Köy Enstitüleri

Ayrıca Bu Konuda Araştırmalarım La Eşdeğer Düşünce Yapımda Arkadaşları Görünce Yanlız Olmadığımı Anladım Teşekkür Ederim.

kırkbin köye gitmedikçe , kırkbin köyden geçmedikçe; kırkbin köyde kırkbin aydının mezar taşları yükselmedikçe bu yurt kalkınamaz.

KÖY ENSTİTÜSÜ PROGRAMLARI, ÇALIŞMALARI;

   Enstitülerin ilk resmi öğretim programı 1943 tarihlidir. Buna göre, bunlar ilkokuldan sonra 5 yıl öğretim yapmaktadırlar ve bu süre içinde toplam 114 hafta kültür dersleri, 58 hafta ziraat, ders ve çalışmaları, 58 hafta da teknik ders ve çalışmaları yapılmaktadır.

   Bir haftalık süre bakımından derslerin dağılımı şöyledir:
Kültür Dersleri;                         Her sınıfta 22 saat
Ziraat Dersleri ve Çalışmaları;  Her sınıfta 11 saat
Teknik Dersler ve Çalışmalar;  Her sınıfta 11 saat

1943 programına göre bu üç grup içinde yer alan dersler şunlardır.

KÜLTÜR DERSLERİ;

Türkçe, Tarih, Coğrafya, Yurttaşlık Bilgisi, Matematik, Fizik, Kimya, Tabiat ve Okul Sağlığı, Yabancı Dil, El Yazısı, Resim-İş, Beden Eğitimi ve Ulusal Oyunlar, Müzik, Askerlik, Ev İdaresi ve Çocuk Bakımı,
 Öğretmenlik Bilgisi,
-Toplumbilim
-İş Eğitimi
-Çocuk ve İş Ruh Bilimi
-İş Eğitimi Tarihi
-Öğretim Metodu ve Tatbikatı
-Zirai İşletmeler Ekonomisi ve Kooperatifçilik

ZİRAAT DERSLERİ VE ÇALIŞMALARI,

Tarla Ziraratı,
Bahçe Ziratı ;Fidancılık, Meyvecilik, Bağcılık, Sebzecilik
Sanayi Bitkileri Ziraratı
Zooteknik
Kümes Hayvanları Bilgisi,
Arıcılık ve İpek Böcekçiliği, Balıkçılık ve Su Ürünleri
Ziraat Sanatları

TEKNİK DERSLER VE ÇALIŞMALAR

Köy Demirciliği: Nalbantlık, Motörcülük
Köy Dülgerliği: Marangozluk
Köy Yapıcılığı :Tuğla ve kiremitçi,Taşçılık, Kireççilik, Duvarcılık, Sıvacılık, Betonculuk
Köy El Sanatları: (Kızlar için) Dikiş, Biçki, Nakış, Örgü ve Dokumacılık, Ziraat Sanatları

 Prof. Dr. Yahya AKYÜZ
Türk Eğitim Tarihi Kitabından alıntıdır.

Köy Enstitülerinin kuruluş amacı, felsefesi  ve okutulan dersler bu kurumlar hakkında sanırım yeterince  bilgi veriyor.....

Rizap Hocam,
Ülkenin sizin gibi aydın insanlara ihtiyacı var.Köy enstitüleri ile igili önceki yazlarını da okudum.Sevindim.
Çok teşekkür ederim..Aydın insan.

Bende Teşekkür Ederim.değerli Arkadaşım. Arkadaşlarım.

ricap öğretmenim
öncelikle size çok teşekkür ederim.hem araştırmalarınızla hemde dünyaya bakış acınızla sizi tebrik ediyorum.

Sevgili Arkadaşlar

 

konferansa Çağrımdır

 

hasan Ali Yücel Ve Köy Enstitüleri

 

konuşmacı

prof. Dr. Kemal Kocabaş

(yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Genel Başkanı)

 

konak Kültürevi Nilüfer

 

27 Şubat 2008 Saat 18.00

 

ilhan Şentuna

eğitim İş

il Özlük Hukuk Sekreteri

konak izmir konakmı

Bursa Nilüfer ilçesi konak  kültürevi

Yukarıda herkes bir şekilde olumlu yada olumsuz görüşünü belirtmiş..

Sitemkar hocam bir nevi benim değineceğim konuları ele almış..Kendisine katılıyorum..Özellikle binaların orak çekiç tarzında kurulmuş olması temel felsefeyi,amaça izah gerektirmiyor..

Benim değerlendirmem şöyle..Eğitim noktasında köy enstitüleri çalışması başarılı bir çalışmadır.Ancak eğitim modelinin uygulanıs amacı felsefesi de önemli.Temel felsefesi toplumsal dokuda değişiklik yapmak..Bu yüzden en alt tabakadan baslayarak köklü bir çalışma başlatılmış..Başarı lı da olunmuş..Yani kısaca köylüye yardımcı,destek olan bir insan profili yetiştirilerek bu kanalla ideoloji aşılanması hedeflenmiş..Yani adam çok ii bak ama inançlı değil..Demek böyle de olur..Günümüzde sıkça karşılaşırız..Elhamdülillah müslümanım ama dine karşıyım gibi..

