Köy Enstitüleri

Çevrimdışı sitemkar45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.871
  • 936
  • 1.871
  • 936
# 04 Mar 2008 23:28:42
Ben de sayfa sayfa aksini eklerim..

Kim sütüm ekşi der ki..

Şimdi her şeyi yazdım..aşikar..Kıymetli vaktimi size tekrara ayıramam...

Özetle,Bu proje doğru yöntem ve zamanlama ile kötü bir  felsefe ve amac için kullanılmıştır..NOKTA



Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 04 Mar 2008 23:33:08
Emekli bir öğretmen şöyle diyor:

KÖY ENSTİTÜLERİ NEDEN KURULDU, NEDEN KAPANDI ?

İstanbul Cumhuriyet Okurları aylık söyleşi toplantısında çıkarılacak bültende yer alacak konular konuşulurken, Köy Enstitüleri üzerine bir yazı yazmam istendi.
Köy Enstitüleri gibi geniş kapsamlı bir konunun yarım sayfalık bir yazı içinde anlatılamayacağı herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 da 3083 sayılı yasayla, Hasan Ali Yücel’in Bakanlığı – fikir babası İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kurulmuştur.
1930 lar Türkiye’ sinin nüfusunun
% 80 nin den fazlası köylü olan, çağdaş köy kalkınma modeline uygun olarak bugün dahi bir çok ülkeye örnek olabilecek üretime dönük öğrenimi öngören eğitim kurumlarıdır. Başka bir deyişle Anadolu’nun aydınlanması idi.
Köy çocuklarının alındığı bu okullarda amaca uygun olarak eğitildikten sonra geldikleri köylere donanımlı
( tarım, iş, sanat, sağlık ) öğretmen olarak gönderiliyorlardı.
Köylülerin bu gibi aydınlanma sürecinden rahatsız olan toprak ağaları, Cumhuriyet karşıtları ve din istismarcılarının çıkarları bozuluyordu. Onlar için bu kurumların kapatılması gerekiyordu ve kapatıldı.
Eğer kapatılmamış olsalardı; gidilmemiş köy, okulsuz çocuk, işlenmemiş toprak, kullanılmamış su, aç- açık insan, işçileri sokaktalar da aç dolaşan kapatılmış fabrikalar olmazdı. Eğer kapatılmasalardı işçilerimiz yabancı ülke kapılarında iş aramayacaklar, aileler bölünmüş olmayacaklardı. En önemlilerinden bir tanesi de, bugünkü töre cinayetleri işlenmeyecekti. Son yıllarda üzerinde en çok durulan köy boşalmaları yaşanmayacaktı. Çünkü insan için gerekli olan hizmetler köyde üretilir olacaktı. Kapatılmamış olsalardı bu günkü özgürlük kavgaları yapılmayacaktı. Çünkü Köy Enstitüleri bir özgürlük ve özgürleşme eylemi idi.
Bir Köy Enstitülü olarak bu kurumların kuruluşunda ve yaşatılmasında emeği geçen herkese saygılarımı sunuyorum.

Çevrimdışı rizab

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 04 Mar 2008 23:36:26
iyi geceler. lütfen aynı konulara dönmeyin. lütfen bardağın dolu tarafını görün. önemli olan eğitim sistemimizdeki yeri metodlarıdır. AT GÖZLÜĞÜ TAKINMAYALIM .LÜTFEN

Çevrimdışı tamerr

  • Uzman Üye
  • *****
  • 363
  • 60
  • 363
  • 60
# 04 Mar 2008 23:53:32
Köy enstitüleri konusu, daha önce de yazdığım gibi varlığında tartışılamamış yokluğunda tartışılmaktadır.
Köy Enstitülerinde, eğitimde başarının yalnızca teorik derslerdeki başarıyla sağlanamayacağı bunun yanında sanat, estetik ve kinetiksel yönünün de geliştirilmesi gerektiği vurgulanmış ve bu doğrultuda çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca çoklu zeka kuramının ilk örneklerini de bu yıllarda kısmen uygulamaya konulduğunu görebiliriz.
Halkın büyük çoğunluğunun köylerde yaşadığı ve şehirlerin henüz cazibe merkezi oluşturamadığı o yıllarda amaç, bulunduğu bölgenin fiziki sosyal yapısına hakim öğretmenler yetiştirmekti.

