CİDDİ AŞK *Aşk Ciddi Bir İştir * - 15. Bölüm-
Bütün günümü Erenle geçirmek zorunda kalmıştım. Yaramaz bücür beni akşama kadar ordan oraya koşturmuştu.
Ama yarın benimdi. Pazar günümü kimsenin ziyan etmesine izin veremezdim. Yatağıma uzanıp gözlerimi kapattım...
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, telefonun aralıksız çalan sesiyle uyandım.
Kim bu kadar acımasız olabilirdi. Saat daha sekizi gösteriyordu. Yatağımdan kalktım. Sendeleyerek yürüyordum. Bunu bana yapsa yapsa Ahmet abi yapardı. İşte tahminimin doğruluğunu anlamak için doğru zaman, telefonu açtım.
-Alo,
-Murat, sen hala uyuyor musun? Çabuk işe gel.
-Nasıl bildim ama.
-Nee?
-Abi, canıma kastın mı var? Bırakta bi pazar sabahı uyuyayım.
-Ne pazarı oğlum? Bugün pazartesi, hadi bırak şakayı da patron gelmeden burda ol!
-Abi, harcama beni. hadi iyi uykular.
-Murat, Muraaat, kapatma diyorum! Çabuk buraya gel!
-Abi, bak uykum kaçıcak, o zaman kızıcam ama.
-Metiiin, gel abi ya! İnanmıyo bana.
-Abi, bırak Allah aşkına. İşin yok mu senin? Hadi git uyu!
-Dur, bekle biraz. Metiiin! Metin diyorum ya, hadi konuş şu Muratla!
.............................
....
-Murat, hadi oğlum gel artık, bak patron gelicek, sonra kovuldum diye bize kızarsın, hadi çabuk ol!
-Metin abi, sende mi ya...
-Oğlum, bize inanmıyorsan git televizyona, haberlere falan bak. Yine inanmassan teletexte sörf yap.
Bu can sıkıcı şaka bayağı uzamıştı. 'Tamam abi tamam' deyip telefonu kapattım. Zaten uykumda kaçmıştı. Televizyonu açtım. Ekranda iki sunucu haberleri yorumluyordu.
"Ergenekon davasında taraflar........."
Bi dakka ya. Pazar sabahları bu progamlar olmaz ki...Yoksa doğru mu? Yok daha neler... İyice saçmalıyorum. İyide bir tam gün uyumuş olabilir miyim yani? Hiç uyanmadım mı?
Olmaz öyle şey.
Korkarak televizyonun teletexine bakıyordum. Aman Allah'ım, bugün günlerden pazartesi veeee saat sekizbuçuk. Haaayıııır, işe geç kaldım. Koş Murat koş!
.............................
....
Çoraplarım nerde, ah, of! Bi insan kafasını aynı yere kaç kere çarpabilir ki. Bunu ilk öğrenen ben olacağım maalesef. Şişmese bari. Beyaz gömleğim nerde, nereye koymuştum nereye koymuştum, hah işte buldum. Şu takım elbiselerin haline bak, hepsini kuru temizlemeye vermeliydim. Sadece bu lacivert ütülü. Of be anne. Bi gelip bakmıyosun şu oğluna.....
Canım annem, nasıl da özlemişim
. Ne diyorum yaa! Geç kaldım. Bu lacivert takım, kravat, bugün düştüm milletin diline. Tabi işe gidebilirsem. Koşarak evden çıktım. Koşmak zaten benim kaderimdi. Mutlaka bir yerlere koşturuyordum.
-Taksi!
-Buyrun,
-Karaaslan Holdinge lütfen. Yalnız biraz acele edersek,
-Hayırdır abi, düğün filan mı var?
-Ne düğünü niye ki?
-Abi çekmişsin lacileri. Yenge iş yerinden mi?
Bütün herkeste beni buluyordu.
-Sanane kardeşim, sen yoluna baksana.
-Ne kızıyosun abi, neredeyse geldik işte.
-Ya kusura bakma, işe geç kaldım da. Sinirim kendime.
Arabadan inmiştim. Arkadan şöförün sesini duyuyordum:
-Çattık ya. Tüm deliler de gelip beni buluyo sanki!
Şu hale bak! Ne zaman birilerine alttan alacak olsam, tepeme biniyorlar.
Azıcık insaf ya! Sakin ol Murat sakin, şimdi yetişmen gereken bi işin var. Bırak akşama kızarsın.
.............................
.
Merdivenleri koşarak çıktım.
-Günaydın Murat bey,
-Günaydın Bekir Efendi. Nasılsın?
-Sağ olun Murat Bey.
Hızlıca içeri girip giriş kartımı taktım. Ama ışık yanmıyo... Ama daha o kadar geç kalmadımki. Tabi adamın canına tak dedi.
-Murat Bey!
-Efendim Bekir,
-Murat Bey hatta çalışma var da elektrikler kesik.
-Öyle mi ne güzel,
-Güzel mi?
-Şey yani ne kötü.
.............................
.
Aman neyse kovulmamışım. Ama kabus geri döndü. Hadi Bismillah, onbirinci katta iş yerimi olur ya. ......... Altı.....,Yedi,...Sekiiiz,....... Dokuuuuz,..... Dokuuuuzbuçuk....... On,...... Onbbiiir. Ohh! Nihayet!
Kapıdan geçerken başıma gelecekleri az çok tahmin edebiliyordum. Daha girişte Muhsine Hanımla karşılaştım.
-Ooo, Murat Bey özel bi gün galiba.
-Yoo, hayır, aslında, şey, takım elbiseleri temizleyiciye verdim de bu kalmış.
-Tabi tabi, neden olmasın, olmuştur.
-İyi günler Muhsine Hanım.
.........................
Ofisin kapısından geçtiğimde ise asıl işkence başlıyordu: