eeee sonra... merekla okuyor ve bekliyorum öğretmenim:))
kardia öğretmenim bende merakla bekliyorum.Sevgiyle kalın.
Arkadaşlar bayram telaşı, bayram hazırlıkları derken bir türlü siteye girmeye fırsat bulamadım.
Kusura bakmayın.
CİDDİ AŞK *Aşk Ciddi Bir İştir * - 23. Bölüm-Mustafa Beyle toplantıdan sonra masamda düşünmeye başlamıştım. Selin kendisinden uzak durmamı istiyorsa neden 'Ben de aynı fikirdeyim.' deyince bu kadar bozuldu.
Ne dememi bekliyordu ki...
"Kadınlar Ne İster" filmini defalarca izledim... Anlayış, ilgi, içtenlik, güven, sadakat vesaire vesaire yap yap bitmiyo kardeşim... Peki ben ne istiyorum... Bir de bu sorunun cevabını bilmiyorum işte...
..........................
Bunları düşünürken ofiste tuhaf bir hareketlilik oluştu. Arkadaşlar etrafımda toplanmaya başlamışlardı. Beni çevreleyip yarım bi daire oluşturdular. Bi şeyler oluyordu, ama ne...
-Noluyo arkadaşlar?
-Murat, sana bi sürprizimiz var.
-Sürpriz mi, bu da şu acayip şakalarınızdan biri olmasın?
-Amma yaptın Murat , bize güvenmiyor musun?
-Olur mu abi, ne demek. Elbette güveniyorum.
(Aslında acıkmış bi aslana güvenmek bile, size güvenmekten daha zararsız olabilir ya, neyse.)
-Bu sürprize bayılacaksın.
-Umarım korkudan olmaz.
-Ha ha komik çocuk. Arkadaşlar halkayı açalım.
-Eee, Ahmet abi de burda olduğuna göre halkanın sonundan kim çıkacak? Sakın patron çıkacak demeyin.
Telaşla bi taraftan ayağa kalkarken bi taraftan da üstüme başıma çeki düzen vermeye çalışıyordum. Halka açıldı açıldı veee....
-Annee!
-Oğlum, ben geldim... Koş sarıl bakim annene.
-Annem, hoş geldin, şaşırdım, bu yaz gelemeyeceğini söylemiştin.
-Evet ama dayanamadım.
Bir anda kendimi annemin kollarında bulmuştum.
...................
-Anne, anne bırak saçlarımı napıyosun?
-Ay napim evladım, çok özlemişim.
-İyi de anneciğim, bunu evde yapsan.
-Aman pek de büyümüş annesinin kuzusu.
-Anne, şimdi kuzu falan demesen diyorum. Arkadaşlar da bakıyor.
-Murat kızdırma beni! İster kuzu derim ister keçi!
-Tamam anneciğim tamam kızma. Taner Beyden izin alıp eve götüreyim seni.
-Yok oğlum, sen işini bırakma. Zaten taksi aşağıda bekliyo. Ben eve giderim. Akşama da neler var neler.
-Anne yoksa
-Yaaa, özlemişsindir benim yemeklerimi. Geç kalma sakın.
.............................
...
Annemi uğurlamıştım.
-Bu sürprize bayılacaksın demiştim değil mi?
-Abi demiştin de, ev dağınık ya. Annem beni öldürecek. Bi de öğretmenliği tutarsa kesin mahvoldum. Bilsem akşam biraz toplardım. Yandım ben yandım....
Sahiden telaşlanmıştım. annem çok titiz bir kadındı. Bu sıkıntıyla çırpınırken o da ne, Selin bana doğru geliyordu. Keşke her şey eskisi gibi olsa...
-Murat Bey, bu raporları, şu üç dosyayı ve bir türlü bitiremediğiniz aylık dökümanları yarına kadar hazırlamanız gerekiyor.
-Yarına kadar. Tabi canım. Selin hanım, bi şeyi merak ettim de, bunlar için ekstra maaş alıyor musunuz?
-Anlamadım, neler için?
-Hani diyorum, bu Çin işkencesi. O da ücrete tabi mi, yoksa zevk için mi yapıyorsunuz?
-Sadece sizinle ilgili bölümlerden ücret talep etmiyorum.
-Ha öylesine yapıyosunuz yani.
-Ukala insanlara hadlerini bildirmek için ücret almamalıyım diye düşünmüştüm.
-Ha, ukala insanlar. o ukala da ben mi oluyorum?
-Ben sadece söylüyorum. Üzerine alınan sizsiniz, iyi çalışmalar.
................
