CİDDİ AŞK *Aşk Ciddi Bir İştir * - 10. Bölüm-
Kendimi zor bir zaferin üstesinden gelmiş komutan gibi hissediyordum. Bu zaferin tadını çıkarmalıydım. Aslında en iyisi sıcak yatağımda aralıksız üç gün uyumak olurdu ama mesai saati neredeyse başlamak üzereydi. Bir günlük uykusuzluktan herhalde ölmezdim...
Şöyle patron görecek sıkıntısına girmeden kendimi koltuğuma bırakıp derin bir nefes aldım. Ohhh
Gece boyunca öylesine meşguldüm ki gömleğimin kollarını kıvırıp rahatlamayı bile düşünememiştim. Önce gömleğimin manşetlerini iki kez kıvırdım. Muhakkak ayaklarımı masanın üzerine atmalıydım, öyle de yaptım. İki elimi başımın arkasında birleştirirken olanca rahatlığı iliklerime kadar hissediyordum.
Patron beni bu halde görse ne yapardı acaba. Bunu düşünmek bile beni eğlendirmeye yetmişti. Gözlerimi kapattım... Patron kapıdan geçiyor, tabi benim umrumda bile değil. Arkadaşlar telaşlı ama ben hiç istifimi bozmuyorum. Ahmet abi her zamanki gibi felaket senaryolar ı yazııı... y..yo..r
..................
-Murat, Murat!
Aynen işte böyle.
-Hişt, oğlum kalksana, sana diyorum be, hadi! Taner Bey inanın gece boyunca çalıştı.
-Ahmet abi, korkmaaaaa.
-Ne korkması sersem, çabuk kalk! Zaten hemen kalkmazsan bir daha ihtiyacın olmayacak.
Oldukça gerçekçi bir hayal kuruyordum. Ama seslerin bu netliği içime olanaksızı düşürmüştü. Yoksa bunlar
Nasıl yani?... Hiç uyumamıştım ki... Yoksa uyumuş muydum? Hangisi doğru. Gözlerimi açacak cesareti bulamıyordum.
-Murat sana diyorum, kalksana!.. Taner Bey savunulacak bir tarafı da yok ama ne desem bilmem ki...
Korkarım, duyduklarımın hepsi gerçekti. Bu saatten sonra uyanmak mı yoksa uyumaya devam etmek mi daha kötüydü, karar veremiyordum. Bende bu şans varken
-Taner Bey, bu defalık affetseniz, Murat iyi çocuktur aslında.
Aslan Ahmet abim, beni nasıl da savunuyo. Bazen bu adama kızarak ayıp ediyorum galiba.
Birden oluşan sessizlik
Kaçacak yerim kalmamıştı. Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Ofisteki tüm arkadaşlar beni yarım daireye almışlardı. Gözlerim Taner Beyi arıyordu. Çok mahcup olmuştum. Koca bir gecelik çalışmayı bir anda ziyan etmiştim.
-Taner Bey nerde?
Arkadaşlar yavaşça açılıp yolu aralamışlardı. Aralığın sonunda Taner Bey, hayır Ahmet abi duruyordu. Birden kahkahayı patlattı:
-Ben size yer dememiş miydim? Haha hah.!
-Ne!... Nasıl yani? Yani bütün bunlar bi şakamıydı! Ben neden gülmüyorum peki?
Bir anda kendimi Ahmet abinin boğazını sıkarken hayal ettim. Ne kadar iyi olurdu.
-Şaka be oğlum, ben seni patrona yem eder miyim?
-Bu etmemiş halin mi? Arkadaşlar, ya sizler, siz neden bu oyuna alet oluyorsunuz?
Ahmet abi, kızdığımı azda olsa anlamıştı.
-Tamam tamam kızma! Bak, yok bi şey işte, patron daha gelmedi. Rahatla biraz.
Biraz sonra sinirlerim yatışmaya başlamıştı ama o sinirle diğer arkadaşlara da çıkışmış, hatta dozu da biraz kaçırmıştım. Sonuçta onlar gece boyunca neler yaşadığımı bilemezlerdi. Sözlerime çoktan pişman olmuştum ama
Ayağa kalktım:
-Arkadaşlar, kusura bakmayın, bütün gece buradaydım. Yani sizi kırmak istemedim. Zor bi gündü... Af edersiniz ya
Özür diliyorum.
Başımı kaldırıp baktığımda Metin abi söze girdi:
-Yok yok kırılmadık, biz de hatalıyız. Hem boş ver şimdi, hepimize birer çay ısmarla da işe başlayalım.
-Metin abi, valla kusura bakmayın. Ben,..
-Çok konuşma da çayı ısmarla, gün uzun.
Sahiden de bu yorgunlukla bayağı uzun bir gün olacaktı.
Birden Taner Beyin sesi duyuldu. Arkasında bir grup iş adamıyla ofise doğru ilerlediler. Aralarında yabancı iş adamları da vardı. Bu proje sandığımızdan da büyük gibiydi. Bir aksilik çıkmaması için dua ediyordum. Yoksa korkarım telafi etmem mümkün olmayacaktı.
.
Az sonra odadan Taner Beyin sağ kolu, akıl hocası ve yetmiyormuş gibi dünya güzeli özel danışmanı Selin Hanım çıktı. Bana doğru geliyordu.
Masama yaklaştı. Saçları yüzüne çarpıyordu. Yapma bana bunu, yapma bunu...
-Murat Bey,
-Evet Selin,
-Anlamadım,
-Şey yani Selin Hanım,
-Murat bey, şu ana kadar çoktan hazırlamış olmanız gereken dosyaları alabilir miyim?
-Buyrun alın Selin Hanım
Yalnız sizi kraldan çok kralcı görüyorum. ( Ne diyorum ben, ağzımdan çıkanı kulağım duyuyor mu ? )
-Murat Bey, bakıyorum formunuzdan hiçbir şey kaybetmiyorsunuz. Her zamanki gibi ukala ve sinir bozucusunuz.
-Sizi görene kadar bi şeyim yoktu aslında, sanırım negatif elektrik meselesi.
(Biri beni durdursun!!! )
-Duygularımız karşılıklı Murat Bey. Bu arada patron hiçbir şekilde iş yerinden ayrılmamanızı istedi.
-Tabi tabi. Başka emri,
-Efendim,
-Yani, başka bi emri varsa hemen yerine getireyim, diyordum.
-Öyle olsun bakalım...
Fena çuvallıyordum...