Çin Bambu Ağacı

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 29 Haz 2007 08:30:09
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

 
  Sayın esrani ,
 
 Dünyada herşeyin bir bedeli var ama bu yazıların yazılması karşılığında istenilen bedel

"1 in yanına bir tane daha 0 koymak"

umudundan başka bişey değildir...

Zaten yaptığımız bu siteyi hazırlayan ve bu güzel anlamlı konu başlıklarını açan , şahıslarını tanımasamda kalplerini çok yakından tanıdığım insanların çoktan ördüğü bir duvarın üstüne haddimiz olmadan bir tuğla koyabilmek iken hangi hakla bir bedel isteme yahut ümidetme talihsizliğinde bulunabiliriz ki... 
sizlerin de katılımlarınızla çok güzel oldu bu sayfalar. Hepinize yürekten teşekkür ederim. Lütfen yazmaya devam edin. turgutkuzan'ın da dediği gibi güzel bir E-KİTAP olmaya aday. Bence aslında oldu bile...Ellerinize  ve  bizi bu sayfalarda buluşturan, aynı duyguları yaşatan yüreklerinize sağlık.

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 29 Haz 2007 10:01:28
Benusa öğretmenim tembellik yapmak yok :)
Forumdaki yazılar sadece forum ziyaretçilerine ulaşıyor. Çin Bambu ağacına forumumuzdan haberdar olmayanlarında ihtiyacı var.

Çevrimdışı merve55

  • Uzman Üye
  • *****
  • 261
  • 31
  • 261
  • 31
# 29 Haz 2007 10:38:55
paylaşımlarınız için teşekkürler benusa hocam.

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 29 Haz 2007 10:50:51
Ben teşekkür ederim merve55 öğretmenim.
turgutkuzan öğretmenim. Bir web sayfam bile yok. Teknoloji özürlü bir öğretmenim. İnanın nasıl açılacağını da bilmiyorum. Herkesten yardım istedim bu konuda ama kimse nasıl açılacağını bilmiyor çevremde...E-kitap nasıl yazılır ?? Nasıl yayınlanır ?? Yardımcı olabilirseniz önerinizi elbette dikkate alacağım. Hem de gurur duyarak. Bir de sormak istediğim; ben kendi anılarımdan oluşan bir kitap yazmaya başladım. Henüz bu yayınlanmaya hazır değil. Çin bambu sayfasındaki çoğu öykü alıntı. Alıntılarla bir kitap yazılabilir mi ?? Herşeyden önce yasal mı?? Hiç bilgim yok bu konuda . Aydınlatırsanız çok sevineceğim.
Verdiğiniz cesaret ve destek için teşekkür ederim ayrıca. Sağolun.

Çevrimdışı esrani

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 173
  • 96
  • 173
  • 96
# 29 Haz 2007 13:54:15



İNSAN KALBİ İÇERDEN AÇILIR



19. Yüzyılın büyük İngiliz ressamlarından
William Holman Hunt'ın, bir bahçeyi
tasvir eden bir tablosu Londra
Kraliyet Akademisi'nde sergileniyordu.

Hunt'ın "Kâinat Işığı" adını verdiği bu tabloda
geceleyin elinde bir fenerle bahçede duran
filozof kılıklı bir adam görülüyordu.

Adam, serbest kalan eliyle bir kapıyı vuruyor
ve içeriden bir cevap bekler gibi görünüyordu.

Tabloyu tetkik eden bir sanat eleştirmeni
Hunt'a dönerek: "Güzel bir tablo doğrusu,
ama mânâsını bir türlü kavrayamadım."dedi.
"Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı?
Ona kapı kolu takmasını unutmuşsunuz da..."

Hunt, gülümsedi ve ekledi:
"Adam alelade bir kapıya vurmuyor ki...
Bu kapı; insan kalbini simgeliyor...
Ancak içerden açılabildiği için dışında
kola ihtiyacı yoktur."



(Yazarı Bilinmiyor)

Çevrimdışı esrani

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 173
  • 96
  • 173
  • 96
# 29 Haz 2007 13:56:39
Benusa öğretmenim, yaptığınız iş insan kalplerinin kapısını çalmaktı. Öyle güzel paylaşımlar yakalandı ki, önce size, sonra kalbinin kapılarını açan tüm dostlara teşekkür ediyorum. Sevgiyle kalın...

