* GECE KALEMİ* -19. Bölüm- Naz, Metin çıktıktan sonra başarısının tadını çıkarmaya devam ediyordu ki Buse içeri girdi:
-Naz Hanım, Nevra Hanım sizi çağırmamı istedi.
-Beni mi, neden?
-Bilmiyorum ama acilmiş.
-Tamam, birazdan orada olurum.
Nevra Hanımla görüşme fikri Nazın keyfini kaçırmıştı. İster istemez içini bir sıkıntı kaplamıştı ki birden yeni bir şey fark etmiş gibi yerinden kalkıp zaman kaybetmeden Nevra Hanımın odasına gitti ve hiç beklemeden de kapıyı açtı. Bu teklifsiz giriş Nevra Hanımın hoşuna gitmemişti:
-Ooo, Naz Hanım, sizi burda görmek ne güzel. Oysa iş yerini terk etmiş olabileceğini düşünmüştüm. Sonuçta burdasın. Evet Naz, bütün bu olanlar için bir açıklaman vardır umarım.
Naz ayakta olmasına rağmen ellerini masanın üzerine koyup Nevra Hanıma gülümsedi:
-Nevra Hanım, inanın ben de sizinle oturup çene çalmak isterdim ama önce yayın grubunu toplamam gerek. Bu yüzden kısaca benden ne öğrenmek istediğinizi sorabilir miyim? Ya da konuşmamızı daha uygun bir vakte mi erteleyelim? Çünkü takdir edersiniz ki yazı işleri müdürü olmadan toplantı başlamayacaktır.
Bu sözleri duyan Nevra Hanım, birden yerinde doğruldu.
-Naz, bana yazı işleri müdürü olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
-Evet. Maalesef dicem ama aslında bu durum beni hiç üzmüyor.
Bu nedenle büyük bir mutlulukla ifade ediyorum ki şu an sizinle tamamen aynı konumdayım Nevra Hanım. Bundan sonra beni çağırmak istediğinizde Buse Hanımdan randevu almanızı rica edicem.
-Akın
Bu Akının işi değil mi
Yine kendi başına bir sürü karar aldı. Peki, öyle olsun. Ama bu konu burda bitmedi Naz.
-Nevra Hanım, saygısızlık kabul etmezseniz adımı tam söylemenizi rica edicem. Yani bana kısaca Naz Hanım demenizi bekliyorum.
Nevra Hanım fazlasıyla sinirlenmişti:
-Peki Naz Hanım, dediğiniz gibi olsun. Ama bu tavrınıza çok pişman olabilirsiniz.
-Bekleyip görücez Nevra Hanım
Naz ın odadan çıkışı görülmeye değerdi. Nazın ardından Nevra Hanım belki de ilk kez soğukkanlılığını kaybedip kendi kendine tehditler savuruyordu:
-İnan bana pişman olacaksın! Sana bunu garanti ediyorum!
Naz bütün bu tehditlerden habersiz odasına doğru yöneldi. Bu işi de halletmişti. Ama bekli de Nevra Hanımı bu kadar kızdırmakla iyi etmiyordu. Kadınlar intikam almakta her zaman erkeklerden daha acımasız ve katı kurallı olabilirdi.
Ama keyfi o kadar yerindeydi ki bu ihtimalleri düşünüp canını sıkmak istemedi. Sonra da aman boş ver edasıyla dudak büktü. Sonuçta bekleyip görecekti. Belki Metin Bey konusunda biraz ileri gitmiş olabilirdi ama zaman içinde bu sorun da halledilir diye düşündü. Odasının kapısını bu kez daha bir gülümseyerek açtı. Artık o da yöneticilerden biriydi. Her ne kadar bu zaferi etrafındakileri mutlu etmese de Nazın durumundan şikayeti yoktu. Hemen odasından çıkıp Busenin yanına gitmeli, toplantının gidişatını bizzat kendisi izlemeliydi.
Yerinden kalkıyordu ki kapının açılmasıyla tekrar oturdu. Gelen Metin Beydi:
-Buyrun Metin Bey.
-Naz Hanım, benden istediğiniz hazırlıkları tamamladım. Toplantınızı istediğiniz zaman yapabilirsiniz.
-Toplantınız mı, siz katılmıyor musunuz Metin Bey?
-Naz Hanım maalesef ben toplantıda bulunamayacağım. Bunun için sizden özür dilerim.
