Hikaye Türündeki Yazılarımız.

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.443
  • 16.160
  • 3.443
  • 16.160
# 19 Oca 2017 22:01:13
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
:D GERÇEKTEN  ÇOK İYİ GELDİ TEŞEKKÜRLER :D


Çok sağ olun [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim. Çok teşekkürler. :)

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.443
  • 16.160
  • 3.443
  • 16.160
# 19 Oca 2017 22:20:42
KİMLİK 13. BÖLÜM

Bu sesle birlikte hem Erkan hem de sakallı adam henüz bahçeden çıkamadan yakalanmanın verdiği çaresizlikle oldukları yere kilitlendiler. Bu beklenmedik gelişmeyle Erkan büsbütün yıkılmıştı. Gözlerini kapattı. Sakallı adamın yakalandığında olabileceklerle ilgili sözlerini aklından geçirirken sırtından boşaldığını hissettiği ter, hemen hemen on santim uzunluğundaki saçlarını ıslatmaya ve dünden beri tıraş olamadığı sakallarının arasından süzülmeye başlamıştı. Sakallı adam, mesleğinin getirdiği tecrübeyle daha sakin görünürken bir yandan da elini belindeki tabancaya götürüyordu ki, Erkan da cesaretini toplayıp sesin geldiği yöne doğru kafasını çevirip baktı.

"Nurettin abi!"
"Doktor beyim siz miydiniz?"

Erkan, onları yakalayan kişinin kapıcı Nurettin olduğunu anlayınca korkudan durmak üzere olan kalbine rağmen doğrulup, sakince cevap verdi.

"Benim Nurettin abi benim. Yüreğimizi ağzımıza getirdin. Hayırdır, bu saatte bahçede ne yapıyorsun?"

"Sesler duydum da beyim, bir çıkıp bakayım dediydim."

"Öyle mi? Ne sesi duydun?"

"Apartmana kalabalık birileri girdi gibi oldu. Bir sürü ayak sesi. Baktım kimseyi göremeyince bir de bahçeye bakayım diye dolanıyordum."

Erkanla sakallı adam birbirine baktı. Erkan'ın kalbi korkudan ve heyecandan neredeyse dakikada yüz, yüz elli kez çarpıyordu. Burada kaybettikleri her saniye adamları onlara biraz daha yaklaştırıyordu. Erkan aldığı derin nefesleri belli etmemeye çalışarak kapıcıyı ikna edecek birkaç şey söyledi.

"Apartman burası. Olur böyle sesler. Birine misafir gelmiştir." dedi.
Kapıcı Nurettin,

"Bu saatte misafir olur mu beyim? Bu vakitte olsa olsa ya Azrail gelir, ya alacaklı." deyip, yaptığı espriye gülümsedi.

Erkan espri kisvesine bürünmüş bu gerçeğe tebessüm etmeye çalışsa da pek başarılı olamadı.

Artık öyle derin ve hızlı nefes alıyordu ki, dışarıdan belli olmaması neredeyse imkansızdı. Zar zor konuşmaya devam etti.

"Kalabalık ne de olsa. Bak, yok işte kimse. Olsa biz görürdük. Öyle değil mi ağabey?" deyip, destek ister gibi sakallı adamı kolundan tutup çekti.
 
Kapıcının şaşkınlığı her halinden belli oluyordu. Üstelik şaşkınlığına mahcubiyeti de eklenmişti. "Doktorum ağabeyiniz mi? Bilemedim, kusuruma bakmayın." Sonra neler olduğunu birden çözmüş gibi devam etti. "Haa, siz o yüzden bu vakitte dışarıdasınız. Tüh, nasılda bilemedim. Ben de bu vakitte misafir olmaz diyorum. Cık cık. Hemen bizim hanıma söyleyeyim de size yiyecek bir şeyler hazırlasın." derken bir yandan da doktorun ağabeyini tanıyamadığı için hayıflanıyor,"Buyurun buyurun, hay Allah kusuruma bakmayın doktor beyim." diyerek özrünü tekrarlıyordu. Erkan bir an için ne diyeceğini bilemezken sakallı adam araya girdi.