Çevrimdışı turgutkuzan

  • Uzman Üye
  • *****
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
  • 4.439
  • 3.070
  • Öğrenci Velisi
# 30 Haz 2007 06:16:42
Alıntı
turgutkuzan öğretmenim.
Bir web sayfam bile yok.
Teknoloji özürlü bir öğretmenim.
İnanın nasıl açılacağını da bilmiyorum.
Herkesten yardım istedim bu konuda ama kimse nasıl açılacağını bilmiyor çevremde...
E-kitap nasıl yazılır ??
Nasıl yayınlanır ??
Yardımcı olabilirseniz önerinizi elbette dikkate alacağım.
Hem de gurur duyarak.
Bir de sormak istediğim; ben kendi anılarımdan oluşan bir kitap yazmaya başladım.
Henüz bu yayınlanmaya hazır değil.
Çin bambu sayfasındaki çoğu öykü alıntı.
Alıntılarla bir kitap yazılabilir mi ??
Herşeyden önce yasal mı??
Hiç bilgim yok bu konuda .
Aydınlatırsanız çok sevineceğim.
Benusa öğretmenim
21. yüzyıla girdik, fakat halen öğretmenlerimizin bile birer web sayfaları yok.
Bu durumun sorumlusunun bilgisayar bilgisinin iyi derecede olan bizler olduğunun bilincindeyim.
Kısıtlı imkanlarım ile mümkün olan en fazla kişiye ulaşmaya çalışıyorum.

Teknoloji özürlü olmak sadece öğretmenlere mahsus değil, bu konudaki düşünücelerimi
web sitemde -Siz de matbaaya karşı mısınız?- başlığı altında açıkladım.
( [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] )

Web sitesi açmak için [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] ve [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] gibi ücretsiz hizmet veren web sitelerinden
yararlanabilirsiniz.  Bu sitelerin ilgili bölümlerinde web site açmak için yapmanız gerekenler
Türkçe olarak açıklanmaktadır.
(Örnek: [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] sitesinin mysite bölümünde)

Türkçe açıklamalarında açıklanmasına ihtiyaç olduğunu biliyorum. :)
Şu anda powerpoint sunusu hazırlamak konusunda bir resimli döküman hazırlıyorum.
Daha sonra web site yapmak konusunda resimli bir doküman hazırlayacağım.

E-kitap hazırlamak için kullandığım HTML Help Workshop programını

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] adresinde yayınladım.

Bu programın kullanımı konusundaki resimli bilgileri

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] adresinde yayınladım.

Yayınlanması işlemi, kendi web sitenizde veya dosya paylaşım siteleri aracılığı ile oluyor.

Türkçe dosya paylaşım sitelerine örnek : [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Kendi web sitenize veya paylaşım sitesine koyduğunuz dosyanın tanıtımını
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] - [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] gibi sitelerde yapabiliyorsunuz.

Örnek:  İngilizce günlük konuşmalar başlıklı çalışmamın  [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] sitesindeki tanıtım mesajını,
tanıtım mesajının yayınlanma tarihini, mesaj yayınlandıktan sonra download edilme sayısını aşağıdaki adreste
görebilirsiniz.
 
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Kaynağı belli olmayan anonim yazılardan kitap oluşturulabilir.
Bu konuda herhangi bir yasal engel yok.
Fakat internet ortamında kaynağı belli olduğu halde kaynağı belirtilmeden yazılan yazılar mevcuttur.
Bu konuda Cüneyd Suavi beyin Hayatın İçinden isimli eserinden alınmış yazıları örnek verebilirim.

Hangi yazıların anonim olduğu yazı okunduğunda tahmin edilebilmektedir.
Bu tür yazıları kitaplaştırmanız mümkündür.

Sorularınızı diğer forum ziyaretçilerinin aklına gelebilecek sorulara cevap teşkil edecek şekilde açıklık
getirmeye çalıştım. Umarım faydalı bir açıklama olmuştur.
 
Son bir not: Yazıları e-kitap haline getirme işlemini Beste hanımın yapmasının daha uygun olacağı düşüncesindeyim.
Bu işlemi sizden daha güzel yapacağına inanıyorum.

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 30 Haz 2007 12:58:11
Çok teşekkür ediyorum  esrani öğretmenim.
Sizede çok teşekkür ederim turgutkuzan öğretmenim. Desteğiniz ve yardımlarınız sayesinde bir e-kitabım olabilecek. Sağolun.

Çevrimdışı aladag44

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 184
  • 86
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 184
  • 86
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 30 Haz 2007 13:10:40
Benusa öğretmenim, belki yazarak veya teknik konularda size bir yardımım olmuyor.Ama yazdıklarınızın hepsini okuyorum.Emin olabilirsiniz.Saygılar...

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 30 Haz 2007 13:11:19
           TEK TÜRKİYE OLSA NASIL OLURDU ???
 Bir sabah uyanıyoruz ve bir bakıyoruz ki dünya sular altında kalmış.
 
 Su üstünde kalan tek kara parçası var; o da Türkiye. Koca gezegende 70
milyon Türk'ten başka kimse kalmamış. İlk tepkiler ne olurdu dersiniz?..
Buyrun Bakalım......
 
 * Amma balık yeriz artık be!
 
 * "Türk'ün Türk'ten başka dostu yok" derlerdi de inanmazdım.
 