Ha ha... İşte bu. Özlemişim ya. Yine beni duman etti ama napalım olsun.
...................
Akşamı iple çekiyordum. Ne zamandır sıcak bir yemeğe hasret kalmıştım. Canım annem ev dağınık diye kızsa da büyük bir ihtimalle söylene söylene evi toplamış, gömleklerimi de yıkayıp ütülemiştir. Eee güzel bi de yemek
Bundan iyisi can sağlığı
... Saat 17:49.........17:50.....51....53....57... Ceketim veeee 18:00..
-Hadi arkadaşlar, iyi akşamlar, yarın görüşürüz, hoşçakalın....
-Dur bi dakka dur, nereye gidiyosun?
-Ahmet abi, saat altı, eve gidiyorum.
-Ne evi oğlum, toplantı nolucak?
-Ne toplantısı?
-Haberin yok mu senin? Selin Hanım söylemedi mi?
-Yoooo, hayır.
-Tabi söylemez.
-Neden?
-Git kendin sor.
Kafam karışmıştı. Neden bana toplantıdan bahsetmemişti.
Yavaşça odasına gidip kapıyı vurdum.
Tık tık!
-Girin lütfen.
-Selin Hanım, iyi akşamlar, ben,
-Evet,
-Ben akşamki toplantıyı soracaktım.
-Hangi toplantı?
-Bu akşam toplantı var de..dile r..de
.. Ama yok galiba?
-Hayır, yok.
-Anlıyorum...Neyse, özür dilerim. Kötü bi şakaya kurban gittiğimi tahmin ediyorum. İyi akşamlar, tekrar özür diliyorum,
-İyi akşamlar.
Mahvolmuştum. Odaya bi girişim vardı
Tabi bi de çıkışım
-Aahhh! Ahmet abi, bana bunu nasıl yaparsın?
-Ha ha hah! Şaka be oğlum, biz çok eğlendik.
-Eğlendiniz öyle mi, yeterince güldürebildim mi sizi?
-Yaa, şunun şurasında bi şaka yaptık.
-Şaka mı, beni sevdiğim kızın yanında küçük düşürerek mi?
Bir anda korkunç bi sessizlik oluşmuştu. Artık Ahmet abi de, Metin abi de gülmüyordu. Kendimi ele vermiştim. İlk bulduğum koltuğa kendimi bıraktım. Başım önümde iki elimle yüzümü kapatıyordum...Ne dedim ben. Selin'in yanında düştüğüm duruma mı yoksa kendimi ele verişime mi üzüleceğimi bilemiyordum. Çaresizdim.. Kendimi karanlık bir odada ve küçücük hissediyordum.
-Murat, ben bu kadar ciddi olduğunu bilmiyordum. Affet be oğlum.
-Murat kusura bakma
..Benim gerçekten şakadan haberim yoktu. Özür dilerim. Bunun özrü de olmaz ya. Kusura bakma mı diyeyim, ne diyeyim bilmiyorum. Ahmet'in işleri işte.
-Murat, harbi eşeklik ettim
..Oğlum sen sahiden
Az buçuk biliyordum ama.
Hem ne var bunda? Hiç mi aşık adam görmedik? Saklıyosunda ne oluyo?
-Sus be Ahmet! Zaten bi çuval inciri berbat ettik, bi de konuşuyosun. Hadi eve.
-Noluyo Metin, haksız mıyım
.Biz de genç olduk oğlum. Bunda ne kötülük var ki.
-Sus diyorum sana, yürü hadi!
-Allah Allah, demin gülüyodun, noldu?
-Ahmet sus be adam! Atıcam kafayı, suç sayacaklar.
...................
Metin abi, Ahmet abiyi zorla uzaklaştırmıştı. Belki on beş dakika belki yarım saat orada öylece kaldım... Annem beni böyle görmemeliydi. Kendime gelmek için yürümeye karar verdim.
...................
Selin kesin aptal olduğumu düşünmüştür
.. Niye öyle düşünsün ki. Aptallık bile bi yere kadar. Bana olsa olsa saf ve gerizekalı denebilir. Yarın ofise gidicem, ne Selin'in yüzüne bakabilicem ne de diğer arkadaşların.
Tabi Selin de benim yüzüme bakamicak, niye. Tabiî ki gülmemek için.
Of Ahmet abi ya. Beni as, kes razıyım. Yapma bana böyle şeyler!. Keşke yaşananları geri alacak gücüm olsa...
............
Eve gelmişim haberim yok. Toparlan Murat, hadi üzme anneni. Derin derin bi kaç nefes
... Ohhh!.....