"Sağ olasın, gerek yok. Buraya gelmeden yedik bir şeyler. Araba yolculuğu dokundu da biraz. Biz de şöyle bir temiz hava alıp eve çıkacağız. Sen bak işine." dedi.

Kapıcı ısrar edecek gibi oldu ama kendini toparlayan Erkan da duruma müdahale etti.

"Başka zaman inşallah. Kısmetse sonra bir çayını içeriz."
"Peki doktorum, sen nasıl uygun görürsen."
"Sağ olasın, hadi görüşürüz. Kolay gelsin."
"Siz de sağ olun doktor beyim."

Sakallı adamla Erkan, etrafı dolaşıyormuş gibi yaparken epey zaman kaybetse de kapıcının hala peşlerinden baktığını görünce zoraki sıradan birkaç adım daha attılar. Zaman her ikisinin de aleyhine işliyordu. Erkan'ın kalbi neredeyse dışarıdan duyulacak şiddete ulaşmıştı. Nefesi bir türlü kendine yetmiyordu. Sakallı adam göz ucuyla kapıcının kendilerine bakmayı bıraktığını anlayınca Erkan'ı omzundan kavrayıp kısık ses tonuyla bağırarak arka sokağa doğru çekti.

"Kooooş! Hadi sallanma!"

Erkan da sakallı adamın dediği yöne doğru koşarken ister istemez bir kaçak haline bürünmek zorunda kalmıştı.

Arka caddeye ulaştıklarında derme çatma bir minibüsün önünde durdular. Sakallı adam hemen minibüsün kapısını açıp içine atladı.

"Hadi doktor, bin şuna da gidelim."

Erkan en fazla 80 km ile gidebilecek gibi görünen minibüse şöyle bir baktı. Seçici bir insandı ve düşüncelerini dile getirmekten çekinmezdi. Hatta eskiden olsa bu minibüsle hiçbir yere gidilemeyeceğiyle ilgili bir sürü itirazda bulunurdu ama bu kez tek kelime bile etmeden araca bindi. Sakallı adam çoktan aracı hareket ettirmiş, cadde boyunca karanlığa doğru yol almaya başlamıştı bile. Erkan son kez görüyor olmasından endişe ettiği ,daha şimdiden apartmanların arasında kaybolmaya başlayan evine bir kez daha baktı. Ev gözden kaybolduğunda sadece evini değil, şu ana kadar sahip olmak için çabaladığı ne varsa hepsini kaybettiğini biliyordu. Her şey çok karmaşıktı. Epey bir süre bu akşam yaşadıklarını düşündü ama toparlayamadı.

İstemeden de olsa bu yeni hayatına ilk adımını atıyordu. Karanlık yolda bir süre ilerledikten sonra sakallı adama döndü. Derin bir nefesle karışık,

"Eee Mehmet Bey, nereye gidiyoruz?" dedi.

Sakallı adam Erkan'ın durumunu fark edince yarı gülümseyerek cevap verdi. Ses tonunda bir rahatlık vardı.

"Nasip, kısmet. Önce buradan bir uzaklaşalım, sonra gideceğimiz yeri hallederiz."

Erkan cevap vermedi. Gözlerini yola dikmiş, amaçsızca bakıyordu. Aslında pek bir şey görüp, fark ettiği söylenemezdi. Yol boyunca ne bir ağaç ne de bir canlı gözüne çarpmamıştı. Belkide vardı da o görmüyordu. Sadece o tuhaf tekerlek sesine karışan hırıltılarıyla geçen koca otobüsler ve kamyonlar. Gıcırtılarla karışık, o uzun "vınnnnn" sesleri.
 
Aslında çoğu kez şehir dışında katılacağı seminerlere, sempozyumlara giderken yol boyunca gördüğü o kocaman otobüsleri, kamyonları kullanan insanların, ya uyumak üzere ya da sarhoş şoförler olabileceklerini düşünüp endişe ederdi. Ama şimdi bunları düşünecek durumda değildi. Sadece kaçmakla doğru bir şey yapıp yapmadığını düşünüyor, yanlış karar vermiş olmanın tereddüdünü yaşıyordu. Tüm hayatından vazgeçmek zorunda kalmıştı. Hem nereye, ne zamana kadar kaçabilirdi ki. Hatta şu anki umursuz cesareti kendisinde az önce olsa belki de kaçmazdı. Bu düşünceler aklında hızla yer değiştirirken göz bebekleri büyüdü. Kafasında oluşan düşünce bir anda tüm zihnini ele geçirmişti. Öyle hızlı düşünüyordu ki, karar verme aşamasına gelmesi an meselesiydi. Kendi içinde konuşmaya başlamıştı. Sahi kaçmasa, evinde kalsa ne olacaktı ki. Çok çok adamlar bir iki hırpalar, hiçbir şey anlatmadığını, anlattıklarına da kimsenin inanmadığını ve onları ihbar etmek gibi bir niyetinin olmadığını anladıklarında onu serbest bırakabilirlerdi. O da hayatına kaldığı yerden devam edebilirdi.
Sonra düşünceleri biraz değişir gibi oldu. Belkide tüm anlattıklarına rağmen ikna olmayabilir ve her ihtimale karşı onu öldürebilirlerdi. Öldürülme fikri bir anda içini daralttı. "Niye ölmek zorundayım, daha kariyerimin başında, her şeye yeni yeni başlamışken neden neden?" diye kendi kendine isyan ederken cesaretini toplayıp yeniden düşündü. Nasıl olsa herkes bir gün ölecekti. Er ya da geç olacaksa neden şimdi olmasın diye geçirdi içinden. Hem bu kesin değildi. Belkide hemen minibüsü aksi yöne çevirip evine dönmeli, sıcak yatağında dinlenmeli ve her şeyi unutmalıydı. Belki adamlar da bir daha hiç gelmezlerdi. Bu düşünce azıcık da olsa yüzünde hafif bir aydınlanma belirmesine neden oldu. Sonra tekrar düşündü. İmkansız ihtimaller üzerinde hayal kurduğunu biliyordu. Adamlar evinin kapısına hatta dairesine kadar gelmişlerdi. "Evde yok napalım." diyecek halleri yoktu. Er ya da geç ellerine düşecekti. "Ya sahiden sakallı adamın dediği gibi işkence falan yaparlarsa." dedi içinden. "Dayanabilir miyim? Ya da nereye kadar dayanılır? Allah korusun."

Sonra ürktüğü bu düşüncelerden sıyrılmak için gözlerini sabitlediği noktadan ayırıp, başını sağa sola hızlıca sallayarak, kendine gelmeye çalıştı. İç hesaplaşması sürerken diline "Sadece öldürseler olmuyor mu?" sözleri döküldü. Sakallı adam Erkan'ın söylediği sözleri anlamak ister gibi sordu:

"Ne olmuyor mu doktor?"
"Hııı"
Sakallı adam sorusunu tekrarladı. "Ne olmuyor mu diyorum."

Erkan sözlerini sakallı adamın duyduğunu anlayınca bu defa daha açık dile getirdi.

"Adamlar diyorum, sadece öldürseler, çekip vursalar mesela olmuyor mu?"

Sakallı adam Erkan'ın çektiği sıkıntıyı göz ardı ederek:

"İstersen git, kendilerine sor." dedi. Acımasızca görünen sözleri Erkan'ı daha da bocalamaya itti. Sakallı adamı fazlasıyla ciddiye almıştı.

"Belkide haklısın." dedi. "Sonuçta korkunun ecele faydası yok değil mi?"

Bu kez sakallı adam ne diyeceğini şaşırmıştı:

"Sen ne dediğinin farkında mısın doktor? Bu adamların şakası yok. Sen ölmeyi ne zannediyorsun? Kendine gel. Hem olayın sonuna çok yaklaştık. Bu adamların en tepesindekini yakalar yakalamaz her şey çorap söküğü gibi ortaya çıkacak ve sen de eski sıkıcı günlerine geri döneceksin." dedi. Bu defa Erkan bir umut ışığı görmüş olmanın sevinciyle sordu:

"Gerekten yakalanmaları yakın mı? Ne kadar sürer mesela? Sen ne kadar zamandır bu işin içindesin?"

Sakallı adam Erkan'ı ikna etmeye başladığını anlayınca devam etti.

"Az kaldı diyorum. Neredeyse beş buçuk yıldır bu adamların peşindeyim. Biraz daha uğraşınca görürsün olacak."

Bu sözleri duyan Erkan'ın umudu yeniden söndü. "Az kaldı derken yıllardan mı bahsediyordun? Allah kahretsin ya! Ben ne yapacağım o zamana kadar? Keşke muayenehanedeyken sen vursaydın beni. Bu ikimiz içinde daha kolay olurdu."

"Saçmalama!"

"Saçmalama mı? Saçmalıyorum yani! Harika, hatta mükemmel! Hayatı kararan benim nasıl olsa öyle değil mi? Sen zaten bu işin içindeki adamsın. Ya ben? Benim ne işim var bu olayın içinde? Beni niye bu bataklığa çektin?"

Erkan'ın içten isyanı sakallı adamı bir süre düşündürdü.

"Haklısın. Seni bu olayların içine ben çektim. Bunun için üzgünüm." deyip devam etti "Ama geri dönmeyi aklından bile geçirme. Kızmak seni rahatlatacaksa bana istediğin kadar kıza bilirsin ama geri dönmene asla izin veremem. Kendimi sana karşı sorumlu hissediyorum ve bu işi çözüp, senin can güvenliğini sağlamadan dönmemiz söz konusu bile olamaz."

"Ama"

"Aması yok! Israr edersen seni kendi ellerimle bağlar, yine de bırakmam."

"Aman ne güzel!"

"Güzel ya da değil. Bunu sana daha önce de yapmıştım, şimdi de yapmaktan çekinmem."

Erkan bu sözlere sert bir bakış fırlattı.

"Eminim çekinmezsin."

Sonra başını minibüsün camına yaslayıp sol eliyle alnının iki yanını ovuşturmaya başladı. Uzunca bir süre ikisi de hiç konuşmadı.

Hemen hemen iki saat boyunca aralıksız yol aldılar. Sakallı adam her ne kadar nereye gittiğimizi bilmiyorum dese de zaman zaman yolun belirli yerlerinde sağa sola dikkatlice sapması, bu konuda bir şeyler gizlediği izlenimini uyandırıyordu. Buna rağmen Erkan ne bir şey sordu ne de en ufak bir müdahalede bulundu. Nereye giderlerse gitsinler, pek bir önemi de yoktu aslında.

                                                        13. Bölüm Sonu

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.700
  • 73.139
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.700
  • 73.139
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 Oca 2017 22:30:49
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] canım zümrem seslere ilk başladığım zaman en son hikayeni okumuştum. ;) :D
Bugün sesleri bitirdim.Yeni hikaye geldi. :)
Karne hediyem oldu. ;D
Hemen okumaya başlıyorum.Yüreğine kalemine sağlık canım benim.

Çevrimdışı kurthan

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 10.700
  • 73.139
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 10.700
  • 73.139
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 19 Oca 2017 22:41:51
Her hikayenin sonunda nefesimi tutmuş bir şekilde okuduğumu hissediyorum.  :)
Devamını merakla bekliyorum.İnşallah devamı uzun süre olmaz.Tekrar yüreğine sağlık [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] canım zümrem. :) :-*

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.443
  • 16.160
  • 3.443
  • 16.160
# 19 Oca 2017 23:16:23
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Her hikayenin sonunda nefesimi tutmuş bir şekilde okuduğumu hissediyorum.  :)
Devamını merakla bekliyorum.İnşallah devamı uzun süre olmaz.Tekrar yüreğine sağlık [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] canım zümrem. :) :-*

Bunu duyduğuma çok sevindim. Ben bile yazarken arada heyecana kapılıp ne olacak diye endişeleniyorum.:) Hoş ben de ne olacağını bilmiyorum, o yüzden oluyor galiba. ;D

İnşallah devamını yazmak uzun sürmez canım zümrem. :-[ Beni yalnız bırakmadığınız için hepinize  teşekkür ederim.

Çevrimdışı ferdem

  • Bilge Üye
  • *****
  • 4.415
  • 27.381
  • 4.415
  • 27.381
# 20 Oca 2017 00:41:37
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Şükür Kavuşturana Öğretmenim. Emeğinize Sağlık.
düşüncem aynı öğretmenim. merakla bekleyeceğiz devamını :)

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.443
  • 16.160
  • 3.443
  • 16.160
# 20 Oca 2017 00:46:59
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
düşüncem aynı öğretmenim. merakla bekleyeceğiz devamını :)

Çok teşekkür ederim [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim. İnşallah kısa sürede yazmak nasip olur. :) Çok sağ olun.:)

Çevrimdışı çomranlılı

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 327
  • 942
  • 327
  • 942
# 20 Oca 2017 09:23:04
Teşekkürler .Tatile girerken iyi bir hediye oldu. Emeğinize sağlık

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 20 Oca 2017 23:09:31
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Keşke yazsaymışım [linkler sadece üyelerimize görünmektedir.] öğretmenim. ;D Çok teşekkür ederim. ;D
yaşasınnnn tatilllll ve yaşasınnnn hikaye tadındaki yazılar.. :)
en güzel tatil sürprizi oldu..
hamiş: okumadım henüz, yarın yolculukta okuyacağım inşallah..
yaşasınn tatil .. ::)

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.443
  • 16.160
  • 3.443
  • 16.160
# 20 Oca 2017 23:24:45
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Teşekkürler .Tatile girerken iyi bir hediye oldu. Emeğinize sağlık

Çok teşekkür ederim çomranlılı öğretmenim. Sizlerin bu güzel sözleri de benim hediyem oldu. :D Sağ olun.

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.443
  • 16.160
  • 3.443
  • 16.160
# 20 Oca 2017 23:33:51
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
yaşasınnnn tatilllll ve yaşasınnnn hikaye tadındaki yazılar.. :)
en güzel tatil sürprizi oldu..
hamiş: okumadım henüz, yarın yolculukta okuyacağım inşallah..
yaşasınn tatil .. ::)

Yaşasıııın eessrraa öğretmenim. ;D ;D ;D Öncelikle hayırlı yolculuklar dilerim.  :) Sağlıcakla gidip, sağlıcakla dönün inşallah. :D Yazıyı yolculukta okumaya ayırma fikri beni çok mutlu etti. :D Çok teşekkürler.  ;D

Çevrimdışı eessrraa

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 5.908
  • 46.144
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 22 Oca 2017 11:44:25
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Yaşasıııın eessrraa öğretmenim. ;D ;D ;D Öncelikle hayırlı yolculuklar dilerim.  :) Sağlıcakla gidip, sağlıcakla dönün inşallah. :D Yazıyı yolculukta okumaya ayırma fikri beni çok mutlu etti. :D Çok teşekkürler.  ;D

yolculukta okumak, kahve eşliğinde.. ne muhteşem bi'şey anlatamam.. dönüş yolunda da 14. bölümü okuyabilir miyim, rica etsem? ::)
kaleminize kuvvet kardia öğretmenim...

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.443
  • 16.160
  • 3.443
  • 16.160
# 22 Oca 2017 23:27:27
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]

yolculukta okumak, kahve eşliğinde.. ne muhteşem bi'şey anlatamam.. dönüş yolunda da 14. bölümü okuyabilir miyim, rica etsem? ::)
kaleminize kuvvet kardia öğretmenim...

:) Yolculukta ve kahve eşliğinde.:D İnşallah esra öğretmenim. :)
Söz veremiyorum ama nasip, kısmet diyelim. :)
Muhteşem yorumunuz için de çok teşekkür ederim. :)

Çevrimdışı tolunays

  • Tecrübeli Üye
  • ****
  • 267
  • 555
  • 1. Sınıf Öğretmeni
  • 267
  • 555
  • 1. Sınıf Öğretmeni
# 22 Oca 2017 23:35:43
Çok akıcı bir üslupta yazıyorsunuz kardia öğretmenim. Tebrikler

Çevrimdışı kardia

  • Bilge Meclis Üyesi
  • *****
  • 3.443
  • 16.160
  • 3.443
  • 16.160
# 22 Oca 2017 23:48:02
[linkler sadece üyelerimize görünmektedir.]
Çok akıcı bir üslupta yazıyorsunuz kardia öğretmenim. Tebrikler

Çok teşekkür ederim tolunays öğretmenim. Sağ olun.

 


Egitimhane.Com ©2006-2023 KVKK