Sanırım buraya kadar olan kısma itiraz eden yok.

Sorun 1940’lı yılların düşünce yapısı, tek parti dönemi icraatları ve paralelindeki uygulamalardır. Maalesef bu dönemde farklı düşünce ve fikir ayrılıklarına tahammül gösterilememiş ve neticede halk, iradesini ortaya koyarak bu anlayışı ve uygulamalarını kabul etmediğini göstermiştir.
Toplumların kaderini eğitim belirler. Eğitimi yönlendiren ise öğretmenlerdir. Eğitim politikalarını ve sistemlerini kuran da siyasi güçlerdir.
Bu dönemde uygulamaya konulan politikalar hayatın her alanında kendini hissettirmiştir. Bunun en önemli ayrıntısını ise köy enstitüleri oluşturmaktaydı.
Köy enstitülerinde öğrenciler üretilen eğitim politikalarının paralelinde; toplumun kapalı bir toplum olması, okuma yazma oranının düşük olması, kitle iletişim araçlarının yok denecek kadar az olması, üretimin tamamıyla tarıma dayanması, sanayi ve ticarete uzak olması sebebiyle istenilen düzeyde bir insan profili oluşturma imkanı oldukça kolaydı. Bu fırsat devrin muktedirlerinin tamamında olmasa da eğitim politikalarına yön veren yöneticiler ve yine o devrin baskın “aydın” tiplerince iyi değerlendirilmiş ve bu yönde öğretmen adayları yetiştirilmiştir.
Yani bu okullardan mezun olan öğretmenlerin büyük çoğunluğunun devrin siyasi erkleriyle aynı düşünce yapısı ve anlayışı içinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yine, forumda tartışılan bir diğer konu köy enstitülerinde ahlaki değerlerin zayıflığı ve bu konuda halkta doğan endişeler.
Ahlak gücünü dini değerlerden alır. Ahlaka şekil veren dini değerler yön veren ise toplumdur. Ahlaki değerlerden yoksun olan bir toplumun ne hale geleceğini ise sanırım tartışmaya gerek yok.
Bazı köy enstitülerinde kız ve erkek öğrencilerin aynı mekanı, aynı odaları paylaşması bugün medeni dediğimiz ülkelerde bile olmayan bir uygulama.
Elbette bu konuda yakın tarih olmasına rağmen net bir şey söyleyemiyoruz. Bütün köy enstitülerinde ahlaksızlık yapılıyor, köy enstitüleri ahlaki değerlerden yoksundu diyemeyeceğimiz gibi, köy enstitülerinin o bölgede “üfürükçü” , “imam” , “köy ağaları” , “şeyh” vb. çıkar çevrelerinin çıkarlarına ters düştüğü için kapatıldı türünden ucuz kelimelere başvurmanın da lüzumu yok.

Sonuç olarak:

 Köy enstitüleri ihtiyaç ve eğitim teknikleri açısından çıkış noktası itibariyle yerinde bir proje olmuştur. (En can alıcı noktası ise bugün bile hayretler içinde takip ettiğimiz çoklu zeka kuramına yer vermesidir.) Köy enstitülerinden büyük çoğunlukla hakim rüzgarların paralelinde düşünce boyutu derin lakin hayata tek bir pencereden bakan eğitimciler yetişmiştir. Bugün itibariyle köy enstitülerinin bir benzeri projeden bahsetmek ise mümkün değildir.

Çevrimdışı DENİZİM

  • Üye
  • *
  • 21
  • 4
  • 21
  • 4
# 04 Mar 2008 23:56:48
Resmin alt köşesindeki bataklığa bakanlar,üstten parlayan güneşi göremez.Resmin tamamına bakmalı.

[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı sitemkar45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.871
  • 936
  • 1.871
  • 936
# 04 Mar 2008 23:57:52
Hocam değerlendirmeniz için teşekkürler...