-Nedenini öğrenebilir miyim?
Metin, elinde tutmakta olduğu bir kâğıdı Naz a uzattı.
-Naz Hanım, gerekçem yazılı olarak elinizdeki istifa dilekçemde bulunuyor. Bundan sonraki çalışmalarınızda başarılar ve kolaylıklar diliyorum.
Naz şaşkınlığını gizleyemedi.
-İstifa mı? İstifa mı ediyorsunuz?
-Evet. Umarım çok başarılı olursunuz
Naz, Metini bu kadar yıprattığını fark etmemişti. Aslında bu meslek için fazla toydu. Böyle bir konu için belli ki dozu ayarlayamamıştı. Hatasını anlasa da bir patron olarak asla özür dilememeli ama Metini de durdurmalıydı:
-Metin Bey bir dakika lütfen. Bu şekilde tüm sorumluluklarınızı bırakıp şirketi yarı yolda bırakamazsınız. Bunu en azından Akın Beye borçlusunuz.
Metin dudaklarının büküp zoraki bir gülümsemeyle:
-Yokluğumu hiç hissettirmeyeceğinizden eminim Naz Hanım, dedi.
Naz, Metinin kesin kararlı olduğunu anlamıştı. Hemen taktik değiştirmeye karar verdi. Bu işte böylesine yetenekli, kariyer sahibi birini kendi egosunu tatmin etmek için harcayamazdı. Tahmininden de ileri gitmiş olmalıydı. Ne yapıp edip, Metini bu fikrinden vazgeçirmeliydi.
-Metin Bey, yoksa aramızda gerçekleşen konuşmalar yüzünden istifa edip, beni güç durumda bırakmaya mı çalışıyorsunuz?
-Yo hayır. Sizi temin ederim böyle bir niyet taşımıyorum. İstifamda da belirttiğim gibi kişisel nedenler yüzünden işi bırakıyorum.
-Metin Bey, bu ifadeniz hem ben, hem de Akın Bey için hiçte ikna edici olmayacak. Bu yüzden yayın hayatımızın bu zor geçiş dönemde bizi yalnız bırakmayarak iyi niyetinizi kanıtlamanızı bekliyorum.
-Naz Hanım, üzgünüm ama yapabileceğim başka bir şey yok.
-Elbette var. Lütfen söylediklerimi bir kez daha düşünün. Burda size ihtiyacımız var.
-İhtiyacınız mı var? Bana mı? Naz Hanım, siz büyük bir yeteneksiniz ve gelecek vaat ediyorsunuz. İnanın hiçbir konuda bana ihtiyaç duymadığınızı göreceksiniz. Yine de sözleriniz için teşekkür ederim.
Metini durdurmak mümkün olmayacak gibiydi. Naz daha büyük oynamalıydı:
-Metin Bey şimdi buradan çıkıp giderseniz siz de gayet iyi biliyorsunuz ki Akın Beyin güvendiği en sağlam kaleyi düşürmüş olacaksınız. Bu yüzden kalmanız konusunda ısrar ediyorum. Eğer kabul etmeyecek olursanız bu durum üzülerek söylüyorum, benim de istifamla son bulacak.
-Ama Naz Hanım
-Kararım kesin Metin Bey. Bundan sonrası size kalmış. Nasıl istiyorsanız öyle davranın.
-Naz Hanım ama bu söylediğiniz çok gereksiz. Bana bunu yapmaya hakkınız yok.
-Anlıyorum Metin Bey. Sanırım cevabınız belli. Öyleyse izin verin de ben de eşyalarımı toplamaya başlayayım.
Metin bu sözlere şaşırmıştı. Birkaç dakika önce yazı işleri müdürü olan birinin, meslek hayatına büyük katkıları olacak böyle bir fırsatı elinin tersiyle itmesi pekte mantığa sığan bir şey değildi. Ama Naz kararlı görünüyordu. Çekmeceden birkaç defterini alıp masanın üstüne koydu.
-Eşyalarımı koyacak ufak bir koliye ihtiyacım var. Nereden bulabileceğimi biliyor musunuz?
Metin içinden Galiba gerçekten dediğini yapacak. diye düşündü. Nazın aklına eseni yapan biri olması bu ihtimali kuvvetlendiriyordu. Yoksa hatırı sayılır bir blöf mü yapıyordu?
