Kendi Şiirlerimizi Paylaşalım

Sevdaya Dair....

Sevdamızı söylediysek
Kırda esen yele söyledik
Tüm tabiat işitsin
Duymayanlar kalmasın.....

Sevdamızı söylediysek
Dağdan inen çaya söyledik
Denizlere ulaşsın
Balıklar şahitimiz olsun....

Sevdamızı söylediysek
Gökte uçan kuşa söyledik
Yükselsin gökyüzüne
Sonsuzluğa ulaşsın.....

Gökyüzü dağınıktır uğraklarda
Bu bir hikaye sonudur çocuk
yüreğin alışamaz yenik düşer ve
gülümsersin üşüyüp ısındıkça bahara
uzakların sesini duyamazsın artık
sessizliği içine gömerek
Kelimeleri  yüzyıllık suskuyla hırpalarsın
Bu bir şiirin nihayet bulmasıdır çocuk
Yüreğin dayanamaz öksüz aşk
Bağışlarsın..

Rasathane

Sondan başa yazılmaz hiçbir hikâye
Varacağın yer bir sözle başlar
Sırayla gelen sarsıntıları, taze bir umutla sağaltamazsın
Güverteyi titreten bir söz var
Islandıkça ağırlaşan bu zamanlar
Kayıp bir cesedin eşkâlini veriyorken
Tüm kadehler dibinde kalan, yine aynı keder
Metal yorulur, zaman yorulur,
Gece, tüm yorgunluklarımızla kuruludur
Toprağın zihninde onca ceset ağrıyla dönerken,
Soruların balistiği
Ellerimizdeki isyan artığının yanıtıdır 


Onca şehri ateşi verirken cevaplar,
Kuruyan nehirleri ellerimizle koymuş gibi bulacağımız
Bir söz var
Kapıda, aç susuz bırakılmış hasretlere ekmek
Yara bere içinde kalmış düşlerin gökyüzü

Ne zamanda ıslan
Ne mekanda yaslan.
Sessizliğin ve sensizliğin
Ötesinde bir bahar.
Mevsimin yüreğinde atar
Hasretin nabızları
Çoğalırken elemin
Damardaki hızları.
Bakarken aleme
Gözunde hülyadan bir gözlük
Hıç anlamini vermiyor
İmtihandan bir sözlük.
Ne dert olayım sevdaya
Ne yük olayim yare.
Beyninde cenge durmuş
Murluluğun atları;
Çoktan kırilmis
Gençlliğin  kanatları...

Bize sorulmaz sevdamız,
Biz her şeyi tam yaşarız.
Ne başka gönlü yoklar,
Ne de başka yöne koşarız.
Bir kere karar verince,
Orada karar kılarız.
 
Bize sorulmaz adresimiz,
Aynı yönden sesleniriz.
Değişmez hiç kimliğimiz.
Nam ve şöhret bilmeyiz.
Yaşadığımız hayatı,
Şükür ile yaşarız.

Bize sorulmaz sadakatimiz.
İyiliğin değerini biçeriz,
Bizi seven kalplerde,
Hep ikamet ederiz.
Artık ne unutur,
Ne de oradan göçeriz.
Osman Ali Aydın

Gidelim buralardan.
Anmasınlar bizi.
Kara saplanmış
Bir çift ayak izi.

RENKLERİNE HASRET KALDIM
Gittin ya buralardan,
Bu şehir sana hasret kaldı.
El sallamanı gördüm aralardan.
Gözlerimin önünde bir set kaldı.
Bir ben şahit oldum gidişine,
Bir de sabah güneşi.
Saat gösterirken tam beşi.
Güneş doğmakta kararsız kaldı.
Nasıl akşam ettiğimi o gün,
Bir ben bilirim,
Bir de bu şehir.
Karanlık bir günü yaşadım sanki,
Bu şehrin ışıkları da yanmıyor mu bu akşam?
Yoksa ışıklar mı?
Bana sönük kaldı.
Şimdi ki;
Yaşadığın şehri terk etme ne olur,
Alışmıştır kokuna,
Güzelliğine ,dokuna,
Şimdi bu şehir,
Renklerine hasret kaldı.
Bir ben,
Bir de gözlerim,
Hasret kaldım renklerine,
Bir de bu şehir,
Renklerine hasret kaldı.
         Osman Ali AYDIN Mart 2017

Sanmayın dünya bulunmaz hazine,
Süsüne aldanıp da uğrama hüzüne,
Oyalanırsan güzelliğinle gençliğinle,
Gençlikte-güzellikte uğrar hezimete.

Yalanlarla dolanlarla hayale dalarsın,
Dünya hevesine kapılıp biçare yaşarsın,
Paraya sarılıp geceyi gündüze katarsın,
Gecesi gündüzü hayalle dolan dünya.

Burası senin orası benim dersin,
Helali bırakıp haramı kapışarak yersin,
Ahirinde yaşlanıp boşu boşuna gidersin,
Evveli de ahiri de bomboş olan dünya.

Çalıştıkça çalış parasız hayat olmuyor,
Adamdan sayılıp insan yerine konmuyor,
Muhtaçlığın tadı çok acı acı dokunuyor,
Varlığın da yok yokluğun da acılı dünya.

Ha bugün ha yarın diyerek avunursun,
Paran varsa ağadan paşadan sayılırsın,
Mahkemelerde suçluysan suçsuz olursun,
Hasan Hüseyin’i de kandıran yalan dünya.

Hasan Hüseyin BAYAR

Uzak diyar amansız bakışındır
Geceden geceye hüzün yağmuru
yağar da  seni taşırır sükut içinde
Yenik düşürür gülün gölgesine
Ne kaldıysa senden bugüne
Bölüp bölüştürür senin gurbetine
Uzak diyardır amansız bakışın içime

yürüyorsan bir yolda
arkadaşın varsa yanında
cesaret varsa kanında
durduramaz kimse seni

Tevazu öyle bir denizdir ki
Düşsen de boğulmazsın,
Yükselir dalgaların üstüne
Gökyüzünü selamlarsın
Sen eğdikçe başını yere
Melekler kaldırır özünü göğe..
Yaşa ve yürü Ahseni takvim üzre,
Geç dünya üzerinden, incitme zerreyi bile..

Yorgunluğa sebep gerek,
Sevilmeye edep gerek.
Yalan dünya yılan olmuş,
Zehrine panzehir gerek.

Yüce dağlar soğuktur
Yaralı yürek buruktur
Ne ektiğine bakmalı
Her acı bir doruktur.

Bahar gelmiş binbir  çicekle
Çık yola bakma geriye
Al hayalleri eline
Olmazsa olmasın
Güle güle diyende
Hoş geldin  diye gülende
Bırak bunları düşünme
Bahar gelmiş
Hem gönlüme hem hayallerime

Dağıt hayallerinin kara bulutlarını
Çıkar içinden  buruk güneşini
Basmasın afakanlar  umutlarını
Kapanma dehlizlere  çıkar  başını
Bak göğe uçur  kelebkelerini
O içimdeki firak vuslata erdi