Çevrimdışı sitemkar45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.871
  • 936
  • 1.871
  • 936
# 04 Mar 2008 23:59:18
Teşekkür Tamerr hocama tabiki..

Bataklık kurutulmuşsa sorun yok demektir...

Çevrimdışı tamerr

  • Uzman Üye
  • *****
  • 363
  • 60
  • 363
  • 60
# 05 Mar 2008 00:05:22
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Teşekkür Tamerr hocama tabiki..

Bataklık kurutulmuşsa sorun yok demektir...

Tartışmak, paylaşmak güzel olan şeyler.
Teşekkür ederim.

Çevrimdışı nikel

  • Uzman Üye
  • *****
  • 931
  • 184
  • 931
  • 184
# 05 Mar 2008 11:57:05
Uzun lafın kısası,alttaki linkte.
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

Çevrimdışı benusa

  • Uzman Üye
  • *****
  • 674
  • 132
  • 674
  • 132
# 05 Mar 2008 13:56:31
 Bu ülkede biz öğretmenler  müfettişlerin( özellikle bazılarının) nelere prim verip nasıl teftiş notu verdiklerini, soruşturmalarda nasıl tutum içine girdiklerini çok iyi biliyoruz. Üye olduğumuz sendikalar onlar için çok önemlidir. O dönemde de yapılan teftişin pek farklı olmadığı bir gerçektir.
   Köy enstitüleri mezunlarıyla ilgili burada ilk defa duyduğum çirkin iftiralar sözkonusudur.
    Köy enstitülerini kapatanlar kendileri için tehtit
oluşturduğğunu bildikleri ve işlerine gelmedikleri için kapatmışlardır. Çünkü hepsi toprak ağasıydılar. Anayasaya göre topraklarının büyük bir bölümünü topraksız köylülere vermek zorundaydılar. Bunun uygulanabileceği endişesi içinde çok partili döneme geçiş yapılmıştır. Bu amacın uzantısı olarak köy enstitüleri kapatılmıştır. Çünkü köylünün aydınlanması işlerine gelmemektedir. Köy enstitüleri çiçeğe böceğe aşı yapmak amacıyla kurulmamıştır. Tıpkı halkevleri gibi öğretmene farklı bir misyon yüklenmiştir. Köylüyü bilinçlendirmek ve sömürülmesini engellemek.
     Bütün bunlar AL ANANI DA GİT diyen zihniyetlere terstir elbet. Çünkü köy enstitülüler KÖYLÜ YURDUN EFENDİSİDİR diyen bir liderin evlatlarıdır.
       Bizler de köy enstitülülerin evlatları ve torunlarıyız. Onlar gibi çalışmaya devam edeceğiz.
Her şeye rağmen; AL ANANI DA GİT.... uslubunu ve zihniyetini değil, KÖYLÜ YURDUN EFENDİSİDİR diyen 20. yüzyılın en büyük liderei olan MUSTAFA KEMAL ATATÜRK;ÜN  zihniyetini, uslubunu, terbiyesini, ahlakını, saygısını öğrencilerine öğreten insanlar olmaya devam edeceğiz.  Tabirinizle BATAKLIĞI KURUTAMADINIZ....
    

Çevrimdışı sitemkar45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.871
  • 936
  • 1.871
  • 936
# 05 Mar 2008 16:03:35
Köy enstitüleri açan zihniyet tarafından kapatılmıştır.Teftiş raporlarını yazanların hepside farklı bir görüş mensubuydular..Bu güne kadar hiç sendika ve ideolojim hakkında bir teftiş geçirmedim.Bunlar safsata ve konuyu saptırmak için  sataşmalar..

Köylüyü bilinçlendirmedeki amaç refah düzeylerini yükseltmek değildi,bilinçlendirmeyi amaç olarak kullanıp açıkça ifade etmek istemiyorum  devletçi toprak yönetiminde dayalı,her yerde iflas eden bir ideolojiyi enjekte etmek için araç gibi kullanacaklardı.Amaç ihanetti ve bu ihanet tutmadı..Hala buihaneti taşıyanlar elbette olacaktır..