 *    Tam da 'Uluslararası İlişkiler' bölümünü kazanmıştık. Şansa bak!
 
 * Artık ne ihracat kaldı ne de ithalat... Nihayet cari açığı, dış
ticaret açığını filan sıfırladık...
 
 * Ülke olmak için ilk başvuran ilimiz Yalova oldu.
 
 * Tarkan'ın İngilizce albümü raflarda kaldı...
 
 * Bakanlar Kurulu kararı ile sularımız 12 bin mile çıkarıldı...
 
 * Piyasaya sahte dolar ve avro sürmekten tutuklanan kalpazanlar
 kendileriyle
 dalga geçen polislere saldırdı...
 
 * Ankara'da resmi temaslarda bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Jak Şirak,
T.C. vatandaşı olmak için başvurdu. Şirak'ın Türkiye Birliği'ne alınması
için referandum yapılacak...
 
 * Stratejik açıdan hiçbir önemimiz kalmadı, ama artık ne önemi var.
 
 * Ülkemizde bulunan yabancı turistler "Ne iş olsa yaparım abi" diyip
iş aramaya başladı.
 
 * Apo "Atın beni denizlere" deyip sürekli ağlıyor komutanım!...


 
 * Heyyooo!... Dünya Coğrafyası'ndan yırtık.   Dersler boş geçecek...
 
 * Edirne'den Ardahan'a gidilirmi be.. Dünyanın yolu!!
 
 *    Şimdi işin yoksa 4 yılda bir Olimpiyat düzenle dur.
 
                                (ALINTI)

 Sizlerin de eklemek istedikleri var mı???

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 30 Haz 2007 21:00:21
  birkaç tane ben ekleyeyim.

 Artık Türkiye'nin de kendine özgü bir eğitim politikası olacak.

   Yetişmiş elemanlarımız Türkiye'de kalacak.

                Türkçe dünya dili olacak...

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 30 Haz 2007 21:39:16
aladağ44 öğretmenim. İnanın mesajınızı şimdi farkettim . E-kitap yazma işine öyle dalmışım ki... Özür dilerim sizden.
çin bambu ağacı sizin desteğinizle boy attı bu kadar. En büyük yardımı vazgeçmemem konusunda sürekli yazılanları  okuyarak ve destekleyerek yaptınız zaten.
Bu konuda size ne kadar teşekkür etsem azdır. Sağolun... 

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 01 Tem 2007 15:09:56
           GEÇMİŞ ZAMAN

Hiç olmazsa unutmamak isterdim,

Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar,

Yalnız bırakmayın beni hatıralar..

Az yanımda kal çocukluğum,

Temiz yürekli uysal çocukluğum,

Ah, ümit dolu gençliğim,

İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgilim..

Doğduğum ev. Rahatlayacak içim, duysam

Bir tek kapının sesini,

Arıyorum aklımda bir ninni bestesini..

Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler.

Güneş, getir bir bayram sabahını.

Açılın, açılın tekrar

Çocuk dizlerimdeki yaralar,

Hepiniz benimsiniz:

Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar..

Yalnız hatırlamak, hatırlamak istiyorum,

Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün,

Rengine doymadığım o sema,

Ahengine kanmadığım ırmak?

Bırakıp her şeyi nereye gidiyorum?

Neler geçmişti aklımdan,

Nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm?

Ah, nasıldı yaşamak ?

                         Ziya Osman Saba
                                                   


Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 01 Tem 2007 15:41:25
uzun bir hikaye biliyorum; ama sonuna kadar lütfen okuyun kesinlikle hayatınıza yeni anlamlar katacaktır..


"18 Kasim 1995 günü keman sanatçisi Itzhak Perlman, New York'ta, Lincoln
Center'daki Avery Fisher Salonu'nda bir konser vermek üzre
sahneye çikti. Eger herhangi bir Perlman konserinde bulunmussaniz bilirsiniz ki onun
için "sahneye çikmak" hiç de küçümsenecek bir basari degildir.
Çocukluk yillarinda çocuk felcine yakalanmis olan Perlman'in her
iki
bacaginda da destekleyici ateller vardir ve ancak kol degnegi
yardimiyla
yürüyebilmektedir. Onu sahne üzerinde her defasinda sadece bir
adim
atabilmek suratiyle aci içinde ve yavas yavas yürüken görmek
unutulmayacak
bir bir görüntüdür.
Agrilar içinde ama ihtisamla yürümektedir, sandalyesine
erisinceye
kadar.
Sonra oturur; yavasça koltuk degneklerini yere koyar,
bacaklarindaki
atellerin klipslerini açar, bir ayagini geriye iter, ötekini öne
uzatir.
Daha sonra yere egilerek kemanini alir, çenesinin altina koyar,
orkestra
sefine basiyla isaret verir ve çalmaya batlar.
Su zamanda degin, izleyiciler bu ritüele alismislardir.
O, sahnenin bir ucundan sandalyesine dogru ilerlerken sessizce
otururlar.
Bacaklarindaki klipsleri açarken inanilmaz bir sessizlikle
beklemektedirler.
Çalmaya hazir olana dek beklerler.
Ancak o konserde birseyler ters gitti. Daha ilk birkaç satiri
çalmisti
ki
kemanin tellerinden bir tanesi koptu.
Telin kopma sesini duyabilmek mümkündü, salonun bir ucuna
tabancadan
firlayan kursun gibi gitmisti ses. O sesin ne anlama geldigi
konusunda
yanilmak imkansizdi. Ve bunun akabinde ne yapilmasi gerektigi konusunda
da...

O gece orda olan insanlar kendi kendilerine söyle düsündüler:
"Anlamistik ki, yeniden ayaga kalkmasi, atelleri yeniden
takmasi,
koltuk
degneklerini almasi, yavas yavas sahne arkasina gitmesi ve ya
yeni bir
keman bulmasi ya da yeni bir tel takmasi gerekecekti"
Ama o öyle yapmadi. Bunun yerine bir dakika kadar
bekledi,gözlerini
kapadi
ve sonra sefe yeniden baslamasi için isaret verdi. Orkestra
basladi ve
o
kaldigi yerden devam etti. Ve daha evvel hiç görülmemis bir
tutku, güç
ve saflikla çaldi. Elbette herkes bilmektedir ki senfonik bir eseri
sadece
3
telle çalmak imkansizdir. Bunu ben de bilirim, sen de bilirsin,
herkes
bilir.
Ama o gece Itzhak Perlman bilmeyi reddetmisti. Onu parçayi
kafasinda
molüde
ederken, degistirirken ve yeniden bestelerken görebilirdiniz.
Bir noktada,
telleri nerdeyse yeniden tonlamisçasina sesler çikarmaktaydi
kemandan,
daha
evvel hiç vermedikleri sesleri vermelerini saglamak için...
Bitirdiginde salonu olaganüstü bir sessizlik kapladi. Ve akabinde seyirciler ayaga kalkti ve tezahürata basladilar. Oditoryumun her yanindan inanilmaz bir alkis patladi.
Hepimiz ayaktaydik bagiriyor, islik çaliyor, alkisliyor,
yaptigini ne
kadar
takdir ettigimizi, begendigimizi anlatacak her türlü hareketi
yapiyorduk.

Gülümsedi, yüzünden akan terle ri sildi, yayini kaldirarak bizi
susturdu
ve
böbürlen degil ama sessiz, güçlü, dingin bir tonla söyle dedi:
"Bilirsiniz,
bazen de sanatçinin görevidir, elinde kalanlarla ne kadar daha
müzik yapabilecegini bulmak..."

Bu ne güçlü bir cümledir. Duydugumdan beri aklimdan çikmiyor. Ve
kim
bilir? Belki de bu bir yasam tarzidir, - sadece sanatçilar için
degil
hepimiz için. Burada, tüm yasamini bir kemanin 4 teli ile müzik
yapmak
üstüne kuran ve birden bire, bir konserin ortasinda kendini
sadece 3
tel
ile
bulan bir adam vardir.
Öyleyse o da 3 tel ile müzik yapmayi seçer, ve o gece yaptigi,
sadece
3
telle yaptigi müzik, daha evvel yaptigi, 4 teli varken yaptigi herseyden
daha güzel, daha kutsal, daha unutulmazdi...
O zaman belki de bizim görevimiz, yasadigimiz bu sallantili,
hizla
degisen, ürkütücü dünyada kendi müzigimizi yapmaktir; önce elimizde olan
herseyle;
ve
daha sonra bu artik imkansiz oldugunda, sadece elimizde
kalanlarla..."
__________________
(alıntı)

Çevrimdışı aladag44

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 184
  • 86
  • 3. Sınıf Öğretmeni
  • 184
  • 86
  • 3. Sınıf Öğretmeni
# 01 Tem 2007 22:51:18
Öğretmenim;

Yazdıklarınız uzak bir dağ köyünde tek başına görev yapan bir öğretmenin çaresizlikler içerisinde, öğrencilerini elinde bulunan kısıtlı malzemelerle en iyi şekilde yetiştirmeye uğraşmasına ne kadar da benziyor. Öyle değil mi?

Bence tüm öğretmenler; dünyanın en iyi sanatçıları.Bizim eserlerimizi hiç kimse meydana getiremez.İyi öğretmenin eseri, dünyanın en kıymetli eseri, yani iyi insan, iyi birey.Haksız mıyım?...Saygılar.Yazdıklarınızdan çok şeyler öğreniyoruz.Yazmaya devam.Ellerinize sağlık...

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK