Teşekkürler benusa öğretmenim. Bugün de beni çok etkileyen bir gerçek öyküyü ben size armağan edeyim:
[ Ahmet Şerif İzgören'in, "Avucunuzdaki Kelebek" isimli kitabından alıntılar ]
AVUCUNUZDAKİ KELEBEK
"Bundan Üç dört yıl önce USA’ da dünya spastikler olimpiyatı düzenleniyor.
Yüz metre yarışı; Down Sendromlu koşucular... Yarış başladığında koşuculardan birinin ayağı takılıyor, düşüyor ve acıyla bağırmaya başlıyor. Çok ilginç bir şey oluyor, diğer zihinsel engelli koşucular geriye dönüyorlar ve düşen atleti kaldırıyorlar. Down Sendromlu bir kız, oğlanı öpüyor:
'Bu onu iyileştirir' diyor. Kollarına girip teselli ediyorlar ve hep beraber yürüyerek yarış çizgisini geçiyorlar.
Bize, 'başarı başarı' diye öğrettikleri şey belki de başarı değildir. Hani şu eğitim felsefesi var ya, Amerikalıların tüm üçüncü dünya ülkelerine sattıkları... 'Birilerini modelle, onun yaptıklarını yap, sen de başarırsın'...
Acaba birbirini hırsla geçmeye çalışan bizler mi daha insanız, yoksa düşen arkadaşlarını kaldırmaya çalışan engelliler mi? Belki de o engelliler bizden daha gerçek bir hayatı yaşıyorlar. Biz, çok sahte, tüketime ve birbirini ezmeye dayalı bir hayatı yaşıyoruz. Bize öğrettikleri hayat, baştan sona sahte. Hayatı size Amerikan filmlerinin öğrettiği gibi yaşarsanız bittiniz. Çünkü tüketmezseniz varolamazsınız ve o kültürde fiziksel özellikler her şeyin önündedir."