Köylünün su anki konmunu da tartışmıyoruz..O sözleri sarf edenleri de benim mensubu olduğum görüş gibi yansıtmayın..Söylenen söz kişiyi bağlar..O kaba tabiri kullanan kişi ve görüşü beni ilgilendirmez konumuz da bu değil..

Değerli vaktimi anlama kıtlığını asmak için defalarca tekrara ayıramam..

Bataklık kurumadıysa bile o bataklıkta hiç bir şey yetişmez,hayat bulmaz..Çünkü bataklıktaki toprak hiç bir öz ve değer içermediğinden de meyve veremez...



Özetle,Bu proje doğru yöntem ve zamanlama ile kötü bir  felsefe ve amac için kullanılmıştır..NOKTA

Çevrimdışı rizab

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 05 Mar 2008 16:09:48
sayın benusa-ajda35-tamerr öğretmenlerim son yazılarınız için teşekkür ederim. arştırmak çok boyutlu düşünmek çağdaş Atatürk ilkelerine bağlı kalmak  nutuk u okumak köy enstitülerin kuruluş amaçlarını hedeflerine varma oranlarını göz önüne almak,metod tekniklerini anlamak ve arştırmak.Bir döneme damga vuran kurumu anlayabildiğimiz sürece kötüleyemeyiz. lütfen artık kötülemeyi(kötüleyenler için) bırakın UNESCO gibi evrensel kuruluş bugün sahib çıkıyor biz kendi çalışmalarımızı iteliyoruz. Bu gün aynı kurumlar açılamaz açılmaz ama eğitim öğretim de uygulanan metodlar dersler müfredatımıza girmiş bulunmakta. ve anlaşıldıkça daha çok girecektir.biz eğitimciyiz. tartışmayalım bütün olarak düşünelim. sizlere tüm öğretmenlerede teşekkür ederim. sizde aynı şekilde düşünmünüzdür bu forum sayesinde köy enstitülerini  bu konuda yazılanları sınırlıda olsa imkanımız oldu. geçmiş bilgilerimiz tazelendi.

Çevrimdışı sitemkar45

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.871
  • 936
  • 1.871
  • 936
# 05 Mar 2008 16:16:00
Anlam düşüklüğü olmuş,teftişe gelen müfettiş ideolojine,felsefene,sendikana bakmaz..Çalışmalarına bakar.Yaptıklarına  bakar..O zamanki müfettişlerin hepside karşıt görüşlü müydü..

Konunun özünü tartışalım,rengi boyasını değil..Tartışma konumuz köy enstitülerinin işlevi..

Çevrimdışı rizab

  • Uzman Üye
  • *****
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
  • 2.057
  • 2.797
  • Özel Eğitim Öğrt.
# 05 Mar 2008 16:21:03
AL ARKADAŞIM SANA KÖY ENSTİTÜLERİN İŞLEVLERİ
Eğitime Yüklenen Yeni İŞLEVLER

Köy Enstitüsü Sistemi ile eğitime, eğitsel, ekonomik, toplumsal ve siyasal olmak üzere dört İŞLEV  üstlendi.

Köy Eğitim Sistemi

Eğitime yüklenen işlevlerin gerçekleşebilmesi için köye yönelik bir eğitim sistemi oluşturulmalıydı çünkü kent eğitim sistemi köylere ulaşamamıştı.

Yeni eğitim sistemi üç bölümden oluşuyordu; öğrenim çağı çocukları için zorunlu okullar, yetişkinler için zorunlu okullar ve köye eleman yetiştiren kurs ve enstitüler.

Köy Enstitüleri, Köy Eğitim Sistemi'nin ortaöğretim kısmı idi. Amaç ise sadece öğretmen yetiştirmek değil aynı zamanda köyün ihtiyacı olan usta insan gücünü de yetiştirmekti. Köy Enstitüleri kuruluşundan üç yıl sonra sağlıkçı da yetiştirmeye başladı. 1946 yılına kadar yirmi yerde köy enstitüsü açıldı ve daha sonra yirmibire çıktı. Bu enstitülerde öğrencilerin bütün ihtiyaçları enstitü tarafından karşılanıyordu. Böylece fakir ama zeki köy çocuklarına eğitim imkanı sunuluyordu.