- Naz Hanım siz, ciddi misiniz?
- Ordan bakınca değil gibi mi görünüyorum Metin Bey?
Metin ne yapacağını bilemez halde Nazı izliyordu. Nazın tavrına bakılırsa blöf yapıyor olsa bile rolünü gerçekten mükemmel oynuyordu. Metin doğru kararı verme konusunda bocaladı. Ya gerçekse
Sonra derin bir nefes aldı.
-Naz Hanım, nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum ama bulunduğunuz her konumda olayları lehinize çevirebiliyorsunuz. Ya bir dâhisiniz ya da beni nasıl alt edeceğinizi çözmüşsünüz.
-Yani,
-Yani, burdan ayrılmanıza göz yumamam. Akın Bey size bu kadar güven duymasa, bu göreve de getirmezdi.
-Yani
-Yani, siz kazandınız.
-Kalıyorsunuz.
-Evet.
-Bu kararınız beni son derece mutlu etti Metin Bey. Teşekkür ederim. Yalnız, Metin Bey,
Nazın, yalnız Metin Bey, diye başladığı cümlenin neredeyse nutuk sayılabilecek bir konuşmaya dönüşmesinden sıkıntı duyan Metin, zaten ağrıyan başının daha da ağrımasından endişeliydi. Ama buna itiraz etmesi de imkânsızdı. Ne de olsa Naz hala patronuydu.
-Ben, ancak yazıcıdan birkaç çıktı aldıktan sonra size katılabilicem. O yüzden on dakika sonra toplantı salonunda görüşelim.
Metin Nazdan küçük çaplı bir nutuk beklerken bu durum aklını karıştırmıştı... Şaşkınlığını gizleyemedi:
-Ne yani hiçbir şey söylemeyecek misiniz?
-Pardon. Hangi konuda?
-Şey, yani
Yani en azından istifa kararımla ilgili söylemek istediğiniz hiçbir şey yok mu? Yani hiçbir şey söylemeyecek misiniz?
-Hayır. Ne söylememi beklediğinizi bilmiyorum. Siz vazgeçtiniz, buna istinaden ben de vazgeçtim. Hepsi bu... Zaten bu kadarını siz de biliyorsunuz. Yalnız
-Evet,
-Yalnız, toplantının başında şu içerikle ilgili fikirlerinizi öğrenmek beni mutlu eder.
-Naz Hanım, beni sürekli şaşırtıyorsunuz.
-Öyle mi
Umarım olumlu yöndedir.
-Hayır,
-Anlamadım,
-Yani evet.
-Şimdi hiçbir şey anlamadım
-Yani ben, konuşuruz diye düşünmüştüm.
Bu sözler üzerine Naz şaşkın bir ifadeyle Metin'e baktı:
Metin Bey, biriyle konuşmaya mı ihtiyacınız var?... Beni kendinize bu kadar yakın hissettiğinizi bilmiyordum. Bunun için teşekkür ederim. Ama kabalık olarak görmezseniz, şu an sizin duygularınızdan daha önemli işlerim var. Yine de aklımdasınız. Sizi bir ara dinlicem söz.
-Yok artık.
-Efendim.
Metin, Nazın kendisini anlamasıyla ilgili umutlarını kaybetmişti.
-Yok canım, acelesi yok, diyordum.
-İyi, o zaman toplantı salonunda görüşürüz.
-Peki Naz Hanım.
Metin bu sözlerinden sonra odadan çıktı. Naz, Metinin uzaklaştığından emin olduktan sonra masasına yaslanıp, iki eliyle yüzünü kapattı. Şu anda odası belki de onun gözünde saatte 120 km hızla dönüyordu. Masasının kenarına tutuna tutuna koltuğuna oturdu. Sonra elleriyle yüzünü aşağı yukarı birkaç kez ovuşturdu. Kendine gelmeye çalışıyordu. Metin in nasıl bir konuşma beklediğini anlamıştı ama bu zaten gururu kırılan Metin i daha da hırpalardı. Şu an için onu anlamazlıktan gelmek, sanki önemli bir şey yaşanmamış gibi davranmak belki en doğrusuydu. Metin'in böyle düşünmesi olayın etkisinden daha kolay kurtulmasını sağlayabilirdi. Üstelik kendisi de işini kaybetme noktasından son anda dönmüştü
19. Bölüm Sonu...