Şimdi köy enstitülerinde yaşanan ahlaksızlıklar maalesef günümüzde de devam ediyor..Uygulanan müfredat ne derece insancıl,hürriyetçi,özgürlükçü..Bu konuda yeni yeni düzenlemeler yapıldı..Değişen sadece isimler oldu..Başka değişen bir şey yok..Yine de ilköğretimde mihver dersleri inceleyin,konu bir noktada devletin felsefesiyle ölçüşüyor.Diğer ifade beceri dersleri de bu amaca hizmet edecek şekilde planlanmış..Burada asıl ele almamız gereken mesele şu,şimdi devlet tabi mutlak bir gücün ifadesi..Belirli kurallar ve kurumlar bütünü..Ama bizim ideolojimiz,eğitim felsefemiz  o kadar zayıf mı ki,sürekli korkan,itaat eden,sorgulamayan,korkan,aman bana dokunmasında tarzı bir yaşama razı,demokratik tepkilerinden yoksun bir nesil yetiştirme gayreti içindeyiz..Asıl bu sorgulanmalı..

Çünkü  yukarıdaki tüm tartışmaların özetinde yatan ana düşünce ve neden bu bence..

köy enstitülerini ve bu enstitülerde yetişen öğretmenlerimizin nasıl hayata hazırlandıklarını deniz 74 hocam açık bir şekilde aktardı bize.teşekkür ediyorum.
işte o öğretmenlerle,soba yakmayı bilmeden köye gelip bunalıma giren öğretmenin yetiştirdiği öğrenci arasındaki farkı yaşayıp görmeye gerek yok.
öğretmenin uyum sağlayıp mutlu olamadığı ortamdan sağlıklı ürün beklemek boş bir iyi niyet.
o nedenle köy enstitülerinin kendilerini de,ruhlarını da özlüyorum.

Bizdeki köy enstitülerinin kapatıldıkları zaman,Amerika niye büyük bir memnuniyet duymuş hala anlayabilmiş değilim.
Demek ki yaramış adamlara.

Yukarıda herkes bir şekilde olumlu yada olumsuz görüşünü belirtmiş..

Sitemkar hocam bir nevi benim değineceğim konuları ele almış..Kendisine katılıyorum..Özellikle binaların orak çekiç tarzında kurulmuş olması temel felsefeyi,amaça izah gerektirmiyor..

Benim değerlendirmem şöyle..Eğitim noktasında köy enstitüleri çalışması başarılı bir çalışmadır.Ancak eğitim modelinin uygulanıs amacı felsefesi de önemli.Temel felsefesi toplumsal dokuda değişiklik yapmak..Bu yüzden en alt tabakadan baslayarak köklü bir çalışma başlatılmış..Başarı lı da olunmuş..Yani kısaca köylüye yardımcı,destek olan bir insan profili yetiştirilerek bu kanalla ideoloji aşılanması hedeflenmiş..Yani adam çok ii bak ama inançlı değil..Demek böyle de olur..Günümüzde sıkça karşılaşırız..Elhamdülillah müslümanım ama dine karşıyım gibi..

Şimdi köy enstitülerinde yaşanan ahlaksızlıklar maalesef günümüzde de devam ediyor..Uygulanan müfredat ne derece insancıl,hürriyetçi,özgürlükçü..Bu konuda yeni yeni düzenlemeler yapıldı..Değişen sadece isimler oldu..Başka değişen bir şey yok..Yine de ilköğretimde mihver dersleri inceleyin,konu bir noktada devletin felsefesiyle ölçüşüyor.Diğer ifade beceri dersleri de bu amaca hizmet edecek şekilde planlanmış..Burada asıl ele almamız gereken mesele şu,şimdi devlet tabi mutlak bir gücün ifadesi..Belirli kurallar ve kurumlar bütünü..Ama bizim ideolojimiz,eğitim felsefemiz  o kadar zayıf mı ki,sürekli korkan,itaat eden,sorgulamayan,korkan,aman bana dokunmasında tarzı bir yaşama razı,demokratik tepkilerinden yoksun bir nesil yetiştirme gayreti içindeyiz..Asıl bu sorgulanmalı..

Çünkü  yukarıdaki tüm tartışmaların özetinde yatan ana düşünce ve neden bu bence..

Hocam çok güzel özetlemişssiniz..Düşüncelerin ize gönülden katılıyorum..Doğru söze ne denir ki başka...

Daha Bitmedi Mi_?

Tartışmalar hep sürer..Çünkü düşünceler tükenmez...