Köy Eğitim Sistemi'nin iki genel amacı vardı. İlki yıkılan ülkenin kurulması ve kalkındırılması ikincisi ise Türkiye Devrimi'nin ürünü olan Cumhuriyet'in korunması, yaşatılması ve geliştirilmesiydi.

Köy Eğitim Sistemi'nin belkemiği Köy Enstitüsü idi. Bu yüzden kurulmak istenen sisteme Köy Enstitüsü denilmişti. Burada eğitilenler, üretim güçlerini ve Cumhuriyet'e olan inançlarını hem köye hem de sistemin üst basamaklarına taşıyacaklardı. Köy Enstitüsünün amacı, Köy Eğitim Sistemi için orta kademe insan gücünü yetiştirmek ve iyi olanlarını Yüksek Köy Enstitülerine hazırlamaktı.

Köy Enstitüleri, bölgenin tarımsal, toplumsal, geçimsel, sanatsal, kültürel ve sağlıksal durumunu araştırıp öğretim programını bu araştırmalara göre düzenlemiştir.

Köy Enstitüleri'nin eğitim programları diğer öğretim programlarına uymuyordu. Genel kültür ve meslek dersleri dışında ayrıca köyün kalkınmasına faydası olacak bilgiler ve beceriler veriliyordu. Eğitim programının yapılmasında uyulan ilkeler şunlardı:

Eğitim, öğrenciye öğrenmeyi ve araştırmayı öğretmelidir.
Üretim için eğitim yapılmalıdır.
Eğitim öğrenci merkezli olmalıdır.
Eğitim sürekli olmalıdır.
Her tür etkinlik, köyü kalkındırma amacına hizmet etmelidir.
Enstitü eğitimi laik olmalıdır.
Eğitim demokratik olmalıdır ve öğrencilere demokrasiyi yaşatmalıdır.
Enstitüye giren her öğrenci başarılı olmalıdır.
Enstitülerde verilen dersler üç ana grupta toplanmaktaydı. Bunlar:

Genel Bilgi Dersleri

Türkçe, tarih, matematik, coğrafya, yurttaşlık, fizik, kimya, kooperatif, resim, müzik, sağlık bilgisi, beden eğitimi ve ulusal oyunlar, askerlik, yazı, yabancı dil, öğretmenlik bilgisi, ev idaresi ve çocuk bakımı.

Ziraat Ders ve Çalışmaları

Tarla ziraatı, bahçe ziraatı, zoo tekniği, arıcılık, ipekböcekçiliği, sanayi bitkileri ziraatı, kümes hayvancılığı, balıkçılık ve su mahsulleri.

Teknik Ders Çalışmaları

Demircilik, dülgerlik-marangozluk, yapıcılık, fotoculuk, pratik bilgiler, biçki-dikiş, çocuk bakımı, halıcılık-dokumacılık, örgü, nakış-çamaşır, ev idaresi.

Köy Enstitüleri'nin, çok kısa ömrü olmasına karşın ülkeye eğitsel, ekonomik ve toplumsal alanda çok büyük katkıları olmuştur. Köy Enstitüleri, eğitsel alanda bakılacak olursa ülkenin gelişmesine etkisi olan çok sayıda mezun vermiştir. Ekonomik alanda ise, köylü o zamanın en son teknolojisiyle tanışmış ve eski tarım şekli tarihe karışmıştır. Köy Enstitüleri'nde yetişmiş ve bu ortamda bulunmuş olan elemanlar gittikleri yerlerde aynı demokrasi ortamını yaratmak için çaba göstermişlerdir. Bu bağlamda Köy Enstitüleri'nin toplumsal etkisi de çok büyüktür.

Köy Enstitü Sistemi Türkiye Devrimi'nin bir parçasıydı ve her devrime karşı olanlar olduğu gibi bu sisteme de karşı olanlar vardı. Köy Enstitüleri'nin kapatılış nedenleri dört başlık altında toplanabilir:

Siyasal Nedenler: Köy Enstitüleri'nin kurulması için çıkartılan kanunun kaldırılması için mücadele eden birçok insan vardı. Köy Enstitüsü Kanunu oylamasına 151 milletvekili katılmamıştır. Milletvekillerinin bu şekilde davranmalarına sebep aydınlanan halkın bir gün yönetime ortak olmak istemesi ve kendilerine zarar vermesi ihtimali olabilir.
Toplumsal Nedenler: Yeni okulun ve öğretmenin köye gelmesi, köyde belli başlı insanların çıkarlarını etkileyebileceği için Köy Enstitüleri'ni istemeyenler vardı.
Ekonomik Nedenler: Aynı anda dört beş köye sahip köy ağaları vardı ve köylüler ağaların malı konumundaydılar. Köylünün aydınlanması ağaların çıkarlarını zedeleyebilirdi.
Eğitsel Nedenler: Geleneksel eğitim sisteminden ödün vermek istemeyen, eski sisteme bağlı kalmayı isteyen belli bir kesim vardı ve bu kesim Köy Enstitüleri'nin kapatılması için çaba gösteriyorlardı.
Ayrıca, savaş yılları olması nedeniyle eğitime gerekli ödeneğin devlet bütçesinde ayrılamaması, fiziksel koşulların yetersizliği ve Köy Enstitüleri'nde çalışacak gönüllü ve inançlı insanların az olması da Köy Enstitüleri'nin kapatılmasında büyük rol oynayan etkenlerdir.

Siyasi iktidar 1946 yılı seçimi sonrası, bu belli başlı sorunları çözmek için Köy Enstitüsü Sistemi'nin özünü değiştirmeye karar vermiştir. 1947 yılında ise bu değişiklikler sonucu sistem son bulmuştur.

Mehmet Başaran, Talip Apaydın, Fakir Baykurt ve Mahmut Makal gibi pek çok yazar ve aydın köy enstitüsü mezunudur.

KÖY ENSTİTÜLERİ'nin başardıklarını şöyle özetleyebiliriz:

Yüzyıllardır biriken feodal toplumun üretim ve yaşam biçimini ortadan kaldırmaya başlamıştır.
Bilimsel ve felsefi anlamda laik eğitim başlamıştır.
Feodal toprak rejiminin değişimi toprak ağalarının kendilerinin ortadan kaldırılma tehdidinin hissetmelerine neden olmuştur.
Sanayi için eğitilmiş, nitelikli iş gücü oluşmaya başlamıştır
Sanat, edebiyat, bilim teknoloji de olumlu beklentiler oluşmuştur.
Atatürk'ün özlediği demokratik toplum ve kültür için kurumsal alt yapı oluşmaya başlamıştır.
Ataerkil toplumdan çekirdek aile toplumuna dönüş belirtilerini vermeye başlamıştır.
Ezberci değil, analitik düşünen- sorgulayan birey yetiştiren demokratik ve üretici eğitim başlamıştır.
Bu bağlamda yukarıda yer alan özellikler statükoyu rahatsız etmeye başlamıştır. Köy Enstitülerini kuranlar da yıkanlar da statükolarını korumak ve güçlendirmek için hareket etmişlerdir. Bu emellerini gizlemek için de "Köy Enstitü"lerinin üzerinden politika yapmışlardır.

Görüldüğü gibi, demokratik kültürden, bilim ve bilimsel düşünceden yana olmayan her birey ve kurum Köy Enstitülerinin ortadan kaldırılmasında birinci derecede sorumluluk sahibidir.

Çevrimdışı mylife84

  • Uzman Üye
  • *****
  • 1.930
  • 1.263
  • 1.930
  • 1.263
# 05 Mar 2008 16:24:10
Arkadaşlar sizce çok fazla uzamadı mı bu konu?
Sonuçta herkesin kendine göre DOĞRUSU var.(Bence)

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK