerekirdi, şu kadar kalmış' diyor" dedi.

SABAH